EL-İTKÂN | HAZARİ VE SEFERİ ÂYETLER


  

2 - HAZARİ VE SEFERİ ÂYETLER

186 Hazari âyetler çoktur. Seferi âyetlere dair misaller de mevcuttur. Araştırma sonunda şunların seferi âyetler olduğunu tesbit ettim. Bakara sûresinin ***** «Siz de ibrahim'in makamından bir namaz yeri edinin.» (125.) âyeti, Veda Haccı sırasında Mekke'de nâzil olmuştur.

İbn-i Ebî Hâtim ve İbn-i Merdeveyh, Câbir'in şöyle dediğini rivâyet ederler «Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Kabe'yi tavaf ederken Hazret-i Ömer ona: Bu, atamız Halil İbrahim'in makamı değil midir diye sorunca Resûlüllah; evet cevabını verdi, öyleyse onu namazgah edinmemiz uygun olmaz mı? demesi üzerine, bu âyet nâzil oldu.»

İbn-i Merdeveyh Amr b. Meymûn tariki ile Ömer b. Hattab'ın şöyle dediğini rivâyet etmiştir «Hazret-i Ömer., İbrahim aleyhisselâm'ın makamı yanından geçerken; Ya Resûlallah, Rabbimizin Halili, İbrahim aleyhisselâm'ın makamında namaz kılmamız yerinde olmaz mı? Resûlüllah niye olmasın deyince, öyleyse onu namazgah edinelim. Hazret-i Ömer'in sözü biter bitmez bu âyet nâzil oldu.»

İbnu'l-Hassâr; «Bu âyet ya kaza umresi, ya Mekke'nin fethi, ya da Veda Haccında nâzil olmuştur» der.

Bakara sûresinin***** «...evlere arkalarından girmek doğru değildir...» (189.) âyeti de seferde nâzil olmuştur. İbn-i Cerîr'in Zührî'den rivâyetine göre bu âyet Hudeybiye umresinde nâzil olmuştur. Suddinin rivâyetine göre Veda Haccında, nâzil olmuştur.

190 Bakara sûresinin ***** «...Allah için haca ve umreyi tamamlayın...» (196.) âyeti de seferde nâzil olmuştur.

İbn-i Ebî Hâtim, Safvân b. Umeyye'den naklettiği bir rivâyete göre: Resûlüllaha za'feran sürünmüş cübbeli bir kimse gelir ve şöyle der. Umrem hakkında ne buyurursun? Akabinde bu âyet nâzil olur. Resûlüllah: Umre hakkında soru soran nerededir diye araştırır. Bulduğunda: Üzerindekileri çıkar, sonra yıkan diye emreder.

Bakara sûresinin aynı ***** «...içinizden hasta olan...» (196.) âyeti de Hudeybiye'de seferde nâzil olmuştur.

Ahmed b. Hanbel âyetin, Ka'b b. Ucre hakkında nâzil olduğunu rivâyet ederken, Vâhidî âyetin sebeb-i nüzülünü İbn-i Abbâs'dan nakletmiştir.

Bakara sûresinin ***** «Resul îman etti...» (285.) âyeti de seferde nâzil olmuştur. Âyetin Mekke fethinde nâzil olduğu söylenmişse de, buna dair bir delile rastlayamadım.

Bakara sûresinin ***** «Şu günden sakının ki o gün Allah'a döndürüleceksiniz...» (281.) âyetide seferi âyetlerdendir. Beyhakî'nin «D e l â i l» inde rivâyet ettiği üzere Veda Haccı sırasında Mina'da nâzil olmuştur.

Âli imrân sûresinin ***** «...Allah ve Resulünün çağırısına uydular...» (172.) âyeti de seferi âyetlerdendir. Taberânî, sahih bir senedle İbn-i Abbâs'dan rivâyet ettiğine göre âyet, Hamrâu'l-Esed mevkiinde nâzil olmuştur.

Nisa sûresinin teyemmümle ilgili (43.) âyeti de seferde nâzil olmuştur.

