İslam Tarihi | 12. Bi'set Yılı


 

İsrâ ve Mirac Mucizeleri

İsrâ ve Mirac Kelimelerinin Mânâları

İsrâ; gece yürümek, yola gitmek, gece yolculuğu etmek, ettirilmek1 demektir. Mirac da; yükseğe çıkış aracı demektir. 2

-------------------------------------

1. Firuzâbâdi, Kamûsu'l-muhit, c. 4, s. 343.

2. İbn Esir, Nihâye, c. 3, s. 203.

İsrâ ve Mirac Hadisesinin Tarihi

İsrâ ve Mirac hadisesi nübüvvetin onikinci yılında, 3 Peygamberimiz aleyhisselâmın Medine'ye hicretinden onsekiz ay 4 veya onaltı ay 5 veya ondört ay, 6 ya da bir yıl önce vuku bulmuştur. 7 Bunun; Hicretten sekiz ay önce, 8 Recep ayında 9, Recep ayının yirmiyedinci gecesinde vuku bulduğu da rivayet edilir. 10 Daha başka rivayetler de vardır. 11

-------------------------------------

3. Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 218, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 148. Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 4, s. 39, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 306.

4. İbn Sa'd, Tabakâtü’l -kübrâ, c. 1, s. 213, Belâ zurf, Ensâbu’l-eşrâf, c. 1, s. 255, Ebu'1-Ferec İbn C era, el -Vfetâ, c. 1, s. 218.

5. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 354, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 219, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 109, Bedrüddin Aynî, c. 4, s. 39.

6. İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1, s. 40.

7. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1 , s. 214, Belâzurî, c. 1 , s. 255, Beyhakî, c. 2, s. 354, İbn Abdilberr, c. 1, s. 40, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 219, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 51, Kurtubı, Tefsîr, c. 15, s. 216, İbn Seyyid, c. 1 , s. 148, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 22, Bedrüddin Aynî, Umde, c. 4, s. 39.

8. Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 219, İbn Esîr, Usdu'l-gabe, c. 1, s. 27.

9. İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 1, s. 27, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 109.

10. Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 219.

11. İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1 , s. 148.

İsrâ ve Miracın Ruhen mi, Bedenen mi Vuku Bulduğu Meselesi

İsrâ ve Miracın, her ne kadar ruhen vuku bulduğu da rivayet edilmekte ise de;12 selef ve halefi 3 hadis ve kelam âlimleri14 topluluğunun mezhebine göre, Peygamberimiz aleyhisselâm geceleyin Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksaya-uykuda ve ruhen değil-uyanık iken, bedeni ve ruhu ile birlikte, Burak üzerinde isra buyrulmuş, gece yolculuğu ettirilmiş; getirilen Miraç ile de, oradan-ruhen değil-yine bedeni ve ruhu ile birlikte, uyanık iken, göklere uruc ettirilmiş, çıkarılmıştır. 15

Hak ve gerçek olan budur.

Ashab-ı Kiram'dan:

1. Abdullah b. Abbas,

2. Cabirb. Abdullah,

3. Enes b. Malik,

4. Huzeyfe b. Yeman,

5. Hazret-i Ömer,

6. Ebu Hureyre,

7. Malik b. Sa'saa,

8. Ebu Habbetü'l-Bedrî,

9. Abdullah b. Mes'ud ile;

Tâbiîn'den:

10. Dahhâk,

11. Katâde,

12. Saîd b. Müseyyeb,

13. Saîd b. Cübeyr,

14. Zührî,

15. İbn Zeyd,

16. Hasan,

17. İbrahim,

18. Mücahid,

19. Mesrûk,

20. İkrime,

21. İbn Cüreyc de, bu görüştedirler.

Ahmed b. Hanbel, Taberîve Müslümanlardan büyük bir cemaat; hatta, sonraki fakihlerden, muhad-dislerden, kelamcılardan ve müfessirlerden pek çoğu da, bu görüştedirler. 16

Bazı ilim adamlarınca; Peygamberimiz aleyhisselâma peygamberliğin sâlih rüya ile başlangıcında olduğu gibi, kolaylaştırılmak ve alıştırılmak üzere, İsrâ ve Mirac'ın önce rüyada gösterilmiş, sonra da uyanıklık halinde yaptırılmış olabileceği de muhtemel görülerek, bu husustaki uyku ve uyanıklık rivayetleri bağdaştırılmak istenilmiştir. 17

Peygamberin rüyalarının vahiy hükmünde bulunduğu, 18 kendilerinin gözleri uyuşa da kalblerinin uyumadığı mâlûmdur. 19

-------------------------------------

12. İbn İshak. İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 4041, Belâzurî, c. 1, s. 256, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 18, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 39.

13. Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 113, B. AynP, c. 4, s. 39.

14. Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 2, s. 4.

15. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 114, Tefsir, c. 3, s. 22.

16. Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 146, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 308.

17. Kadı Ebu Bekir b. ArabPden naklen Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 3, s. 417, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 147, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 1, s. 447 448, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 2, s. 3-4.

18. Malik, Muvatta', c. 1, s. 120, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 36, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 209, c. 2, s. 48, Müslim , Sahîh, c. 1, s. 509, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 303, Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 256, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 431, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 7, s. 62.

19. İbn Sa'd. Tabakât. c. 1. S. 171. Ahmed b. Hanbel. c. 1. s. 274. Buhârî. c. 4. s. 168.

İsrâ Hadisesinin Kur'an-ı Kerîm'de Açıklanışı

Yüce Allah, İsrâ hadisesini, Kur'ân-ı Kerîım'incie şöyle açıklar:

" Kulunu (Muhammed aleyhisselâm) bir gece Mescid-i Haram'dan (alıp) Mescid-i Aksa'ya kadar götüren (Allah'ın sânı, her türlü noksanlardan) münezzehtir. (O Mescid-i Aksâya ki) biz, onun etrafına, bereket verdik.

(Bu gece yolculuğunu) ona (o kulumuza), âyetlerimizden bazısını gösterelim diye (yaptırdık). Şüphesiz ki, O, (asıl) O, (herşeyi) hakkıyla işiten, (herşeyi) hakkıyla görendir! " 20

-------------------------------------

20. İsrâ: 1.

İsrâ ve Mirac Mucizesi Hadisesini Rivayet Eden Erkek ve Kadın Sahabiler

1. Enes b. Malik,

2. Ebu Hureyre,

3. Abdullah b. Abbas,

4. Abdullah b. Mes'ud,

5. Ebu Saîd el-Hudrî,

6. Ümmü Hani binti Ebi Talib,

7. Malik b. Sa'saa,

8. Şeddad b. Evs,

9. Ebu Zerr el-Gıfârî,

10. Hazret-i Ümmü Seleme,

11. Hazret-i Âişe,

12. Esma binti Ebu Bekir,

13. Abdullah b. Ebi Sebre,

14. Übeyyb. Ka'b,

15. Büreyde b. Husayb,

16. Cabirb. Abdullah,

17. Huzeyfe b. Yeman,

18. Semûre b. Cündüb,

19. Sehlb. Sa'd,

20. Suheyb b. Sinan,

21. Abdullah b. Ömer,

22. Abdullah b. Es'ad b. Zürâre,

23. Abdurrahman b. Kurt,

24. Hazret-i Ömer,

25. Hazret-i Ali,

26. Ebu Eyyub Halid b. Zeyd el-Ensarî

27. Abdullah b. Seddad,

28. Ebu'l-Hamrâ,

29. Ebu Leyla,

30. Ebu Ümâme,

31. Abdullah b. Amr b. Âs,

32. Ebu Habbetu'l-Bedrî. 21

-------------------------------------

21. Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 3, s. 24, Suyutî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 1, s. 378, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 2, s. 7.

Peygamberimiz aleyhisselâmın Göğsünün Yarılıp Kalbine İman ve Hikmet Dolduruluşu

Mekke'de, İsrâ ve Mirac gecesinde, Cebrail aleyhisselâm inip Peygamberimiz aleyhisselâmın göğsünü yardı ve kalbini çıkardı.

Kalbinin içini Zemzem suyu ile yıkadıktan sonra, içi hikmet ve imanla dolu altın bir tas getirip Peygamberimiz aleyhisselâmın kalbinin içine boşalttı ve göğsünü kapadı. 22

-------------------------------------

22. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 143, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 91, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 148, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 379, Begavî, Mesâbıhu's-sünne, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1 , s. 139, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 55, İbn Seyyid, Uyünu'l-eser, c. 1, s. 145, Zehebî, Târflıu'l-islâm, s. 258, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 3, s. 9.

Burak'ın Getirilişi ve Peygamberimiz aleyhisselâmın Ona Bindirilişi

Yatsıdan sonra, 23 Peygamberimiz aleyhisselâmın binmesi için, katırdan küçük, merkepten büyük olan, 24 Cârud diye anılan, 25 katırla merkep arası , 26 beyaz, 27 uzun, 28 gemi vurulmuş ve eğerlenmiş olarak, 29 bir hayvan; Burak getirildi. 30

Burak'a, Peygamberimiz aleyhisselâmdan önceki peygamberler de binmişlerdi. 31

Nitekim, İbrahim aleyhisselâm da, ona binip; önüne Hazret-i İsmail'i, terkisine de Hazret-i Hacer'i bindirerek Mekke'ye getirmişti. 32

İbrahim aleyhisselâm, Beyt-i Haram'ı ziyaret için onun üzerinde gelir giderdi. 33

Burak'a Burak isminin verilişi, ya renginin son derecede parlak oluşundan, ya da hızlı gidişinin berki, şimşeği andırışından dolayı idi. 34

Burak'ın iki bacağında iki kanadı vardı ki, ayaklarını onlarla itip hızlandırırdı. 35

Peygamberimiz aleyhisselâm Burak'a binmek üzere yaklaşınca, Burak, Peygamberimiz aleyhisselâma karşı, nazlanırcasına, hırçınlaştı.

Cebrail aleyhisselâm, elini onun yelesinin üzerine koyup:

" Ey Burak! Sen şu yaptığından utanmıyor musun?! 36

Sen Muhammed'e mi bunu yapıyorsun?! 37

Ey Burak! 38 Vallahi, 39 Allah'ın Muhammed'den önceki kullarından, 40 Allah katında bundan daha şerefli bir kimse senin üzerine binmemiştir! 41 Sakin ol! " deyince, 42 Burak utandı, 43 ter döktü. 44 Uysallaşıp sakinleşti.

Peygamberimiz aleyhisselâm Burak'ın üzerine bindi. 45

Peygamberimiz aleyhisselâmla Cebrail aleyhisselâm, birbirlerini bırakmaksızın, Mescid-i Aksa'ya doğru yollandılar.

Burak; ayağını, gözünün alabildiği yerin en son noktasına basıyordu. 46 Bir müddet gittikten sonra, Cebrail aleyhisselâm, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" İn de, namaz kıl! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm indi ve orada namaz kıldı.

Cebrail aleyhisselâm: " Sen nerede namaz kıldın, biliyor musun? Sen Tûr-u Sînâ'da namaz kıldın! Yüce Allah, Musa aleyhisselâmla orada konuşmuştu! " dedi. 47

Nihayet, Beytü'l-Makdis'e ulaşıldı, Peygamberimiz aleyhisselâm, orada Burak'ı kendisinden önceki peygamberlerin onu bağlayageldikleri halkaya bağladı. 48

-------------------------------------

23. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 214.

24. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Buharî, c. 4, s. 248, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 145, Nesâî, Sünen, c. 1, s. 218, Yâkubî, Târih, c. 2, s. 26, Beyhakî, c. 2, s. 379, Begavî, c. 2, s. 179, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 1, s. 53, İbn Kâmil, c. 2, s. 51, Zehebî, s. 258, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 3, s. 8.

25. Buharî, Sahih, c. 4, s. 248, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 378, İbn Esir, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 47, Zehebî, s. 261.

26. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 38, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 214.

27. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 214, İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Buhârî, c. 4, s. 248, Müslim, c. 1, s. 145, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 8.

28. İbn Sa'd, c. 1, s. 214, Müslim, c. 1, s. 145, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 4.

29. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 164, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 301, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 15, Beyhakî, c. 2, s. 363, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 224, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 4.

30. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Buhârî, c. 4, s. 248, Müslim, c. 1, s. 145, Tirmizî, c. 5, s. 301, Beyhakî, c. 2, s. 362-363, Begavî, c. 2, s. 177, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53. Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 8.

31. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 38, Beyhakî, c. 2, s. 396, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 109.

32. İbn Sa'd, c. 1, s. 50, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1 , s. 309.

33. Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 5, Târîh, c. 1, s. 140, Sa’lebî, Arâis, s. 93, Diyarbekrî, Târîhu'l-hamîs, c. 1, s. 310.

34. İbn Esîr, Nihâye, c. 1, s. 120.

35. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 38, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 214, Yâkubî, Târîh, c. 2, s. 26, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 143, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 110.

36. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 38-39, İbn Sa'd, c. 1, s. 214, Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 3, s. 430, İbn Seyyid, c. 1, s. 143, Ebu'l-Fidâ, c. 3. S. 110.

37. Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 301, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1 , s. 224, D iyarbe krf, c. 1, s. 310.

38. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 51.

39. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, İbn Sa'd. c. 1, s. 214, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 164, İbn Esîr, c. 2, s. 51, İbn Seyyid, c. 1, s. 143, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110.

40. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, İbn Sa'd, c. 1, s. 214, Süheylî, c. 3, s. 430, Diyarbekrî, c. 1, s. 310.

41. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, İbn Sa'd, c. 1, s. 214, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 164, Tirmizî, c. 5, s. 301, Taberî, Tefsîr, c. 15, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 363, Süheylî, c. 3, s. 430, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 224, İbn Esîr, c. 2, s. 51, İbn Seyyid, c. 1 , s. 143, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110.

42. İbn Seyyid, c. 1, s. 143, Diyarbekrî" , c. 1, s. 310.

43. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, İbn Sa'd, c. 1, s. 214, İbn Seyyid, c. 1, s. 143.

44. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, İbn Sa'd, c. 1, s. 214, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 164, Tirmizî, c. 5, s. 301, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 15, Beyhakî c. 2, s. 363, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 224, İbn Esîr, c. 2, s. 51, İbn Seyyid, c. 1, s. 143, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 4, Diyarbekrî, c. 1 , s. 310.

45. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, İbn Sa'd, c. 1, s. 214.

46. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 38, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 214, İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 148, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 48, Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 145, Nesâî, Sünen, c. 1, s. 221 , Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 382, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 177, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1 , s. 136, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 51, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 143, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 242, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 109.

47. Mesâf, Sünen, c. 1, s. 221-222, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 6.

48. İbn Sa'd, c. 1, s. 214, İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 145, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 356, Begavî, c. 2, s. 178, Kadı Iyaz, c. 1, s. 136, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52, İbn Seyyid, c. 1, s. 143, Zehebî, s. 242.

Peygamberimiz aleyhisselâmın İmam Olup Peygamberlere Namaz Kıldırışı

Peygamberimiz aleyhisselâm, Beytü'l-Makdis Mescidine (Mescid-i Aksa'ya) girdi. 49

İçlerinde İbrahim, Musa ve İsa aleyhisselâmların da bulunduğuSO bazı peygamberler orada Peygamberimiz aleyhisselâm için toplanmış bulunuyorlardı.

Cebrail aleyhisselâm, Peygamberimiz aleyhisselâmı ileri sürdü. 51 Peygamberimiz aleyhisselâm onlara imam oldu. 52

Orada iki rekat namaz kıldı, 53 kıldırdı. 54

Cebrail aleyhisselâm, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Kureyşîler Allah'ın bir şeriki bulunduğunu, Hıristiyanlar da Allah'ın bir oğlu olduğunu iddia ediyorlar!

Sen, sor şu peygamberlere bakalım: Yüce Allah için, şerik veya oğul olur mu?! " dedi. 55

Peygamberimiz aleyhisselâm onlara sordu.

Onlar; " Biz tevhid ile, Allah'ın bir oluşu inancını tebliğ etmek üzere gönderildik! " dediler. 56

Yüce Allah'ın vahdaniyetini, birliğini ikrar ettiler. 57

-------------------------------------

49. Nesâî, c. 1, s. 222, Kadı Iyaz, c. 1, s. 136.

50. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1 , s. 214, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ye'n-nihâye, c. 3, s. 109-110.

51. İbn Sa’d, c. 1, s. 214, Nesâî, Sünen, c. 1, s. 222, İbn Esîr, c. 2, s. 52, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 3, s. 6.

52. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 39, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 214, Nesâî, Sünen, c. 1, s. 222, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 388, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 53, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ye'n-nihâye, c. 3, s. 109-110.

53. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 148, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 145, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 382, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. , s. 178, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 136, İbn Esîr, Câmiu'l-usül, c. 12, s. 53, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 144.

54. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110.

55. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52.

56. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1 , s. 214.

57. İbn Esîr. Kâmil. c. 2. s. 52.

