İslam Tarihi | 13. Bi'set Yılı


 

İkinci Akabe Bey'atı (Bi'setin 13. Yılı)

İkinci Akabe Buluşma ve Bey'atı

Ensardan Cabir b. Abdullah Der ki:

" Resûlullah aleyhisselâm hac mevsimlerinde halkın Ukâz, Mecenne ve Mina'daki konak yerlerine varıp:

'Rabbimin elçilik vazifesini yerine getirinceye kadar beni barındıracak kim var? Bana yardım edecek kim var ki, kendisine Cennet verilsin?' diye seslenirdi. 1

Fakat, ne barındıracak, ne de yardım edecek bir kimse bulunmazdı. Yemen'den veya Mudarlardan bir kimse panayırlara gelmek için yola çıkacağı zaman, kavmi veya akrabası, 2 onun yanına varıp:

'Sakın hâ! Kureyşîlerin genci seni dininden döndürmesin! ' derlerdi.

Resûlullah aleyhisselâm aralarından geçerken de, onlar Resûlullah aleyhisselâmı birbirlerine parmaklarıyla işaret ederlerdi.

Nihayet, Yüce Allah bizi Yesrib (Medine)'den ona gönderdi de, biz iman ettik ve kendisini barındırdık.

Bizden biri, gidip ona iman ederdi, o da ona Kur'ân okurdu.

Evine döndüğü zaman, bütün ev halkı da, ona uyarak Müslüman olurlardı.

Ensar evlerinden, içinde Müslümanlardan bir topluluk bulunmayan ve İslâmiyeti açıklamayan bir ev kalmadı.

Sonra da, Medineli Müslümanların hepsi, biraraya gelerek konuştular, konuştuk:

'Resûlullah aleyhisselâmı daha ne zamana kadar Mekke dağlarında, kovulur, korkutulur ve korkar bir halde bırakacağız?! ' dedik.

Bunun üzerine, hac mevsiminde, bizden yetmiş kişi, onun yanına vardı." 3

Yüce Allah Ensara kerem ve ihsanda, Peygamberine de yardımda bulunmayı; İslâmiyeti ve Müslümanları aziz, müşrikliği ve müşrikleri zelil kılmayı dilediği zaman, 4 nübüvvetin onüçüncü yılında, 5 hac mevsiminde, 6 Peygamberimiz aleyhisselâmın Medine'ye hicretinden üç ay veya üç aya yakın bir süre önce, Zilkade ayında, 7 Mus'ab b. Umeyr. S yanında kırkı Ensarın yaşlılarından ve eşrafından, otuzu da gençlerinden olarak üzere, yetmiş9 veya yetmişten bir veya iki erkek fazla, 10 ya da yetmişüç erkek ve iki kadın Müslümanla-Medinelilerin müşrik hacıları da yanlarında bulunduğu halde-11 beşyüz kişilik bir kafile ile Mekke'ye gelmişti. 12

-------------------------------------

1. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 322, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 442, Zehebî, Târîhu’l-islâm, s. 297-298, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 159.

2. Beyhakî, Delâil. c. 2, s. 442, Zehebî, Târih, c. 298, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 159.

3. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 322, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 624-625, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 442, Zehebî, Târih, s. 298, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 159, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 46.

4. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 81, Taberî, Târih, c. 2, s. 237.

5. Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 224, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 317.

6. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 81, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 220.

7. Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 625.

8. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 81, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 220, Taberî, Târih, c. 2, 5. 237.

9. Ebu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 308, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 300.

10. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1. S. 221.

11. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 81, 84, 97.

12. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1. S. 221.

Berâ' b. Ma'rur ile Ka'b b. Malik'in Peygamberimizle Görüşmeleri

Ka'b b. Malik der ki:

" Kavmimizin müşrik olan hacılanyla birlikte, Medine'den yola çıktık. Seyyidimiz ve büyüğümüz, seferlerde yöneticimiz Berâ' b. Ma'rur da, yanımızda idi. 13

Zâhire'l-Beydâ'da bulunduğumuz sırada, 14 Berâ' b. Ma'rur, bize:

'Ey şu cemaat! Ben bir görüşe varmış bulunuyorum!

Vallahi, onun üzerinde bana muvafakat eder misiniz, yoksa etmez misiniz, bilmiyorum?' dedi.

Kendisine:

'Nedir bu görüş?' diye sorduk.

'Ben şu görüşe vardım ki, şu Beyt'i (Kabe'yi) arkama almayayım! Namazı ona doğru kılayım! ' dedi.

Biz de:

'Vallahi, Peygamberimiz aleyhisselâmdan bize erişen, ancak namazın Şam'a doğru yönelinerek kılınmasıdır. Biz ona aykırı davranmak istemeyiz' dedik.

Berâ' ise:

'Ben, muhakkak, namazımı Kabe'ye doğru kılacağım! ' dedi.

Ona:

'Fakat biz böyle yapmayız! ' dedik.

Namaz vakti olunca, biz namazlarımızı Şam'a doğru yönelerek kıldık.