İbn-i Merdeveyh'in Esla' b. Şureyk'den rivâyetine göre âyet; Resûlüllah'ın (sallallahü aleyhi ve sellem) gazvelerinden birinde nâzil olmuştur.

Nisa sûresinin ***** «Allah size emanetleri ehline vermenizi...emreder...» (58.) âyeti de seferidir.

Mekke fethinde Kabe dahilinde nâzil olduğunu İbn-i Cureyc'den rivâyetle Suneyd Tefsir'inde, İbn-i Merdeveyh'den İbn-i Abbâs'dan nakletmişlerdir.

Nisa sûresinin ***** «Sende içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın vakit..» (102.) âyeti de seferi âyetlerdendir.

Âyet, Ahmed b. Hanbelin Ebû Ayyâş'iz-Zerkî'den rivâyetine göre, öğle ile ikindi arasında Asfân mevkiinde nâzil olmuştur.

Nisa sûresinin ***** «Senden fetva istiyorlar. De ki: Allah size babasız ve çocuksuz kişinin mirası hakkındaki hükmünü şöyle açıklıyor...» (176.) âyeti de seferi âyetlerdendir. Âyet, Bezzâr'ın Huzeyfeden rivâyetine göre Resûlüllah'ın bir seferinde nâzil olmuştur.

Maide sûresinin evveli de seferi âyetlerdendir.

Beyhakînin «Ş u a b u' l - i m â n» adlı eserinde Esmâ bint-i Yezid'den rivâyet ettiğine göre bu âyetler, Mine'de nâzil olmuştur. Beyhakî «D e l â i - l u' n - N u b u v v e» adlı eserinde ise, Ummu Amr ve amcasından rivâyet ettiğine göre âyet Resûlüllahın bir seferinde nâzil olmuştur.

200 Ebû Ubeyd'in Muhammed b. Kâb'den rivâyetine göre Maide sûresinin Veda Haccı sırasında, Mekke ile Medine arasında indiğini nakleder.

Maide sûresinin ***** «...Bugün sizin dininizi kemale erdir

Sahih-i Buhârî'de rivâyet edildiğine göre âyet, Veda Haccı sırasında cuma akşamı nâzil olmuştur. Bu hadisin çeşitli tariki vardır.

İbn-i Merdeveyh'in Ebû Saidi'l-Hudri'den naklettiğine göre âyet, Ğadirhum gününde inmiştir. İbn-i Merdeveyh hadisin benzerini Ebû Hureyre'den de rivâyet eder. Bu iki rivâyette, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Veda Haccı dönüşü Zilhiccenin 18. gününde indiği söylenirse de, her ikisi de doğru değildir.

Maide sûresinin teyemmümle ilgili 6. âyeti de seferi ayettir.

Buhârî'de Hazret-i Aişe'den rivâyet edildiğine göre, Müslümanlar Medine yoluna girdikleri sırada, Beydâ'da nâzil olmuştur. Hadisin başka metninde Beydâ yahut Zâtu'l-Ceyş isimleri geçmektedir.

İbn-i Abdi'l-Berr «T e m h î d» adlı eserinde, bu âyetin Benî Mustalik gazvesin de inmiş olabileceğini söyler. Aynı ifadeyi «İ s t i z k â r» adlı eserinde kesinlikle tekrarlamıştır. Fakat bunu, İbn-i Sa'd ve İbn-i Hibbân, daha önce zikretmişlerdir.

Beni Mustalik gazvesi, Mureysî gazvesidir. Son asır uleması, bu iddianın doğru olamayacağını, çünkü Mureysî denilen yer, Mekke cihetindeki Kadid ile sahil şehirleri arasına düşmektedir. Oysa bu kıssa Hazret-i Aişe'nin Beydâ ya da Zâtu'l-Ceyş, sözüne göre Hayber tarafında vukubulmuştur. Beydâ ya da Zâtu'l-Ceyş, Medine ile Hayber arasındadır. Nitekim Nevevî'nin kesin görüşü de budur. Buna karşılık İbn-i't-Tîn, Beydânın Zu'l-Huleyfe olduğunu kesinlikle belirtir.