Peygamberimiz aleyhisselâmın Sunulan İçeceklerden Sütü Tercih Edişi

Peygamberimiz aleyhisselâma iki kap getirildi ki; kabın birisinde şarap, diğerinde süt vardı. 58

" Bunlardan hangisini istersen, al! " denildi. 59

Peygamberimiz aleyhisselâm onlara baktı. 60

Şarabı bırakıp61 sütü seçti, 62 aldı, 63 içti. 64

Cebrail aleyhisselâm, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Sen fıtratı seçtin, 65 fıtrata isabet ettin! 66 Fıtrata yöneltildin! 67

Hamdolsun Allah'a ki, seni fıtrata yöneltti. 68

Eğer sen şarabı almış olsaydın, 69 senden sonra70 ümmetin azardı. 71

Sütü tercih etmekle sen de fıtrata yöneltildin, ümmetin de fıtrata yöneltildi. 72

Şarap size haram kılındı! " dedi. 73

-------------------------------------

58. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 329, İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 148, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 141, Müslim, Sahih, c. 1, s. 145, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 300, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 36, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 256, Taberî, Tefsir, c. 15, s. 15, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 387, Kadı Iyaz, c. 1, s. 136, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52, İbn Seyyid, c. 1, s. 144, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 244, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 109-110.

59. Abdurrezzak. c. S, s. 329, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 282, Buharî, c. 4, s. 141, Tirmizî, c. 5, s. 300, Taberî, Tefsir, c. 15, s. 12.

60. Dârimî, c. 2, s. 36, Belâzurî, c. 1, s. 256, Beyhakî, c. 2, s. 387.

61. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110.

62. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Müslim, c. 1 , s. 145, Kadı Iyaz, c. 1, s. 136, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, c. 1, s. 144, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110.

63. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Abdurrezzak, c. 5, s. 329, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 282, Buhârî, c. 4, s. 141, Dârimî, c. 2, s. 36, Belâzurî, c. 1, s. 256, Beyhakî, c. 2, s. 387, İbn Esîr, c. 2, s. 52, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 244.

64. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Abdurrezzak, c. 5, s. 329, Ahmed, c. 2, s. 282, Belâzurî, c. 1, s. 256, Taberî, c. 15, s. 15, Beyhakî, c. 2, s. 287, İbn Esîr, c. 2, s. 52.

65. Müslim, Sahîh, c. 1, s. 145, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 144.

66. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 329, İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 282, c. 3, s. 148, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 141,

67. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 39, Abdurrezzak, c. 5, s. 329, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 282, Buhârî, c. 4, s. 141, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 300, Belâzurî, Ensâbu’l-eşrâf, c. 1 , s. 256, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 15.

68. Dârimî, Sünen, c. 2, s. 36, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 357, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 244.

69. Abdurrezzak, c. 5, s. 329-330, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 141, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 36.

70. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52.

71. Abdurrezzak, c. 5, s. 330, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 141, Tirmizî, c. 5, s. 300, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 15, Beyhakî, c. 2, s. 357, İbn Esîr, c. 2, s. 52, Zehebî, s. 244.

72. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 15, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110.

73. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110.

Peygamberimiz aleyhisselâmın Göklere Çıkarılışı ve Orada Bazı Peygamberlerle Karşılaşıp Selamlaşması

Cebrail aleyhisselâm, Peygamberimiz aleyhisselâmı Beytü'l-Makdis'teki Sahra'nın [Sahne'nin] üzerine çıkardı.

Peygamberimiz aleyhisselâm, bakınca, orada, tabanı Sahra'da, tepesi semada, meleklerin inip çıktıkları, bakanların ondan daha güzel birşey görmedikleri birMirac'ın kurulu olduğunu gördü! 74

İbn İshak'ın (85-151 Hicrî), kendilerini herhangi bir kusurla kusurlayamayacağı kimselerin kendisine Ebu Saîd el-Hudrî'den rivayet ettiklerini açıklayarak bildirdiğine göre:

Peygamberimiz aleyhisselâm buyurmuştur ki:

" Beytü'l-Makdis'te olanlardan boşaldıktan sonra, Mirac'a götürüldüm.

Ben, şimdiye kadar, ondan daha güzel birşey görmedim.

O, öyle birşeydir ki; ölünüz, ölüm anında gözlerini ona diker! 75

Âdem oğullarının ruhları, göklere onun üzerinde çıkarılır! " 76

Sahibim Cebrail beni kanadının üstüne koydu, 77 ona yükseltti. 78

Gök kapılarından, Hafaza diye anılan kapıya kadar çıkardı." 79

Peygamberimiz aleyhisselâmın, Sidretül-Müntehâya kadar, göklere yükselişi hep bu Miraç ile olmuştur. 80

Dünya semasına varılınca, Cebrail aleyhisselâm, 81 o göğün kapısını çaldı. 82 Bekçisi olan meleğe:

" Aç! " dedi.

" Kimdir o?" 83 " Kimsin sen?" denildi. 84

Cebrail aleyhisselâm:

" Cebrail'im! " dedi.

" Yanında kimse var mı?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Yanımda Muhammed (aleyhisselâm) var! " dedi.

" O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Evet! Gönderildi" dedi. 85

Kapı açılıp dünya semasının üstüne çıktıkları zaman, orada oturan, sağında ve solunda birtakım karaltılar bulunan, sağına baktıkça gülen, soluna baktıkça da ağlayan bir zât ile karşılaşûlar. 86

Cebrail aleyhisselâm, Peygamberimiz aleyhisselâm a:

" Selam ver ona! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm selam verdi.

O da, Peygamberimiz aleyhisselâmın selamına mukabele etti87 ve " Hoşgeldin, safa geldin salih peygamber! Salih oğlum! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm, Cebrail aleyhisselâm a:

" Kim bu?" diye sordu. 88

Cebrail aleyhisselâm:

" Bu, atan Âdem (aleyhisselâm)'dır. 89 Sağındaki ve solundaki şu karaltılar da, onun soyundan gelen çocuklarının ruhlarıdır. Onlardan, sağında olanlar Cennetlik, solunda olan karaltılar da Cehennemliktirler! Sağına bakınca güler, soluna bakınca da ağlar! " dedi.

Sonra, ikinci kat göğe yükseldiler. 90

Cebrail aleyhisselâm o göğün kapısını çaldı. 91 Bekçisine:

" Aç! " dedi.

" Kimdir o?" 92 " Kimsin sen?" denildi. 93

Cebrail aleyhisselâm:

" Cebrail'im! " dedi.

" Yanında kimse var mı?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Muhammed (aleyhisselâm) var! " dedi.

" O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Evet! " deyince, göğün kapısı açıldı. 94

İkinci semada, teyze oğulları olan İsa b. Meryem ve Yahya b. Zekeriyya aleyhisselâmlarla karşılaştılar. 95

Cebrail aleyhisselâm:

" Bunlar, Yahya ve İsa (aleyhisselâm)'dır. Selam ver onlara! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm selam verdi.

Onlar da, Peygamberimiz aleyhisselâmın selamına mukabele ettiler ve:

" Hoşgeldin, safa geldin salih kardeş! Salih peygamber! " dediler. 96 Ve hayır dua ettiler. 97

İsa aleyhisselâm; orta boylu, hamamdan çıkmış gibi kırmızıya çalar ak benizli, 98 düz saçlı99 ve yüzü çok benli idi. 100

Sonra, üçüncü kat göğe yükseldiler.

Cebrail aleyhisselâm göğün kapısını çaldı. Göğün bekçisine:

" Aç! " dedi.

" Sen kimsin?" denildi.

Cebrail aleyhisselâm:

" Cebrail'im! " dedi.

" Yanında kim var?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Muhammed (aleyhisselâm) var! " dedi.

" O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Gönderildi! " dedi.

Kapı açılınca, kendisine güzelliğin yarısı verilmiş olan Yusuf aleyhisselâmla karşılaştılar. 101 Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Ey Cebrail! Kim bu?" diye sordu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Bu, senin kardeşin Yusuf b. Yakub (aleyhisselâm)'dur! 102 Selam ver ona! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm selam verdi.

O da, Peygamberimiz aleyhisselâmın selamına mukabele ettikten sonra:

" Hoşgeldin! Safa geldin! Salih kardeş! Salih peygamber! " dedi. 103

Sonra, dördüncü kat göğe yükseldiler.

Cebrail aleyhisselâm göğün kapısını çaldı.

" Sen kimsin?" denildi.

Cebrail aleyhisselâm:

" Cebrail'im! " dedi.

" Yanında kimse var mı?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Muhammed (aleyhisselâm) var! " dedi.

" O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Gönderildi! " dedi.

Göğün kapısı açılınca, İdris aleyhisselâmla karşılaştılar. 104

Peygamberimiz aleyhisselâm, Cebrail aleyhisselâm a:

" Kim bu?" diye sordu. 105

Cebrail aleyhisselâm:

" Bu, İdris (aleyhisselâm)'dır. Selam ver ona! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm selam verdi.

O da, Peygamberimiz aleyhisselâmın selamına mukabele ettikten sonra, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Hoşgeldin! Safa geldin! Salih kardeş! Salih peygamber! " dedi. 106 Ve hayır dua etti.

Bundan sonra, beşinci kat göğe yükseldiler.

Cebrail aleyhisselâm göğün kapısını çaldı.

" Sen kimsin?" denildi.

Cebrail aleyhisselâm:

" Cebrail'im! " dedi.

" Yanında kimse var mı?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Muhammed (aleyhisselâm) var! " dedi.

" O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

" Gönderildi! " cevabıyla mukabele edildi.

Göğün kapısı açılınca, orada Harun b. İmran (aleyhisselâm)'la karşılaştılar. 107 Kendisi, ak saçlı, gür ve ak sakallı idi. Son derece güzel yüzlü idi. Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Ey Cebrail! Kim bu?" diye sordu. Cebrail aleyhisselâm:

" Bu, kavmi içinde sevdirilmiş Harun (aleyhisselâm)'dır! 108 Selam ver ona! " dedi. Peygamberimiz aleyhisselâm selam verdi.

O da, Peygamberimiz aleyhisselâmın selamına mukabele ettikten sonra, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Hoşgeldin! Safa geldin salih kardeş! Salih peygamber! " dedi. 109 Hayır dua etti.

Sonra, altıncı kat göğe yükseldiler.

Cebrail aleyhisselâm göğün kapısını çaldı.

" Sen kimsin?" denildi.

Cebrail aleyhisselâm:

" Cebrail'im! " dedi.

" Yanında kimse var mı?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Muhammed (aleyhisselâm) var! " dedi.

" O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Gönderildi! " dedi.

Göğün kapısı açılınca, orada Musa (aleyhisselâm) ile karşılaştılar. 110 Musa aleyhisselâm; uzun boylu, esmer tenli, 111 yüksek burunlu, 112 kulaklarına kadar uzanan düz saçlı , 113 hafif etli idi. 114

Sanki, Şenue kabilesi erkeklerinden biri! 115

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Ey Cebrail! Kim bu?" diye sordu. 116

Cebrail aleyhisselâm:

" Bu, kardeşin Musa b. İmran (aleyhisselâm)'dır! 117 Selam ver ona! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm selam verdi.

O da, Peygamberimiz aleyhisselâmın selamına mukabele ettikten sonra, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Hoşgeldin! Safa geldin! Salih kardeş! Salih peygamberin 118 Ümmî peygamber! " dedi. 119 Ve hayır dua etti.

Sonra, yedinci kat göğe yükseldiler.

Cebrail aleyhisselâm göğün kapısını çaldı.

" Sen kimsin?" denildi.

Cebrail aleyhisselâm:

" Cebrail'im! " dedi.

" Yanında kim var?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Muhammed (aleyhisselâm) var! " dedi.

" O (Miraç için), gönderildi mi?" diye soruldu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Gönderildi! " dedi.

Göğün kapısı açılınca, orada İbrahim aleyhisselâmla karşılaştılar ki, kendisi sırtını Beyt-i Mâmur'a dayanış, 120 Beyt-i Mamur'un kapısının önündeki bir kürsü üzerinde oturuyordu. 121

Beyt-i Mâmur'a her gün yetmiş bin melek girer, girenler de bir daha geri dönmezdin22

Peygamberimiz aleyhisselâm, Cebrail aleyhisselâma'a bunun ne olduğunu sordu.

Cebrail aleyhisselâm:

" Bu, Beyt-i Mâmur'dur! " dedi. 123

İbrahim aleyhisselâm için de:

" Selam ver ona! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm selam verdi.

O da, Peygamberimiz aleyhisselâmın selamına mukabele ettikten sonra, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Hoşgeldin! Safa geldin! Salih oğlum! Salih peygamber! " dedi. 124

Kendisi, çok yaşlı, ulu ve heybetli bir zât idi. 125

Ona, soyundan gelen çocuklarından simaca en çok benzeyeni de, Peygamberimiz aleyhisselâmdı. 126

Peygamberimiz aleyhisselâm, Cebrail aleyhisselâma:

" Ey Cebrail! Kim bu?" diye sordu. 127 Cebrail aleyhisselâm da:

" Bu, atan İbrahim aleyhisselâmdır! " dedi. 128

-------------------------------------

74. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 310.

75. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 44-45, Taberî, c. 15, s. 14, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 273, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110-111 , Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 2, s. 24.

76. Taberî, c. 15, s. 12, Beyhakî, c. 2, s. 391 , Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 273, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 3, s. 12, Suyutî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 1, s. 488.

77. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 52.

78. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 45, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 14, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 111, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 2, s. 24.

79. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 45, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 14, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 2, s. 24.

80. Zehebî, Târîhu' l-islâm, s. 273, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 111.

81. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 143, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 91 -92, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 148.

82. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Beyhakî, DelâiI, c. 2, s. 383, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 136, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 144.

83. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 143, Buhârî, c. 1, s. 92, Müslim, c. 1, s. 148.

84. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Müslim, c. 1, s. 145, Beyhakî, c. 2, s. 383, Begavî, c. 2, s. 178, Kadı Iyaz, c. 1, 5. 136, İbn Esîr, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, c. 1, s. 144.

85. aynı kaynaklar.

86. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 143, Müslim, c. 1, s. 145.

87. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 208, Buhârî, c. 4, s. 248.

88. Buhârî, c. 1, s. 92, Müslim, c. 1, s. 148.

89. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 208, Buhârî, c. 4, s. 248.

90. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 143, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 92, Müslim , Sahîh, c. 1, s. 148, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 197.

91. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 302-303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 143, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 383, Begavî, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, c. 1, s. 137, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 144.

92. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 143, Buhârî, c. 1, s. 92, Müslim, c. 1, s. 148.

93. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 143, Buhârî, c. 1, s. 92, Müslim, c. 1, s. 145, Beyhakî, c. 2, s. 383, Begavî, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, c. 1, s. 137, İbn Esîr, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, c. 1, s. 144.

94. aynı kaynaklar

95. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 143, Müslim, c. 1, s. 145, Beyhakî, c. 2, s. 383, Begavî, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, c. 1 , s. 137, İbn Esîr, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, c. 1, s. 144.

96. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 208, Buhârî, c. 4, s. 248.

97. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Buhârî, c. 4, s. 248, Müslim, c. 1, s. 145, Beyhakî, c. 2, s. 383, Begavî, c. 2, s. 179, İbn Esîr, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, c. 1, s. 144.

98. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41, Abdurrezzak, c. 5, s. 329, Buhârî, c. 4, s. 140, Müslim, c. 1, s. 152.

99. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41, Buhârî, c. 4, s. 84, Müslim, c. 1, s. 152.

100. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41.

101. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. Müsned, c. 3, s. 148, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 146, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 383, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1 , s. 137, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 144.

102. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 48.

103. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 208-209, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 248.

104. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 146, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 383, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 137, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 144.

105. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 48, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 107.

106. Ahmed b. Hanbel, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Müslim, c. 1, s. 146, Beyhakî, c. 2, s. 383, Begavî, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, c. 1, s. 137, İbn Esîr, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, c. 1, s. 144.

107. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 148, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 146, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 383, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 137, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 144.

108. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 48.

109. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 209, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 249.

110. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 303, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 148, Müslim, Sahîh, c. 1, s. 146, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 383, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1 , s. 137, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 144.

111. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 41, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 257,

112. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 41.

113. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 257.

114. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41 , Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 300.

115. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 329, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 84, Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 152, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 300.

116. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 48, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 107.

117. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 48.

118. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 209, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 249.

119. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 257.

120. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 303-304, Ahmed b. Hanbel Müsned, c. 3, s. 148-149, Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 146-147, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 384, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 137, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 53-54, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 144.

121. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 48-49.

122. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 304, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 149, Müslim, c. 1, s. 147, Beyhakî, c. 2, s. 384, Begavî, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, c. 1, s. 137, İbn Esîr, c. 12, s. 54, İbn Seyyid, c. 1, s. 144.

123. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 207.

124. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 209, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 92, Taberî, Tefsîr, c. 27. s. 53.

125. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 209.

126. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 282, Buhârî, c. 4, s. 141, Müslim , c. 1, s. 154, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 300, Beyhakî, c. 2, s. 387.

127. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 41, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 282, Buhârî, c. 4, s. 141, Müslim , c. 1, s. 154, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 300, Beyhakî, c. 2, s. 387.

128. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 49, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 257, Buhârî, c. 4, s. 249, Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 53.

