Kütüb-i Sitte | PEYGAMBERLİK

HADİS: Buhari merhum, Aleyhissalatu vesselamın bi`setine (peygamber olarak gönderilişine) tahsis ettiği babta der ki: "O, Allah`ın elçisi Muhammed İbnu Abdillah İbni Abdilmuttalib İbnu Haşim İbni Abdi Menafibnu Kusayy, İbni Kilab İbni Mürre İbni Ka`b İbni Lüeyy İbni Galib İbni Fihr İbni Malik İbni`n-Nadr İbni Kinane İbni Huzeyme İbni Müdrike İbni İlyas İbni Mudar İbni Nizar İbni Maadd İbni Adnan`dır."
FASIL: PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU: Resulullah (sav)`ın İsmi Ve Nesebi
KAYNAK: Buhari, Menakıbu`l-Ensar 28
HADİS: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, İsmail`in evlatları arasından Kinane`yi seçti, Kinane`den Kureyş`i seçti, Kureyş`ten Beni Haşim`i seçti. Beni Haşim`den de beni seçti."
FASIL: PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU: Resulullah (sav)`ın İsmi Ve Nesebi
RAVİ: Vaile İbnu`l-Eska`
KAYNAK: Müslim, Fezail 1, (2276)
HADİS: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Benim beş ismim var: Ben Muhammed`im, ben Ahmed`im, ben Allah`a benimle küfrü mahvedeceği el-Mahi (mahvedici)yim. Ben Haşir (toplayıcıyım, insanlar benim arkamda haşredilecektir. Ben Akıb (sondan gelen)im, benden sonra peygamber gelmeyecektir."
FASIL: PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU: Resulullah (sav)`ın İsmi Ve Nesebi
RAVİ: Cübeyr İbnu Mut`im
KAYNAK: Buhari, Menakıb 17, Tefsir, Saff 1; Müslim, Fezail 125, (2354); Muvatta, Esmau`n-Nebi 1, (2, 1004); Tirmizi, Edeb 67, (2842)
HADİS: Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri, Kureyşlilerin şetmlerini (hakaretamiz sözlerini) ve lanetlerini benden nasıl çevirdiğine hayret etmiyor musunuz? Onlar zemmedilen birine şetmediyorlar, zemmedilen birine lanet okuyorlar, ben ise (Muhammed`im) övülmüşüm."
FASIL: PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU: Resulullah (sav)`ın İsmi Ve Nesebi
RAVİ: Ebu Hüreyre
KAYNAK: Buhari, Menakıb 17; Nesai, Talak 25, (6, 159)
HADİS: Muttalib İbnu Abdillah İbni Kays İbnu Mahreme babası vasıtasıyla ceddinden anlattığına göre ceddi şöyle demiştir: "Ben ve Resulullah (sav) Fil yılında doğduk."
FASIL: PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU: Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
KAYNAK: Tirmizi, Menakıb 4, (3623)
HADİS:Resulullah (sav) altmış üç yaşında vefat etmiştir.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
RAVİ:Aişe
KAYNAK:Buhari, Menakıb 10; Müslim, Fezail 115, (2349); Tirmizi, Menakıb 28, (3655)
HADİS:Resulullah (sav) Mekke`de, kendisine vahiy geldiği durumda on üç yıl ikamet etti. Altmış üç yaşında da vefat etti.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
RAVİ:İbnu Abbas
HADİS:Bir başka rivayette de şöyle demiştir: "Mekke`de ses işitir ve ışık görür olduğu halde on beş yıl ikamet etti. Bunun yedi yılında ışıktan başka bir şey görmedi, sekiz senesinde vahiy aldı. Medine`de on yıl ikamet etti. Altmış beş yaşında olduğu halde vefat etti.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
HADİS:Sahiheyn`de gelen bir diğer rivayette şöyle demiştir: "Vahiy Aleyhissalatu vesselam`a kırk yaşında iken indirildi. Bundan sonra on üç yıl kaldı. Sonra hicretle emir olundu. O da Medine`ye hicret etti. Orada on yıl kaldı. Sonra vefat etti Aleyhissalatu vesselam."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
KAYNAK:Buhari, Megazi 85, Fezailu`l-Kur`an 1; Müslim, Fezail 117, 121, (2351, 2353); Tirmizi, Menakıb 28, (3652, 3653)
HADİS:Resulullah (sav) altmış üç yaşında vefat etti. Hz. Ebu Bekir de altmış üç yaşında vefat etti. Hz. Ömer de altmış üç yaşında vefat etti (ra).
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
RAVİ:Enes
KAYNAK:Müslim, Fezail 114, (2348)
HADİS:Resulullah (sav) altmış üç yaşında vefat etmiştir.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
RAVİ:Aişe
KAYNAK:Buhari, Menakıb 10; Müslim, Fezail 115, (2349); Tirmizi, Menakıb 28, (3655)
HADİS:Resulullah (sav) Mekke`de, kendisine vahiy geldiği durumda on üç yıl ikamet etti. Altmış üç yaşında da vefat etti.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
RAVİ:İbnu Abbas
HADİS:Bir başka rivayette de şöyle demiştir: "Mekke`de ses işitir ve ışık görür olduğu halde on beş yıl ikamet etti. Bunun yedi yılında ışıktan başka bir şey görmedi, sekiz senesinde vahiy aldı. Medine`de on yıl ikamet etti. Altmış beş yaşında olduğu halde vefat etti.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
HADİS:Sahiheyn`de gelen bir diğer rivayette şöyle demiştir: "Vahiy Aleyhissalatu vesselam`a kırk yaşında iken indirildi. Bundan sonra on üç yıl kaldı. Sonra hicretle emir olundu. O da Medine`ye hicret etti. Orada on yıl kaldı. Sonra vefat etti Aleyhissalatu vesselam."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
KAYNAK:Buhari, Megazi 85, Fezailu`l-Kur`an 1; Müslim, Fezail 117, 121, (2351, 2353); Tirmizi, Menakıb 28, (3652, 3653)
HADİS:Resulullah (sav) altmış üç yaşında vefat etti. Hz. Ebu Bekir de altmış üç yaşında vefat etti. Hz. Ömer de altmış üç yaşında vefat etti (ra).
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Doğumu Ve Yaşı
RAVİ:Enes
KAYNAK:Müslim, Fezail 114, (2348)
HADİS:Resulullah (sav)`ı gördüm, sadece alt dudağında yani anfetesinde beyaz gördüm.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Sıfatları Ve Ahlakları
RAVİ:Ebu Cuheyfe
KAYNAK:Buhari, Menakıb 23; Müslim, Fezail 106, (2342)
HADİS:Resulullah (sav)`ı, berber onu tıraş ederken gördüm. Ashabı etrafını çevirmişti. Aleyhissalatu vesselam`ın tek kılının yere düşmesini istemiyorlar, birinin eline düşsün istiyorlardı.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Sıfatları Ve Ahlakları
RAVİ:Enes
KAYNAK:Müslim, Fezail 75, (2325)
HADİS:Resulullah (sav) ile birlikte ekmek ve et yedim ve: "Ey Allah`ın Resulü! Allah seni mağfiret buyursun!" dedim. Bana: "Seni de!" diye karşılıkta bulundu. Ravi der ki: "(İbnu Sercis`e): "Resulullah sana istiğfarda mı bulundu?" diye soruldu. O: "Evet, "Seni de!" de dedi" diye cevap verdi ve sonra şu ayeti okudu. (Mealen): "Kendi günahın için de, mü`min erkek ve mü`min kadınlar için de Allah`tan af diIe..." (Muhammed 19). İbnu Sercis devamla dedi ki: "Sonra etrafında döndüm, iki omuzu arasında peygamberlik mührünü gördüm. Sol kürek kemiğinin geniş tarafında idi, yumruk gibi ve üzerinde siğiller emsali benler vardı."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Abdullah İbnu Sercis
KAYNAK:Müslim, Fezail 112, (2346)
HADİS:Resulullah (sav)`ın peygamberlik mührü, iki omuzu arasında idi. Tıpkı bir güvercin yumurtası büyüklüğünde kırmızı bir yumru (gudde = bez) idi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Cabir İbnu Semüre
KAYNAK:Tirmizi, 42, (3647)
HADİS:Ben Resulullah (sav)`dan daha güzelini hiç görmedim. Sanki güneş mübarek yüzlerinde yürüyor gibiydi. Yürürken Resulullah (sav)`dan daha hızlı yürüyen kimse de görmedim. Sanki yer O`nun ayağı altında duruluyor gibiydi. Biz O`nunla beraber yürürken kendimizi zorlardık. O ise, aldırmazdı.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Ebu Hüreyre
KAYNAK:Tirmizi, Menakıb 26, (3650)
HADİS:Resulullah (sav)`ı gördüm, sadece alt dudağında yani anfetesinde beyaz gördüm.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Sıfatları Ve Ahlakları
RAVİ:Ebu Cuheyfe
KAYNAK:Buhari, Menakıb 23; Müslim, Fezail 106, (2342)
HADİS:Resulullah (sav)`ı, berber onu tıraş ederken gördüm. Ashabı etrafını çevirmişti. Aleyhissalatu vesselam`ın tek kılının yere düşmesini istemiyorlar, birinin eline düşsün istiyorlardı.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Sıfatları Ve Ahlakları
RAVİ:Enes
KAYNAK:Müslim, Fezail 75, (2325)
HADİS:Resulullah (sav) ile birlikte ekmek ve et yedim ve: "Ey Allah`ın Resulü! Allah seni mağfiret buyursun!" dedim. Bana: "Seni de!" diye karşılıkta bulundu. Ravi der ki: "(İbnu Sercis`e): "Resulullah sana istiğfarda mı bulundu?" diye soruldu. O: "Evet, "Seni de!" de dedi" diye cevap verdi ve sonra şu ayeti okudu. (Mealen): "Kendi günahın için de, mü`min erkek ve mü`min kadınlar için de Allah`tan af diIe..." (Muhammed 19). İbnu Sercis devamla dedi ki: "Sonra etrafında döndüm, iki omuzu arasında peygamberlik mührünü gördüm. Sol kürek kemiğinin geniş tarafında idi, yumruk gibi ve üzerinde siğiller emsali benler vardı."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Abdullah İbnu Sercis
KAYNAK:Müslim, Fezail 112, (2346)
HADİS:Resulullah (sav)`ın peygamberlik mührü, iki omuzu arasında idi. Tıpkı bir güvercin yumurtası büyüklüğünde kırmızı bir yumru (gudde = bez) idi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Cabir İbnu Semüre
KAYNAK:Tirmizi, 42, (3647)
HADİS:Ben Resulullah (sav)`dan daha güzelini hiç görmedim. Sanki güneş mübarek yüzlerinde yürüyor gibiydi. Yürürken Resulullah (sav)`dan daha hızlı yürüyen kimse de görmedim. Sanki yer O`nun ayağı altında duruluyor gibiydi. Biz O`nunla beraber yürürken kendimizi zorlardık. O ise, aldırmazdı.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Ebu Hüreyre
KAYNAK:Tirmizi, Menakıb 26, (3650)