Aynı konuda Ebû Ubeydi'l-Bekri, Beydâ'nın Mekke yolu üzerindeki Zu'l-Huleyfe karşısında bulunan Şeraf denilen yer adı olduğunu, Zâtu'l-Ceyş'in ise Medine'ye bir konak beride bulunduğunu söyler.

Maide sûresinin ***** «Ey mü'minler Allah'ın size olan nimetini hatırlayın: Hani bir topluluk size el uzatmaya yeltenmişti de...» (11.) âyetide seferi âyetlerdendir.

İbn-i Cerîr'in Katâde'den rivâyetine göre âyet, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) yedinci gazvesi sırasında Batnu'n-Nahle mevkiinde iken Benû Sa'lebe ve Benû Muharib O'nu öldürmek istediklerinde nâzil olmuş, durumu Allah Teâlâ bu âyetle kendisine bildirmiştir.

Maide Sûresi'nin "Allah seni insanlardan korur..." (67.) âyeti de seferidir.

İbn-u Hibbân'ın Sahih'inde, Ebû Hureyre'den rivâyetine göre âyet, Rasulullah'ın bir seferinde nâzil olmuştur. İbn-u Ebî Hâtim ve İbn-u Merdeveyh, Câbir'den rivâyet ettiklerine göre âyet, Benû Enmâr gazvesinde, Batnunahle'nin tarafına düşen Zâtürrika'da nâzil olmuştur.

Enfâl sûresinin ilk âyetleri de seferî ayetlerdendir.

Ahmed b. Hanbel'in Said b. Ebî Vakkas'dan rivâyetine göre âyet, Bedir gazvesi sonunda nâzil olmuştur. Bu sûrenin ***** «Siz Rabbinizden yardım istiyordunuz...» (9.) âyeti de seferde nâzil olmuştur.

210 Tevbe sûresinin ***** «Altını ve gümüşü yığıp...» (35.) âyeti, seferde nâzil olmuştur. Ahmed b. Hanbel'in Sevbân'dan rivâyet ettiğine göre âyet, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın seferlerinden birinde nâzil olmuştur. Bu sûrenin***** «Geçici bir dünya menfaati...» (42.) âyetinden sonrakiler, seferidir. İbn-i Cerîr'in İbn-i Abbâs'dan rivâyetine göre âyetler, Tebûk gazvesinde nâzil olmuştur.

Tevbe sûresinin ***** «Eğer onlara sorsan: 'Biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk' derler...» (65.) âyeti, seferi âyetlerdendir. İbn-i Ebî Hâtim'in İbn-i Ömer'den rivâyetine göre âyet, Tebûk gazvesinde nâzil olmuştur.

Tevbe sûresinin ***** «...ne peygambere, ne de mü'minlere yaraşan bir işdir...» (113.) âyeti de seferi âyettir. Taberânî ve İbn-i Merdeveyh, İbn-i Abbâs'dan rivâyet ettiklerine göre âyet, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Umre yapmak üzere yola çıktığında Asfân sırtlarından inerek annesinin kabrini ziyaret etti, kendisine istiğfar dileğinde nâzil oldu.

Nahl sûresinin son âyeti de seferde nâzil olmuştur. Beyhakî ve Bezzârın Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiklerine göre âyet, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şehid düşen Hamza'nın başucunda dururken Uhud'da nâzil olmuştur. Tirmizî ve Hâkim'in Ubeyy b. Ka'b'dan rivâyetlerine göre de Mekke fethi sırasında inmiştir.

İsrâ sûresinin ***** «Neredeyse seni yurdundan çıkarmak için tedirgin edeceklerdi...» (76.) âyeti, seferi âyetlerdendir. Beyhakî «D e l â i l» inde zikrettiği gibi Ebû’ş-Şeyh de, Şehr b. Hûşeb tarikiyle Abdurrahmân b. Ganem'den rivâyet ettiklerine göre âyet, Tebûk gazvesinde nâzil olmuştur.