İbrahim aleyhisselâmın, Cennete Çokça Fidan Dikmelerini Müslümanlara Tebliğ Etmesini Peygamberimiz aleyhisselâma Tavsiye Edişi

İbrahim aleyhisselâm, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Ümmeti ne129 benden selam söyle! 130 Onlara emret! 131 Haber veri 32 de, Cennete fidan dikmeyi çoğaltsınlar! 133 Çünkü, Cennetin toprağı güzel, 134 suyu tatlı 135 arzı da geniş136 ve düzlüktür! " dedi. 137

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Cennete dikilecek fidan nedir?" diye sordu. 138

İbrahim aleyhisselâm:

" Cennete dikilecek fidan 'Sübhânallâhi velhamdülillâhi ve lâ ilahe illallâhu vallâhu ekber'dir" dedi.

Yani: " Allah her noksandan münezzehtir. Bütün övmeler, övülmeler Allah'a mahsustur. Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur! Allah, en büyüktür! 139 Bütün güç, kuvvet, ancak Allah'ındır, Allah iledir! " 140

-------------------------------------

129. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 418, Tirmizî, c. 5, s. 510, Taberî, c. 15, s. 255, Taberânî, Mu'cemu's-sagîr, c. 1, s. 196, Kurtubî, Tefsir, c. 10, s. 415, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 86, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 1, s. 414.

130. Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 510, Taberânî, c. 1, s. 196, Kurtubî, Tefsîr, c. 10, s. 415, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 123.

131. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 510, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 255, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 86, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 1, s. 414, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 123.

132. Ti rm izf, Sü nen, c. 5, s. 510, Taberânî, Mu’cemu’s-sagîr, c. 1 , s. 196, Kurtubî, Tefsîr, c. 10, s. 415.

133. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 418, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 255, Ebu’l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 86, Suyûtî, H asâisü'l-kübrâ, c. 1, s. 414, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 123.

134. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 418, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 510, Taberî, c. 15, s. 255. Taberânî, Mu'cemu's-sagîr, c. 1, s. 196, Kurtubî, Tefsîr, c. 10, s. 415, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 86, Suyûtî, c. 1, s. 415, Halebî, c. 2, s. 123.

135. Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 510, Taberânî, Mu'cemu's-sagîr, c. 1 , s. 196, Kurtubî, c. 10, s. 415.

136. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 418, Taberî, c. 15, s. 255, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 86, Suyûtî, c. 1, s. 414.

137. Tirmizî, c. 5, s. 510, Taberânî, c. 1 , s. 196, Kurtubî, c. 10, s. 415.

138. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 418, Taberî, c. 15, s. 255, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 86, Suyûtî, c. 1, s. 414, Halebî, c. 2, s. 123.

139. Tirmizî, c. 5, s. 510, Taberânî, c. 1 , s. 196.

140. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 418, Taberî, c. 15, s. 255, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 86, Suyûtî, c. 1, s. 414, Halebî, c. 2, s. 123.

Sidretü'l-Müntehâ'ya Yükseliş

Cebrail aleyhisselâm, Peygamberimiz aleyhisselâmı, yedinci kat göğün üzerinde bulunan ve Allah'tan başkasınca bilinmeyen makamlara yükseltti. 141

Sidretü'l-Müntehâya kadar götürdü, 142 yükseltti. 143

" Bu, Sidretü'l-Müntehâ'dır! " dedi. 144

Sidretül-Müntehâ; kökü altncı kat gökte ve gövdesi, dallan yedinci kat göğün üzerinde, 145 gölge-siyle bütün gökleri ve Cenneti gölgeleyen, 146 yaprakları fil kulakları gibi, meyveleri küpler kadar. , bir ağaçtı ki, onu Yüce Allah'ın celâl ve azamet nurunun tecellisi kapladıkça kaplamış, 147 öyle renklere bürümüş, 148 yakut veya zümrüt veya benzeri cevherlere 149 çevirmiş, 150 o kadar güzelleştirmişti ki, Allah'ın yarattıklarından hiçbiri, onun güzelliğini tavsif edemezdin51

Sidretü'l-Müntehâ ki; Bütün peygamberlerin ve meleklerin işleri ona varır, dayanır. 152 Yaratıkların ilmi onda nihayet bulur, onun yukarısında olanlar hakkında hiçbir bilgileri bulunmaz! 153 Yeryüzünden semaya çıkan, onda nihayet bulur. 154 Alınacağı zaman da, ondan alınır. 155

-------------------------------------

141. Buhârî , Sah ıh, c. 8, s. 24, Zehebî, Târîhu 1-islâm, s. 267.

142. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 304, Ahmed b. Hanbel. c. 5, s. 144, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 137.

143. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 207-208, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 249.

144. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 209, Buhârî, c. 4, s. 249, Zehebî, s. 263.

145. Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 4, s. 45, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 2, s. 33, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 310, Halebî, c. 2, s. 128.

146. Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 4, s. 45.

147. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 304, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 128, Buhârî, c. 4, s. 249, Müslim, Sahîh, 11, s. 146, Taberî, c. 27, s. 55, Beyhakî, c. 2, s. 376, 384, İbn Esir, c. 12, s. 54, İbn Seyyid, c. 1, s. 144, Zehebî, s. 266.

148. Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 93, Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 149, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 179.

149. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 128.

150. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 304, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 128, Müslim, Sahîh, c. 1 , s. 146, Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 55, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 384, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 54, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 144.

151. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 304, M üslim, c. 1, s. 146, Taberî, c. 27, s. 54, Beyhakî, c. 2, s. 384, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 137, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 54, İbn Seyyid, c. 1, s. 144, Zehebî, s. 266.

152. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 309, Kurtubî, Tefsîr, c. 17, s. 95.

153. Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 397, Taberî, c. 27, s. 52, İbn Esîr, c. 12, s. 57, Kurtubî, c. 17 s. 95.

154. Ahmed b. Hanbel. c. 1, s. 387, Müslim, c. 1, s. 157, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 393, Taberî, c. 27, s. 52, Beyhakî, c. 2, s. 373, Begavî, c. 2, s. 179, İbn Esîr, c. 12, s. 52, Kadı Iyaz, c. 1 , s. 141, Kurtubî, c. 17, s. 94, Zehebî, s. 254, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 252.

155. Ahmed b. Hanbel, c. 1 , s. 387, Müslim, c. 1, s. 157, Taberî, c. 27, s. 52, Beyhakî, c. 2, s. 373, Begavî, c. 2, s. 179, İbn Esîr, c. 12, s. 57, Kadı Iyaz, c. 1, s. 141, Kurtubî, c. 17, s. 94, Zehebî, s. 254, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 4, s. 252

Refref, ve Öteler Ötesindeki Buluşma

Peygamberimiz aleyhisselâmın bildirdiklerine göre; Cebrail aleyhisselâm, Peygamberimiz aleyhisselâmı yukarı götüre götüre, nihayet (kaza ve kaderi yazan) kalemlerin cızırtılarını işitecek kadar yüksek bir yere çı kardı. 156

Peygamberimiz aleyhisselâm; Cennetten, yemyeşil bir Refref (ipek döşek)'in birden ufku kapladığını, doldurduğunu gördü. 157

Peygamberimiz aleyhisselâm, onun (Refref in) üzerine oturdu.

Cebrail aleyhisselâm, Peygamberimiz aleyhisselâmdan ayrıldı. 158 Peygamberimiz aleyhisselâm; Aziz ve Cebbar olan Rabbine yükseltilip yaklaştırıldı. 159

Kendisinden bütün sesler kesildi. 160

Peygamberimiz aleyhisselâm, Yüce Rabbinin:

" Korkmaya Muhammedi Yaklaş! " buyruğunu işitmeye başladı. 161

Nihayet, hiçbir kimsenin hiçbir zaman erişememiş olduğu Yakınlık Makamına, İlahî Kabule, İlahî İkram ve İhsana nail oldu! 162

İbn Abbastan rivayet edildiğine göre, Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Ben, Yüce Rabbimi gördüm! " buyurmustur. 163

Peygamberimiz aleyhisselâm; Cebrail aleyhisselâmın da, Mele-i A'lâ'da, Allah korkusu ve saygısından, eskimiş deve çuluna benzediğini görmüştür. 164

Yüce Allah; Miraç gecesinde, Peygamberimiz aleyhisselâma vahyetmek istediğini, istediği gibi vahyetti. 165

Yüce Allah, İbrahim aleyhisselâmı haliliyet ile, Musa aleyhisselâmı kelamı ile, Muhammed aleyhisselâmı da rü'yetle mümtaz kılmıştır. 166

-------------------------------------

156. İbn Sa’d. Tabakâtü'l-kübrâ. c. 1, s. 213, Buhâıî, Sahih, c. 1, s. 92, Müslim, Sahih, 11, s. 149, Beyhakî, c. 2, s. 381, Kadı Iyaz, c. 1, s. 140, 148, İbn Esîr, c. 12, s. 56, İbn Seyyid, c. 1. S. 145, Zehebî, s. 254.

157. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 449, Buhârî, c. 6, s. 51, Taberî, c. 27, s. 57, Beyhakî, c. s. 372, Kurtubî, c. 17, s. 98.

158. Kadı Iyaz, c. 1, s. 162, Kurtubî, c. 17, s. 89, 98.

159. Buhârî, c. 8, s. 204, Taberî, c. 27, s. 45, İbn Esîr, c. 12, s. 51, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 53, Kurtubî, c. 17, s. 98, Zehebî, s. 267, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 112.

160. Kadı Iyaz, c. 1, s. 160, Kurtubî, c. 17, s. 98, Diyarbekrî, Hâm is, c. 1, s. 312.

161. Kadı Iyaz, c. 1, s. 160, Diyarbekrî, c. 1, s. 312.

162. Kadı Iyaz, c. 1, s. 163.

163. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 285, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 1, s. 78, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 19, s. 198, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 8, s. 468.

164. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 369, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 250, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 1, s. 78.

165. Taberî, Tefsîr, c. 27, s. 48, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 469, Kurtubî, Tefsîr, c. 17, s. 92. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 1 , s. 79, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 8, s. 467.

166. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 304, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 149, Buhârî, Sahih, c. 6, s. 51, Beyhakî, c. 2, s. 384, Kadı İyaz, c. 1, s. 137, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 54, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 144, Zehebî, s. 250-251.

Kur'ân-ı Kerîm'in Mirac Hakkındaki Açıklaması

Mirac hadisesi, Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle açıklanır:

" Battığı zaman, yıldıza andolsun ki: Sahibiniz (doğru yoldan) sapmadı, bâtıla da inanmadı.

O, kendi (rey ve) hevâsından söylemez!

O (Kur'ân), kendisine (Allah tarafından) ilka edilegelen vahiyden başka (birşey) değildir.

Onu (Kur'ân'ı, ona) müthiş kuvvetlere mâlik olan (Cebrail) öğretti (ki, o) akıl ve reyinde kâmil (bir melek)dir, hemen (kendi suretine girip) doğruldu.

O (Cebrail), en yüksek ufukta idi.

Sonra (ona) yaklaştı derken, sarktı.

İki yay kadar, ya da daha yakın olduğunda, kuluna vahyetti.

Onun (gözünün) gördüğünü, kalbi yalanlamadı.

Şimdi, siz onun bu görüşüne karşı, kendisiyle mücadele mi edeceksiniz?!

Andolsun ki, o, onu, diğer bir defa da Sidretü'l-Müntehâ'nın yanında gördü ki, Cennetü'l-Me'vâ onun yanındadır.

O (gördüğü)zaman, Sidre'yi, buruyordu onu, bürümekte olan!

Onun göz(ü gördüğünden) ne şaştı, ne de aştı!

Andolsun ki: O, Rabbinin en büyük âyetlerinden bir kısmını görmüştür." 167

-------------------------------------

167. Necm: 1-18.

Cennetü'l-Me'vâ, Kürsî ve Arş

Sidretül-Müntehâ'nın yanında bulunan Cennetü'l-Me'vâ, Arş'ın sağında olup, şehit ruhlarının durağıdır. 168

Yedi kat gökler ve yerler, Kürsî karşısında, çöl ortasına atılmış bir halka; 169 Kürsî de, Arş karşısında, çöl ortasına atılmış birhalka gibi kalır! 170

-------------------------------------

168. Taberî, Tefsir, c. 27, s. 55.

169. Nesefî, Medârik, c. 1, s. 128, Beyzâvî, Tefsir, c. 1, s. 133, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 1, s. 310, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 16, s. 132.

170. Taberî, Tefsir, c. 3, s. 10, Alâüddin Ali, Kenz, c. 16, s. 132.

Mirac Mülâkatında Peygamberimiz aleyhisselâma Verilenler

Peygamberimiz aleyhisselâma Mirac mülakatı sonunda şu üç şey verildi:

1. Elli vakit namaz sevabına denk, beş vakit namaz verildi.

2. Bakara sûresinin son âyetleri verildi.

3. Peygamberimiz aleyhisselâmın ümmetinden olup da, Allah'a şerik koşmayanlardan Mukhimat bağışlandı. 171

Yüce Allah:

" Yâ Muhammedi Bu namazlar, her gün ve gecede, 172 beş namazdır! 173 Amma, her namaz için, on sevab vardır! 174 Bu, yine, elli namaz demektir. 175

Bende söz bir olur, değişmez! 176

Her kim, bir hayr işlemek ister ve onu yapmazsa, o kimseye (bu iyi niyetinden dolayı) bir sevab yazılır, yaparsa on sevab yazılır.

Her kim de, bir kötülük yapmak ister, onu yapmazsa, ona birşey yazılmaz. O kötülüğü yaparsa, bir günah yazılır! " buyurdu. 177

Bakara sûresinin son iki ayetinde de, meâlen şöyle buyurulur:

" O Peygamber de kendisine Rabbinden indirilene iman etti, mü'minler de (iman ettiler).

Onlardan her biri:

Allah'a,

Allah'ın meleklerine,

Allah'ın kitablarına,

Allah'ın peygamberlerine inandı. Peygamberlerin hiçbirini, diğerlerinin arasından ayırmayız! (Hepsine inanırız. )

Dinledik! (Emrine) itaat ettik!

Ey Rabbimiz! Mağfiretini dileriz!

Son varış(ımız) ancak Sanadır! ' dediler.

Allah, hiçbir kimseye, gücünün yettiğinden başkasını yüklemez.

(Herkesin) kazandığı (hayır) kendi yararınadır.

Yaptığı (şer) de kendi zararınadır.

Ey Rabbimiz! Unuttuk yahut yanıldık ise, bizi tutup sorguya çekme!

Ey Rabbimiz! Bizden önceki (ümmet)lere yüklediğin gibi, üstümüze ağır bir yük yükleme!

Ey Rabbimiz! Takat getiremeyeceğimizi, bize yükleme!

Bizden (sâdır olan günahları) sil, bağışla! Bizi yarlığa! Bizi esirge!

Sen bizim Mevlâmızsın!

Artık, kâfirler güruhuna karşı da, bize yardım et! " 178

Mukhimat; insanı Cehenneme sürükleyen büyük ve tehlikeli günahlar, demektir. 179

Peygamberimiz aleyhisselâm, bir gün:

" İnsanı helake sürükleyen yedi şeyden sakınınız! " buyurmuştu.

" Yâ Rasûlallah! Nedir bu tehlikeli şeyler?" diye sordular.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

1. Allah'a şerik koşmak,

2. Sihir (büyü) yapmak,

3. Yüce Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı nefsi, haksız yere öldürmek,

4. Faiz yemek,

5. Yetim malı yemek,

6. Savaş meydanından kaçmak,

7. Zinadan korunan, böyle birşey hatırından bile geçmeyen Müslüman kadınlarına zina isnad etmektir! " buyurdu. 180

-------------------------------------

171. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 422, Müslim , Sahih, c. 1, s. 157, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 393-394, Nesâî, Sünen, c. 1 , s. 224, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 373, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 179, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 142, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 57, Kurtubî, c. 17, s. 94, Zehebî, s. 255, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 312.

172. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 304, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 149, Müslim, c. 1, s. 146-147 Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 384, Kadı Iyaz. c. 1, s. 138, İbn Esîr, c. 12, s. 54, Zehebî, s. 266.

173. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 304, Ahmed b. Hanbel, cc. 3, s. 148, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 93, Müslim, c. 1, s. 147, Kadı Iyaz, c. 1, s. 138, İbn Esir, c. 12, s. 54, Zehebî, s. 266-267.

174. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 304, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 149, Müslim, c. 1, s. 147, Kadı Iyaz, c. 1, s. 138, İbn Esîr, c. 12, s. 54,

175. İbn Ebi Şeybe, c. 14, s. 304, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 149, Buhârî, c. 1, s. 93, Müslim, c. 1, s. 147, Beyhakî, c. 2, s. 384, Kadı Iyaz, c. 1 , s. 138, İbn Esîr, c. 12, s. 54, Zehebî, s. 267.

176. Buhârî, Sahih, c. 1, s. 93, Müslim, Sahih, c. 1 , s. 149, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 57.

177. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 304-305, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 149, Müslim, c. 1, s. 147, Beyhakî, c. 2, s. 384, Kadı Iyaz, c. 1 , s. 138, İbn Esîr, c. 12, s. 54.

178. Bakara: 285-286.

179. İbn Esîr, Nihâye, c. 4. S. 19.

180. Abdurrezzak, Musannef, c. 11 , s. 17, Buhârî, Sahih, c. 195, Müslim, Sahih, c. 1, s. 92, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 8, s. 20, 249.