O da, namazını Kabe'ye doğru yönelerek kıldı.

Biz onu yaptığı şeyden dolayı ayıplamakta ve kınamakta idik. O ise, bizim Kıblemize yönelmekten kaçınmakta, ancak Kabe'ye doğru namaz kılmakta idi.

Nihayet Mekke'ye geldik. Mekke'ye gelince, Berâ' b. Ma'rur, bana:

'Ey kardeşimin oğlu! Bizi Resûlullah aleyhisselâma götür!

Şu yolculuğum sırasında yaptığım şeyi ona soralım:

Benim yapmış olduğum ve sizin ise muhalefet ettiğinizi gördüğüm şey hakkında, vallahi, içime şüphe düştü! ' dedi.

Birlikte gittik. Resûlullah aleyhisselâmı sorduk.

Kendisini bundan önce görmemiştik, tanımıyorduk. 15

Ebtah'da, 16 Mekkelilerden bir adama rastladık. Resûlullahı ondan sorduk. Adam bize:

'Onu tanıyor musunuz?' diye sordu.

Biz:

'Hayır! Tanımıyoruz! ' dedik.

Adam:

'Onun amcası Abbas b. Abdulmuttalib'i tanıyor musunuz?' diye sordu.

'Evet! Tanıyoruz! ' dedik.

Çünkü, biz Abbas'ı tanıyorduk. Kendisi, tüccar olarak yanımıza gelip gitmekten geri kalmazdı.

Adam:

'Mescid-i H aram'a girin! Aradığınız o zât, şimdi orada Abbas ile birlikte oturuyor! ' dedi.

Mescid-i Haram'a girdik.

Abbas oturuyor, Resûlullah aleyhisselâm da onun yanında oturuyordu.

Selam verdikten sonra, biz de yanlarına oturduk.

Resûlullah aleyhisselâm, Abbas'a:

'Ey Ebe'l-Fadl! Sen bu zâtları tanıyor musun?' diye sordu.

Abbas:

'Evet, tanıyorum: Şu, kavminin seyyidi, ulu kişisi Berâ' b. Ma'rur'dur! Şu da, Ka'b b. Malik'tir! ' dedi.

Vallahi, Resûlullah aleyhisselâmın:

'Şair olan mı?' dediğini, hâlâ unutmamı sırrıdır.

Abbas:

'Evet! ' dedi.

Berâ' b. Ma'rur, Resûlullah aleyhisselâma:

'Ey Allah'ın Peygamberi! Ben bu yolculuğa çıktım. Allah beni İslâmiyete hidayet etti.

Ben şu Beyt'i, Kabe'yi arkama almamayı uygun görüp ona doğru namaz kıldım. Arkadaşlarım ise, bu hususta bana muhalefet ettiler. Benim de bundan içime şüphe düştü.

Yâ Rasûlallan! Sen bunu nasıl görürsün? Buna ne buyurursun?' dedi.

Resûlullah aleyhisselâm:

'Sen bir Kıble üzerinde bulunuyordun. Onda sabır ve sebat etsen olurdu' buyurdu.

Bunun üzerine, Berâ' b. Ma'rur, Resûlullah aleyhisselâmın Kıblesine döndü. Bizimle birlikte, Şam'a doğru namaz kıldı." 17

-------------------------------------

13. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 81, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 460 461, Taberî, Târih, c. 2, s. 237, Beyhakî, Delâilü’n-nübüvve, c. 2, s. 444, İbn Esîr, Usdu'l -g âbe, c. 1, s. 207, İbn Seyyid, Uyûnu’l-eser, c. 1 , s. 161-162, Zeri ebf, T ârıh, s. 300, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 158, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 42.

14. Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 444, Zehebî, Târîh. s. 300.

15. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 81-82, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 461, Taberî, Târih, c. 2, s. 237, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 444, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 1, s. 207, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 162, Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 300, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 158, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 4243.

16. Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 444, Zehebî, T ânh, s. 300.

17. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 82-83, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 461, Taberî, Târih, c. 2, s. 237-238, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 444-445, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 1, s. 207, İbn Seyyid, Uyünu'l-eser, c. 1, s. 162, Zehebî, Târîhu'l-islâm , s. 301-302, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 158, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 42-43.

Uveym b. Sâide, Sa'd b. Hayseme ve Arkadaşlarının Teklifleri

Ensardan Uveym b. Sâide, Sa'd b. Hayseme ve daha başkaları, 18 Mekke'ye gelince, Peygamberimiz aleyhisselâmın nerede bulunduğunu sordular.

" O, şimdi, amcası Abbas'ın yanındadır! " denildi.

Peygamberimiz aleyhisselâmın yanına vanp selam verdiler ve:

" Yâ Rasûlalları! Biz servet, silah ve hayvan bakımından çok hazırlıklıyız.

Senin üzerinde söz birliği yapılmış bulunmaktadır.

Bizim yanımızda sana yardım var!

Senin için canları verme var!