HADİS:Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) insanların en iyisi, en cömerdi ve en şecaatlisi idi. Nitekim bir gece, Medine halkı umumi bir korku yaşamıştı. Halk (korkusunun kaynağı olan) sesin geldiği tarafa yöneldi. Resulullah (sav) ise, herkesten önce o cihete gitmiş, haberi tahkik etmiş ve geri dönmüştü, onları yarı yolda karşıladı. Ebu Talha (ra)`nın çıplak atı üzerinde idi. Boynunda kılıncı asılıydı. Şöyle diyordu: "Korkulacak bir şey yok, korkulacak bir şey yok." Sonra, "Bu atı pek hızlı bulduk" dedi. Halbuki at, ağır yürürdü.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
KAYNAK:Buhari, Cihad 46, 82; Müslim, Fezail 48, (2307); Ebu Davud, Edeb 87, (4988); Tirmizi, Cihad 14, (1685)
HADİS:Resulullah (sav) iki iş arasında muhayyer bırakılırsa, mutlaka en kolayını tercih ederdi. Yeter ki bu günah olmasın. Eğer bir iş günah idiyse, günaha karşı insanın en uzak duranı idi. Aleyhissalatu vesselam kendisi için hiç intikam aramadı. Ama Allah`ın bir haramı ihlal edilince o zaman Allah için intikam alirdı.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Aişe
KAYNAK:Buhari, Menakıb 234, Edeb 80, Hudud 10, 42; Müslim, Fezail 77, (2327); Muvatta, Husnü`l-Hulk 2, (2, 903); Ebu Davud, Edeb 5, (4785)
HADİS:Resulullah (sav)`la birlikte ilk namazı kıldım. Sonra Aleyhissalatu vesselam ehline gitti. Onunla ben de çıktım. Onu bir kısım çocuklar karşıladı. Derken onların yanaklarını bir bir okşamaya başladı. Benim yanağımı da okşadı. Elinde bir serinlik ve hoş bir koku hissettim. Elini sanki attar havanından çıkarmış gibiydi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Cabir İbnu Semüre
KAYNAK:Müslim, Fezail 80, (2329)
HADİS:Resulullah (sav), zikri çok yapar, lağvı (hoş sözü) de az yapardı, namazı uzatırdı, hutbeyi de kısa yapardı. Dul ve miskinlerle beraber yürümekten ar duymazdı, onları ihtiyaçlarını mutlak yerine getirirdi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:İbnu Ebi Evfa
KAYNAK:Nesai, Cuma 31, (3, 109)
HADİS:Resulullah (sav)`la birlikte yürüdüm. Üzerinde kenarı sert necrani bir hırka vardı. Ona bir bedevi arkadan yetişerek hırkadan tutup şiddetle çekti. Boynunun derisine baktığımızda şiddetle çekilen hırkanın kenarının zedeleyip iz bıraktığını gördüm. Bedevi: "Ey Muhammed! Yanındaki Allah`ın malından bana da verilmesini emret" dedi. Aleyhissalatu vesselam ona yönelik baktı ve güldü. Sonra da bir ihsanda bulunulmasını emretti.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Enes
KAYNAK:Buhari, Libas 18, Humus 19, Edeb 68)
HADİS:Bir başka rivayette şöyle gelmiştir: "Resulullah (sav) insanların en iyisi, en cömerdi ve en şecaatlisi idi. Nitekim bir gece, Medine halkı umumi bir korku yaşamıştı. Halk (korkusunun kaynağı olan) sesin geldiği tarafa yöneldi. Resulullah (sav) ise, herkesten önce o cihete gitmiş, haberi tahkik etmiş ve geri dönmüştü, onları yarı yolda karşıladı. Ebu Talha (ra)`nın çıplak atı üzerinde idi. Boynunda kılıncı asılıydı. Şöyle diyordu: "Korkulacak bir şey yok, korkulacak bir şey yok." Sonra, "Bu atı pek hızlı bulduk" dedi. Halbuki at, ağır yürürdü.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
KAYNAK:Buhari, Cihad 46, 82; Müslim, Fezail 48, (2307); Ebu Davud, Edeb 87, (4988); Tirmizi, Cihad 14, (1685)
HADİS:Resulullah (sav) iki iş arasında muhayyer bırakılırsa, mutlaka en kolayını tercih ederdi. Yeter ki bu günah olmasın. Eğer bir iş günah idiyse, günaha karşı insanın en uzak duranı idi. Aleyhissalatu vesselam kendisi için hiç intikam aramadı. Ama Allah`ın bir haramı ihlal edilince o zaman Allah için intikam alirdı.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Aişe
KAYNAK:Buhari, Menakıb 234, Edeb 80, Hudud 10, 42; Müslim, Fezail 77, (2327); Muvatta, Husnü`l-Hulk 2, (2, 903); Ebu Davud, Edeb 5, (4785)
HADİS:Resulullah (sav)`la birlikte ilk namazı kıldım. Sonra Aleyhissalatu vesselam ehline gitti. Onunla ben de çıktım. Onu bir kısım çocuklar karşıladı. Derken onların yanaklarını bir bir okşamaya başladı. Benim yanağımı da okşadı. Elinde bir serinlik ve hoş bir koku hissettim. Elini sanki attar havanından çıkarmış gibiydi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Cabir İbnu Semüre
KAYNAK:Müslim, Fezail 80, (2329)
HADİS:Resulullah (sav), zikri çok yapar, lağvı (hoş sözü) de az yapardı, namazı uzatırdı, hutbeyi de kısa yapardı. Dul ve miskinlerle beraber yürümekten ar duymazdı, onları ihtiyaçlarını mutlak yerine getirirdi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:İbnu Ebi Evfa
KAYNAK:Nesai, Cuma 31, (3, 109)
HADİS:Resulullah (sav)`la birlikte yürüdüm. Üzerinde kenarı sert necrani bir hırka vardı. Ona bir bedevi arkadan yetişerek hırkadan tutup şiddetle çekti. Boynunun derisine baktığımızda şiddetle çekilen hırkanın kenarının zedeleyip iz bıraktığını gördüm. Bedevi: "Ey Muhammed! Yanındaki Allah`ın malından bana da verilmesini emret" dedi. Aleyhissalatu vesselam ona yönelik baktı ve güldü. Sonra da bir ihsanda bulunulmasını emretti.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Peygamberlik Mührü Ve Muteferrik Hadisler
RAVİ:Enes
KAYNAK:Buhari, Libas 18, Humus 19, Edeb 68)
HADİS:Bana Ebu Süfyan İbnu Harb anlattı ve dedi ki: "Resulullah (sav) ile aramızda sulh(-u Hudeybiye) olduğu bir sırada Şam`a gitmiştim. Ben orada iken, Herakliyus`a, Resulullah (sav)`dan bir mektup getirildi. Mektubu Dıhyetu`l-Kelbi getirmişti. Onu Busra emirine teslim etti. O da, Rum Kralı Herakliyus`a ulaştırdı. Herakliyus: "Peygamber olduğunu zanneden şu adamın kavminden buralarda birileri var mı?" diye sordu. Ona "evet var!" dediler ve ben bir grup Kureyşliyle birlikte çağırıldım. Yanına girdik. Bizi önüne oturttu. "Ona nesebce en yakın olan kimdir?" dedi. Ben atıldım: "Benim!" dedim. Bunun üzerine beni, arkadaşlarım arkamda kalacak şekilde önüne oturttu. Sonra tercümanını getirtti. "Şunlara söyle, ben şuna, o peygamber olduğunu zanneden kimse hakkında soracağım. Eğer cevaplarında bana yalan söylemeye kalkarsa, onu tekzib etsinler!" dedi. Ebu Süfyan der ki: "Allah`a yemin olsun. Eğer yalanım, aleyhime tesir hasıl eder korkusu olmasaydı, cevaplarım sırasında yalan söylerdim. Sonra Herakliyus, tercümanına: "Sor şuna! O zatın aranızdaki nesebi nasıldır?" dedi. Ben: "O, aramızda asil bir nesebe sahiptir" dedim. O tekrar sordu: "Onun ecdadı arasında kral var mı?" "Yok!" dedim. "Siz onu bu iddiasından önce hiç yalanla itham ettiniz mi?" dedi. Ben: "Hayır!" dedim. "Ona insanların eşraf takımı mı tabi oluyor, zayıflar takımı mı?" dedi. "Zayıflar takımı!" dedim. "Artıyorlar mı azalıyorlar mı?" dedi. Ben: "Eksilmiyorlar, bilakis artıyorlar" dedim. O tekrar sordu: "Dine girdikten sonra hoşnutsuzlukla dininden vazgeçen, irtidad eden oldu mu?" "Hayır!" dedim. "Onunla hiç savaştınız mı?" dedi. Ben: "Evet!" dedim. "Onunla savaşınız nasıl oldu?" dedi. "Harb onunla bizim aramızda münavebeli oldu. O bize karşı kazandı, biz de ona karşı kazandık!" dedim. "Verdiği sözden caydığı oldu mu?" dedi. "Hayır! Ancak, aramızda bir sulh var, bu esnada ne yapacak bilmiyoruz!" dedim. Ebu Süfyan der ki: "Allah`a yemin olsun o konuşmamız esnasında, (aleyhte) bundan başka bir şey söyleme imkanı bulamadım." Herakliyus sormaya devam etti: "Muhammed`den önce bu sözü söyleyen bir başkası var mıydı?" dedi. "Hayır!" dedim. Bunun üzerine tercümanına: "Söyle ona! Ben sana "aranızdaki nesebi" nden sordum, sen onun asaletli biri olduğunu söyledin, işte peygamberler de böyledir, hep kavimleri arasında neseb sahiplerinden gönderilirler. Ben sana "ecdadı içinde kral var mı?" diye sordum "yok!" dedin. Ben de "eğer ecdadı arasında bir kral olsaydı bu ecdadının kraliyetini arayan bir adam" diyecektim. Ben, "O`na tabi olanlar"dan sordum: "Cemiyetin zayıf takımı mı yoksa eşraf kesimi mi?" diye. Sen "zayıflar!" dedin. Peygamberlere tabi olanlar işte bunlardır. Ben sana "bu iddasından önce onu hiç yalanla itham ettiniz mi?" diye sordum, sen "hayır!" dedin. Böylece anladım ki o, ne insanlara ne de Allah`a yalan söyleyecek biri değildir. Ben sana "dine girdikten sonra, hoşnut olmayarak dininden dönen oldu mu?" diye sordum, sen "hayır!" dedin, iman böyledir, onun neşesi kalplere bir girdi mi, bir daha solmaz. Ben senden "onlar artıyorlar mı, eksiliyorlar mı?" diye sordum, sen arttıklarını söyledin, iman işi böyledir, tamamlanıncaya kadar artarlar. Ben sana "onlarla savaştınız mı?" diye sordum, sen savaştığınızı, savaşın aranızda münavebeli cereyan ettiğini, onların size, sizin de onlara galebe çaldığınızı söyledin. Peygamberler de böyledir, imtihandan geçirilir, sonunda akibet onların olur. Ben sana "verdiği sözden döndüğü olur mu?" dedim, sen olmadığını söyledin. Peygamberler de böyledir, sözlerinden dönmezler. Ben, "bu iddayı ondan önce söyleyen oldu mu?" diye sordum. Sen "hayır!" dedin. Ben "Eğer bu sözü ondan önce biri söylemiş olsaydı, `bu adam, kendinden önce söylenmiş bir sözü tamamlamaya çalışan birisi` diyecektim." Herakliyus sonra: "Size ne emrediyor?" diye tekrar soru sordu. Biz: "Namaz, zekat, sıla-i rahim ve iffet" dedik. Bunun üzerine Herakliyus dedi ki: "Eğer, senin söylediklerin gerçekse, O peygamberdir! Ben onun çıkacağını biliyordum. Ancak sizin aranızdan çıkacağını zannetmiyordum. Eğer, O`na kavuşabileceğimden emin olsam karşılaşmayı çok isterdim. Yanında olsaydım, ayaklarına su dökerdim. O`nun hakimiyeti, ayaklarımın altında olan şu diyarlara kadar uzanacaktır." Sonra Resulullah (sav)`ın mektubunu getirtti ve okuttu. Şöyle diyordu: "Bismillahirrahmanirrahim. Allah`ın elçisi Muhammed`den Rum`un büyüğü Herakliyus`a. Selam hidayete tabi olanlara olsun. Emma ba`d! Seni İslam`a çağırıyorum. İslam`a gir, selameti bul! Allah da ecrini iki kat versin. Yüz çevirirsen, bütün tebeanın günahı üzerine olsun. "Ey Ehl-i Kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze gelin: Allah`tan başkasına ibadet etmeyelim. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah`ı bırakıp da birbirimizi Rabb edinmeyelim. Eğer onlar yüz çevirirse siz deyin ki: "Şahit olun, biz Müslümanlarız" (Al-i İmran 64). Herakliyus, mektubun okunuşunu tamamlayınca, yanında sesler yükseldi ve gürültüler arttı. Bize emretti, çıkarıldık. Ben arkadaşlarıma: "İbnu Ebi Kebşe`nin işi ciddidir. Şu Beni Asfer`in (Rumların) kralı ondan korkuyor!" dedim. Allah İslamı bana nasib edinceye kadar onun galip geleceği inancım taşıdım. Herakliyus, ileri gelen cemaatini hep davet etti, kendine ait sarayların birinde toplandılar. Onlara: "Ey Rum cemaati! Ebedi bir kurtuluşunuz ve şu saltanatınızın bekasına ne dersiniz?" dedi. Bunun üzerine, hep birden vahşi eşekler gibi ürküp kapılara koştular. Ancak hepsini kapatılmış buldular. Herakliyus onları geri çağırdı. "Ben sizin dindeki salabetinizi imtihan ettim. Sizde gördüğüm durum hoşuma gitti!" dedi. Bunun üzerine, ona secde ettiler ve ondan razı oldular."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Alametleri
RAVİ:İbnu Abbas
KAYNAK:Buhari, Bed`ü`l-Vahy 1, İman 37, Şehadat 28, Cihad 11, 99, 102, 122, Cizye 13, Tefsir Al-i İmran 4, Edeb 8, İsti`zan 24, Ahkam 40; Müslim, Cihad 73, (1773); Tirmizi, İsti`zan 24, (2718)
HADİS:Cinler semaya yükselip, orada vahyi dinliyorlardı. Bir tek kelime işitince, ona doksan dokuz tane de (kendilerinden) ilave ediyorlardı. O tek kelime hak, ilave edilenler batıldı. Resulullah (sav) gönderilince, semadaki yerlerine yükselmeleri şihablarla (göktaşları) önlendi. Bundan önce gökte şihablar (bu kadar çok) atılmazdı. İblis onlara: "Nedir bu? Herhalde mühim bir hadise var!" dedi. Askerlerini gönderdi. Onlar Resulullah (sav)`ı Mekke`de iki dağın arasında namaz kılyor buldular, İblis`e tekrar dönüp gördüklerini haber verdiler. O da: "Arzda meydana gelen hadise işte bu! (Sizin semadan haber almanız bu sebeple engelleniyor)" dedi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Alametleri
RAVİ:İbnu Abbas
KAYNAK:Tirmizi, Tefsir, Cin (3321)
HADİS:Resulullah (sav)`a vahiy olarak ilk başlayan şey uykuda gördüğü salih rüyalar idi. Rüyada her ne görürse, sabah aydınlığı gibi aynen vukua geliyordu. (Bu esnada) ona yalnızlık sevdirilmişti. Hira mağarasına çekilip orada, ailesine dönmeksizin birkaç gece tek başına kalıp, tahannüsde bulunuyordu. -Tahannüs ibadette bulunma demektir.- Bu maksadla yanına azık alıyor, azığı tükenince Hz. Hatice (ra)`ye dönüyor, yine aynı şekilde azık alıp tekrar gidiyordu. Bu hal, kendisine Hira mağarasında Hak gelinceye kadar devam etti. Bir gün ona melek gelip: "Oku!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ben okuma bilmiyorum!" cevabını verdi. (Aleyhissalatu vesselam hadisenin gerisini şöyle anlatıyor: "Ben okuma bilmiyorum deyince) melek beni tutup kucakladı, takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı. Tekrar: "Oku!" dedi. Ben tekrar: "Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni ikinci defa kucaklayıp takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra tekrar bıraktı ve "Oku!" dedi. Ben yine: "Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni tekrar alıp, üçüncü sefer takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı ve: "Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin kerimdir, o kalemle öğretti, insana bilmediğini öğretti" (Alak 1-5) dedi." Resulullah (sav) bu vahiyleri öğrenmiş olarak döndü. Kalbinde bir titreme (bir korku) vardı. Hatice`nin yanına geldi ve: "Beni örtün, beni örtün!" buyurdu. Onu örttüler. Korku gidinceye kadar öyle kaldı. (Sükunete erince) Hz. Hatice (ra)`ye başından geçenleri anlattı ve; "Nefsim hususunda korktum!" dedi. Hz. Hatice de: "Asla korkma! Vallahi Allah seni ebediyen rüsvay etmeyecektir. Zira sen, sıla-i rahimde bulunursun, doğru konuşursun, işini göremeyenlerin yükünü taşırsın. Fakire kazandırırsın, misafire ikram edersin, Hak yolunda zuhur eden hadiseler karşısında (halka) yardım edersin!" dedi. Sonra Hz. Hatice, Aleyhissalatu vesselam`ı alıp Varaka İbnu Nevfel İbnu Esed İbnu Abdi`l-Uzza İbni Kusay`a götürdü. Bu zat, Hz. Hatice`nin amcasının oğlu idi. Cahiliye devrinde Hıristiyan olmuş bir kimseydi. İbranice (okuma) yazma bilirdi. İncil`den, Allah`ın dilediği kadarını İbranice olarak yazmıştı. Gözleri ama olmuş yaşlı bir ihtiyardı. Hz. Hatice kendisine: "Ey amcaoğlu! Kardeşinin oğlunu bir dinle, ne söylüyor!" dedi. Varaka Aleyhissalatu vesselam`a: "Ey kardeşim oğlu! Neler de görüyorsun?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam gördüklerini anlattı. Varaka da O`na: "Bu gördüğün melektir. O, Hz. Musa`ya da inmiştir. Keşke ben genç olsaydım (da sana yardım etseydim); keşke, kavmin seni sürüp çıkardıkları vakit hayatta olsaydım!" dedi. Resulullah (sav): "Onlar beni buradan sürüp çıkaracaklar mı?" diye sordu. Varaka: "Senin getirdiğin gibi bir din getiren hiç kimse yok ki, ona husumet edilmemiş olsun! O gününü görürsem, sana müessir yardımda bulunurum!" dedi. Ancak çok geçmeden Varaka vefat etti ve vahiy de fetrete girdi (kesildi).
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Vahyin Başlangıcı
RAVİ:Aişe
KAYNAK:Buhari, Bed`ü`l-Vahy, Enbiya 21, Tefsir, Alak Tabir 1; Müslim, İman 252, (160); Tirmizi, Menakıb 13, (3636)
HADİS:Ebu Seleme İbnu Abdirrahman`a Kur`an`dan ilk inenin ne olduğunu sordum. "Ya eyyühe`l-Müddessir (ey örtüsüne bürünmüş)! (suresi)dir!" dedi. Ben; "İyi ama, başkaları ilk inenin İkra` bismi Rabbikellezi halak (süresidir). diyorlar" dedim. Bunun üzerine Ebu Seleme: "Ben bu hususta Hz. Cabir (ra)`e sormuştum. O bana; "Sana, Resulullah Aleyhissalatu vesselam`ın söylediğinden başka bir şey söylemeyeceğim, Aleyhissalatu vesselam: "Bir ay kadar Hira magarasına mücavir oldum (itikafa girdim). Mücaveretimi (itikafımı) tamamlayınca, dağdan indim. Derken bana bir seslenen oldu. Sağıma baktım, hiçbir şey görmedim. Soluma baktım, yine bir şey görmedim. Arkama baktım bir şey görmedim. Derken başımı kaldırdım, bir şey gördüm, ama (bakmaya) dayanamadım. Hemen Hatice`nin yanına geldim: "Beni örtün!" dedim. Derken şu ayetler nazil oldu. (Mealen): "Ey örtüsüne bürünen! Kalk! (insanları ahiretle) korkut! Rabbini büyükle, elbiseni temizle. Pislikten kaçın.." (Müddessir suresi). Bu vahiy namaz farz kılınmazdan önceydi."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Vahyin Başlangıcı
RAVİ:Yahya İbnu Ebi Kesir
KAYNAK:Buhari, Bed`ü`l-Vahy, Bed`ül-Halk 6, Tefsir, Müddessir, Tefsir, Alak, Edeh 118; Müslim, İman 257, (161)
HADİS:Resulullah (sav)`a vahiy indiği zaman, yüzünün yakınlarında arı uğultusu gibi bir ses işitilirdi. Bir gün, O`na vahiy indirildi. Bir müddet öyle kaldı. Sonra o hal açıldı. O da Mü`minun suresinden ilk on ayeti okudu: "Mü`minler kurtuluşa ermiş, umduklarına kavuşmuşlardır. Onlar namazlarını Allah`tan korkarak, hürmet ve tevazu içinde ve tadil-i erkan ile kılarlar. Onlar dünya ve ahiretlerine faydası dokunmayan her türlü şeyden yüz çevirirler. Onlar nail oldukları her türlü nimetin zekatını aksatmadan verirler. Onlar namuslarını korurlar. Ancak hanımlarına ve cariyelerine karşı müstesna, bunlarla olan yakınlıklarından dolayı kınanmazlar. Kim helal sınırını aşarak bunların ötesine geçmek isterse, işte öyleleri haddini aşmış olanlardır. O mü`minler ki, Allah`a ve kullara karşı olan emanet ve mesuliyetlerini yerine getirirler ve sözlerinde dururlar. Onlar namazlarını devamlı olarak, vaktinde ve şartlarına riayet ederek kılarlar, işte onlar varislerin ta kendileridir. Onlar Firdevs cennetine varis olurlar. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır" (Mü`minun, 1-11). Arkadan dedi ki: "Kim bu on ayeti yerine getirirse cennete girer." Sonra kıbleye yöneldi ve ellerini kaldırıp: "Allahım (hayrımızı) artır, bizi (iyilik yönüyle) noksanlaştırma. Bize ikram et, zillete düşürme. Bize ihsanda bulun, mahrum etme. Bizi tercih et, (düşmanlarımızı) bize tercih etme. Allahım, bizi razı kıl, bizden de razı ol!" buyurdular.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Vahyin Başlangıcı
RAVİ:Ömer
KAYNAK:Tirmizi, Tefsir, Mü`minun, (3172)