Mirac Gecesinde Peygamberimiz aleyhisselâmın Cennete Götürülüşü

Yüce Allah, Peygamberimiz aleyhisselâma vahyedeceğini vahyettikten sonra, Peygamberimiz aleyhisselâm, Cebrail aleyhisselâm tarafından Cennete götürüldü. 181

Cennetin eni, göklerle (altlarındaki) yer kadar olup. 182 Peygamberimiz aleyhisselâm orada:

İnciden, yakuttan, zebercetten.. köşkler, 183

İnciden kubbeler (kubbeli evler) gördü.

Cennetin toprağını da, misk kokar bir halde buldu. 184

Peygamberimiz aleyhisselâm, Cennette;

İki yanında içi boş inciden yapılmış kubbeler (kubbeli evler) dizili bir ırmak da gördü185 ki, inci, yakut çakılları ve misk üzerinde akıp gidiyordun 86

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Ey Cebrail! N edir bu?" diye sordu. 187

Cebrail aleyhisselâm:

" Bu, sana Yüce Allah'ın vermiş olduğu188 Kevser ırmağıdır! " dedi. 189

Kevser ırmağının suyu da, baldan daha tatlı ve sütten daha ak idi. 190

-------------------------------------

181. Buhârî, Sahih, c. 1 , s. 93, Müslim , Sahih, c. 1, s. 149, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 179, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 12, s. 57, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1 , s. 145.

182. Âl-i İmran: 133.

183. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 55.

184. Buhârî, c. 1, s. 93, Müslim, c. 1, s. 149, Begavî, c. 2, s. 179, İbn Esîr, c. 12, s. 57, İbn Seyyid, c. 1, s. 145, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 260.

185. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 263, Buhârî, Sahîh, c. 6, s. 92, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 449, Taberî, Târîh, c. 2, s. 211.

186. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 55.

187. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 263, Buhârî, c. 6, s. 92, Tirmizî, c. 5, s. 449, Taberî, c. 2, s. 211.

188. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 263, Tirmizî, c. 5, s. 449, İbn Esîr, c. 2, s. 55.

189. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 263, Buhârî, c. 6, s. 92, Tirmizî, c. 5, s. 449, İbn Esîr, c. 2, s. 55.

190. Tirmizî, c. 5, s. 450, Taberî, c. 2, s. 211, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 55.

Peygamberimiz aleyhisselâma Cehennemin Gösterilişi

Peygamberimiz aleyhisselâm; dünya semasında kendisini güleryüzle karşılayan melekler arasında, yüzü hiç gülmeyen, Cehennemin hâzini, bekçisi Malik adındaki bir melekle de karşılaşmıştı.

Peygamberimiz aleyhisselâm, onun kim olduğunu Cebrail aleyhisselâmdan sorup öğrenince, Cebrail aleyhisselâma:

" Cehennemi bana göstermesini ona emretmez misin?" diye sormuştu.

Cebrail aleyhisselâm da:

" Olur! " diyerek Cehennemin bekçisi Malik'e:

" Ey Malik! Muhammed (aleyhisselâm)'e Cehennemi göster! " demişti.

Malik;

Cehennem'in üzerinden örtüsünü açınca, Cehennem öyle kaynamaya ve kabarmaya başladı ki, Peygamberimiz aleyhisselâm onun gördüğü herşeyi yakalayıp yakıvereceğini sandı. Hemen, Cebrail aleyhisselâma:

" Ey Cebrail! Malik'e emret de, onu yerine geri çevirsin! " buyurdu.

Cebrail aleyhisselâm da, Cehennemi yerine çevirmesi için, Malik'e emretti.

O da, Cehenneme:

" Sakin ol! " dedi.

Cehennem, çıkmış olduğu yerine girince, Malik onun üzerine örtüsünü tekrar örttü. 191

Peygamberimiz aleyhisselâm;

Cehennemdeki susuzluk azaplarını, azap zincirlerini, azap yılan ve akreplerini, oradaki azaplardan daha bazılarını da gördü. 192

Peygamberimiz aleyhisselâm, bir hadis-i şeriflerinde:

" Eğer benim bildiğimi sizler de bilmiş olsaydınız, muhakkak ki, pek az güler ve çok ağlardınız! " buyurmuştur. 193

-------------------------------------

191. İbn İshak. İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 45-46.

192. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 55.

193. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 210, Buhârî, Sahîh, c. 5, s. 190, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 557, İbn Mâce, Sünen, c. 2, s. 1412, Dârimî, Sünen, c. 2, s. 216, Hâkim, Müstedrek, c. 4, s. 320, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 7, s. 52, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 2. s. 335. Zehebî. Târîhu'l-islâm. s. 480.

Peygamberimiz aleyhisselâmın Mekke'ye Dönüşü

Peygamberimiz aleyhisselâm, Mekke'ye dönmek üzere, Beytü'l-Makdis Mescidinin kapısına bağladığı Burak'a binip194 Mekke'ye döndü. 195 Peygamberimiz AI ey his s el amin İsrâ ve Miracı, bir gece içinde, yatsı namazı ile sabah namazı arasında vuku buldu. 196

-------------------------------------

194. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 111.

195. İbn İshak. İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 39, Taberî, Tefsîr, c. 15, 6, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 56.

196. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 214-215, Taberî, Tefsîr, c. 15, s. 2, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 272, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 1, s. 439.

Abdulmuttalib Oğullarının Peygamberimiz aleyhisselâmı Aramaya Çıkışları

Abdulmuttalib oğulları, İsrâ ve Mirac gecesinde, Peygamberimiz aleyhisselâmı bulamayınca, aramaya çıkmışlardı.

Hatta, Hazret-i Abbas, Zîtuvâ'ya kadar gitti. Oralarda, yüksek sesle:

" Yâ Muhammedi Yâ Muhammedi" diyerek bağırdı.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Lebbeyk! =Buyur! " diye karşılık verince, Hazret-i Abbas:

" Ey kardeşimin oğlu! Sen kavmini geceden beri zahmet ve meşakkate soktun! ? Nerede idin?" dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Beytü'l-Makdis'e gittim" buyurunca, Hazret-i Abbas:

" Bu gecenin içinde mi?" diye sordu.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Evet. Bu gecenin içinde gidip geldim! " buyurunca, Hazret-i Abbas:

" Her halde, senin başına ancak hayır gelmiş olmalıdır! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Benim başıma hayırdan başka birşey gelmemiştir! " buyurdu. 197

-------------------------------------

197. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 214, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 272.

İsrâ ve Mirac Mucizesinin Kureyş Halkına Haber Verilişi

Peygamberimiz aleyhisselâm; İsrâ ve Miracını Kureyş müşriklerine gidip haber vermek üzere ayağa kalkınca, 198 Ebu Talib'in kızı Ümmü Hani Hatun, Peygamberimiz aleyhisselâmın ridasının ucundan tutup: 199

" Ey amcamın oğlu! 200 Ey Allah'ın peygamberi! 201 Sana and veriyorum. 202 Bunu halka 5öyleme! 203 Onlar seni yalanlarlar. 204 Üzerler! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Vallahi, ben bunu onlara söyleyeceğim! " buyurdu. 205

Ümmü Hani Hatun, Habeşli cariyesine:

" Yazıklar olsun sana! Git de, Resûlullah aleyhisselâm o halka ne söylüyor? Halk ona ne söylüyor? Göz kulak ol! " dedi. 206

Peygamberimiz aleyhisselâm İsrâ ve Miracını Kureyş müşriklerine gidip haber vereceği zaman;

" Ey Cebrail! " dedi, " kavmim beni tasdik etmezler"

Cebrail aleyhisselâm:

" Ebu Bekir seni tasdik eder" dedi.

Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselâm, gidip, Kabe'nin Hicr diye anılan yerinde ayakta durarak207 Kureyş müşriklerine İsrâ hadisesini haber verince, onlar şaştılar: 208

" Doğrusu, biz şimdiye kadar bunun gibisini hiç işitmedik! ?209

Bu, şaşılacak, inanılmayacak şey!

Vallahi, deve Mekke'den Şam'a gidişte bir ayda, dönüşte de bir ayda sürülüp götürülür!

Muhammed bir tek gecenin içinde oraya gider de, Mekke'ye dönebilir mi?! 210

Biz Beytü'l-Makdis'e, devemizin ciğerlerine, böğürlerine vura vura bir ayda varırız. O oraya bir tek gecenin içinde gitmiş ha?! 211

Ey Muhammed! Buna delilin nedir?" dediler212 ve yalanladılar. 213

Peygamberimiz aleyhisselâm, yalanlanmaktan üzgün bir halde, bir tarafa çekilip oturduğu sırada, yanına Ebu Cehil gelerek oturdu.

Alaylı bir tavırla:

" Geceleyin yararlandığın birşey var mı?" diye sordu.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Evet! Vardır! " buyurdu.

Ebu Cehil:

" Ne imiş o?" diye sordu.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Geceleyin götürüldüm! " buyurdu.

Ebu Cehil:

" Nereye?" diye sordu.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Beytü'l-Makdis'e! " buyurdu.

Ebu Cehil:

" Sonra da aramızda sabahladın ha?! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Evet! " buyurdu.

Ebu Cehil, Peygamberimiz aleyhisselâm söylediği sözü inkâr eder korkusu ile, kavmini onun yanına çağırmak istedi ve:

" Bana söylediğin sözü onlara da söyleyesin diye, kavmini senin yanına çağırmamı uygun görür müsün?" dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Olur! " buyurunca, Ebu Cehil:

" Ey Ka'b oğulları cemaatı! " diyerek çağırmaya başladı.

Meclislerinden silkinip kalkanlar, gelip Peygamberimiz aleyhisselâmla Ebu Cehil'in yanına oturdular.

Ebu Cehil, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Haydi, bana söylediğini, kavmine de söyle! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Ben geceleyin götürüldüm! " buyurdu.

" Nereye?" diye sordular.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

Beytü'l-Makdis'e! " buyurdu.

" Sonra da aramızda sabahladın ha?! " dediler.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Evet! " buyurunca, Peygamberimiz aleyhisselâmın sözünü yalanlamak için, şaşkınlıklarından ve inkârlarından, kimisi ellerini çırptılar, kimisi de ellerini başlarına koydular! 214

Kureyş müşrikleri, hemen, Hazret-i Ebu Bekir'in yanına vardılar. Ona:

" Ey Ebu Bekir! Senin sahibin hakkındaki şeyden haberin var mı?

O, güya, bu gece Beytü'l-Makdis'e varmış! 215 Orada namaz kılmış! Sonra da Mekke'ye dönmüş! ?" dediler.

Hazret-i Ebu Bekir:

" Siz onun hakkında yalan söylüyorsunuz! " dedi.

Müşrikler:

" Hayır! Kendisi, şuradaki Mescid'de halka böyle söyledi! " dediler. 216

Hazret-i Ebu Bekir:

" Vallahi, eğer o bunu söyledi ise, muhakkak, doğrudur! " dedi. 217

Müşrikler:

" Sen onu doğruluyor, 218 kendisinin bir gecede Beytü'l-Makdis'e gidip sabahtan önce Mekke'ye geldiğini219 doğru buluyor musun?" dediler.

Hazret-i Ebu Bekir:

" Evet! 220 Bunda şaşacağınız ne var?221

Vallahi, ben onu bundan daha uzak olanında, gecenin veya gündüzün herhangi bir saatinde kendisine semadan haber geldiğini bana haber verdiğinde tasdik edip duruyorum! " 222 dedikten sonra, Peygamberimiz aleyhisselâmın yanına geldi ve:

" Ey Allah'ın Peygamberi! Sen şu halka bu gece Beytü'l-Makdis'e gittiğini söyledin mi?" diye sordu.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Evet! " buyurdu.

Hazret-i Ebu Bekir:

" Ey Allah'ın Peygamberi! Onu bana tarif ve tavsif et! Çünkü, ben oraya gitmişimdir" dedi.

Beytü'l-Makdis, hemen, Peygamberimiz aleyhisselâmın gözünün önüne geldi. Peygamberimiz aleyhisselâm, ona bakarak, Hazret-i Ebu Bekir'e Beytü'l-Makdis'i birer birertarif etmeye başlamış; anlattıkça, Hazret-i Ebu Bekir de:

" Doğru söylüyorsun! Ben şehadet ederim ki; sen Allah'ın Resûlüsün! " demiştir.

Peygamberimiz aleyhisselâm da:

" Ey Ebu Bekir! Sen, Sıddîk'sın! " buyurmuş ve o gün ona Sıddfk ismini vermiştir. 223

-------------------------------------

198. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 43.

199. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 43, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 141, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 245, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 110.

200. İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 141, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 245.

201. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110.

202. İbn Seyyid, Uyun, c. 1, s. 141, Zehebî, s. 245.

203. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110.

204. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43, İbn Seyyid, c. 1, s. 141. Zehebî, s. 245, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 110.

205. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43, İbn Sa'd, c. 1 , s. 215, Zehebî, c. 3, s. 110.

206. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43, İbn Seyyid, c. 1, s. 141, Zehebî, s. 245.

207. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 215.

208. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 43, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1 , s. 215, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 141, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 245-246, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 110.

209. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 215.

210. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43.

211. Zehebî, Târîhu'l-islâm , c. 246.

212. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 43.

213. Zehebî, T ârThu 'l-islâm, s. 246, Ebu’l -Fidâ, c. 3, s. 110.

214. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 305-306, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 309, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 223, Zehebî, Târîhu'l-islâm , s. 249.

215. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Zehebî, s. 247-248, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.

216. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 113.

217. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 39-40, Zehebî, s. 248, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.

218. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 248.

219. Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.

220. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 248; Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21.

221. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 40.

222. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 40, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 56, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 247-248, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21-22.

223. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 39-40, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 21-22.

Müşriklerin Peygamberimiz aleyhisselâma Beytü'l-Makdis ve Beytü'l-Makdis Mescidi Hakkında Sorular Sormaları

Müşriklerden, o beldeleri gezmiş ve Beytü'l-Makdis Mescidini görmüş olanlar, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Sen Beytü'l-Makdis Mescidini bize tarif ve tavsif edebilir misin?" diye sordular.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Oraya gittim! " buyurdu ve tarif etmeye başladı.

Bazı noktalarda tereddüde düşünce, Beytü'l-Makdis Mescidi Peygamberimiz aleyhisselâmın gözünün önüne getirildi ve ona bakarak, müşriklerin sorularını cevapladı. Müşrikler:

" Vallahi, tarif ve tavsifte isabet ettin! " dediler. 224

Peygamberimiz aleyhisselâm, bu hususu şöyle anlatır:

" Kureyşîler, gezdiğim yerler, özellikle Beytü'l-Makdis hakkında, bana birçok sorular sormaya başladılar ki, ben İsra gecesi onları zihnimde iyice tesbit ve hıfz etmiş değildim.

Bunun için, o kadar sıkılmıştım ki, böyle bir sıkıntıya hiç düşmemiştim.

Derken, Yüce Allah benimle Beytü'l-Makdis arasındaki uzaklığı kaldırdı da, ne sordularsa, ona bakarak, sorularını birer birer cevapladım. 225 Bana:

'Beytül-Makdis'in kaç kapısı var?' diye sordular.

Ben de, Beytü'l-Makdis'e bakıp, onlara haber verdim.

Bazıları da:

'Beytü'l-Makdis Mescidinin kaç kapısı var?' diye sordular.

Beytü'l-Makdis Mescidi gözümün önüne dikilince, ona bakıp kapılarını sayarak, onlara bildirdim." 226

-------------------------------------

224. İbn Ebi Şevbe, Musannef, c. 14, s. 306, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 309, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1 , s. 223, Zehebî, Târîhu’l-islâm, s. 250.

225. İbn Sa’d, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 215, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 247, 248, Müslim, Sahih, c. 1, s. 156, Timizf, Sünen, c. 5, s. 301, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 246, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve’n-nihâye, c. 3, s. 113, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 315.

226. İbn Sa'd, Tabakât, 11, s. 215.

Müşriklerin Kervanları Hakkındaki Soruları

Kureyş müşrikleri:

" Ey Muhammedi Sen bize kervanımızdan haber ver! O bizim için Beytü'l-Makdis'ten daha önem-lidir. 227 Sen onlardan birşeye rastladın mı?" dediler. 228 İçlerinden birisi de:

" Yâ Muhammed! Sen şu, şu yerdeki develerimize rastladın mı?" diye sordu.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Evet! Vallahi, 229 filan oğullarına rastladım:

Onlar bir deve kaybetmişler ve onu aramaya gitmişlerdi. 230

Konak yerlerinde de onlardan hiç kimse yoktu. 231

Susamıştım. 232

Onların içinde su bulunan bir kapları vardı ki, onun üzerine birşey örtmüşlerdi. Örtüsünü açtım ve içindeki suyu içtim. Sonra, üzerini, yine eskisi gibi kapadım.

Onların kafilesi, şimdi Beyzâ'dan, Ten'im yokuşundan iniyordun

Kafilenin önünde boz, siyah renkli erkek bir deve, devenin üzerinde de birisi siyah, birisi de alaca iki çuval vardır! " buyurunca, 233 Velid b. Mugîre, " Sihirbaz! " dedi. 234

Peygamberimiz aleyhisselâm, sözlerine devamla:

" Yanınıza geldikleri zaman, onlara sorun: 235 Kaplarındaki suyu içilmemiş bulmuşlar mıdır?" buyur-du. 236

Müşrikler:

" Lât ve Uzzâ'ya andolsun ki, bu bir delildir! " dediler. 237

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Şu, şu vadide filan oğullarının kafilesine de rastladım.