Kendilerimizi nelerden korur ve savunursak, seni de onlardan koruma ve savunma var!

Seninle ne zaman buluşalım?" dediler.

Hazret-i Abbas:

" Sizinle hacca gelen kavminizden, görüşünüze ve kararınıza muhalefet edecek olanlar varsa, hacılar dağılıp gidinceye kadar, onlardan kendilerinizi ve işinizi gizli tutunuz! " dedi. 19

Peygamberimiz aleyhisselâm, onlarla20 Mina'da. 21 Teşrik günlerinin ortasında. 22 Akabe'nin dibinde23 buluşmaya söz verdi.

Uyuyanı uyandırmamalarını, bulunmayanı beklememelerini de, kendilerine emretti.

-------------------------------------

18. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 253-254.

19. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 221, Belâzurı, Ensâb, c. 1, s. 254.

20. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 221.

21. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 83, İbn Sa'd, c. 1, s. 221, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 461, Taberî, c. 2, s. 238, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 1, s. 207, İbn Seyyid. d, s. 162, Zehebî, s. 302, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 158, Heysemî, c. 6, 43, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 12.

22. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 221.

23. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 221, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 254.

Buluşma Yerinde Gizlice Toplanış

Ka'b b. Malik der ki:

" ... Sonra, hacca çıktık.

Resûlullah aleyhisselâmla, Teşrik günlerinin ortasında, Akabe'de buluşmak üzere vaadleştik.

Hac ibadetini yerine getirip boşaldığımız ve Resûlullah aleyhisselâmla buluşmayı vaadleştiğimiz gece, seyyidlerimizden bir seyyid, şeriflerimizden bir şerif olan Ebu Cabir Abdullah b. Amr b. Haram yanımızda idi.

Kendisini yanımızda tutup, bırakmadık.

Halbuki, kavmimizin, yanımızda bulunan ve müşrik olan kimselerinden, işimizi gizli tutuyorduk.

Fakat, Abdullah b. Amr b. Haram'la konuştuk. Ona:

'Yâ Ebâ Câbir! Sen bizim seyyidlerimizden bir seyyid, şeriflerimizden bir şerifsin!

Biz seni içinde bulunduğun şirk yüzünden Cehennemin odunu olmandan uzaklaştırmak istiyoruz! ' dedik ve kendisini İslâmiyete davet ettik.

Resûlullah aleyhisselâmın Akabe'de bizimle buluşmak üzere vaadleştiğini de haber verdik.

Abdullah b. Amr b. Haram hemen Müslüman oldu ve Akabe'de kabilesinin temsilcisi olarak bizimle birlikte bulundu.

O gece, ağırlıklarımızın yanında, kavmimizle birlikte uyuduk.

Gecenin üçte biri geçince; Resûlullah aleyhisselâmla buluşmaya vaadleşilen yerde bulunmak üzere, bağırtlak kuşunun ayrılışı gibi, ağırlıklarımızın yanından gizlice sıyrılıp, Akabe yanındaki Şı'b'da toplandık.

Biz yetmişüç erkek idik.

Yanımızda, kadınlanmızdan iki kadın da bulunuyordu ki, birisi Mazin b. Neccar oğulları kadınların-dan Ümmü Umâre Nesîbe binti Ka'b, öbürü de Selime oğulları kadınlarından Ümmü Meni' Esma binti Amr idi.

Şı'b'da toplanıp, Resûlullah aleyhisselâmı beklemeye başladık.

Nihayet, Resûlullah aleyhisselâm geldi.

Kendisinin yanında da, amcası Abbas b. Abdulmuttalib bulunuyordu.

Kendisi, o zaman, kavminin dininde idi*

Ancak, yeğeninin işinde hazır bulunmayı ve onun işini sağlama bağlamayı arzu ediyordu.

Oturulunca, ilk konuşan da, Abbas b. Abdulmuttalib oldu ve:

'Ey Hazrec cemaatı! **

Siz de bilirsiniz ki; Muhammed bizdendir. 24

Bu, benim kardeşimin oğludur ve bana insanların en sevgilisidir!

Eğer siz onu tasdik ve kendisinin Allah'tan getirdiklerine iman ediyor, onu alıp yanınıza götürmek istiyorsanız; yardımsız bırakmayacağınıza, aldatmayacağınıza dair, sizden kesin bir söz almak istiyorum!

Çünkü, sizin komşularınız Yahudilerdir. Yahudiler ise buna düşmandırlar.

Onların tuzak kurmayacaklarından emin değilim. 25

Eğer siz; sizi tek yaydan ok yağmuruna tutacak olan Arap kabilelerinin de düşmanlıklarına göğüs gerebilecek kadar savaş gücüne malikseniz, aranızda iyice görüşüp konuşarak kararlaştırınız da, sonradan tefrikaya düşmeyiniz! 26

Biz onu kavmimizden koruya gelmişizdir.

O kendi kavminin içinde bulunmakta ve korunmaktadır.

Fakat, buradan ayrılmak, ancak size katılmak arzusundadır.