HADİS:Bana Ebu Süfyan İbnu Harb anlattı ve dedi ki: "Resulullah (sav) ile aramızda sulh(-u Hudeybiye) olduğu bir sırada Şam`a gitmiştim. Ben orada iken, Herakliyus`a, Resulullah (sav)`dan bir mektup getirildi. Mektubu Dıhyetu`l-Kelbi getirmişti. Onu Busra emirine teslim etti. O da, Rum Kralı Herakliyus`a ulaştırdı. Herakliyus: "Peygamber olduğunu zanneden şu adamın kavminden buralarda birileri var mı?" diye sordu. Ona "evet var!" dediler ve ben bir grup Kureyşliyle birlikte çağırıldım. Yanına girdik. Bizi önüne oturttu. "Ona nesebce en yakın olan kimdir?" dedi. Ben atıldım: "Benim!" dedim. Bunun üzerine beni, arkadaşlarım arkamda kalacak şekilde önüne oturttu. Sonra tercümanını getirtti. "Şunlara söyle, ben şuna, o peygamber olduğunu zanneden kimse hakkında soracağım. Eğer cevaplarında bana yalan söylemeye kalkarsa, onu tekzib etsinler!" dedi. Ebu Süfyan der ki: "Allah`a yemin olsun. Eğer yalanım, aleyhime tesir hasıl eder korkusu olmasaydı, cevaplarım sırasında yalan söylerdim. Sonra Herakliyus, tercümanına: "Sor şuna! O zatın aranızdaki nesebi nasıldır?" dedi. Ben: "O, aramızda asil bir nesebe sahiptir" dedim. O tekrar sordu: "Onun ecdadı arasında kral var mı?" "Yok!" dedim. "Siz onu bu iddiasından önce hiç yalanla itham ettiniz mi?" dedi. Ben: "Hayır!" dedim. "Ona insanların eşraf takımı mı tabi oluyor, zayıflar takımı mı?" dedi. "Zayıflar takımı!" dedim. "Artıyorlar mı azalıyorlar mı?" dedi. Ben: "Eksilmiyorlar, bilakis artıyorlar" dedim. O tekrar sordu: "Dine girdikten sonra hoşnutsuzlukla dininden vazgeçen, irtidad eden oldu mu?" "Hayır!" dedim. "Onunla hiç savaştınız mı?" dedi. Ben: "Evet!" dedim. "Onunla savaşınız nasıl oldu?" dedi. "Harb onunla bizim aramızda münavebeli oldu. O bize karşı kazandı, biz de ona karşı kazandık!" dedim. "Verdiği sözden caydığı oldu mu?" dedi. "Hayır! Ancak, aramızda bir sulh var, bu esnada ne yapacak bilmiyoruz!" dedim. Ebu Süfyan der ki: "Allah`a yemin olsun o konuşmamız esnasında, (aleyhte) bundan başka bir şey söyleme imkanı bulamadım." Herakliyus sormaya devam etti: "Muhammed`den önce bu sözü söyleyen bir başkası var mıydı?" dedi. "Hayır!" dedim. Bunun üzerine tercümanına: "Söyle ona! Ben sana "aranızdaki nesebi" nden sordum, sen onun asaletli biri olduğunu söyledin, işte peygamberler de böyledir, hep kavimleri arasında neseb sahiplerinden gönderilirler. Ben sana "ecdadı içinde kral var mı?" diye sordum "yok!" dedin. Ben de "eğer ecdadı arasında bir kral olsaydı bu ecdadının kraliyetini arayan bir adam" diyecektim. Ben, "O`na tabi olanlar"dan sordum: "Cemiyetin zayıf takımı mı yoksa eşraf kesimi mi?" diye. Sen "zayıflar!" dedin. Peygamberlere tabi olanlar işte bunlardır. Ben sana "bu iddasından önce onu hiç yalanla itham ettiniz mi?" diye sordum, sen "hayır!" dedin. Böylece anladım ki o, ne insanlara ne de Allah`a yalan söyleyecek biri değildir. Ben sana "dine girdikten sonra, hoşnut olmayarak dininden dönen oldu mu?" diye sordum, sen "hayır!" dedin, iman böyledir, onun neşesi kalplere bir girdi mi, bir daha solmaz. Ben senden "onlar artıyorlar mı, eksiliyorlar mı?" diye sordum, sen arttıklarını söyledin, iman işi böyledir, tamamlanıncaya kadar artarlar. Ben sana "onlarla savaştınız mı?" diye sordum, sen savaştığınızı, savaşın aranızda münavebeli cereyan ettiğini, onların size, sizin de onlara galebe çaldığınızı söyledin. Peygamberler de böyledir, imtihandan geçirilir, sonunda akibet onların olur. Ben sana "verdiği sözden döndüğü olur mu?" dedim, sen olmadığını söyledin. Peygamberler de böyledir, sözlerinden dönmezler. Ben, "bu iddayı ondan önce söyleyen oldu mu?" diye sordum. Sen "hayır!" dedin. Ben "Eğer bu sözü ondan önce biri söylemiş olsaydı, `bu adam, kendinden önce söylenmiş bir sözü tamamlamaya çalışan birisi` diyecektim." Herakliyus sonra: "Size ne emrediyor?" diye tekrar soru sordu. Biz: "Namaz, zekat, sıla-i rahim ve iffet" dedik. Bunun üzerine Herakliyus dedi ki: "Eğer, senin söylediklerin gerçekse, O peygamberdir! Ben onun çıkacağını biliyordum. Ancak sizin aranızdan çıkacağını zannetmiyordum. Eğer, O`na kavuşabileceğimden emin olsam karşılaşmayı çok isterdim. Yanında olsaydım, ayaklarına su dökerdim. O`nun hakimiyeti, ayaklarımın altında olan şu diyarlara kadar uzanacaktır." Sonra Resulullah (sav)`ın mektubunu getirtti ve okuttu. Şöyle diyordu: "Bismillahirrahmanirrahim. Allah`ın elçisi Muhammed`den Rum`un büyüğü Herakliyus`a. Selam hidayete tabi olanlara olsun. Emma ba`d! Seni İslam`a çağırıyorum. İslam`a gir, selameti bul! Allah da ecrini iki kat versin. Yüz çevirirsen, bütün tebeanın günahı üzerine olsun. "Ey Ehl-i Kitap! Sizinle bizim aramızda müşterek olan bir söze gelin: Allah`tan başkasına ibadet etmeyelim. Ona hiçbir şeyi ortak koşmayalım, Allah`ı bırakıp da birbirimizi Rabb edinmeyelim. Eğer onlar yüz çevirirse siz deyin ki: "Şahit olun, biz Müslümanlarız" (Al-i İmran 64). Herakliyus, mektubun okunuşunu tamamlayınca, yanında sesler yükseldi ve gürültüler arttı. Bize emretti, çıkarıldık. Ben arkadaşlarıma: "İbnu Ebi Kebşe`nin işi ciddidir. Şu Beni Asfer`in (Rumların) kralı ondan korkuyor!" dedim. Allah İslamı bana nasib edinceye kadar onun galip geleceği inancım taşıdım. Herakliyus, ileri gelen cemaatini hep davet etti, kendine ait sarayların birinde toplandılar. Onlara: "Ey Rum cemaati! Ebedi bir kurtuluşunuz ve şu saltanatınızın bekasına ne dersiniz?" dedi. Bunun üzerine, hep birden vahşi eşekler gibi ürküp kapılara koştular. Ancak hepsini kapatılmış buldular. Herakliyus onları geri çağırdı. "Ben sizin dindeki salabetinizi imtihan ettim. Sizde gördüğüm durum hoşuma gitti!" dedi. Bunun üzerine, ona secde ettiler ve ondan razı oldular."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Alametleri
RAVİ:İbnu Abbas
KAYNAK:Buhari, Bed`ü`l-Vahy 1, İman 37, Şehadat 28, Cihad 11, 99, 102, 122, Cizye 13, Tefsir Al-i İmran 4, Edeb 8, İsti`zan 24, Ahkam 40; Müslim, Cihad 73, (1773); Tirmizi, İsti`zan 24, (2718)
HADİS:Cinler semaya yükselip, orada vahyi dinliyorlardı. Bir tek kelime işitince, ona doksan dokuz tane de (kendilerinden) ilave ediyorlardı. O tek kelime hak, ilave edilenler batıldı. Resulullah (sav) gönderilince, semadaki yerlerine yükselmeleri şihablarla (göktaşları) önlendi. Bundan önce gökte şihablar (bu kadar çok) atılmazdı. İblis onlara: "Nedir bu? Herhalde mühim bir hadise var!" dedi. Askerlerini gönderdi. Onlar Resulullah (sav)`ı Mekke`de iki dağın arasında namaz kılyor buldular, İblis`e tekrar dönüp gördüklerini haber verdiler. O da: "Arzda meydana gelen hadise işte bu! (Sizin semadan haber almanız bu sebeple engelleniyor)" dedi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Alametleri
RAVİ:İbnu Abbas
KAYNAK:Tirmizi, Tefsir, Cin (3321)
HADİS:Resulullah (sav)`a vahiy olarak ilk başlayan şey uykuda gördüğü salih rüyalar idi. Rüyada her ne görürse, sabah aydınlığı gibi aynen vukua geliyordu. (Bu esnada) ona yalnızlık sevdirilmişti. Hira mağarasına çekilip orada, ailesine dönmeksizin birkaç gece tek başına kalıp, tahannüsde bulunuyordu. -Tahannüs ibadette bulunma demektir.- Bu maksadla yanına azık alıyor, azığı tükenince Hz. Hatice (ra)`ye dönüyor, yine aynı şekilde azık alıp tekrar gidiyordu. Bu hal, kendisine Hira mağarasında Hak gelinceye kadar devam etti. Bir gün ona melek gelip: "Oku!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ben okuma bilmiyorum!" cevabını verdi. (Aleyhissalatu vesselam hadisenin gerisini şöyle anlatıyor: "Ben okuma bilmiyorum deyince) melek beni tutup kucakladı, takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı. Tekrar: "Oku!" dedi. Ben tekrar: "Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni ikinci defa kucaklayıp takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra tekrar bıraktı ve "Oku!" dedi. Ben yine: "Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni tekrar alıp, üçüncü sefer takatim kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı ve: "Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, Rabbin kerimdir, o kalemle öğretti, insana bilmediğini öğretti" (Alak 1-5) dedi." Resulullah (sav) bu vahiyleri öğrenmiş olarak döndü. Kalbinde bir titreme (bir korku) vardı. Hatice`nin yanına geldi ve: "Beni örtün, beni örtün!" buyurdu. Onu örttüler. Korku gidinceye kadar öyle kaldı. (Sükunete erince) Hz. Hatice (ra)`ye başından geçenleri anlattı ve; "Nefsim hususunda korktum!" dedi. Hz. Hatice de: "Asla korkma! Vallahi Allah seni ebediyen rüsvay etmeyecektir. Zira sen, sıla-i rahimde bulunursun, doğru konuşursun, işini göremeyenlerin yükünü taşırsın. Fakire kazandırırsın, misafire ikram edersin, Hak yolunda zuhur eden hadiseler karşısında (halka) yardım edersin!" dedi. Sonra Hz. Hatice, Aleyhissalatu vesselam`ı alıp Varaka İbnu Nevfel İbnu Esed İbnu Abdi`l-Uzza İbni Kusay`a götürdü. Bu zat, Hz. Hatice`nin amcasının oğlu idi. Cahiliye devrinde Hıristiyan olmuş bir kimseydi. İbranice (okuma) yazma bilirdi. İncil`den, Allah`ın dilediği kadarını İbranice olarak yazmıştı. Gözleri ama olmuş yaşlı bir ihtiyardı. Hz. Hatice kendisine: "Ey amcaoğlu! Kardeşinin oğlunu bir dinle, ne söylüyor!" dedi. Varaka Aleyhissalatu vesselam`a: "Ey kardeşim oğlu! Neler de görüyorsun?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam gördüklerini anlattı. Varaka da O`na: "Bu gördüğün melektir. O, Hz. Musa`ya da inmiştir. Keşke ben genç olsaydım (da sana yardım etseydim); keşke, kavmin seni sürüp çıkardıkları vakit hayatta olsaydım!" dedi. Resulullah (sav): "Onlar beni buradan sürüp çıkaracaklar mı?" diye sordu. Varaka: "Senin getirdiğin gibi bir din getiren hiç kimse yok ki, ona husumet edilmemiş olsun! O gününü görürsem, sana müessir yardımda bulunurum!" dedi. Ancak çok geçmeden Varaka vefat etti ve vahiy de fetrete girdi (kesildi).