Onları bir hayvanın gizli sesi ürkütmüş; bir develeri kaçmıştı.

Ben kaçan develerinin yerini onlara gösterdim! " buyurdu.

Kureyş müşrikleri, Ten'im yokuşuna doğru hızla gitfiler. 233

Peygamberimiz aleyhisselâmın verdiği haberleri yalana çıkarma umurlusu ile, kervanı gözlemeye başladılar.

Kervan görününce:

" Vallahi, işte kervan geliyor! Boz deveyi de en öne sürmüşler! ?" dediler. 239

İlk karşılaştıkları deve, kendilerine tarif edildiği gibi idi.

Kafileye su kabından sordular.

Onlar da, onu su dolu olarak bıraktıklarını, üzerini örttüklerini, fakat sonradan örtüsünü açtıkları zaman içinde su bulamadıklarını haber verdiler.

Kureyş müşrikleri, diğer kafilelere de, soracaklarını sordular.

" Doğrudur! Vallahi, kendisinin anmış olduğu vadide ürkütüldük ve bir devemiz de kaçtı.

Bir adamın sesini işittik ki, o bizi devemize çağırıyordu!

Deveyi onun çağırdığı yerde bulduk ve tuttuk! " dediler. 240

Bazılarına göre; işittikleri ses, Peygamberimiz aleyhisselâmın sesi idi. 241

Kureyş müşriklerinin, kervanlarındaki develerinin ve hatta çobanlarının sayısına varıncaya kadar, sormadıkları ve Peygamberimiz aleyhisselâmdan doğru cevaplarını almadıkları birşey kalmadı. 242

Kureyş müşrikleri, kendilerine verilen haberlerin doğru çıktığını gördükleri halde, 243 iman etmediler

" Bu, açık bir sihirdir! 244 Velid b. Mugîre'nin dediği doğru imiş! " dediler. 245

-------------------------------------

227. İbn Seyyid, Uyunul -eser, c. 1, s. 142, Diyarbekrî, c. 1, s. 315.

228. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 315.

229. Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 3, s. 22.

230. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 56, İbn Seyyid, c. 1, s. 142, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 22.

231. İbn Seyyid, Uyunul-eser, c. 1, s. 142.

232. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 316.

233. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 44, Diyarbekıf, Hamîs, c. 1, s. 316.

234. İbn Seyyid, Uyunul-eser, c. 1, s. 142.

235. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 56, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 316.

236. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 316.

237. İbn Seyyid, Uyunul-eser, c. 1, s. 142.

238. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 44, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 57.

239. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 57, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 316.

240. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 44.

241. Zehebî, Târîhul-islâm, s. 243.

242. Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 3, s. 22.

243. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 44, İbn Sa'd, Tabakâtül-kübrâ, c. 1, s. 215.

244. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 56, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 316.

245. İbn Seyyid, Uyûnul-eser, c. 1, s. 142.

İslam Dininin İbadet Esaslarından Namaz

İslâm dininin ibadet esaslarından birincisi olan246 ve düşman karşısında bile bulunulsa vaktinde kılınması gereken;247 yaratılışımızın gayesi bulunan248 namaz; Yüce Yaratanımızı zikretmek, anmak üzere249 her türlü kötülüklerden geri durmak için250 kılınır.

Namaz; kıyam, kıraat, rükû ve sücud gibi rükünlerden oluşan bir ibadet olup Kur’ân-ı Kerîm'in müteaddit âyetlerinde bu rükünlerle namaza işaret edilmiş olduğu. 251 hatta rükû ve sücud tesbihleriyle de namazın murad olunduğu görülür. Nitekim:

Devrinin tartışmacı bilginlerinden Nâfi b. Ezrak, Abdullah b. Abbas'a:

" Beş vakit namaz Kur'ân'da var mı?" diye sorduğu zaman, Abdullah b. Abbas:

" Evet! Vardır! " diyerek Rûm sûresinin 17 ve 18. âyeti erini:

" Fesübhânallâhi hine tümsûne ve hine tusbihûne velehülhamdü fissemâvâti vel'ardi ve aşiyyen ve hîne tuzhirûne" diyerek okuyup; " 'Hine tümsûne' akşam namazıdır. Ve hfne tusbihûne' sabah namazıdır. 'Ve aşiyyen' ikindi namazıdır. 'Ve hîne tuzhirûne' öğle namazıdır! " dedikten sonra; Nur sûresinin 58. âyetindeki " ve min ba'di salâti'l-ışâi=Bir de, yatsı namazından sonra..." kısmını okumuştur. 252

-------------------------------------

246. İmam-ı Azam Ebu Hanîfe, Müsned, s. 3, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 2, s. 143, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 8, Müslim, c. 1 , s. 45.

247. Nisa: 101-102.

248. Tâhâ: 14.

249. Zâriyât: 56.

250. Ankebüt: 45.

251. Furkân: 64, Hicr: 98, Zümer: 9, 20, Hacc 77, Tevbe: 112, Bakara: 228.

252. Taberî. Tefsir, c. 1. s. 29. Hâkim. Müstedrek. c. 2. s. 410-411.

Beş Vakit Namazın Farz Kılınışı ve Vakitlerinin Tarif Edilişi

Beş vakit namaz; bir rivayete göre, Peygamberimiz aleyhisselâmın Medine'ye hicretinden bir buçuk yıl önce, 253 Miraç gecesinde farz kılınmıştır. 254

Miraç gecesinin sabahında Cebrail aleyhisselâm inerek255 Peygamberimiz aleyhisselâma göstermek için, beş vakit namazı, vakitlerinde imam olup kıldırdı. 256

Peygamberimiz aleyhisselâm bu husustaki hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuşlardır:

" Cebrail bana Beyt'in (Kabe'nin) yanında. 257 iki kere, yani iki gün258 imam oldu.

Güneşin zeval vaktinde, gölge bir nalın tasması kadar uzadığında, öğle namazını kıldırdı.

Sonra, herşeyin gölgesi bir misli olunca, ikindi namazını kıldırdı.

Sonra, oruçlu iftar ettiği (orucunu açtığı)zaman, akşam namazını kıldırdı.

Sonra, şafak kaybolduğu zaman, yatsı namazını kıldırdı.

Sonra, oruçluya yemek, içmek haram olduğu zaman, sabah namazını kıldırdı.

Ertesi günü ise, öğle namazını, herşeyin gölgesi bir misli olduğu zaman kıldırdı.

Sonra, ikindi namazını, herşeyin gölgesi iki misli olduğu zaman kıldırdı.

Sonra, akşam namazını, oruçlu iftar ettiği (orucunu açtığı) zaman kıldırdı.

Sonra, yatsı namazını, gecenin üçte birinin evvelinde, 259 üçte birinin evveline doğru260 kıldırdı.

Sonra, ortalık ağardığı, aydınlandığı zaman da sabah namazını kıldırdı.

Sonra, banayönelip:

'Yâ Muhammedi Bu, senden önceki peygamberlerin (namaz) vaktidir. (Namaz için) vakit, bu iki vaktin arasıdır' dedi." 261

-------------------------------------

253. İbn S a'd, Tabakâtü’l-kübrâ, c. 1, s. 213, Belâzurî, Ensâbu’l -eşrâ f, c. 1, s. 255, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el -Veli, c. 1, s. 218.

254. İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 14, s. 304, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1 , s. 213, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 149, Müslim, Sah ıh, c. 1, s. 146-147, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 384, İbn Esîr, Câmiul-usû I, c. 12, s. 54, Zehebî, Târîhu'l -isi âm, s. 266-267.

255. Abdurrezzak, Musannef, c. 1, s. 532.

256. İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 148, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 117.

257. Abdurrezzak, Musannef, c. 1, s. 531, İbn Ebi Şeybe, c. 1, s. 317, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 333, Ebu Davud, c. 1, s. 107, Tirmizî, c. 1, s. 279, Hâkim, c. 1, s. 193, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 1, s. 364, İbn Esîr, c. 6, s. 146.

258. İbn Ebi Şeybe, c. 1, s. 317, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 354, Ebu Davud, c. 1, s. 107, Tirmizî, c. 1, s. 279, Hâkim, c. 1 , s. 193, Beyhakî, c. 1, s. 364, İbn Esîr, c. 6, s. 146.

259. Abdurrezzak, Musannef, c. 1, s. 531, İbn Ebi Şeybe, Musannef, c. 1 , s. 317, Hâkim, Müstedrek, c. 1, s. 193, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 1, s. 364,

260. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 333, Ebu Davud, Sünen, c. 1, s. 107, İbn Esîr, Câmiu'l-usûl, c. 6, s. 147.

261. Abdurrezzak, c. 1, s. 532, İbn Ebi Şeybe, c. 1, s. 317, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 333, Ebu Davud, c. 1, s. 107 Tirmizî, c. 1, s. 279-280, Hâkim, c. 1, s. 193, Beyhakî, c. 1, s. 364, Begavî, Mesâbihu’s-sünne, c. 1, s. 30, İbn Esîr, c. 6. s. 147.

Namazın Peygamberimiz aleyhisselâmdan Önceki Peygamberlerin Şeriatlarında da Yer Aldığı

Namaz, Peygamberimiz aleyhisselâmdan önceki peygamberlerin şeriatlarında da vardı. İbrahim ve İsmail aleyhisselâmlar, devamlı surette namaz kılarlardı. Zürriyetlerinden de namaza devamlı bir ümmet gelmesi için, Yüce Allah'a dua etmişlerdi. 262 İshak ve Yakub aleyhisselâmlar da namaz kılarlardı. 263

Şuayb aleyhisselâmın çok namaz kılışı, kavminin kendisiyle alay etmesine sebep olmuştu. 264 Musa aleyhisselâm namazla memurdu. 265 Namaz kılmaları hususunda, İsrail oğullarından da kesin söz almıştı. 266

Lokman aleyhisselâm namaz kılar, oğluna da bunu emrederdi. 267 Zekeriyya aleyhisselâm namaza devamlı idi. 268 İsa aleyhisselâm da namazla memurdu. 269

-------------------------------------

262. İbrahim: 37-40.

263. Enbiya: 73.

264. Hûd: 87.

265. Tâhâ: 14.

266. Mâide: 12.

267. Lukman: 17.

268. Âl-iİmran: 39.

269. Meryem: 31.

Beş Vakit Namazdan Önceki Namaz: Teheccüd Namazı

Beş vakit namaz farz kılınmadan önce, gecenin geç vakitlerine kadar, uzun sûreler okunarak gece namazı (teheccüd) kılmak, farzdı. 270 Bu, bir yıl devam etmiş; namazda uzun müddet dikilmekten, Müslümanların ayaklan şişmişti.

Nihayet, beş vakit namaz farz kılınınca, teheccüd namazı Müslümanlar hakkında hafifletilip nafileye çevrilmiş, 271 fakat Peygamberimiz aleyhisselâmın buna özel olarak devamı emir buyrulmuştur. 272

-------------------------------------

270. Müzzemmil: 2-4.

271. Müiemmil: 20, Nesâî, Sünen, c. 3, s. 200.

272. İsrâ: 79.

Vitir Namazı ve Vakti

Peygamberimiz aleyhisselâm, vitir namazı hakkında da:

" Yüce Rabbim bana bir namaz daha arttırdı ki, o, vitir namazıdır. Onun vakti de, tan yeri ağarıncaya kadar olan zaman arasındadır. 273

Muhakkak ki, Allah, hakkınızda, kızıl tüylü develerden (dünya malından) daha hayırlı olan bir namazla imdatta bulundu ki, o vitir namazıdır.

Allah, onu yatsı ile tan yeri ağarıncaya kadar olan zaman arasında kılmanızı meşru kıldı" buyurmuştur. 274

-------------------------------------

273. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 242.

274. EbuDavud, Sünenıc. 2ıs. 61, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 314, İbn Abdilberr, İStJâb, C. 2, S. 419.

Peygamberimiz aleyhisselâmın Beş Vakit Namazı Kılışı, Kıldırışı

Namaz, abdestli olarak kılınır. 275 Abdest, namazın anahtarıdır. 276 Abdestsiz, namaz olmaz ve kabul olunmaz. 277

Peygamberimiz aleyhisselâm namaz kılacağı zaman Kıble'ye döner, 278 ellerini kulaklarının hizasına kadar kaldırıp " Allahuekber" diyerek tekbir alır;279 sağ eliyle sol elini tutar, 280 sağ elini sol elinin üzerine koyar (bağlar);281 " Sübhâneke allâhümme ve bihamdike ve tebâreke ismükeve teâlâ ceddüke velâ ilahe gayrüke! " diyerek namaza başlardı. 282

Sonra, içinden Eûzü ve Besmele çekerdi.

(Sabah, akşam, yatsı namazlanyla Cuma ve Bayram namazında) açıktan Fatiha sûresini okur, 283 Fâtiha'nın sonunda yavaşça " Âmîn! " der ve " Âmîn" denilmesini de emrederdi. 284

Peygamberimiz aleyhisselâmın:

" Her kim içinde Ümmü'l-Kur'ân'ı (Fâtiha'yı) okumaksızın bir namaz kılarsa, o namaz noksandır, tamam değildir, güdüktür! " buyurduğu bildirilmektedir. 285

Peygamberimiz aleyhisselâm, sabah namazında, Fatiha sûresinden sonra, Yasin sûresini286 ve Kaf sûresini, 287 ya da benzeri sûreleri288 veya Tûrsûresini289 veya Mü'minûn sûresini 290 veya Tekvir sûresini291 veya benzeri sûreleri okurdu. 292 Peygamberimiz aleyhisselâmın okuduğu âyetlerin sayısı altmışı ve hatta yüzü bulurdu. 293

Birinci rekatta uzun sûre, ikinci rekatta kısa sûre okurdu. 294

Cuma günü ise, sabah namazında Secde sûresi ile Dehr sûresini okurdu. 295

Öğle ile ikindinin ilk iki rekatlarında Fâtiha'dan sonra, birer sûre, 296 meselâ Târik ve Buruc sûreleri-ni297 ve benzeri erini, 298

Öğle namazında, Leyi sûresini,

İkindi namazında, onun gibi bir sûreyi okurdu.

Öğle namazında, A'lâ sûresini okuduğu da olurdu. 299

Öğlenin birinci rekatında otuz, ikincide onbeş âyet kadar okurdu. 300

Akşam namazında, Mürselât sûresini, 301 Tûr sûresini okuduğu da olurdu. 302

Yatsı namazında, Tîn sûresini, 303 Şems ve benzeri sûreleri okurdu. 304

Muaz b. Cebel'e yatsı namazında A'lâ, Leyi ve Alâk sûrelerini okuması tavsiye buyurulmuştur. 305

Peygamberimiz aleyhisselâm, kıraatten sonra, " Allahuekber! " diyerek tekbir alır, belini kam-buriaştırmaksızın büküp rükûa varır, ellerini dizkapaklarının üzerine koyar, 306 " Sübhâne Rabbiyel azîm! " der;307 " Semiallâhu limen hamiden" diyerek308 başını kaldırıp omurga kemiklerinden her biri yerli yerine gelinceye kadar doğrulunca, 309 " Rabbena ve lekelhamd! " der;310 " Allahuekber! " diyerek secdeye giderdi.

Secdeye gittiği zaman; kollarını ne yere yayar, ne de yanlarına yapıştırırdı.

Ayaklarının parmaklarını, Kıbleye karşı dikerdi. 311

Peygamberimiz aleyhisselâm, bu secde vaziyetini anlatırken de:

" Ben, birisi cephe (alınla burun), ikisi dizler, ikisi de ayak uçları olmak üzere, yedi kemik (organ) üzerinde secde etmekle emrolundum.

Namaz kılarken, elbisemizle saçımızı, düzeltmek için toplamaktan da, nehyolundum." 312

" Secde ettiği zaman, kulun yedi âzası:

Yüzü,

İki eli,

İki dizi,

İki ayağı da, onunla birlikte, secde eder" buyurmuştur. 313

Peygamberimiz aleyhisselâm, secdede " Sübhâne Rabbiyel a'lâ! " derdi. 314 Gerek rükûdaki, gerek secdedeki teşbihlerin en az üçer kere söylenmesini tavsiye buyurmuştur. 315

Peygamberimiz aleyhisselâm " Allahuekber! " diyerek başını secdeden kaldırır ve sol ayağını büküp, üstüne otururdu ve ikinci secdede de böyle yapardı.