Eğer siz kendisine vaadle davette bulunduğunuz yardım, barındırma ve muhaliflerinden koruma gibi şeyleri yerine getireceğinize kani iseniz, ne âlâ!

Şayet, yanınıza vardıktan sonra, korkup yardım edemeyecek, kendisini muhaliflerinin eline bırakacak iseniz, şimdiden bırakınız!

O, kendi kavminin içinde ve beldesinde şerefiyle bulunmakta ve korunmakta devam etsin! 27 Sizin konuşma yapacak olanınız konuşsun!

Fakat, konuşmasını uzatmasın! 28

Çünkü, üzerimizde, müşriklerden gözcüler, casuslar vardır! 29

Buradan konak yerlerinize dağıldığınız zaman da, 30 işinizi gizli tutunuz! ' dedi." 31

-------------------------------------

* Hazret-i Abbas, İslâm iyete hizmet için, Müslümanlığını müşriklerden gizlemekte idi. Onun Müslüman oluşuyla ilgili bahse bakınız. ** Araplar, Ensar kabilelerini Hazrec diye anarlardı.

24. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 83-84, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 461, Taberî, Târih, c. 2, s. 238, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 446, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 162, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 302, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 160, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 44.

25. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 302.

26. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 222.

27. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 84, Taberî, c. 2, s. 238, Beyhakî, c. 2, s. 446, İbn Seyyid, c. 1, s. 162, Zehebî, s. 302, Ebu'l-Fidâ, c. 3, 5. 160.

28. İbn Sa'd, c. 4, s. 9, Beyhakî, c. 2, s. 450, Heysemî, Mecma, c. 6, s. 48.

29. İbn Sa'd, c. 1, s. 222, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 254, Beyhakî, c. 2, s. 450, Heysemî, c. 6, s. 48.

30. İbn Sa'd, Tabakât, c. 4, s. 8.

31. İbn Sa'd, Tabakât, c. 4, s. 8, Belâzurî, Ensâbu’l-eşrâf, c. 1, s. 254.

Es'ad b. Zürâre'nin Konuşması

Hazret-i Abbas'ın, konuşmasında Es'aci b. Zürâre'ye ve arkadaşlarına söz dokundurması, Es'ad b. Zürâre'nin ağırına gitti. Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Yâ Rasûlallah! Bize izin ver de, canını sıkmaksızın ve senin hoşlanmayacağın birşeyle itiraz etmiş olmaksızın, sadece sana icabetimizi ve imanımızı doğrulamak üzere, ona cevap verelim?" dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Suçlayıcı olmaksızın, ona cevap veriniz! " buyurdu.

Bunun üzerine, Es'ad b. Zürâre, Peygamberimiz aleyhisselâma dönerek:

" Yâ Rasûlallah! Her davetin, yumuşak veya sert, bir yolu ve usûlü vardır.

Bugün senin yaptığın davet, insanların yüzünü ekşitecek, kendilerine ağır gelecek bir davettir:

Sen bizi öteden beri üzerinde bulunduğumuz dinimizi bırakmaya ve kendi dinine tâbi olmaya davet ettin ki, bu çok zor ve ağır birşey olduğu halde, biz senin bu teklifini kabul ettik!

Sen bizi insanlarla aramızdaki yakın, uzak bütün akrabalık ve komşuluk ilişkilerini kesmeye davet ettin! Bu da çok zor ve ağır birşey olduğu halde, biz senin bu teklifini de kabul ettik!

Bizler, yurdumuzda, izzetli ve her tecavüzden masun; değil kendisini kavminin yalnız bırakmış olduğu, hatta amcalarının bile öldürülmek üzere düşmanlarına teslim etmek istedikleri bir zâtın, hatta kendimizden başka hiç kimsenin başımıza geçmeye göz dikemeyeceği bir topluluk olmamıza ve bunun bizim için kabulü çok zor bulunmasına rağmen, biz senin bu husustaki teklifini de kabul ettik-ki, bütün bunlar, Allah'ın doğru yolu bulma azmini ve hayırlı sonuçlara ulaşma umudunu ihsan ettiği kimseler hariç, insanlar nazarında hiç de hoşa gidecek şeyler olmadığı halde, biz senin bu husustaki teklifini de dillerimizle ikrar, kalblerimizle tasdik etmek suretiyle kabul ettik!

Biz, senin Allah'tan getirdiklerine inanarak ve kalblerimize yerleşen bir marifetle tasdikte bulunarak, sana bey'at edeceğiz!

Biz, Rabbimize, senin Rabbine bey'at edeceğiz!

Allah'ın Kudret Eli, ellerimizin üzerindedir!

Bizim kanlarımız senin kanınla, ellerimiz senin elinledir!

Biz, kendilerimizi, oğullarımızı ve kadınlarımızı savunduğumuz ve koruduğumuz şeylerden, seni de savunacak ve koruyacağız!

Eğer biz bu ahdimizi bozarsak, Allah'ın ahdini bozmuş bedbaht, yaramaz kimseler olmuş olalım!