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Vahyin Başlangıcı
RAVİ:Aişe
KAYNAK:Buhari, Bed`ü`l-Vahy, Enbiya 21, Tefsir, Alak Tabir 1; Müslim, İman 252, (160); Tirmizi, Menakıb 13, (3636)
HADİS:Ebu Seleme İbnu Abdirrahman`a Kur`an`dan ilk inenin ne olduğunu sordum. "Ya eyyühe`l-Müddessir (ey örtüsüne bürünmüş)! (suresi)dir!" dedi. Ben; "İyi ama, başkaları ilk inenin İkra` bismi Rabbikellezi halak (süresidir). diyorlar" dedim. Bunun üzerine Ebu Seleme: "Ben bu hususta Hz. Cabir (ra)`e sormuştum. O bana; "Sana, Resulullah Aleyhissalatu vesselam`ın söylediğinden başka bir şey söylemeyeceğim, Aleyhissalatu vesselam: "Bir ay kadar Hira magarasına mücavir oldum (itikafa girdim). Mücaveretimi (itikafımı) tamamlayınca, dağdan indim. Derken bana bir seslenen oldu. Sağıma baktım, hiçbir şey görmedim. Soluma baktım, yine bir şey görmedim. Arkama baktım bir şey görmedim. Derken başımı kaldırdım, bir şey gördüm, ama (bakmaya) dayanamadım. Hemen Hatice`nin yanına geldim: "Beni örtün!" dedim. Derken şu ayetler nazil oldu. (Mealen): "Ey örtüsüne bürünen! Kalk! (insanları ahiretle) korkut! Rabbini büyükle, elbiseni temizle. Pislikten kaçın.." (Müddessir suresi). Bu vahiy namaz farz kılınmazdan önceydi."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Vahyin Başlangıcı
RAVİ:Yahya İbnu Ebi Kesir
KAYNAK:Buhari, Bed`ü`l-Vahy, Bed`ül-Halk 6, Tefsir, Müddessir, Tefsir, Alak, Edeh 118; Müslim, İman 257, (161)
HADİS:Resulullah (sav)`a vahiy indiği zaman, yüzünün yakınlarında arı uğultusu gibi bir ses işitilirdi. Bir gün, O`na vahiy indirildi. Bir müddet öyle kaldı. Sonra o hal açıldı. O da Mü`minun suresinden ilk on ayeti okudu: "Mü`minler kurtuluşa ermiş, umduklarına kavuşmuşlardır. Onlar namazlarını Allah`tan korkarak, hürmet ve tevazu içinde ve tadil-i erkan ile kılarlar. Onlar dünya ve ahiretlerine faydası dokunmayan her türlü şeyden yüz çevirirler. Onlar nail oldukları her türlü nimetin zekatını aksatmadan verirler. Onlar namuslarını korurlar. Ancak hanımlarına ve cariyelerine karşı müstesna, bunlarla olan yakınlıklarından dolayı kınanmazlar. Kim helal sınırını aşarak bunların ötesine geçmek isterse, işte öyleleri haddini aşmış olanlardır. O mü`minler ki, Allah`a ve kullara karşı olan emanet ve mesuliyetlerini yerine getirirler ve sözlerinde dururlar. Onlar namazlarını devamlı olarak, vaktinde ve şartlarına riayet ederek kılarlar, işte onlar varislerin ta kendileridir. Onlar Firdevs cennetine varis olurlar. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır" (Mü`minun, 1-11). Arkadan dedi ki: "Kim bu on ayeti yerine getirirse cennete girer." Sonra kıbleye yöneldi ve ellerini kaldırıp: "Allahım (hayrımızı) artır, bizi (iyilik yönüyle) noksanlaştırma. Bize ikram et, zillete düşürme. Bize ihsanda bulun, mahrum etme. Bizi tercih et, (düşmanlarımızı) bize tercih etme. Allahım, bizi razı kıl, bizden de razı ol!" buyurdular.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Vahyin Başlangıcı
RAVİ:Ömer
KAYNAK:Tirmizi, Tefsir, Mü`minun, (3172)
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "İsra gecesinde Hz. Musa`ya uğradım. Kırmızı kum tepesinin yanındaki kabrinde namaz kılıyordu."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:İsra Hakkında
RAVİ:Enes
KAYNAK:Müslim, Fezail 164, (2375); Nesai, Kıyamu`l-Leyl 16, (3, 215)
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kisra ölünce, ondan sonra başka kisra yoktur. Kayser de öldü mü ondan sonra kayser yoktur. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun, siz her ikisinin de hazinelerini Allah yolunda harcayacaksınız."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Cabir İbnu Semüre
KAYNAK:Buhari, Menakıb 25, Humus 8, Eyman 3; Müslim, Fiten 77, (2919)
HADİS:Ben Resulullah (sav)`ın yanında iken bir adam geldi ve fakirlikten şikayet etti. Derken biri daha gelip, o da yol kesilmesinden şikayet etti. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Adiyy," dedi, "sen Hire şehrini gördün mü?" "Hayır görmedim, ancak işittim!" dedim. Bunun üzerine: "Eğer ömrün biraz uzarsa, devesine binen bir kadının Hire`den (tek başına) kalkıp Ka`be`yi tavaf edeceğini mutlaka göreceksin. O bu seyahatini yaparken Allah`tan başka hiçbir şeyden korkmayacak!" Adiyy der ki: "İçimden, kendi kendime, "memlekete dehşet saçan Tayy eşkiyaları nereye gidecek?" dedim. Resulullah sözlerine devam etti; "Eğer ömrün olursa Kisra`nın hazinelerinin de fethedildiğini göreceksin!" Kisra İbnu Hürmüz mü?" diye araya girdim. "Evet İbnu Hürmüz olan Kisra!" buyurdu ve devam etti: "Eğer hayatın uzarsa mutlaka göreceksin: Kişi eli altın veya gümüş parayla dolu olduğu halde bunu tasadduk etmek üzere fakir arayacak fakat kendinden onu kabul edecek bir tek adam bulamayacak. Her biriniz, mutlaka bir gün gelecek aranızda herhangi bir perde, bir tercüman olmaksızın Allah`la karşılaşacaksınız. O zaman Allah Teala hazretleri: "Sana tebliğ getiren bir peygamber göndermedim mi?" diye soracak. Muhatabı: "Evet gönderdin!" diyecek. Rabb Teala: "Ben sana mal vermedim mi, ikram etmedim mi?" diye soracak, kul: "Evet! Ey Rabbim verdin" deyip sağına bakacak, cehennemden başka bir şey görmeyecek, soluna bakacak cehennemden başka bir şey görmeyecek. Adiyy der ki: "Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işittim: "Bir hurmanın yarısı da olsa onu sadaka olarak vererek ateşten korunun! Kim yarım hurma bulamazsa güzel bir sözle korunsun!" Yine Adiyy (ra) dedi ki: "Ben Hire`den kalkıp, Beytullah`ı tavaf eden ve Allah`tan başka kimseden korkmayan yaşlı kadını gördüm. Kisra İbnu Hürmüz`ün hazinelerini fethedenler arasında ben bizzat bulundum. Eğer sizlerin ömrü uzun olursa mutlaka, Ebu`l-Kasım (sav)`ın şu söylediğini de göreceksiniz: "Kişi, eli altın veya gümüşle dolu olarak çıkacak, onu kendinden (sadaka olarak) kabul edecek adam bulamayacak."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Adiyy İbnu Hatim
KAYNAK:Buhari, Menakıb 25
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizler Mısır`ı fethedeceksiniz. Orası (paraya) "kirat" denilen yerdir. Oranın halkına hayır tavsiye edin. Onların bir zimmet, bir de rahim (hakkı) vardır."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Ebu Zerr el-Gıffari
KAYNAK:Müslim, Fezailu`s-Sahabe 226, (2543)
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır. Bana iki hazine verildi: Kırmızı ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesini, ümmetime kendi nefislerinden başka bir düşman musallat edip çoğunluğu helak etmelerine meydan vermemesini talep ettim. Rabbim Teala hazretleri bu isteklerime şöyle cevap verdiler: "Ey Muhammed! Bir hüküm verdim mi artık o geri alınmaz. Ben senin ümmetine "Onları umumi bir kıtlıkla helak etmeyeceğim, kendileri dışında, çoğunu helak edecek bir düşman da musallat etmeyeceğim, hatta yeryüzünün her tarafında bulunanlar, onlar aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarında birbirlerini helak edecekler."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Sevban
KAYNAK:Müslim, Fiten 19, (2889); Tirmizi, Fiten 14, (2177); Ebu Davud, Fiten 1, (4252)
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "İsra gecesinde Hz. Musa`ya uğradım. Kırmızı kum tepesinin yanındaki kabrinde namaz kılıyordu."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:İsra Hakkında
RAVİ:Enes
KAYNAK:Müslim, Fezail 164, (2375); Nesai, Kıyamu`l-Leyl 16, (3, 215)
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kisra ölünce, ondan sonra başka kisra yoktur. Kayser de öldü mü ondan sonra kayser yoktur. Nefsimi kudret elinde tutan Zat-ı Zülcelal`e yemin olsun, siz her ikisinin de hazinelerini Allah yolunda harcayacaksınız."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Cabir İbnu Semüre
KAYNAK:Buhari, Menakıb 25, Humus 8, Eyman 3; Müslim, Fiten 77, (2919)
HADİS:Ben Resulullah (sav)`ın yanında iken bir adam geldi ve fakirlikten şikayet etti. Derken biri daha gelip, o da yol kesilmesinden şikayet etti. Aleyhissalatu vesselam: "Ey Adiyy," dedi, "sen Hire şehrini gördün mü?" "Hayır görmedim, ancak işittim!" dedim. Bunun üzerine: "Eğer ömrün biraz uzarsa, devesine binen bir kadının Hire`den (tek başına) kalkıp Ka`be`yi tavaf edeceğini mutlaka göreceksin. O bu seyahatini yaparken Allah`tan başka hiçbir şeyden korkmayacak!" Adiyy der ki: "İçimden, kendi kendime, "memlekete dehşet saçan Tayy eşkiyaları nereye gidecek?" dedim. Resulullah sözlerine devam etti; "Eğer ömrün olursa Kisra`nın hazinelerinin de fethedildiğini göreceksin!" Kisra İbnu Hürmüz mü?" diye araya girdim. "Evet İbnu Hürmüz olan Kisra!" buyurdu ve devam etti: "Eğer hayatın uzarsa mutlaka göreceksin: Kişi eli altın veya gümüş parayla dolu olduğu halde bunu tasadduk etmek üzere fakir arayacak fakat kendinden onu kabul edecek bir tek adam bulamayacak. Her biriniz, mutlaka bir gün gelecek aranızda herhangi bir perde, bir tercüman olmaksızın Allah`la karşılaşacaksınız. O zaman Allah Teala hazretleri: "Sana tebliğ getiren bir peygamber göndermedim mi?" diye soracak. Muhatabı: "Evet gönderdin!" diyecek. Rabb Teala: "Ben sana mal vermedim mi, ikram etmedim mi?" diye soracak, kul: "Evet! Ey Rabbim verdin" deyip sağına bakacak, cehennemden başka bir şey görmeyecek, soluna bakacak cehennemden başka bir şey görmeyecek. Adiyy der ki: "Resulullah (sav)`ın şöyle söylediğini işittim: "Bir hurmanın yarısı da olsa onu sadaka olarak vererek ateşten korunun! Kim yarım hurma bulamazsa güzel bir sözle korunsun!" Yine Adiyy (ra) dedi ki: "Ben Hire`den kalkıp, Beytullah`ı tavaf eden ve Allah`tan başka kimseden korkmayan yaşlı kadını gördüm. Kisra İbnu Hürmüz`ün hazinelerini fethedenler arasında ben bizzat bulundum. Eğer sizlerin ömrü uzun olursa mutlaka, Ebu`l-Kasım (sav)`ın şu söylediğini de göreceksiniz: "Kişi, eli altın veya gümüşle dolu olarak çıkacak, onu kendinden (sadaka olarak) kabul edecek adam bulamayacak."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Adiyy İbnu Hatim