İkinci secdeyi yaptıktan sonra " Allahuekber! " diyerek ikinci rekata kalkar, 316 onu da kılıp oturunca " Ettahiyyâtü..." yü ve arkasından, şehadet kelimelerini okurdu ve namazın sonunda, buna " Allâhümme salli..." ve " Allâhümme bârik..." salavatlarını ekler ve bundan sonra istedikleri duayı yapmalarını Müslümanlara emrederdi. 317

Kendileri ise, en çok " Allâhümme Rabbena âtinâ fi'd-dünyâ haseneten ve fi'l-âhireti haseneten ve kına azâbennâr! " diyerek dua ederdi. 318

Peygamberimiz aleyhisselâm, bundan sonra, başını önce sağ tarafına çevirip " Esselâmü aleyküm ve rahmetullâh! , " sonra da sol tarafına çevirip " Esselâmü aleyküm ve rahmetullâh! " diyerek selam verirdi. 319

Selam verdikten sonra, üç kere " Estağfirullâh! , " 320 bir kere de " Allâhümme entesselâmu ve min kesselâmu tebârekte yâ zelcelâli vel'ikram. Lâ ilahe illallâhu vahdedû lâ şerîke leh lehül mülkü ve lehül hamdü yuhyî ve yümîtu ve nüve alâ külli şey'in kadîr. Allâhümme lâ mania limâ atayte ve lâ mûtî limâ mena'te. Velâ yenfau zelceddi minkel cedd" derdi. 321 Arkasından da:

Otuz üç kere " Sübhânallah, "

Otuz üç kere " Elhamdülillah, "

Otuz üç kere " Allahuekber, "

Sonunda da, bir kere " Lâ ilahe ilallâhu vahdehû lâ şerike leh lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve alâ külli şey'in kadîr" derdi322-ki, böyle diyen kimsenin günahlarının, deniz köpükleri kadar çok bile olsa, hepsinin bağışlanacağını müjdelemiştir. 323

Peygamberimiz aleyhisselâm, en sonunda " Sübhâne Rabbike Rabbil izzeti amma yasıfûn ve selâmün alel mürselîn velhamdü lillâhi rabbil âlemîn" âyetini okurdu. 324

Peygamberimiz aleyhisselâm, farz namazların arkasında Âyete'l-Kürsî'yi okuyan kimsenin de, ikinci bir namaza kadar Yüce Allah'ın himayesinde bulunacağını haber vermiştir. 325

" Peygamber aleyhisselâmın Kur’ân'ı okuyuşu nasıldı?" diye sorulunca, Enes b. Mâlik:

" Çekilmesi gerekeni çekerdi" dedikten sonra, Besmeleyi okuyarak: " 'Bismillâhiyi çekerdi, 'errah-mân'ı çekerdi, 'errahîm'i çekerdi" demiştir. 326

Hazret-i Hafsa ve Hazret-i Ümmü Seleme'nin bildirdiklerine göre; Peygamberimiz aleyhisselâm Kur'ân-ı Kerîm'i âyet âyet okurdu:

'Bismillâhirrahmânirrahîm' der, keserdi.

'Elhamdulillâhi rabbil âlemîn' der, keserdi.

'Mâliki yevmiddîn' der, keserdi. 327

-------------------------------------

275. Mâide: 6.

276. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 129, Tirmizî, c. 1, s. 9, Dârimî, Sünen, c. 1, s. 175.

277. Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 20, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 43, Müslim, Sahih, c. 1, s. 204, Tirmizî, d , s. 5.

278. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 316, Ebu Davud, c. 1, s. 193, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 264.

279. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 316, Buhârî, c. 1, s. 180, Müslim, c. 1 , s. 292, Ebu Davud, c. 1, s. 193.

280. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 316, Ebu Davud, Sünen, c. 1, s. 193.

281. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 316, Ebu Davud, c. 1, s. 193, Dârimî, Sünen, c. 1, s. 255.

282. Ebu Davud, c. 1, s. 206, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 10, 11, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 264, Nesâî, Sünen, c. 2, s. 132.

283. Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 14-15.

284. Malik, Muvatta', c. 1, s. 87, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 316, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 190, Tirmizî, c. 2, s. 28.

285. Malik, Muvatta', c. 1, s. 84, Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 241, Müslim, c. 1, s. 296, Ebu Davud, c. 1, s. 216-217, Tirmizî, c. 2, s. 121, Nesâî, c. 2, s. 135.

286. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 34.

287. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 34, Müslim, c. 1, s. 337.

288. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 34, Müslim, c. 1, s. 337.

289. Buhârî, Sahih, c. 1, s. 187.

290. Buhârî, Sahih, c. 1, s. 187.

291. Müslim, c. 1, s. 336, Tirmizî, c. 2, s. 109.

292. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 104.

293. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 419, Buhârî, c. 1, s. 187, Müslim, c. 1 , s. 338, Tirmizî, c. 2, s. 109.

294. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 295, Buhârî, c. 1, s. 185, Müslim, c. 1 , s. 333, Ebu Davud, c. 1, s. 212.

295. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 328, İbn Mâce, c. 1, s. 269-270.

296. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 383, Buhârî, c. 1, s. 185, Müslim, c. 1 , s. 333.

297. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 103, Ebu Davud, c. 1, s. 213, Tirmizî, c. 2, s. 111.

298. Ahmet b. Hanbel, c. 5, s. 103.

299. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 86, Müslim, c. 1, s. 337-338.

300. Tirmizî, c. 2, s. 111.

301. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 83, Ebu Davud, Sünen, c. 1, s. 214-215, İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 272.

302. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 215.

303. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 284, Buhârî, c. 1, s. 186, Müslim, c. 1 , s. 339, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 115.

304. Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 114.

305. Müslim, Sahih, c. 1 , s. 340.

306. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 424, Buhârî, c. 1, s. 201, Ebu Davud, c. 1, s. 194.

307. Abdurrezzak, Musannef, c. 2, s. 155, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 382, Tirmizî, c. 2, s. 48.

308. Abdurrezzak, c. 2, s. 165, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 424, Buhârî, c. 1, s. 201, Ebu Davud, c. 1. S. 194.

309. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 424, Buhârî, c. 1, s. 201, Ebu Davud, c. 1, s. 194.

310. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 353, Buhârî, c. 1, s. 193.

311. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 424, Buhârî, c. 1, s. 201, Ebu Davud, c. 1, s. 194.

312. Abdurrezzak, Musannef, c. 2, s. 179-180, Buhârî, c. 1, s. 198, Müslim, c. 1, s. 354, Dârimî, Sünen, c. 1, s. 244-245.

313. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 206, Müslim, c. 1 , s. 355, Ebu Davud, c. 1, s. 235, Tirmizî, c. 2, s. 61 , İbn Mâce. c. 1, s. 286.

314. Abdurrezzak, c. 2, s. 155, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 382, Tirmizî, c. 2, s. 48.

315. Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 47, İbn Mâce, Sünen, c. 1 , s. 287-288.

316. Ebu Davud, Sünen, c. 1 , s. 194.

317. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 408, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 203, Müslim , Sahîh. c. 1, s. 301-302, Ebu Davud, c. 1, s. 254, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 81 , İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 290.

318. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 101, Buhârî, c. 7, s. 163, Ebu Davud, c. 2, s. 85.

319. Abdurrezzak, Musannef, c. 2, s. 219, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 390, Ebu Davud, c. 1, s. 261 -262, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 89, İbn Mâce, c. 1 , s. 296.

320. Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 275, Müslim, c. 1 , s. 414.

321. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 245, Buhârî, c. 1 , s. 205, Ebu Davud, c. 2, s. 82, Tirmizî, c. 2, s. 96-97, Dârimî, Sünen, c. 1, s. 253.

322. Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 238, Müslim, c. 1 , s. 418, Ebu Davud, c. 2, s. 82, Dârimî, c. 1, s. 254.

323. Müslim, c. 1, s. 418, Ebu Davud, c. 2, s. 82.

324. Tirmizî, c. 2, s. 97, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 2, s. 147-148.

325. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 2, s. 148.

326. Buhârî, Sahih, c. 6, s. 112.

327. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 288, 302.

Peygamberimiz aleyhisselâmın Beş Vakit Farz Namazlarla Birlikte Kıldıkları Sünnetler ve Rekatları

Hazret-i Aişe'nin bildirdiğine göre; Peygamberinrıiz aleyhisselâm:

Sabah namazının farzından önce, evinde iki rekat,

Öğle namazının farzından önce, evinde dört rekat; farzından sonra, evinde iki rekat, 328

İkindi namazının farzından önce, evinde dört rekat, 329

Akşam namazının farzından sonra, evinde iki rekat,

Yatsı namazının farzından sonra, evinde iki rekat nafile namaz kılardı. 330

Bunu dört kıldığı da olurdu. 331

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Öğlenin farzından önce dört rekat, farzından sonra da dört rekat kılmaya devam edeni, (Allah) Cehennem ateşine haram kılar! " 332

" İkindi namazının farzından önce dört rekat namaz kılana, Allah rahmet etsin! " buyurmuştur. 333

Yatsı namazının farzından önce kılınan dört rekat nafile ise, Müslümanların isteklerine bırakılmış olan; daha uygun bir deyişle, Müslümanların kılmaya mezun bulundukları ve müstahsen görerek kılageldikleri nafilelerdendir ki, bu da Peygamberimiz aleyhisselâmın şu hadis-i şerifine dayanır

Ashab-ı Kiram'dan Talha b. Ubeydullah derki:

" Necd halkından, saçı darmadağın bir kimse, Resûlullah aleyhisselâma geldi. Kendisinin sesini uzaktan karmakarışık duyuyor, fakat ne söylediğini anlamıyorduk. Nihayet, yaklaştı. 334

" Yâ Rasûlallâh! İslâm nedir?" diye sordu. 335

Meğer, İslâm'ın ne demek olduğunu soruyomnuş.

Onun bu sorusuna, Resûlullah aleyhisselâm:

" Bir gün bir gecede beş namaz! " buyurdu.

Adamcağız:

" Üzerimde bu namazlardan başkası da olacak mı?" diye sordu.

Resûlullah aleyhisselâm:

" Hayır, olmayacak! Meğer ki kendiliğinden (nafile olarak) kılasın..." buyurdu. 336

-------------------------------------

328. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 30, Müslim , Sahih, c. 1, s. 504, Ebu Davud, Sünen, c. 2, s. 18-19.

329. Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 294.

330. Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 30, Müslim, c. 1, s. 504, Ebu Davud, c. 2, s. 18.

331. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 341, Buhârî, c. 1, s. 37, Ebu Davud, c. 2, s. 45.

332. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 326, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 293.

333. Ahmed b. Hanbel, c. 2, s. 117, Ebu Davud, Sünen, c. 2, s. 23, Tirmizî, c. 2, s. 296.

334. Malik, Muvatta', c. 1, s. 175, Buhârî, Sahih, c. 1, s. 17, Müslim, Sahih, c. 1, s. 40-41, Ebu Davud, c. 1, s. 106, Nesâî, Sünen, c. 1, s. 226-227, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 1, s. 361.

335. Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 162.

336. Malik, c. 1 , s. 175, Buhârî, c. 1, s. 17, Müslim, c. 1, 5. 4041 , Ebu Davud, c. 1 , s. 106, Nesâî, c. 1, s. 226-227, Beyhakî, c. 1, 5. 361.

Namaza Özenmenin Gerekliliği

Peygamberimiz aleyhisselâm bir gün337 Mescid'de otururken, 338 çöl arabı gibi339 bir adam gelip. 340 Peygamberimiz aleyhisselâmın yakınında341 iki rekat342 namaz kıldı. 343 N amazı itinasız ve gevşek kıldı. 344

Peygamberimiz aleyhisselâm onun gevşek kılışına bakıyordu. 345

Adam Peygamberimiz aleyhisselâmın yanına gelip selam verdi.

Peygamberimiz aleyhisselâm, onun selamına mukabele ettikten sonra. 346 adama:

" Dön de, yeni baştan kıl! Çünkü, sen (tam) namaz kılmış olmadın! " buyurdu.

Adam dönüp, 347 önceki kıldığı gibi, tekrar namaz kıldı. 348

Sonra, dönüp Peygamberimiz aleyhisselâmın yanına gelerek, 349 tekrar selam verdi.

Peygamberimiz aleyhisselâm, onun selamına mukabele etti350 ve:

" Dön de, namazını yeni baştan kıl! Çünkü, sen (tam) namaz kılmış olmadın! " buyurdu. 351

Adam tekrar döndü. Namaz kıldı, gelip selam verdi.

Peygamberimiz aleyhisselâm, selamına mukabeleden sonra, ona:

" Dön de, namazını yeni baştan kıl! Çünkü, sen (tam) namaz kılmış olmadın! " buyurdu.

Bu, üç kez tekrarlandı. 352

Namazı hafife alanın, namaza özenmeyenin namaz kılmış olmayacağı, Mescid'deki insanları da korkuttu. Bu, onlara da ağır geldi. 353

Bunun üzerine, adam:

" Ey Allah'ın Resûlü! Babam, anam sana feda olsun!

Sana Kitabı indiren. 354 seni hak dinle peygamber gönderen Allah'a yemin ederim ki; ben bunun daha iyisini bilmiyorum! 355

Yâ Rasûlallâh! 356 Nasıl yapacağımı , 357 namazın doğrusunun nasıl olduğunu358 bana göster! 359 Öğret! 360

Ben nihayet bir beşerim: Doğru da, yanlış da yapabilirim! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Peki! 361 Namaz kılmak istediğin, 362 namaz kılmaya kalkacağın zaman, 363 Allah'ın sana emrettiği gibi, 364 güzelce tam abdest al! 365

Kıble'yeyönelip366 'Allahuekber! ' diyerek tekbir al! 367

Ümmü'l-Kitâbı (Fatihayı) oku! 368

Sonra, Kur'ân'dan, ezberinde olanı, sana kolay geleni, 369 istediğini, 370 Allah'ın okumanı dilediği kadar oku! 371 Sonra, rükû et! 372 Rükûa vardığında, avuçlarını diz kapaklarının üzerine koy! Sırtını kamburlaştrmayıp, dümdüz tut! 373

Uzuvların yatşıncaya kadar rükû halinde kal! 374

Rükûdan başını kaldırdığın zaman, kemikler mafsallarda yerleşince, 375 uzuvlar yatışıncaya kadar ayakta dimdik dur!

Secdeye gittiğinde, uzuvların yatışıncaya kadar secdede dur! 376

Secdeden başını kaldırıp, 377 uzuvların yatışıncaya kadar378 sol uyluğunun üzerine otur!

Bunu her rekat ve secdede, 379 namazının bütün rekatlarında yap! 380

Bunları tam yaptığın zaman, namazını tamamlamış; bunlardan neyi eksiltirsen. 381 ancak namazından eksiltmiş olursun! " buyurdu. 382

-------------------------------------

337. Tirmizî, c. 2, s. 100-101.

338. Abdurrezzak, Musannef, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Tirmizî, c. 2, s. 100.

339. Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 101.

340. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Tirmizî, c. 2, s. 101.

341. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340.

342. Abdurrezzak, c. 2, s. 370.

343. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud. c. 1 , s. 226, İbn Mâce. Sünen, c. 1, s. 336.

344. Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 101.

345. Abdurrezzak, Musannef, c. 2, s. 370.

346. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 184, 192, Ebu Davud, Sünen, c. 1, s. 226, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 101 , İbn Mâce, Sünen, c. 1, s. 336, Nesâî, Sünen, c. 2, s. 124.

347. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 340, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1, s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 101, İbn Mâce, c. 1, s. 336, Nesâî, c. 2, s. 124.

348. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1, s. 226, Nesâî, c. 2, s. 124.

349. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1 , s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 101, İbn Mâce, c. 1, s. 336, Nesâî, c. 2, s. 124.

 f, c. 2,

350. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1 , s. 226, İbn Mâce, c. 1, s. 336.

351. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1 , s. 226, İbn Mâce. c. 1, s. 336, Nesâî, c. 2, s. 124.

352. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1 , s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 104, Nesâî, c. 2, s. 124.

353. Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 105.

354. Abdurrezzak, Musannef, c. 2, s. 370.

355. Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1, s. 226, Nesâî, c. 2, s. 124.

356. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, İbn Mâce, c. 1, s. 336.

357. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 340.

358. Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 102.

359. Abdurrezzak, Musannef, c. 2, s. 370.

360. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1 , s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 104, İbn Mâce, c. 1, s. 336.

361. Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 102.

362. Abdurrezzak, Musannef, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 340.

363. Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 184, Ebu Davud, Sünen, c. 1, s. 227.

364. Mâide: 6, Tirmizî, Sünen, c. 2, s. 102.

365. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Buhârî, c. 7, s. 226, Ebu Davud, c. 1 , s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 102, İbn Mâce, Sünen, c. 1 , s. 336.

366. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Buhârî, c. 7, s. 132, Ebu Davud, c. 1 , s. 227, İbn Mâce, c. 1, s. 336.

367. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1 , s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 104, İbn Mâce, c. 1, s. 336, Nesâî, Sünen, c. 2, s. 124.

368. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Ebu Davud, c. 1, s. 227.

369. Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1, s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 104, İbn Mâce, c. 1, s. 336, Nesâî, c. 2, s. 124.

370. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 340.

371. Ebu Davud, Sünen, c. 1 , s. 227.

372. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1, s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 104, İbn Mâce, c. 1, s. 336, Nesâî, c. 2, s. 124.

373. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Ebu Davud, c. 1, s. 227.

374. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1 , s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 104, İbn Mâce, c. 1, s. 336, Nesâî, c. 2, s. 124.

375. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 340.

376. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1 , s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 104, İbn Mâce, c. 1, s. 336-337, Nesâî, c. 2, s. 124.

377. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, İbn Mâce, c. 1, s. 337.

378. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Buhârî, c. 1, s. 184, Ebu Davud, c. 1, s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 104, İbn Mâce, c. 1, s. 337, Nesâî, c. 2, s. 124-125.

379. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340.

380. Buhârî, Sahîh, c. 1, s. 184-185, Ebu Davud, c. 1, s. 226, Tirmizî, c. 2, s. 104. İbn Mâce, c. 1. S. 337.

381. Abdurrezzak, c. 2, s. 370, Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340.

382. Ahmed b. Hanbel, c. 4, s. 340, Ebu Davud, c. 1, s. 228.

Kabul Olunan ve Olunmayan Namazın Durumu

Peygamberimiz aleyhisselâm, bir hadis-i şeriflerinde:

" Kim namazları vaktinde kılar ve onun abdestlerini tam ve güzelce alır, kıyamını, huşûunu, rükûunu ve secdelerini tam yaparsa, o namazlar ışık saçarak bembeyaz bir şekilde yükselirken:

'Sen beni koruduğun gibi, Allah da seni korusun! ' diye dua eder.

Kim de namazı vaktinin dışında kılar, onun abdestini tam ve güzelce almaz, huşûunu, rükûunu ve secdelerini tam yapmazsa, onlar da simsiyah bir şekilde yükselirken:

'Sen nasıl özenmeyip beni yitirdinse, Allah da seni (senin amelini) vitirsin! ' diyerek ilenir. Allah'ın dilediği yere varınca, paçavra gibi dürülüp, o kimsenin üzerine atılır! " buyurmuşlardır. 383

-------------------------------------

383. Münzirî, et-Tergıb vet-terhıb, c. 1, s. 258, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 2, s. 122, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 7, s. 316.

Beş Vakit Namazı Özenerek Kılan ve Kılmayanların Durumu

Peygamberimiz aleyhisselâm, başka bir hadis-i şeriflerinde de:

" Beş vakit namazı Allah farz kıldı.

Her kim bu namazların abdestini tam alır, onları vaktinde kılar, rükû ve huzûlarını eksiksiz yaparsa, Allah'ın, onu bağışlayacağı hakkında va'di vardır.

Herkim de bunu yapmazsa, Allah'ın ona bir va'di yoktur. İsterse onu bağışlar, isterse azaba uğratır! " buyurmuşlardır. 384

-------------------------------------

384. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 317, Ebu Davud, Sünen, c. 1, s. 115, Nesaî, Sünen, c. 1, s. 230, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ. c. 3. s. 366.

Birinci Akabe Bey'atı (Bi'setin 12. Yılı)

Birinci Akabe Buluşma ve Bey'atı

Geçen (onbirinci) yılda, Ensardan altı kişi, Akabe'de Peygamberimiz aleyhisselâmla buluşup Müslüman olmuş ve gelecek yıl tekrar gelmek üzere Peygamberimiz aleyhisselâma söz vermişlerdi.

Bundan bir yıl sonra, 1 gelen yılda, 2 yani nübüvvetin onikinci yılında, 3 hac mevsiminde, Ensardan, içlerinde bir yıl önce Müslüman olan altı kişiden beşinin de hâzır bulunduğu oniki kişilik bir topluluk, Birinci Akabe'de Peygamberimiz aleyhisselâmla 4 geceleyin buluştular. 5 Ashab-ı Kiramdan Ubâde b. Sâmit der ki:

" Ben Birinci Akabe Bey'atında bulunmuş olan kişilerden 6 ve kabile temsilcilerindenim. 7

Biz, oniki kişi idik. 8

Resûlullah aleyhisselâm, Akabe'de, geceleyin, çevresinde ashabından küçük bir topluluk bulunduğu halde, bize:

'Geliniz! Allah'a hiçbir şeyi şerik koşmayacağınız,

Birşey çalmayacağınız,

Çocuklarınızı öldürmeyeceğiniz,

Ellerinizle ayaklarınız arasında iftira uydurmayacağınız,

Mârufta bana isyan ve itaatsizlik etmeyeceğiniz hakkında bana bey'at ediniz! 9

Ahdinize Vefâ ederseniz, Cenneti kazanırsınız! 10

İçinizden kim de haddi mûcib birşey yapar da kendisine had vurulursa, bu, onun keffâreti olur.

Allah kimin suçunu örtbas ederse, onun işi de Allah'a kalır.

Allah dilerse onu azaba uğratır, dilerse yarlıgar' buyurdu." 11

" Resûlullah aleyhisselâm, kadınlardan aldığı gibi, bizden bey'at aldı. 12

Bu, savaş farz kılınmadan önce idi. 13

'Hiçbir şeyi Allah'a şerik koşmayacağız!

Birşey çalmayacağız 114

Çocuklarımızı öldürmeyeceğiz 115

Allah'ın dokunulmaz kıldığı cana haksız yere kıymayacağız 116

Ellerimizle ayaklarımız arasında iftira uydurmayacak, 17 birbirimize iftira atmayacağızMB

Yağmacılık yapmayacağız! 19

Mârufta sana asi olmayacak, itaatsizlik etmeyeceğiz! ' diye bey'atta bulunduk." 20

-------------------------------------

* Ensar; yardımcılar demek olup, Ashabdan Enesb. Malik'e: " Senin görüşüne göre, siz öteden beri Ensar adıyla anılır mıydınız? Yoksa, bu adı size Allah mı taktı?" diye sorulduğu zaman, Enes b. Malik " Evet! Ensar adını bize Allah taktı! " demiştir (Buhârî, Sahih, c. 4, s. 221).

1. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 220.

2. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 73, Belâzuri, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 239, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 299, Beyhakî, Delâilü’n-nübüvve, c. 2, s. 431, İbn Ha zm, C evâm iu's-Sîre, s. 71, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el -Vefâ, c. 1, s. 219, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 96, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 56, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 156, Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 291, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 150.

3. Diyarbekrî, Hamîs, c. 2, s. 73, İbn Sa'd, c. 1, s. 220, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 239, Taberî, Târih, c. 2, s. 235.

4. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 73.

5. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 73, Buhâri, Sahih, c. 4, s. 251, Beyhakî, c. 2, s. 431, Ebu’l-Ferec, c. 1, s. 218, Zehebî, s. 291 , Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 150.

6. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 75, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 323.

7. Buhâri, Sahih, c. 4, s. 251 , Müslim, Sahih, c. 3, s. 1334.

8. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 75, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 323.

9. Buhâri, Sahih, c. 4, s. 251.

10. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 75, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 323, İbn Sa'd, c. 1 , s. 220.

11. Buhârî, Sahih, c. 4, s. 251.

12. Müslim, Sahih, c. 3, s. 1333.

13. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 75, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 323, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 220.

14. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 75, İbn Sa'd, c. 1, s. 220, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 323, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 251 , Müslim , c. 3, s. 1333.

15. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 75-76, İbn Sa'd, c. 1, s. 220, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 323, Müslim, c. 3, s. 1333.

16. Buhâri, Sahih, c. 4, s. 251, Müslim, Sahih, c. 3, s. 1334.

17. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 75, İbn Sa'd, c. 1, s. 220, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 323,

18. Müslim, Sahih, c. 3, s. 1333.

19. Buhâri, c. 4, s. 251 , Müslim, c. 3, s. 1333.

20. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 75, İbn Sa'd, c. 1, s. 220, Ahmed b. Hanbel, c. 5, s. 323, Buhâri, c. 4, s. 251, Müslim, c. 3, s. 1334.

Birinci Akabe Bey'atında Bulunanlar

1. Es'ad b. Zürâre,

2. Avf b. Haris,

3. Ukbe b. Âmir,

4. Kutbe b. Âmir,

5. Râfi' b. Malik,

6. Muaz b. Haris,

7. Zekvan b. Abdi Kays,

8. Ubâde b. Sâmit,

9. Yezid b. Salebe,

10. Abbas b. Ubâde,

11. Ebu'l-Heysem Maiikb. Teyyihan,

12. Uveym b. Sâide.

Bunlar, bey'attan sonra, Peygamberimiz Aieyhisseiamın yanından ayniıp Medine'ye döndüler. 21 Allah onlardan razı olsun!

Ukbe b. Vehb ile22 Seleme b. Selâme'nin de, bu Birinci Akabe Bey'atma katılan Ensar arasında bulunduğu da rivayet edilir. 23

-------------------------------------

21. İbn İshak. İbn Hişam, c. 2, s. 73-76, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 220, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 239, Taberî, Târih, c. 2, s. 235, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 431, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 71-72, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1 , s. 217-218, İbn Esîr, Kâmil. c. 2, s. 96, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 156-157, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 291, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 150, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 316.

22. İbn Sa'd, c. 3, s. 545, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 641, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 4, s. 62.

23. İbn Sa'd, c. 3, s. 439, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 2, s. 641, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 2, s. 428, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 2, s. 95.

Mus'ab b. Umeyr'in Öğretmen Olarak Medine'ye Gönderilişi

Evs ve Hazrec kabilesi Müslümanlarının ileri gelenleri: 24

" İçimizde İslâmiyet açıklandı ve yayılmaya başladı. 25 Halkı Allah'ın Kitabına davet edecek, 26 Kur'ân-ı Kerîm okuyacak27 birmukri' (Kur'ân-ı Kerîm okuyucu);28 İslâm dinini anlatacak, İslâm sünnet ve şeriatlarını aramızda ikame edecek, namazlarımızda bize imamlık yapacak bir kimse29 gönder! " diye, Peygamberimiz aleyhisselâma yazı yazdılar. 30 Böylece, kendilerine Kur'ârvı Kerîmi öğretecek, İslâmiyeti anlatacak31 birsahabi göndermesini, Peygamberimiz aleyhisselâmdan istediler. 32

Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselâm Mus'ab b. Umeyr'i gönderip, 33 onlara Kur" ân okumasını, İslâmiyeti öğretmesini, 34 İslâm dinini anlatmasını35 ona emretti. 36

Mus'ab b. Umeyr Medine'de Es'ad b. Zürâre'nin evine indi. 37 Orada oturdu. 38

Medineli Müslümanlara Kur" ân okur, 39 Kur'ân'ı, 40 İslâm şeriatını41 öğretir, 42 İslâm fıkhını anlatırdı. 43

Mus'ab b. Umeyr Medine'de " Mukri" ' diye anılırdı. 44

İmamlık yapar, 45 namaz kıldınrdı. 46

Peygamberimiz aleyhisselâm Medine'ye hicret edip gelmeden önce, Musab b. Umeyr, Müslümanları Cuma için toplamak üzere yazı yazıp izin istemiş;47 Peygamberimiz aleyhisselâm da bunu yapmasını, cevaben yazdığı yazısında, ona emretmişti. 48

Bera' b. Âzib'e göre; Mus'ab b. Umeyr ile birlikte, İbn Ümmi Mektum da Medine'deki Müslümanlara Kur'ân-ı Kerîm okumak üzere Medine'ye gelmişti. 49

-------------------------------------

24. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 239, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 77, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 317.

25. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 437.

26. Yâkubî, Târîh, c. 2, s. 38, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 307, Heysemî, Mecınau'z-zevâid, c. 6, s. 41, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 163.

27. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 220, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 437, Kastalânî, c. 1, s. 77.

28. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 220.

29. Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 437, Halebî, c. 2, s. 164.

30. İbn Sa'd, c. 1, s. 220, Taberî, Târîh, c. 2, s. 235.

31. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 239.

32. Belâzurî, c. 1, s. 239, Yâkubî, Târîh, c. 2, s. 38.

33. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 76, İbn Sa'd, c. 1, s. 220, Belâzurî, c. 1, s. 239. Yâkubî, c. 2, s. 38, Taberî, c. 2, s. 235, Beyhakî, c. 2, s. 437.

34. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 76, Taberî, c. 2, s. 235, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 96, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 151.

35. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 76, Taberî, c. 2, s. 235, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 151.

36. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 76, Taberî, c. 2, s. 235, İbn Esîr, c. 2, s. 96, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 151.

37. İbn Sa'd, c. 1, s. 220, Yâkubî, c. 2, s. 38, Beyhakî, c. 2, s. 437, İbn Hazm, Cevamiu's-Sîre, s. 72, İbn Esîr, c. 2, s. 97, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 158, Zehebî, s. 293.

38. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 76, Beyhakî, c. 2, s. 437.

39. İbn Sa'd, c. 1, s. 220, Beyhakî, c. 2, s. 437, Ebu'l-Ferec, c. 1 , s. 218.

40. Belâzurî, c. 1, s. 239, İbn Hazm, s. 72, İbn Seyyid, c. 1, s. 158.

41. İbn Hazm, Cevâm iu's-Sîre, s. 72.

42. Belâzurî, c. 1, s. 239, İbn Hazm, s. 72, İbn Seyyid, c. 1, s. 158.

43. Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 218.

44. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 76, Taberî, c. 2, s. 235, Beyhakî, c. 2, s. 437. İbn Seyyid, c. 1, s. 158, Zehebî, s. 293, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 151 , Halebî, c. 2, s. 163.

45. Belâzurî, c. 1, s. 239, İbn Hazm, s. 72.

46. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 77, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 437, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 293, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 151, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 163.

47. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 317.

48. İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 158, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 151, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 77.

49. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 284, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 264, İbn Seyyid, c. 1, s. 158, Halebî, c. 2, s. 163.

Useyd b. Hudayr ile Sa'd b. Muaz'ın Müslüman Oluşu ve İslamiyetin Medine'de Yayılışı

Useyd b. Hudayr, 50 Cahiliye ve İslâmiyet devrinde, babasından sonra kavminin seyyidi olup, 51 en akıllılarından ve görüş sahiplerindendi. 52

Araplar içinde yazı yazmayı bilenler pek az bulunurken, o, yazardı. İyi yüzme bilir ve iyi ok atardı.

Kendilerinde bu hasletler bulunanlara, Cahiliye devrinde " Kâmil" denirdi. Useyd b. Hudayr'da bunların hepsi toplanmış bulunuyordu. 53

Es'ad b. Zürâre bir gün Mus'ab b. Umeyr'i yanına alarak Abduleşhel oğullarıyla Zafier oğullarının evlerine doğru götürdü.

Es'ad b. Zürâre, Sa'd b. Muaz'ın halasının oğlu idi.

Es'ad b. Zürâre ile Mus'ab b. U meyr, Zafer oğullarının bostanlarından birisine girdiler. Oradaki, Mark diye anılan kuyunun başına oturdular.

Medinelilerden, Müslüman olan kimseler de, onların yanına toplandılar.

Sa'd b. Muaz ile Useyd b. Hudayr, o zaman, Abduleşhel oğulları kabilesinin seyyidleri, ulu kişileri olup, kavimlerinin dininde ve müşrik idiler.

Bunlar Es'ad b. Zürâre'nin Mus'ab b. Umeyr'i oraya getirdiğini ve başına bazı kimselerin toplandığını işitince, Sa'd b. Muaz, Useyd b. Hudayr'a:

" Sen işini iyi bilen ve kimsenin yardımına muhtaç olmayan bir adamsın!

Zayıflarımızın inançlarını bozmak için mahallemize gelmiş olan şu adamların yanına git de, kendilerini azarla ve mahallemize gelmekten men et!

Bilirsin ki; Es'ad b. Zürâre benim akrabam olmasaydı, bu işi kendim yapmaya yeterdim!

O halamın oğlu olduğu için, üzerine varmaya yol bulamadım! " dedi.

Bunun üzerine, Useyd b. Hudayr hemen kısa mızrağını alıp onlara doğru ilerledi.

Es'ad b. Zürâre, onu görünce, Mus'ab b. Umeyr'e:

" Şu yanına gelen, kavminin seyyidi, ulu kişisidir" dedi.

Mus'ab b. Umeyr

" Oturursa, kendisiyle konuşurum! " dedi.

Useyd b. Hudayr, sövüp sayarak, gelip tepelerine dikildi ve:

" Sizi bize getiren nedir? Zayıflarımızın inançlarını mı bozacaksınız?54

Sen şu yabancı, kovulmuş adamı, zayıflarımızın inançlarını bâtıl ile bozmak ve onlan ona davet etmek için mi getirdin?!

Senin bundan sonra çevremizde bir daha birşey yaptığını görmeyeyim! 55

Eğer hayatınız size gerekse, hemen yanımızdan ayrılın! " dedi.

Mus'ab b. Umeyr, ona:

" Biraz oturup, söyleyeceklerimi dinlesen; beğenirsen kabul etsen, beğenmezsen, hoşuna gitmezse, dinlemekten yüz çevirsen olmaz mı?" dedi.

Useyd b. Hudayr

" Yerinde bir söz söyledin! " dedikten sonra, mızrağını yere saplayıp onlarla oturdu.

Mus'ab b. Umeyr İslâmiyet üzerine bir konuşma yaptı ve ona Kur'ân-ı Kerîm okudu.

Useyd b. Hudayr Mus'ab b. Umeyr'in sözlerini ve Kufârvı Kerîm'i dinlediği zaman, Es'ad b. Zürâre ile Mus'ab b. Umeyr

" Vallahi, o daha konuşmadan önce, kendisinin yüzünde İslâm'ın nurunun patladığını ve yumuşadığını anladık! " demişlerdir.

Useyd b. Hudayr, Kur'ân-ı Kerîm hakkında:

" Bu, ne kadar güzel, ne kadar yüce söz!