Yâ Rasûlallah! Bu, sana karşı, bizim sadâkatyeminimizdir!

Yardımına sığınılacak, ancak Allah'tır! " dedi.

Sonra da, Hazret-i Abbas'a dönerek:

" Ey konuşurken Peygamber aleyhisselâmın önünde bize söz dokunduran zât! Kardeşinin oğlunun sana insanların en sevgilisi olduğu sözünle neyi anlatmak istediğini Allah bilir.

Biz, yakın uzak bütün akrabalarımızla ilişkilerimizi keserek şehadet etmiş bulunuyoruz ki, bu zât Allah'ın Resûlüdür!

Allah, onu yanındaki (Kur'ân) ile göndermiştir.

Kendisi asla yalancı değildir!

Getirdiği Kur'ân da, insan sözüne benzemez.

Resûlullah aleyhisselâm hakkında seni tatmin edecek sözü bizden alma isteğine gelince:

Resûlullah aleyhisselâm için istediğin sözü al! " dedi.

Sonra da, Peygamberimiz aleyhisselâma dönerek:

" Yâ Rasûlallah! Bizden, kendin için, dilediğin sözü al!

Rabbin için de, istediğin şartı koş! " dedi. 32

Abdullah b. Revâha da:

" Kendin ve Rabbin için, ne dilersen onu şart kıl! " dedi. 33

-------------------------------------

32. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 302-303.

33. Taberî, Tefsîr, c. 11, s. 35, Zemahserf, Keşşaf, c. 2, s. 216, Fahru'r-Râzî, Tefsir, c. 16, s. 199, Kurtubî, Tefsîr, c. 8, s. 267, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 2, s. 391 , Hâzin, Tefsir, c. 2, s. 268, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 14, s. 78, İbn Hacer, Fethu'l-bârî, c. 6, s. 3, Suyûtî, Dürru'l-mensûr, c. 3, s. 280, Kastalânî, İrşâdü's-sârf, c. 5, s. 37, Ebussuud, Tefsir, c. 4, s. 106.

Berâ' b. Ma'rur'un Konuşması

Berâ' b. Ma'rur, Hazret-i Abbas'a:

" Söylediklerini dinledik!

Vallahi, kalblerimizde senin söylediğinden başkası olsaydı, muhakkak ki, biz onu söylerdik!

Fakat, biz ahde Vefâ ve sadâkat göstermek, Resûlullah aleyhisselâmın önünde canlarımızı feda etmek arzusundayız! 34

Bizler bol silahlara, savunma ve koruma gücüne sahip kimseleriz!

Taşlara taptığımız sıralarda da böyle idik!

Bugün; Allah, bizden başkalarının göremediği şeyleri bize gördürmüş ve Muhammed aleyhisselâm bizi daha da güçlendirmiştir! " dedi. 35

-------------------------------------

34. İbn Sa'd Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 222.

35. İbn Sa'd. Tabakât. c. 4. s. 8.

Peygamberimiz aleyhisselâmın Konuşması

Ensardan bazıları da, Hazret-i Abbas'a:

" Senin söylediklerini dinledik! " dedikten sonra, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Yâ Rasûlallan! Sen de konuş!

Bizden, kendin için, Rabbin için, istediğin sözü al! " dediler.

Bunun üzerine, Peygamberimiz aleyhisselâm konuştu ve Kur'ân-ı Kerîm okudu.

Onları Allah'a davet ve İslâmiyete teşvik etti. 36

" Yüce Rabbim için şartım;37 sizden istediğim, 38 O'na hiçbir şeyi eş ortak koşmaksızın ibadet etmeniz dir. 39

Kendim için şartıma, 40 isteğime gelince:

Kendimi ve ashabımı barındırmanız,

Bana ve ashabıma yardımcı olmanız,

Kendilerinizi savunduğunuz, koruduğunuz şeylerden bizleri de savunup korumanızdır. 41

Kadınlarınızı ve çocuklarınızı savunup koruduğunuz şeylerden beni de savunup koruyacağınız hakkında, sizinle bey'atyapayım! " buyurdu. 42

Berâ' b. Ma'rur, hemen, Peygamberimiz aleyhisselâmın elini tutup:

" Olur! Seni hak din ve kitabla peygamber gönderen Allah'a andolsun ki; çoluk çocuklarımızı savunup koruduğumuz şeylerden seni de koruyacağız!

Bizimle bey'atlaş yâ Rasûlallah!

Biz, vallahi, savaş erleri ve silah erleriyiz!

Bu, bize ecdadımızdan miras kalmıştır! " diyerek konuşurken, Ebu'l-Heysem Malik b. Teyyihan sözün arasına girdi ve:

" Yâ Rasûlallah! Bizlerle o adamlar (Yahudiler) arasında antlaşmalar, sözleşmeler var!

Biz, onları, seninle yapacağımız bu bey'atımızla kesip atmış oluyoruz!