KAYNAK:Buhari, Menakıb 25
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Sizler Mısır`ı fethedeceksiniz. Orası (paraya) "kirat" denilen yerdir. Oranın halkına hayır tavsiye edin. Onların bir zimmet, bir de rahim (hakkı) vardır."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Ebu Zerr el-Gıffari
KAYNAK:Müslim, Fezailu`s-Sahabe 226, (2543)
HADİS:Resulullah (sav) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır. Bana iki hazine verildi: Kırmızı ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesini, ümmetime kendi nefislerinden başka bir düşman musallat edip çoğunluğu helak etmelerine meydan vermemesini talep ettim. Rabbim Teala hazretleri bu isteklerime şöyle cevap verdiler: "Ey Muhammed! Bir hüküm verdim mi artık o geri alınmaz. Ben senin ümmetine "Onları umumi bir kıtlıkla helak etmeyeceğim, kendileri dışında, çoğunu helak edecek bir düşman da musallat etmeyeceğim, hatta yeryüzünün her tarafında bulunanlar, onlar aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarında birbirlerini helak edecekler."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Sevban
KAYNAK:Müslim, Fiten 19, (2889); Tirmizi, Fiten 14, (2177); Ebu Davud, Fiten 1, (4252)
HADİS:Hayber fethedildiği zaman, Resulullah (sav)`a zehir katılmış bir koyun (kızartması) hediye edildi. AJeyhissalatu vesselam: "Yahudilerden burada olanları bana toplayın!" emrettiler ve derhal toplanıp getirildiler. "Size bir şey sorsam doğru söyleyecek misiniz?" buyurdu. Onlar: "Evet!" deyince: "Babanız kimdir?" buyurdu. "Falancadır!" dediler. "Yalan söylediniz, bilakis babanız falandır!" buyurdu. "Doğru söyledin!" dediler. "Önceki gibi bana doğru söyleyecek misiniz?" diye tekrar sordu. "Evet! Zaten biz sana yalan söylesek sen onu anlayacaksın, tıpkı babamız hakkındakini anladığın gibi" dediler. "Cehennem ehli kimdir?" dedi. "Biz orada az kalacağız. Orada bize siz halef olacaksınız!" dediler. "Defolun! Vallahi biz ebediyen size cehennemde halef olmayacağız!" buyurdu. Sonra da: "Size bir şey sorsam bana doğru söyleyecek misiniz?" buyurdu. "Evet!" dediler. "Bu koyuna zehir koydunuz mu, koymadınız wı?"dedi. "Evet, koyduk!" dediler. "Pekiyi bunu niye yaptınız?" buyurdu. "Yalancı (bir peygamber) isen, senden kurtulmayı arzu ettik. Hakiki bir peygamber isen, bu zehir sana asla zarar vermez!" dediler.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Ebu Hüreyre
KAYNAK:Buhari, Cizye 7
HADİS:Resulullah (sav)`ın hanımlarından bazıları: "Ey Allah`ın Resulü! Hangimiz sana daha çabuk kavuşacak?" diye sordular. O da: "Kolu en uzun olanınız!" diye cevap verdi. Onlar da bir karış alıp kollarını ölçtüler. En uzun kollusu Sevde idi. Bilahare anladık ki, kolunun uzunluğu(ndan murad) sadaka imiş. Zaten o sadaka vermeyi severdi. İlk önce o, Aleyhissalatu vesselam`a kavuşmuştu.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Aişe
KAYNAK:Buhari, Zekat 11; Nesai, Zekat 59, (5, 66, 67)
HADİS:Müslim`in diğer bir rivayeti şöyledir: "Bana kavuşmada en çabuğunuz kolu en uzun olanınızdır!" Hz. Aişe devamla der ki: "Kol yönüyle kim daha uzun diye uzunluk ölçüşmesi yaptılar. En uzunumuz Zeyneb [Bintu Cahş] idi. Çünkü o, eliyle çalışır ve kazandığını sadaka olarak fukaraya verirdi."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Aişe
KAYNAK:Müslim, Fezailü`s-Sahabe 101, (2452)
HADİS:Hz. Ali (ra)`yi dinledim. Demişti ki: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Maveraunnehir`den bir adam çıkacak, ona el-Haris Harras (çiftli) [el-Haris İbnu Harras] denecek. (Ordusunun) önünde Mansur denen bir adam olacak. Bu zat Al-i Muhammed için (malıyla, hazineleriyle, silahıyla zemin) hazırlayacak, hilafeti mümkün kılacaktır. Tıpkı Kureyş`in Resulullah (sav)`a mümkün kıldığı gibi. Ona yardımcı olmak her Müslümana vacib olmuştur -veya ona icabet etmesi vacip olmuştur dedi.-"
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Hilal İbnu Amir
KAYNAK:Ebu Davud, Mehdi 1, (2452)
HADİS:Ebu Sehm (ra) dedi ki: "Bana [Medine`de] bir kadın uğramıştı. Böğründen tuttum, sonra saldım. Sabahleyin Aleyhissalatu vesselam halktan biat almaya başladı. Yanına ben de gittim. "Dün kadını tutan değil misin sen?" diye sordular. "Evet! Ama bir daha yapmayacağım ey Allah`ın Resulü!" dedim. Benim biatimi da aldı." [Rezin tahric etmiştir. Hadis, Ahmed İbnu Hanbel`in Müsned`inde mevcuttur (5, 293)]
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:İbnu Ebi Kesir
KAYNAK:Rezin
HADİS:Hayber fethedildiği zaman, Resulullah (sav)`a zehir katılmış bir koyun (kızartması) hediye edildi. AJeyhissalatu vesselam: "Yahudilerden burada olanları bana toplayın!" emrettiler ve derhal toplanıp getirildiler. "Size bir şey sorsam doğru söyleyecek misiniz?" buyurdu. Onlar: "Evet!" deyince: "Babanız kimdir?" buyurdu. "Falancadır!" dediler. "Yalan söylediniz, bilakis babanız falandır!" buyurdu. "Doğru söyledin!" dediler. "Önceki gibi bana doğru söyleyecek misiniz?" diye tekrar sordu. "Evet! Zaten biz sana yalan söylesek sen onu anlayacaksın, tıpkı babamız hakkındakini anladığın gibi" dediler. "Cehennem ehli kimdir?" dedi. "Biz orada az kalacağız. Orada bize siz halef olacaksınız!" dediler. "Defolun! Vallahi biz ebediyen size cehennemde halef olmayacağız!" buyurdu. Sonra da: "Size bir şey sorsam bana doğru söyleyecek misiniz?" buyurdu. "Evet!" dediler. "Bu koyuna zehir koydunuz mu, koymadınız wı?"dedi. "Evet, koyduk!" dediler. "Pekiyi bunu niye yaptınız?" buyurdu. "Yalancı (bir peygamber) isen, senden kurtulmayı arzu ettik. Hakiki bir peygamber isen, bu zehir sana asla zarar vermez!" dediler.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Ebu Hüreyre
KAYNAK:Buhari, Cizye 7
HADİS:Resulullah (sav)`ın hanımlarından bazıları: "Ey Allah`ın Resulü! Hangimiz sana daha çabuk kavuşacak?" diye sordular. O da: "Kolu en uzun olanınız!" diye cevap verdi. Onlar da bir karış alıp kollarını ölçtüler. En uzun kollusu Sevde idi. Bilahare anladık ki, kolunun uzunluğu(ndan murad) sadaka imiş. Zaten o sadaka vermeyi severdi. İlk önce o, Aleyhissalatu vesselam`a kavuşmuştu.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Aişe
KAYNAK:Buhari, Zekat 11; Nesai, Zekat 59, (5, 66, 67)
HADİS:Müslim`in diğer bir rivayeti şöyledir: "Bana kavuşmada en çabuğunuz kolu en uzun olanınızdır!" Hz. Aişe devamla der ki: "Kol yönüyle kim daha uzun diye uzunluk ölçüşmesi yaptılar. En uzunumuz Zeyneb [Bintu Cahş] idi. Çünkü o, eliyle çalışır ve kazandığını sadaka olarak fukaraya verirdi."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Aişe
KAYNAK:Müslim, Fezailü`s-Sahabe 101, (2452)
HADİS:Hz. Ali (ra)`yi dinledim. Demişti ki: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Maveraunnehir`den bir adam çıkacak, ona el-Haris Harras (çiftli) [el-Haris İbnu Harras] denecek. (Ordusunun) önünde Mansur denen bir adam olacak. Bu zat Al-i Muhammed için (malıyla, hazineleriyle, silahıyla zemin) hazırlayacak, hilafeti mümkün kılacaktır. Tıpkı Kureyş`in Resulullah (sav)`a mümkün kıldığı gibi. Ona yardımcı olmak her Müslümana vacib olmuştur -veya ona icabet etmesi vacip olmuştur dedi.-"
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:Hilal İbnu Amir
KAYNAK:Ebu Davud, Mehdi 1, (2452)
HADİS:Ebu Sehm (ra) dedi ki: "Bana [Medine`de] bir kadın uğramıştı. Böğründen tuttum, sonra saldım. Sabahleyin Aleyhissalatu vesselam halktan biat almaya başladı. Yanına ben de gittim. "Dün kadını tutan değil misin sen?" diye sordular. "Evet! Ama bir daha yapmayacağım ey Allah`ın Resulü!" dedim. Benim biatimi da aldı." [Rezin tahric etmiştir. Hadis, Ahmed İbnu Hanbel`in Müsned`inde mevcuttur (5, 293)]
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Gaybdan Haber Vermesi
RAVİ:İbnu Ebi Kesir
KAYNAK:Rezin
HADİS:Resulullah (sav)`ı ikindi namazının vakti girince gördüm. Halk abdest alacak su arıyordu, bulamadılar. Resulullah (sav)`a abdest suyu getirildi. Hemen elini içine koydu ve halka ondan abdest almalarını emretti. Enes der ki: "Ben suyun parmaklarının altından kaynadığını gördüm. Halk en sonuncuya varıncaya kadar abdestini aldı."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
RAVİ:Enes
KAYNAK:Buhari, Vüdu 32, Menakıb 25; Müslim, Fezail 5, (2279); Muvatta, Taharet 32, (1, 32); Nesai, Taharet 61, (1, 60); Tirmizi, Menakıb 12, (3635)