Siz bu dine girmek istediğiniz zaman ne yaparsınız?" dedi.

Es'ad b. Zürâre ile Mus'ab b. Umeyr:

" Gusledip temizlenirsin!

Altlı üstlü, elbiseni temizlersin!

Sonra, hak şehadetiyle şehadet getirirsin!

Sonra da namaz kılarsın! " dediler.

Useyd b. Hudayr kalkıp gusletti.

Elbiselerini temizledi.

Hak şehadetiyle şehadet getirdi.

Sonra da, iki rekat namaz kıldı, ve:

" Gerimde bir adam var ki, o size tâbi olursa, kavminden hiçbir kimse ona muhalefet etmez, ondan geri kalmaz. O, Sa'd b. Muaz'dır! Ben şimdi onu size gönderirim! " dedi.

Mızrağını alıp Sa'd b. Muaz'ın ve kavminin yanına döndü.

Onlar, bir araya toplanmış, oturuyorlardı.

Useyd b. Hudayr gelirken, Sa'd b. Muaz ona bakınca:

" Allah'a yemin ederim ki; Useyd, yanınızdan gidişinden başka bir yüzle geldi size! " dedi.

Useyd b. Hudayr toplantı yerinde durunca, Sa'd b. Muaz ona:

" Ne yaptın?" diye sordu.

Useyd b. Hudayr

" O iki adamla konuştum.

Vallahi, ben onlarda bir sakınca görmedim. Bununla birlikte, kendilerini nehiyve men ettim.

Onlarda, 'Biz senin istediğini yaparız! ' dediler.

Bana haber verildiğine göre; Harise oğulları, Es'ad b. Zürâreyi, senin halanın oğlu olduğunu bildikleri halde, sana verdikleri sözü bozup, hakaret için öldüreceklermiş! " dedi.

Sa'd b. Muaz, Harise oğullarının adı anılınca, kızgın bir halde hemen kalkıp eline mızrağını aldı ve:

" Vallahi, sende beni tatmin edecek birşey göremedim! " dedikten sonra, Es'ad b. Zürâre ile Mus'ab b. Umeyr'e doğru ilerledi.

Es'ad b. Zürâre, Mus'ab. b. Umeyr'e:

" Ey Mus'ab! Vallahi, sana gerisindeki kavminin seyyidi, ulu kişisi geliyor ki, kendisi sana tâbi olursa, onlardan iki kişi bile sana muhalefet etmez! " dedi.

Sa'd b. Muaz Es'ad b. Zürâre ile Mus'ab b. Umeyr'i sakin ve telaşsız görünce, Useyd b. Hudayhn ancak onların söyleyeceklerini kendisine dinletmek istediğini anladı. Sövüp sayarak, üzerlerine dikildi. Es'ad b. Zürare'ye

" Ey Ebu Ümâme! Vallahi, seninle aramızda akrabalık olmasaydı, bu adamı benden kurtaramazdın!

Siz bizim hoşlanmadığımız şeyi evlerimizin içine mi sokacaksınız?56

Sen şu yabancı, kovulmuş adamı evlerimize, zayıflanmızın inançlarını bâtıl şeylerle bozmak ve onları ona davet etmek için mi getirdin?!

Sizin bundan sonra çevremizde bir daha birşey yaptığınızı görmeyeyim" diyerek çıkıştı. 57

Mus'ab b. Umeyr, ona:

" Biraz oturup söyleyeceklerimi dinlesen; beğenirsen kabul etsen, beğenmezsen, hoşuna gitmezse, dinlemekten yüz çevirsen olmaz mı?" dedi.

Sa'd b. Muaz:

" Yerinde bir söz söyledin! " dedi ve mızrağını yere saplayıp oturunca, Mus'ab b. Umeyr ona İslâmiyeti anlattı ve Kurân-ı Kerîm okudu. 58 Mus'ab b. Umeyr, Sa'd, b. Muaz'a Zuhruf sûresinin baş tarafından (1-8) okumuştu. 59

Bu, Sa'd b. Muaz'ın, Es'ad b. Zürâre ile Mus'ab b. Umeyr'in yanına, tehdit etmek üzere ikinci gelişi idi. 60

Sa'd b. Muaz Mus'ab b. Umeyr'in İslâmiyet hakkındaki sözlerini ve okuduğu Kur'ân-ı Kerîm'i dinlediği zaman, Es'ad b. Zürâre ile Mus'ab b. Umeyr:

" Vallahi, o daha konuşmadan önce, yüzünde İslâm'ın nurunun parladığını ve yumuşadığını anladık! " demişlerdir.

Sa'd b. Muaz, Kur'ân-ı Kerîm'i dinleyince:

" Ben şimdiye kadar hiç bilmediğim birşeyi dinledim! " dedi61 ve:

" Siz bu dine girdiğiniz, Müslüman olduğunuz zaman ne yaparsınız?" diye sordu.

Es'ad b. Zürâre ile Mus'ab b. Umeyr:

" Gusleder, temizlenirsin!

Altlı üstlü, elbiseni temizlersin!

Sonra, hak şehadetiyle şehadet getirirsin!

Sonra da, iki rekat namaz kılarsın! " dediler.

Sa'd b. Muaz kalkıp gusletti.

Elbiselerini temizledi.

Hak şehadetiyle şehadet getirdi.

Sonra da, iki rekat namaz kıldı.

Mızrağını alıp, yanında Useyd b. Hudayr da bulunduğu halde, kavminin toplantı yerine doğru gitti.

Kavmi, onu gelirken görünce, birbirlerine:

" Vallahi, Sa'd yanınızdan gidişinden başka bir yüzle döndü size! " dediler.

Sa'd b. Muaz, onların yanına vanp durdu ve:

" Ey Abduleşhel oğulları! Benim, aranızdaki işimi, gidişimi nasıl bilirsiniz?" diye sordu.

Abduleşhel oğulları:

" Sen bizim seyyidimiz, ulu kişimiz ve görüşçe en üstünümüz, yönetici olarak da en uğurlumuzsun! " dediler.

Bunun üzerine, Sa'd b. Muaz:

" Siz Allah'a ve Resûlüne iman edinceye kadar, sizin erkek ve kadınlarınızla konuşmak bana haram olsun! " dedi.

Es'ad b. Zürâre ile Mus'ab b. Umeyr:

" Vallahi, akşama kadar, Abduleşhel oğulları mahallesinde, erkek kadın, Müslüman olmadık kimse kalmadı! " demişlerdir. 62

Es'ad b. Zürâre ile Mus'ab b. Umeyr, Zafer oğullarının bostanındaki Mark kuyusunun başında Useyd b. Hudayfın ve Sa'd b. Muaz'ın Müslüman oluşundan sonra, oradan kalkıp Es'ad b. Zürâre'nin evine döndüler.

Mus'ab b. Umeyr, Es'ad b. Zürâre'nin yanında oturup, halkı İslâmiyete davete koyuldu. 63

Sa'd b. Muaz, Müslüman olunca da, Mus'ab b. Umeyr ile Es'ad b. Zürâre'yi kendi evine götürüp İslâmiyeti yaymaya devam ettirdi. 64

Ümeyye b. Zeyd, Hatıma, Vâil ve Vâkıf oğulları ailelerinden başka, Ensar evlerinden, içinde erkek ve kadın Müslüman olmayan bir ev kalmadı.

Ebu Kays b. Eslet, bu dört ailenin şairi, seyyidi idi.

Onlar hep Ebu Kays'ın ağzına bakarlar, ona boyun eğerler, onu dinlerlerdi.

O da, onları İslâmiyetten geri durdurdu. Hendek savaşından65 sonra, onlarda Müslüman oldular. 66

-------------------------------------

50. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 87. İbn Abdilberr, İstiâb, c. 1, s. 91, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 1, s. 111.

51. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 604.

52. İbn Sa'd, c. 3, s. 604, İbn Abdilberr, c. 1, s. 93, İbn Esîr, c. 1, s. 112.

53. İbn Sa'd, c. 3, s. 604.

54. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 77-78, Taberî, Târih, c. 2, s. 236, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 438 439, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 97, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 159-160, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 294, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 152, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 170.

55. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 294.

56. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 78, Taberî, Târîh, c. 2, s. 236, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 439 440, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 97, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 160, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 294-296, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 152-153, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 170-172.

57. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 307-308, Heysemî, Mean au'z-zevâid, c. 6, s. 41.

58. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 78-79, Taberî, c. 2, s. 237, Beyhakî, c. 2, s. 439 440, İbn Esîr, c. 2, s. 97, İbn Seyyid, c. 1, s. 160, Zehebî, s. 296-297, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 153, Halebî, c. 2, s. 170-171.

59. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 307, Zehebî, c. 295, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 153, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 41.

60. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 307, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 294, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 41.

61. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 295, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 41.

62. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 79-80, Taberî, Târîh, c. 2, s. 237, Ebu Nuaym, c. 1, s. 308, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 440, İbn Esîr Kâmil, c. 2, s. 93, İbn Seyyid, Uyûnu’l-eser, c. 1, s. 160-161, Zehebî, s. 297, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 153, Halebî, c. 2, s. 171.

63. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 79-80, Taberî, Târîh, c. 2, s. 237, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 437-440, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 93, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 160-161, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 294-295, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 153, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 171.

64. İbn Sa'd, Tabakât, c. 3, s. 420-421.

65. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 80, Taberî, c. 2, s. 237, Beyhakî, c. 2, s. 440, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 73, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 98, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 161, Zehebî, s. 297, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 153, İbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 12, Halebî, c. 2, s. 171.

66. İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 73, İbn Seyyid, c. 1, s. 161 , İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 12.

Ebu Seleme'nin Medine'ye Hicreti

Ashab-ı Kiram'dan Ebu Seleme Abdullah b. Abdulesed, hicret ettiği Habeş ülkesinden Mekke'ye dönmüş bulunuyordu.

Akabe Bey'atından bir yıl önce, Kureyş müşriklerinin kendisine işkenceye başladıkları sırada, Medinelilerin Müslüman olduklarını işitince, zevcesi Hazret-i Ümmü Seleme ile oğlu Seleme'yi deveye bindirerek, Medine'ye hicret etmek üzere yola çıktı.

Fakat, Mugîre b. Abdullah oğulları onu görüp önüne dikildiler ve:

" Haydi, sen şu kendin hakkında bize galebe çaldın!

Fakat, bu zevceni de beldelerde gezdirip durmanda seni serbest bırakacağımızı mı sanıyorsun?" diyerek, Ebu Seleme'nin elinden devenin yularını çekip aldılar.

Ebu Seleme'nin kavmi olan Abdulesed oğulları kızdılar ve:

" Hayır! Vallahi, siz adamımızdan zevcesini çekip alınca, biz de oğlumuzu onun yanında bırakmayız! " dediler. Seleme'yi aralarında çekiştirdiler durdular, nihayet onu alıp götürdüler.

Mugîre oğulları ise, Hazret-i Ümmü Selemeyi yanlarında tuttular, bırakmadılar.

Ebu Seleme Medine'ye yalnız başına hicret edip gitti.

Mugîre oğulları, böylece, Hazret-i Ümmü Seleme'nin kocası ve oğlu ile arasını ayırdılar.

O da, her sabah çıkar, vadide oturur, akşama kadar ağlardı.

Bu hal bir yıl veya bir yıl kadar sürdü. 67

-------------------------------------

67. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 112, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 258, İbn Hazm , Cevâmiu's-Sîre, s. 86, İbn Esir, Usdu'l-gâbe, c. 7, s. 341, Zehebî, Târîhu’l-islam , s. 312, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 169, Halebî, İnsanu'l-uyûn, c. 2, s. 182.

Amr b. Cemûh'un Müslüman Oluşu

Amr b. Cemûh; Selime oğullarının seyyiçilerinden ve eşrafındandı. Kendisinin evinde, ağaç kütüğünden yapılmış, Menât diye anılan bir putu vardı.

Medine eşrafının yaptıkları gibi, o da, bu putu ilah edinmişti. Ona tapar ve tazimde bulunurdu. 68

Mus'ab b. Umeyr Kur'ân öğretmek için Medine'ye geldiği zaman, Amr b. Cemûh, ona ve arkadaşlarına adam gönderip:

" Siz bize ne için geldiniz?" diye sordu.

Onlar da:

" İstersen, sana gelip Kur'ân dinletelim?" dediler.

Amr b. Cemûh:

" Olur! " dedi.

Mus'ab b. Umeyr ona Yûsuf sûresinin baş tarafından (1-8. âyeüeri) okudu. Amr b. Cemûh:

" Kavmimizle, bir görüşmemiz lazım! " dedi.

Mus'ab b. Umeyr ile arkadaşları onun yanından ayrıldılar.

Amr b. Cemûh putunun yanına girdi ve:

" Sen de bilirsin ki, vallahi, bu kavim senden başkasına bağlanmamı istiyor! Sende buna karşı bir güç, kudret yok mu?" dedi. 69

Amr b. Cemûh'un oğlu Muaz ile Muaz b. Cebel ve Selime oğullarının Müslüman olan gençlerinden bazıları, geceleyin, Amr b. Cemûh'un putunu bulunduğu yerden alıp Selime oğullarının çöplük çukurlarından, içinde insan pisliği de bulunan bir çukura attılar.

Amr b. Cemûh, sabahleyin:

" Yazıklar olsun size! Bu gece ilahlarımıza kim sataştı?! " dedi. Onu aramaya gitti, buldu, yıkayıp temizledikten, güzel koku sürdükten sonra

" Vallahi, bunu sana yapanı bir bilseydim, onu rezil ederdim! " dedi. Amr b. Cemûh akşamleyin uyuduğu zaman, putuna aynı şeyi tekrar yaptılar. O da, sabahleyin gidip putunu aynı çukurun içinde buldu, yıkadı, temizledi, ona koku sürdü.

Puta geceleri aynı şey birkaç kere daha yapıldıktan ve Amr b. Cemûh da bulup yıkadıktan ve güzel koku sürdükten sonra, 70 kılıcını onun boynuna astı71 ve:

" Ben, vallahi, gördüğüm şeyi sana yapanı bilmiyorum. Eğer sende bir hayır varsa, artk kendini kendin koru, savun! İşte, kılıç da yanında! " dedi. 72 Dışarı çıktı.

Ev halkı, kalkıp kılıcı putun boynundan aldılar.

Amr b. Cemûh, eve dönüp kılıcın putun üzerinden alınmış olduğunu görünce:

" Ey Menât! Kılıç nerede?! Ben gidip servetimi Menât'a harcanmak üzere vasiyet ve vakfedeceğim! " dedi, gitti. 73

O gidedursun, put da bir köpek ölüsü ile bağlanarak Selime oğullarının, içinde insan pisliği bulunan kuyularından bir kuyuya atıldı. 74

Amr b. Cemûh, evine dönünce, ev halkına:

" Nasılsınız?" diye sordu.

Onlar da:

" Ey efendimiz! Biz hayırlı yoldayız! Allah evimizden pisliği giderdi! " dediler.

Amr b. Cemûh:

" Vallahi, sanıyorum ki, siz bana karşı Menât'a bir kötülük yaptınız?" dedi.

" Evet! Orası da öyle! Bak! İşte, o, şu kuyudadır! " dediler. 75

Amr b. Cemûh, gidip putunu kuyunun içinde bir köpek ölüsüyle bağlanarak başaşağı atılmış bir halde görünce, uyandı!

Kavminden, Müslüman olan bazı zâtlarla konuştu.

Allah'ın rahmetiyle Müslüman olup Allah'tan gelen bilgilerle bilinçlendiği zaman, kendisini içinde bulunduğu körlük ve sapkınlıktan Peygamberimiz aleyhisselâmın sayesinde kurtaran Yüce Allah'a şükretti. 76

Kavmine de haber saldı.

Yanına geldikleri zaman, onlara:

" Siz benim bulunduğum şey üzerinde bulunur değil misiniz?" diye sordu.

" Evet! Bulunuruz! Sen bizim seyyidimiz, ulu kişimizsin! " dediler.

Amr b. Cemûh:

" Sizi şahit tutarım ki, 77 ben artık Muhammed'e indirilmiş olanlara iman etmiş bulunuyorum! " dedi ve bunu dört beyiflik bir şiirinde dile getirdi. 78

Yüce Allah ondan razı olsun!

-------------------------------------

68. İbn İshak, İbn Hişam, SPre, c. 2, s. 95, İbn Esir, Usdu'l-gâbe, c. 4, s. 207, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 2, s. 529.

69. Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1, s. 182.

70. Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1, s. 182.

71. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 95, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 4, s. 207, Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1, s. 182, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 2, s. 529.

72. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 95-96, İbn Esîr, c. 4, s. 207, İbn Hacer, c. 2, s. 529.

73. Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1, s. 182.

74. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 95-96, İbn Esîr, c. 4, s. 207, İbn Hacer, c. 2, s. 529.

75. Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1, s. 182-183.

76. İbn İshak. İbn Hişam, c. 2, s. 96, İbn Esîr, c. 4, s. 207, İbn Hacer, c. 2, s. 529.

77. Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 1, s. 183.

78. İbn İshak. İbn Hişam, c. 2, s. 96, İbn Esîr, c. 4, s. 207, Zehebî, c. 1, s. 183, İbn Hacer, c. 2, s. 529.