Allah seni muzaffer kıldıktan sonra, bizi bırakıp kavminin yanına dönmeyi arzu eder misin?" dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm gülümsedi. Sonra da:

" Hayır! Benim kanım, sizin kanınızdır!

Benim zimmetim, sizin zimmetinizdir!

Ben sizdenim! Siz de bendensiniz!

Ben, sizin savaştığınız kimselerle savaşırım!

Ben, sizin barıştığınız kimselerle barışınım! 43

Sizlerden bana oniki nakîb çıkarınız ki, onlar kavimlerinin vekili, temsilcisi olsunlar! " buyurdu.

Bunun üzerine, Medineli Müslümanlar, dokuzu Hazrec'den, üçü de Evs'ten olmak üzere, oniki nakîb (temsilci) çıkardılar. 44

-------------------------------------

36. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre. c. 2, s. 84, İbn Sa'd, c. 1, s. 222, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 461, Taberî, Târîh, c. 2, s. 228, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 446, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 1, s. 207, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 163, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 302-303, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 160, Heysemî, Mecma, c. 6, s. 44.

37. Ebu Nuaym, Delâil. c. 1, s. 303, Zehebî, Târîh, s. 303, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 163.

38. İbn Sa'd, c. 4, s. 9, Beyhakî, c. 2, s. Zehebî, s. 302, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 163, Heysemî, c. 6, s. 48.

39. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 4, s. 9, Taberî, Tefsîr, c. 11, s. 35, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 303, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 451, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 300, Heysemî, Mecma, c. 6, s. 48.

40. Ebu Nuaym, Delâil. c. 1, s. 303, Zehebî, s. 299-300.

41. Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 451, Zehebî, Târîh, s. 299, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 162-163, Heysemî, Mecma, c. 6, s. 4849.

42. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 84, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 461, Taberî, Târîh, c. 2, s. 238, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 447, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 1, s. 207, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 163, Zehebî, s. 303.

43. Taberî, Târîh, c. 2, s. 238-239, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 447, Zehebî, s. 303, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 159-161, Heysemî, Mecma, c. 6, s. 44.

44. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 85, İbn Sa'd, c. 3, s. 602, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 462, Taberî, c. 2, s. 239, Beyhakî, c. 2, s. 447 448, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 99, İbn Seyyid, c. 1 , s. 164, Zehebî, s. 303, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 161, Heysemî, c. 6, s. 44, İbn Haldun. Târih. c. 2. ks. 2. s. 13.

Çıkarılan Nakîbler (Temsilciler)

Medinenlerin çıkardığı nakîbler, Ensardan şu kişilerdi:

1. Es'ad b. Zürâre,

2. Sa'd b. Rebia,

3. Abdullah b. Revana,

4. Râfi' b. Malik,

5. Bera' b. Ma'rur,

6. Abdullah b. Amrb. Haram,

7. Ubâde b. Sâmit,

8. Sa'd b. Ubâde,

9. Münzir b. Amr,

10. Useyd b. Hudayr,

11. Sa'd b. Hayseme,

12. Rifâa b. Abdulmünzir.

Ka'b b. Malik, bu husustaki şiirinde, Rifâa b. Abdulumünzir’in yerine, Ebu'l-Heysem Malik b. Teyyihan'ı göstermiştir. 45

Peygamberimiz aleyhisselâm, temsilcilere:

" Havarilerin İsa b. Meryem için kefillikleri gibi, sizler de kavminizin kefillerisiniz. Ben de, Müslüman olan kavmimin kefiliyim! " buyurdu." Evet! " dediler. 46

Es'ad b. Zürâre:

" Evet yâ Rasulallah! " deyince, Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Sen de, kavminin temsilcisisin! " buyurdu. 47 Ve onu, oniki temsilcinin de temsilcisi yaptı. 48

-------------------------------------

45. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 86-87, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve. c. 2, s. 448, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 75-77, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 57, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 164-165, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 303, 305, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 161-162, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 4546, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 13.

46. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 88, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 602-603, Belâzurî, Ensâbu'l-eşraf, c. 1, s. 253, Taberî, Târîh, c. 2, s. 239, Beyhakî, c. 2, s. 452-453.

47. İbn Sa'd, Tabakât, c. 4, s. 9, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 450, Zehebî, Târîh, c. 299, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 163.

48. İbn Sa'd, Tabakât, c. 3, s. 602-603, Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 254.

Abbas b. Ubâde'nin Bey'at Hakkındaki Açıklaması

Medineli Müslümanlar Akabe'de geceleyin ağaç altında49 Peygamberimiz aleyhisselâmla bey'at-laşmak üzere toplandıkları zaman, Salim b. Avf oğullarının kardeşi Abbas b. Ubâde:

" Ey Hazrec cemaatı! Siz bu zât ile ne için bey'atlaşacağınızı biliyor musunuz?" diye sordu.

" Evet! Biliyoruz! " dediler.

Abbas b. Ubâde:

" Sizler; insanların kızıl ve kara derilileriyle savaşmak üzere kendisi ile bey'atlaşacaksınız!