Hac sûresinin ilk âyeti de seferidir. Tirmizî ve Hâkim'in İmrân b. Husayndan rivâyet ettiklerine göre âyet, Resûlüllah'ın bir seferinde nâzil olmuştur. İbn-i Merdeveyh'in Kelbî tarikiyle Ebû Sâlih ve İbn-i Abbâs'dan rivâyet ettiğine göre, âyet Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Benû Mustalik yolunda iken inmiştir.

Hac sûresinin ***** «İşte şunlar...iki taraf...» (19.) âyeti de seferde nâzil olmuştur. Kadı Celâluddin el-Bulkaynî âyetin, Bedir gazvesinde, âyetteki ***** lâfzının da işaret ettiği gibi, karşılıklı iki grubun çarpışması esnasında nâzil olabileceğini ileri sürer.

Hac sûresinin ***** «Kendileriyle savaşılan -mü'min-lere, savaşma- izni verildi...» (39.) âyeti de seferi âyetlerdendir.

Tirmizî'nin İbn-i Abbâs'dan rivâyetine göre âyet, Resûlün Mekke'den hicreti sırasında Hazret-i Ebû Bekr'in: «Nebilerini Mekke'den kovdular, Allah onları helak etsin» sözü üzerine nâzil olmuştur. İbnu'l-Hassâr, bu hadisten faydalanarak Bazıları âyetin, hicret esnasında nâzil olduğu kanaatine vardıklarını söyler.

Furkân sûresinin ***** «Görmedin mi Rabbin gölgeyi nasıl uzattı...» (45.) âyeti de seferî âyetlerdendir. İbn-i habib bu âyetin Tâif'de nâzil olduğunu söyler. Ancak İbn-i Habib'in bu sözünü destekleyen bir senede rastlayamadım.

Kasas sûresinin ***** «Kur'ân'ı sana farz kılan...» (85.) âyeti de seferî âyetlerdendir. İbn-i Ebî Hâtim'in Dahhâk'dan rivâyetine göre Hicret esnasında Cuhfe'de nâzil olmuştur.

221 Rûm sûresinin ilk âyetleri seferidir. Tirmizînin Ebû Saidi'l-Hudri'den rivâyet ettiğine göre Bedir muharebesine katılan Müslümanlar, Bizans (Rûm)ın İran'a galib geldiğini duyunca şaşırmışlardı. Bunun üzerine sûrenin ilk dört âyeti nâzil olmuştur. Tirmizî, âyette ***** kelimesindeki ***** harfinin meftuh okunduğunu, bu rivâyetin sonunda ilâve eder.

Zuhruf sûresinin ***** «Senden önce gönderdiğimiz elçilerden sor...» (45.) âyeti, seferî âyetlerdendir. İbn-i Habib bu âyetin İsrâ gecesi Beytu'l-Makdis'de indiğini söyler.

Muhammed sûresinin ***** « Seni çıkaran şehirden daha kuvvetli nice şehirler var ki...» (13.) âyeti, seferi âyetlerdendir.

Sehâvî, «C e m â l u' l - K u r r â» adlı eserinde ifade ettiğine göre; Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekke'den ayrılıp Medine'ye hicret edeceği sırada durup Mekke'ye baktı. Kendini tutamayarak ağlayınca bu âyet nâzil oldu.

Fatiha sûresi bütünüyle seferidir.

Hâkim ve diğerleri, Misver b. Mahreme ile Mervân b. Hakem'den rivâyet ettiklerine göre sûre, baştan sona kadar Hudeybiye musalahası sırasında, Mekke ile Medine arasında nâzil olmuştur. Ayrıca Hâkim «M ü s t e d r e k» inde Mecma' b. Câriye'den rivâyetle sûrenin ilk âyetleri Kurâi'l-Gamim adlı yerde nâzil olduğunu nakleder.

Hucurât sûresinin ***** «Ey insanlar muhakkak sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık...» (13.) âyeti seferidir.