HADİS:Hudeybiye günü, halk usandı, Aleyhissalatu vesselam`a geldiler. Resulullah`ın önünde deriden mamul bir su kabı vardı, abdest aldı. Halk ona doğru sokuldu. Bunun üzerine: "Neyiniz var?" diye sordu. "Yanımızda abdest almaya ve içmeye önünüzdekinden başka suyumuz kalmadı!" dediler. Aleyhissalatu vesselam, derhal ellerini kaba koydu. Derken parmaklarının arasından su kaynamaya başladı, tıpkı gözelerin kaynaması gibiydi. Hepimiz ondan içtik." Hz. Cabir`e: "O gün kaç kişiydiniz?" denildi. "Eğer, biz yüz bin de olsak su yetecekti, ama biz bin beş yüz kişi idik." cevabını verdi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
RAVİ:Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Buhari, Menakıb 25, Megazi 35, Tefsir Feth 5, Eşribe 31; Müslim, İmaret 67, (1856)
HADİS:Siz Fetih deyince Mekke`nin fethini anlıyorsunuz. Evet Mekke`nin fethi bir fetihtir. Ancak biz sahabiler, fetih deyince, Hudeybiye günündeki Bey`atu`r-Rıdvan`ı anlardık. Biz o zaman, Aleyhissalatu vesselam`ın yanında bin dört yüz kişi idik. Hudeybiye bir kuyu(nun adı)dır. Biz o kuyunun suyunu tamamen aldık, tek damla bırakmadık. Bu durum Aleyhissalatu vesselam`a ulaşmıştı. Derhal kuyunun yanına geldi, kenarına oturup bir kap su istedi. Elini yıkadı, ağzına su alıp [kuyuya püskürttü] ve dua etti. Sonra suyu kuyuya döktü. ["Onu bir müddet terkedin" dedi.] Biz kuyuyu terkedip biraz uzaklaştık. Az sonra kuyu bize ve bineklerimize yetecek kadar su saldı.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
RAVİ:Bera İbnu`l-Azib
KAYNAK:Buhari, Enbiya 25, Megazi, 35
HADİS:Biz Resulullah (sav)`ın mucizelerini bereket addederdik, siz ise onları bir korkutma vesilesi sayıyorsunuz. Biz Resulullah (sav)`la birlikte bir seferde bulunuyorduk. Suyumuz azaldı. "Bana (bir parça) artık su arayın!" buyurdular, içerisinde azıcık su bulunan bir kap getirdiler. Aleyhissalatu vesselam elini içine soktu ve: "Haydi temiz, mübarek suya gelin. Bereket Allah Teala hazretlerindendir!" buyurdular. Yemin olsun, suyun parmaklarının arasından kaynadığını gördüm. Vallahi biz, yenmekte olan taamın tesbihini işitirdik.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
RAVİ:İbnu Mesud
KAYNAK:Buhari, Menakıb 25; Tirmizi, Menakıb 14, (3637); Nesai, Taharet 61, (1, 60)
HADİS:Biz Resulullah (sav)`la beraber bir seferde idik. Derken bir ara halkın azığı tükendi. Bineklerinden bazısını kesmek istediler. Hz. Ömer (ra), (Aleyhissalatu vesselam`a müracaat ederek): "Ey Allah`ın Resulü! Ben cemaatin geri kalan yiyeceklerini toplasam da sen onlar üzerine - bereketlenmeleri için- dua ediversen daha iyi olur, (bineklerimizi kesmeyiz)!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da öyle hareket etti. Buğdayı olan buğdayını, hurması olan hurmasını, (hurma) çekirdeği olan da çekirdeğini getirdi. "Çekirdekle ne yapıyorlardı?" diye sorulunca açıkladı: "Halk onu emiyor, üzerine de su içiyorlardı. Resulullah dua buyurdu, (taam öylesine bereketlendi ki) herkes azık kaplarını yiyecekle doldurdu. Aleyhissalatu vesselam bu ilahi ikram karşısında: "Şehadet ederim ki Allah`tan başka ilah yoktur ve ben O`nun resulüyüm. Bu iki kaziyede şüpheyi düşmeden Allah`a kavuşan cennete gidecektir" buyurdu."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
RAVİ:Ebu Hüreyre
KAYNAK:Müslim, İman 44, (27)
HADİS:Resulullah (sav)`ı ikindi namazının vakti girince gördüm. Halk abdest alacak su arıyordu, bulamadılar. Resulullah (sav)`a abdest suyu getirildi. Hemen elini içine koydu ve halka ondan abdest almalarını emretti. Enes der ki: "Ben suyun parmaklarının altından kaynadığını gördüm. Halk en sonuncuya varıncaya kadar abdestini aldı."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
RAVİ:Enes
KAYNAK:Buhari, Vüdu 32, Menakıb 25; Müslim, Fezail 5, (2279); Muvatta, Taharet 32, (1, 32); Nesai, Taharet 61, (1, 60); Tirmizi, Menakıb 12, (3635)
HADİS:Hudeybiye günü, halk usandı, Aleyhissalatu vesselam`a geldiler. Resulullah`ın önünde deriden mamul bir su kabı vardı, abdest aldı. Halk ona doğru sokuldu. Bunun üzerine: "Neyiniz var?" diye sordu. "Yanımızda abdest almaya ve içmeye önünüzdekinden başka suyumuz kalmadı!" dediler. Aleyhissalatu vesselam, derhal ellerini kaba koydu. Derken parmaklarının arasından su kaynamaya başladı, tıpkı gözelerin kaynaması gibiydi. Hepimiz ondan içtik." Hz. Cabir`e: "O gün kaç kişiydiniz?" denildi. "Eğer, biz yüz bin de olsak su yetecekti, ama biz bin beş yüz kişi idik." cevabını verdi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
RAVİ:Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Buhari, Menakıb 25, Megazi 35, Tefsir Feth 5, Eşribe 31; Müslim, İmaret 67, (1856)
HADİS:Siz Fetih deyince Mekke`nin fethini anlıyorsunuz. Evet Mekke`nin fethi bir fetihtir. Ancak biz sahabiler, fetih deyince, Hudeybiye günündeki Bey`atu`r-Rıdvan`ı anlardık. Biz o zaman, Aleyhissalatu vesselam`ın yanında bin dört yüz kişi idik. Hudeybiye bir kuyu(nun adı)dır. Biz o kuyunun suyunu tamamen aldık, tek damla bırakmadık. Bu durum Aleyhissalatu vesselam`a ulaşmıştı. Derhal kuyunun yanına geldi, kenarına oturup bir kap su istedi. Elini yıkadı, ağzına su alıp [kuyuya püskürttü] ve dua etti. Sonra suyu kuyuya döktü. ["Onu bir müddet terkedin" dedi.] Biz kuyuyu terkedip biraz uzaklaştık. Az sonra kuyu bize ve bineklerimize yetecek kadar su saldı.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
RAVİ:Bera İbnu`l-Azib
KAYNAK:Buhari, Enbiya 25, Megazi, 35
HADİS:Biz Resulullah (sav)`ın mucizelerini bereket addederdik, siz ise onları bir korkutma vesilesi sayıyorsunuz. Biz Resulullah (sav)`la birlikte bir seferde bulunuyorduk. Suyumuz azaldı. "Bana (bir parça) artık su arayın!" buyurdular, içerisinde azıcık su bulunan bir kap getirdiler. Aleyhissalatu vesselam elini içine soktu ve: "Haydi temiz, mübarek suya gelin. Bereket Allah Teala hazretlerindendir!" buyurdular. Yemin olsun, suyun parmaklarının arasından kaynadığını gördüm. Vallahi biz, yenmekte olan taamın tesbihini işitirdik.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
RAVİ:İbnu Mesud
KAYNAK:Buhari, Menakıb 25; Tirmizi, Menakıb 14, (3637); Nesai, Taharet 61, (1, 60)
HADİS:Biz Resulullah (sav)`la beraber bir seferde idik. Derken bir ara halkın azığı tükendi. Bineklerinden bazısını kesmek istediler. Hz. Ömer (ra), (Aleyhissalatu vesselam`a müracaat ederek): "Ey Allah`ın Resulü! Ben cemaatin geri kalan yiyeceklerini toplasam da sen onlar üzerine - bereketlenmeleri için- dua ediversen daha iyi olur, (bineklerimizi kesmeyiz)!" dedi. Aleyhissalatu vesselam da öyle hareket etti. Buğdayı olan buğdayını, hurması olan hurmasını, (hurma) çekirdeği olan da çekirdeğini getirdi. "Çekirdekle ne yapıyorlardı?" diye sorulunca açıkladı: "Halk onu emiyor, üzerine de su içiyorlardı. Resulullah dua buyurdu, (taam öylesine bereketlendi ki) herkes azık kaplarını yiyecekle doldurdu. Aleyhissalatu vesselam bu ilahi ikram karşısında: "Şehadet ederim ki Allah`tan başka ilah yoktur ve ben O`nun resulüyüm. Bu iki kaziyede şüpheyi düşmeden Allah`a kavuşan cennete gidecektir" buyurdu."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Yiyecek Ve İçeceklerin Artıp Bereketlenmesi
RAVİ:Ebu Hüreyre
KAYNAK:Müslim, İman 44, (27)
HADİS:Resulullah (sav) eliyle yüzümü okşadı ve bana dua etti. Urve der ki: "Ben onu yüz yirmi sene kadar yaşadıktan sonra gördüm, yüzünde sayılabilecek kadar sayıda beyaz kıl vardı."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Duasının Makbul Olması
RAVİ:Ebu Zeyd İbnu Ahtab
KAYNAK:Tirmizi, Menakıb 10, (3633)
HADİS:Ben, Seleme İbnu`l Ekva (ra)`ın bacağında bir darbe izi gördüm. "Bu da ne?" diye sordum. Şu açıklamayı yaptı: "Bana Hayber günü isabet etmişti. Halk: "Seleme isabet aldı" diye bağırdı. Sonra Resulullah`a götürüldüm. O yara üzerine üç kere nefes etti. Şu ana kadar hiç acı duymadım!
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Duasının Makbul Olması
RAVİ:Yezid İbnu Ebi Ubeyd
KAYNAK:Ebu Davud, Tıbb 19, (3894)
HADİS:(Bir gün) Ebu Cehl: "Muhammed, aranızda, hala yüzünü toprağa sürtüyor mu?" dedi. "Evet" cevabını alınca: "Lat ve Uzza`ya yemin olsun! Onu böyle yaparken görürsem boynuna ayaklarımla basacağım -veya: Ben de O`nun yüzünü yere batıracağım-" dedi. Sonra bir gün, Resulullah (sav) namaz kılarken boynuna basmak üzere yaklaştı. Fakat birdenbire O`nu bırakıp geri döndüğünü ve elleriyle korunduğunu gördüler. "Sana ne oldu?" dediler. "Benimle onun arasında ateşten bir hendek, korkunç bir şey ve birtakım kanatlar var!" cevabını verdi. Resulullah (sav) da; "Eğer bana yaklaşsaydı melekler onu uzuv uzuv kapıp parçalayacaktı!" buyurdu. Bunun üzerine Allah Teala hazretleri şu ayeti inzal buyurdu. (Mealen): "Fakat insan, kendisini ihtiyaçtan uzak görünce azgınlaşır. Dönüş ancak Rabbinedir. Allah`ın kulunu namaz kılmaktan alıkoyanı gördün mü? Gördün mü o kafiri? Eğer o doğru yol üzerinde olsa yahut kötülükten sakınmayı tavsiye etse daha hayırlı olmaz mıydı? Gördün mü o kafiri? Eğer o yalanlayıp haktan yüz çeverirse, Allah`ın kendisini gördüğünü bilmez mi? Andolsun ki, eğer o inkar ve isyanına son vermezse, biz onu alnından yakalayıp cehenneme sürükleriz. Zira o, pek yalancı ve günahkar bir alındır. O kavmini yardıma çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız. Hayır sen ona aldırma, secde et ve Rabbine yaklaş" (Alak 6-19).