Eğer sizler karşılaşacağınız musibetle mallarınız azaldığı, eşrafınız öldürüldüğü zaman ona yardım etmeyecek, kendisini muhaliflerinin eline bırakacaksanız, vallahi, bu, dünyada da, âhirette de yüzkarasıdır! Şimdiden bundan vazgeçin!

Eğer sizler kendisine vaadde bulunduğunuz yardım, barındırma, muhaliflerinden koruma gibi şeyleri yerine getireceğinize kani iseniz, mallarınızın azalması ve eşrafınızın öldürülmeleri pahasına da olsa, onu tutunuz ki, vallahi, bu, dünyada da, âhirette de hayırlıdır! " dedi. 50

Medineli Müslümanlar:

" Mallarımızın yokolma tehlikesine uğraması ve eşrafımızın öldürülmeleri pahasına da olsa, bizler, vereceğimiz sözü yerine getireceğiz! " dediler ve Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Yâ Rasûlallah! Biz bu husustaki taahhüdümüzü yerine getirirsek, bizim için ne var?" diye sordular.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Cennet var! " buyurdu. 51

Medineli Müslümanlardan Enes b. Sabit:

" Yâ Rasûlallah! Biz, kendilerimizi ve çocuklarımızı savunup koruduğumuz şeylerden seni de savunacak ve koruyacağız!

Bize ne var?" dedi. 52

Diğerleri de:

" Biz bu vazifemizi yerine getirirsek, bizim için ne var?" diye sordular.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Cennet var! " buyurunca, Medineli Müslümanlar

" Kazançlı bir alışveriş bu! Biz bundan ne cayarız, ne de caymak isteriz! " dediler. 53

-------------------------------------

49. Beyhakî, c. 2, s. 450, Zehebî, s. 299, Ebul -Fidâ, c. 3, s. 163.

50. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 88, Taberî, Târih, c. 2, s. 239, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 450, İbn Esir, Kâmil, c. 2, s. 99, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 299-300, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 163.

51. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 88-89, Taberî, c. 2, s. 239, Beyhakî, c. 2, s. 450, İbn Esîr, c. 2, s. 99-100, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 162.

52. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 48.

53. Taberî, Tefsîr, c. 11, s. 35, 36, Zemahşerî, Keşşaf, c. 2, s. 216, Fahru'r-Râzî, TefsiY, c. 16, s. 199, Kurtubî, TefsiY, c. 8, s. 267, Ebu’l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 391, Hâzin, Tefsîr, c. 2, s. 268, Bedrüddin Aynî, Umdetu'l-kârî, c. 14, s. 78, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 6, s. 3, Suyûtî, Dürru'l-mensur, c. 3, s. 280, Kastalânî, İrsâdü's-sârf, c. 5, s. 37.

Bey'atın Nasıl Yapılacağının Açıklanışı

Medineli Müslümanlar:

" Yâ Rasûlallan! Sana ne üzerine ve nasıl bey'at yapalım?" diye sordular. 54 Peygamberimiz aleyhisselâm: " Sizler;

Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına, Benim Resûlullah olduğuma şehadette bulunmak, Namaz kılmak, Zekat vermek,

Emirlik işinde, ehil olanla çekişmemek, 55 İsteklilikte isteksizlikte dinlemek ve boyun eğmek, Darlıkta ve varlıkta geçimlik sağlamak üzere, İyiliği buyurmak, kötülükten sakındırmak üzere,

Allah hakkında hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmeksizin konuşmak üzere, Bana yardım etmek,

Yanınıza geldiğim zaman, kendilerinizi, kadınlarınızı ve çocuklarınızı savunup koruduğunuz şeylerden beni de savunup korumak üzere, bana bey'at ediniz! Sizin için Cennet var! " buyurdu.

-------------------------------------

54. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 322, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 625, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 443, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el -Vefâ, c. 1, s. 227, İbn Kayyım, Zad ü'l-mead, c. 2, s. 57, Zehebî, Târîhu 'l-islâm, s. 298, Ebu’l-Fidâ, el -Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 159, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 46.

55. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 609.

Es'ad b. Zürâre'nin Bey'at Hakkındaki Son Uyarısı

Es'ad b. Zürâre:

" Biraz müsaade ediniz ey Yesribliler!

Bizler, ancak bu zâtın Resûlullah olduğunu bilerek, develerimizin böğürlerini tepe tepe buraya gelmiş bulunuyoruz.

Bugün kendisini alıp Medine'ye götürmek, bütün Araplardan ayrılmak, ayrı baş çekmek ve neticede en hayırlılarınızın öldürülmesi ve sizlerin de kılıç darbeleriyle kesilip biçilmeniz demektir!

Sizler bu husustaki taahhüdünüzde sebat edebilecek bir kavimseniz, ecriniz Allah'a aittir.

Eğer sizler canlarınızdan korkar ve korkak bir kavimseniz, bunu açıkça bildiriniz ki, böyle yapmanız Allah katında sizin için bir mazeret sayılabilir. 56

Ey insanlar! Muhammed (aleyhisselâm)'e ne üzerine bey'at edeceğinizi biliyor musunuz?