Vâhidî'nin İbn-i Ebî Muleyke'den rivâyet ettiğine göre bu âyetin Hazret-i Bilâl, Mekke fethi günü Kâbe'ye çıkıp ezan okuduğu sırada, Bazılarının: Bu siyahi köle Kâbe'ye çıkıp ezan okuyor. demeleri üzerine nâzil olduğunu nakleder.

Kamer sûresinin ***** «Yakında o topluluk dağılacak...» (45.) â

yeti, seferi âyetlerdendir.

İbnu'l-Feres'in rivâyetine göre bu âyet, Bedir savaşında nâzil olmuştur. Ancak, 12. bölümde görüleceği üzere bu rivâyet merdûddur. Fakat İbn-i Abbasdan yapılan bir rivâyetin bunu teyit ettiğini gördüm.

Vâkıa sûresinin ***** «Öncekilerden büyük bir kütle...» 13.) ve ***** «Şimdi siz, bu sözümü küçümsüyorsunuz? (81.) âyetleri, seferde nâzil olmuştur. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye hicret ederken nâzil olmuştur. Ancak, bunu teyit edecek bir senede rastlayamadım.

Gene aynı sürenin ***** «Rızkınızı yalanlamazdan ibaret mi kalıyorsunuz.» (82.) âyeti de seferidir.

İbn-i Ebî Hâtim, Yakûb tarikiyle Mücâhid'den, o da Ebû Hazre'den rivâyet ettiğine göre şöyle der: Bu âyet, Tebûk gazvesi sırasında Ensârdan bir kimse hakkında nâzil olmuştur. Şöyle ki, Resûlüllah ve beraberindekiler Hicr denilen mevkiye geldiğinde Ashâbına buradan su almamalarını emreder. Başka bir yere geldiklerinde, susuz kaldıklarını Resûlüllah'a bildirirler Bunun üzerine Resûlüllah dua'da bulunur. Allah, üzerlerine bulut göndererek, susuzluklarını giderecek şekilde yağmur yağdırır. Bu olayı gözetleyen münafıklardan biri, bu yağmur, yağmur yıldızının kaymasıyla yağdı, şeklinde konuşunca âyet nâzil oldu.

Mümtehine sûresinin ***** «Ey mü'minler, mü'min kadınlar göç ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin...» (10.) âyeti de seferde nâzil olmuştur. İbn-i Cerîr et-Taberî'nin Zühri'den rivâyet ettiğine göre âyet, Hudeybiye sırtlarının alt kısmında nâzil olmuştur.

230 Münafikûn sûresi bütünüyle seferidir.

Tirmizî Zeyd b. Erkam'dan rivâyet ettiğine göre de, Beni Mustalik gazvesinde nâzil olmuştur. İbn-i İshâk ve diğerleri de bu görüştedir.

Mürselât sûresi bütünüyle seferidir. Buhârî ve Müslim, İbn-i Mesûd'un şöyle dediğini rivâyet ederler: «Resûlüllah'la (sallallahü aleyhi ve sellem) beraber Mine mağarasında iken bu sûre nâzil oldu.»

Mutaffifîn sûresinin tamamı veya bir kısmı seferidir. Nesefî ve diğer muhaddislerin rivâyetine göre hicret kasdiyle yola çıkıldığında, henüz Medine'ye varılmadan nâzil olmuştur.

Sahihayn'ın rivâyetin göre, Alak sûresinin ilk âyetleri Hira mağarasında nâzil olmuştur.

Kevser sûresi de seferidir. İbn-i Cerîr, Said b. Cübeyr'den naklen, sûrenin Hudeybiye musalahası sırasında nâzil olduğunu rivâyet ederse de bunda kesinlik yoktur.

Nasr sûresi de seferidir.

Bezzâr ve Beyhâkî İbn-i Ömer'in şöyle dediğini naklederler: Bu sûre Kurban günleri içinde nâzil olmuş, Resûlüllah son günlerini yaşadığını anlamıştı. Bundan dolayı Kusva' adlı devesini istemiş, yola koyulmuştur. Veda Haccı hutbesini verdiği yere gelince, devesi üzerinde son meşhur hitabını yapmıştır.