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Ezadan Korunması
RAVİ:Ebu Hüreyre
HADİS:Resulullah (sav) ile birlikte Necid istikametine gazveye çıktık. Resulullah`a öğle vakti, sık ağaçlı bir vadide yetiştik. Derken Aleyhissalatu vesselam bir ağacın altına indi. Kılıncını da dallardan birine astı. Askerler vadi içerisinde dağılıp ağaçların gölgelerine sığındılar. Resulullah (sav) (bizi çağırdı. Yanına gelince, anlattı): "Ben uyurken yanıma bir adam geldi, kılıncımı aldı. Derken derhal uyandım. Herif tepemde dikilmişti, elinde de kınından sıyrılmış kılınç vardı. "Seni benden kim kurtarabilir?" dedi. "Allah!" cevabını verdim. Derhal kılıncı kınına soktu. İşte o, şu oturan adamdır?" buyurdular. Aleyhissalatu vesselam (sav) adama dokunmadı. O, kavminin lideri idi. Resulullah (sav) affedince, adamlarının yanına döndü. Ayrılırken; "Allah`a yemin olsun size karşı harb eden bir kavimle beraber olmayacağım!" dedi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Ezadan Korunması
RAVİ:Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Buhari, Cihad 87, 84, Megazi 31, 32; Müslim, Müsafirin 311, (843)
HADİS:Resulullah (sav)`a Yahudilerden bir alim geldi. "Ey Muhammed, Allah`ın selamı üzerine olsun!" dedi. Bunu der demez adamı öyle bir ittim ki, nerdeyse yere yıkılayazdı. "Beni niye ittin?" dedi. "Niye ey Allah`ın Resulü! demiyorsun?" dedim. "Ben O`nu, ailesinin kendine koyduğu isimle çağırıyorum!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ailemin bana koyduğu isim hakikaten Muhammed`dir!" buyurdu. Adam: "Size bir şey sormaya geldim" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sana söylediğim takdirde işine yarayacak mı?"dedi. Adam: "Kulaklarımla dinlerim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sor!" buyurdular. Adam: "Kıyamet günü, yer ve gökler başka bir yer ve gök olup kılık değiştirdiği zaman, insanlar nerede olacaklar?" dedi. Resulullah: "Köprünün (sıratın) önünde, karanlıkta" buyurdular. Adam: "Köprüyü ilk geçen kim olacak?" dedi. "Muhacirlerin fakirleridir" buyurdu. "Cennete girince onlara ne armağan edilecek?" dedi. "Balık ciğerinin ziyadesi!" buyurdu. "Bunun arkasından ne yiyecekler?" dedi. "Onlara cennetin etrafında atlayan cennet öküzü kesilecek!" buyurdular. "Bunun üstüne ne içecekler?" dedi. "Selsebil denen cennetteki bir gözenin suyundan" buyurdular. Adam; "Doğru söyledin!" dedi ve ilave etti: "Ben sana bir peygamber veya bir veya iki kişiden başka hiç kimsenin bilemeyeceği bir şey sormak için geldim" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Söylediğim takdirde sana faydası olacak mı?" buyurdular. "Kulaklarımla dinlerim" dedi. "Sor!" buyurdular, "Sana çocuktan soracağım" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Erkeğin suyu beyazdır. Kadının suyu ise sarıdır. İkisi birleşir ve erkeğin menisi kadının menisine üstün gelirse Allah`ın izniyle çocuk erkek olur. Kadının menisi erkeğin menisine üstün gelirse çocuk Allah`ın izniyle kız olur" buyurdular. Yahudi: "Vallahi doğru söyledin! Sen gerçekten hak peygambersin" dedi ve ayrıldı. Resulullah (sav): "Bu adam bana soracağını sordu. Ben bunlardan birşey bilmiyordum. Taki ki Allah onları bana bildirdi" buyurdular."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`a Sorulanlar
RAVİ:Sevban
KAYNAK:Müslim, Hayz 34, (3l5)
HADİS:Resulullah (sav) eliyle yüzümü okşadı ve bana dua etti. Urve der ki: "Ben onu yüz yirmi sene kadar yaşadıktan sonra gördüm, yüzünde sayılabilecek kadar sayıda beyaz kıl vardı."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Duasının Makbul Olması
RAVİ:Ebu Zeyd İbnu Ahtab
KAYNAK:Tirmizi, Menakıb 10, (3633)
HADİS:Ben, Seleme İbnu`l Ekva (ra)`ın bacağında bir darbe izi gördüm. "Bu da ne?" diye sordum. Şu açıklamayı yaptı: "Bana Hayber günü isabet etmişti. Halk: "Seleme isabet aldı" diye bağırdı. Sonra Resulullah`a götürüldüm. O yara üzerine üç kere nefes etti. Şu ana kadar hiç acı duymadım!
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Duasının Makbul Olması
RAVİ:Yezid İbnu Ebi Ubeyd
KAYNAK:Ebu Davud, Tıbb 19, (3894)
HADİS:(Bir gün) Ebu Cehl: "Muhammed, aranızda, hala yüzünü toprağa sürtüyor mu?" dedi. "Evet" cevabını alınca: "Lat ve Uzza`ya yemin olsun! Onu böyle yaparken görürsem boynuna ayaklarımla basacağım -veya: Ben de O`nun yüzünü yere batıracağım-" dedi. Sonra bir gün, Resulullah (sav) namaz kılarken boynuna basmak üzere yaklaştı. Fakat birdenbire O`nu bırakıp geri döndüğünü ve elleriyle korunduğunu gördüler. "Sana ne oldu?" dediler. "Benimle onun arasında ateşten bir hendek, korkunç bir şey ve birtakım kanatlar var!" cevabını verdi. Resulullah (sav) da; "Eğer bana yaklaşsaydı melekler onu uzuv uzuv kapıp parçalayacaktı!" buyurdu. Bunun üzerine Allah Teala hazretleri şu ayeti inzal buyurdu. (Mealen): "Fakat insan, kendisini ihtiyaçtan uzak görünce azgınlaşır. Dönüş ancak Rabbinedir. Allah`ın kulunu namaz kılmaktan alıkoyanı gördün mü? Gördün mü o kafiri? Eğer o doğru yol üzerinde olsa yahut kötülükten sakınmayı tavsiye etse daha hayırlı olmaz mıydı? Gördün mü o kafiri? Eğer o yalanlayıp haktan yüz çeverirse, Allah`ın kendisini gördüğünü bilmez mi? Andolsun ki, eğer o inkar ve isyanına son vermezse, biz onu alnından yakalayıp cehenneme sürükleriz. Zira o, pek yalancı ve günahkar bir alındır. O kavmini yardıma çağırsın. Biz de zebanileri çağıracağız. Hayır sen ona aldırma, secde et ve Rabbine yaklaş" (Alak 6-19).
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Ezadan Korunması
RAVİ:Ebu Hüreyre
HADİS:Resulullah (sav) ile birlikte Necid istikametine gazveye çıktık. Resulullah`a öğle vakti, sık ağaçlı bir vadide yetiştik. Derken Aleyhissalatu vesselam bir ağacın altına indi. Kılıncını da dallardan birine astı. Askerler vadi içerisinde dağılıp ağaçların gölgelerine sığındılar. Resulullah (sav) (bizi çağırdı. Yanına gelince, anlattı): "Ben uyurken yanıma bir adam geldi, kılıncımı aldı. Derken derhal uyandım. Herif tepemde dikilmişti, elinde de kınından sıyrılmış kılınç vardı. "Seni benden kim kurtarabilir?" dedi. "Allah!" cevabını verdim. Derhal kılıncı kınına soktu. İşte o, şu oturan adamdır?" buyurdular. Aleyhissalatu vesselam (sav) adama dokunmadı. O, kavminin lideri idi. Resulullah (sav) affedince, adamlarının yanına döndü. Ayrılırken; "Allah`a yemin olsun size karşı harb eden bir kavimle beraber olmayacağım!" dedi.
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`ın Ezadan Korunması
RAVİ:Cabir İbnu Abdullah el-Ensari
KAYNAK:Buhari, Cihad 87, 84, Megazi 31, 32; Müslim, Müsafirin 311, (843)
HADİS:Resulullah (sav)`a Yahudilerden bir alim geldi. "Ey Muhammed, Allah`ın selamı üzerine olsun!" dedi. Bunu der demez adamı öyle bir ittim ki, nerdeyse yere yıkılayazdı. "Beni niye ittin?" dedi. "Niye ey Allah`ın Resulü! demiyorsun?" dedim. "Ben O`nu, ailesinin kendine koyduğu isimle çağırıyorum!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Ailemin bana koyduğu isim hakikaten Muhammed`dir!" buyurdu. Adam: "Size bir şey sormaya geldim" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sana söylediğim takdirde işine yarayacak mı?"dedi. Adam: "Kulaklarımla dinlerim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Sor!" buyurdular. Adam: "Kıyamet günü, yer ve gökler başka bir yer ve gök olup kılık değiştirdiği zaman, insanlar nerede olacaklar?" dedi. Resulullah: "Köprünün (sıratın) önünde, karanlıkta" buyurdular. Adam: "Köprüyü ilk geçen kim olacak?" dedi. "Muhacirlerin fakirleridir" buyurdu. "Cennete girince onlara ne armağan edilecek?" dedi. "Balık ciğerinin ziyadesi!" buyurdu. "Bunun arkasından ne yiyecekler?" dedi. "Onlara cennetin etrafında atlayan cennet öküzü kesilecek!" buyurdular. "Bunun üstüne ne içecekler?" dedi. "Selsebil denen cennetteki bir gözenin suyundan" buyurdular. Adam; "Doğru söyledin!" dedi ve ilave etti: "Ben sana bir peygamber veya bir veya iki kişiden başka hiç kimsenin bilemeyeceği bir şey sormak için geldim" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Söylediğim takdirde sana faydası olacak mı?" buyurdular. "Kulaklarımla dinlerim" dedi. "Sor!" buyurdular, "Sana çocuktan soracağım" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Erkeğin suyu beyazdır. Kadının suyu ise sarıdır. İkisi birleşir ve erkeğin menisi kadının menisine üstün gelirse Allah`ın izniyle çocuk erkek olur. Kadının menisi erkeğin menisine üstün gelirse çocuk Allah`ın izniyle kız olur" buyurdular. Yahudi: "Vallahi doğru söyledin! Sen gerçekten hak peygambersin" dedi ve ayrıldı. Resulullah (sav): "Bu adam bana soracağını sordu. Ben bunlardan birşey bilmiyordum. Taki ki Allah onları bana bildirdi" buyurdular."
FASIL:PEYGAMBERLİK BÖLÜMÜ
KONU:Resulullah (sav)`a Sorulanlar
RAVİ:Sevban
KAYNAK:Müslim, Hayz 34, (3l5)