Siz, ona; Arap ve Arap olmayanlarla, bütün cin ve insani ar topluluğu ile savaşmak üzere bey'at edeceğinizin farkında mısınız?" diye sordu.

Medineli Müslümanlar:

" Biz, savaşanlarla savaşırız, barışanlarla barışırız! " dediler.

Bunun üzerine, Es'ad b. Zürâre:

" Yâ Rasûlallah! Koş artık şartını! " dedi. 57

Medineli Müslümanlar:

" Ey Es'ad! Sen çekil artık aradan!

Vallahi, biz, bu bey'atı hiçbir zaman terk ve iptal etmeyeceğiz! " dediler. 58

-------------------------------------

56. Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 322-323, Hâkim , c. 2, s. 625, Beyhakî c. 2, s. 443, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 227-228, İbn Kayyım, c. 2, s. 57, Zehebî, s. 298, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 159, Heysemî, c. 6, s. 46.

57. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 609.

58. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 323, Hâkim, Müstedrek, c. 2, s. 625, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 443, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el -Vefâ, c. 1, s. 228, İbn Kayyım, Zâd ü'l-mead, c. 2, s. 57, Zehebî, Târîhu 'l-islâm, s. 298, Ebu’l-Fidâ, el -Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 159, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 46.

Hazret-i Abbas'ın Konuşması

Peygamberimiz aleyhisselâmın amcası Hazret-i Abbas, Medineli Müslümanlara:

" Sizler, şu Haram olan ayda ve Haram olan şehirdeki taahhüd ve zimmetinizle, Allah'a karşı taah-hüd ve zimmette bulunmuş oluyorsunuz.

Resûlullaha yapacağınız bey'afla, Allah'a bey'at etmiş olacaksınız!

Allah, sizin Rabbinizdir.

Allah'ın Eli, sizin elinizin üzerindedir.

Allah, bu bey'aûnızla, sizin üzerinize murâkıb ve vekildir" dedi.

Medineli Müslümanlar:

" Evet! " dediler.

Hazret-i Abbas:

" Allah'ım! Sen, onların, şu kardeşimin oğlu hakkındaki taahhüdlerini yerine getirecekleri, kendisini koruyacakları hususundaki sözlerini işiten ve görensin!

Ey Allah'ım! Kardeşimin oğlu hakkında, onlar üzerinde şahit ol! " dedi.

Medineli Müslümanlar:

" Yâ Rasûlalları! Sana bu istediğini verdiğimiz zaman bize ne var?" diye, tekrar sordular.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Allah'ın hoşnutluğu ve Cennet var! " buyurdu.

Medineli Müslümanlar:

" Razı olduk ve kabul ettik! " dediler.

Ebu'l-Heysem Malik b. Teyyihan'ın Son Konuşması

Ebu'l-Heysem Malik b. Teyyihan, arkadaşlarına:

" Sizler bu zâtın Allah tarafından size peygamber gönderildiğine iman ve tasdikte bulunduğunuzu biliyorsunuz, değil mi?" diye sordu.

Medineli Müslümanlar:

" Evet! Biliyoruz! " dediler.

Ebu'l-Heysem:

Kendisinin Belde-i Haram'da oturduğunu, doğum yerinin de orası olduğunu, ailesinin de Belde-i Haram'da bulunduğunu biliyorsunuz, değil mi?" diye sordu.

" Evet! Biliyoruz! " dediler. 59

Ebu'l-Heysem:

" Ey kavmim! Bu, Allah'ın Resûlüdür! Ben onun doğruluğuna şehadet ediyorum!

Kendisi, bu gün, Allah'ın Harem'inde, kavim ve kabilesinin himayesi altında emniyet içinde bulunmaktadır.

İyi biliniz ki; Onu alıp yanınıza götürdüğünüz zaman, 60 bütün Araplar, sizi ondan dolayı tekyaydan oka tutacaklardır!

Allah yolunda savaşmak, mallarımızı, çoluk ve çocuklarımızı kaybetmek gönlünüzden kopuyor, hoşunuza gidiyorsa61-ki, Allah katındaki sevab, canlarınızdan, mallarınızdan, çoluk ve çocuklarınızdan daha hayırlı di r! -62 kendisini yurdunuza davet ediniz!

Çünkü, o, Allah'ın gerçek resûlüdür!

Eğer ileride ona yardım edememekten korkuyorsanız, şimdiden, bundan geri durunuz! 63

Eğer siz, onu alıp götürdükten sonra, zaman içinde bir gün yardımsız veya muhaliflerinin ellerine bırakacak olursanız, muhakkak, üzerinize belâ çöker! " dedi.

Medineli Müslümanların hepsi:

" Hayır! Biz onu asla yardımsız ve yalnız bırakmayacağız!

Her zaman Vefâ ve sadâkatla kendisinin yanında bulunacağız! 64

Ey Ebu'l-Heysem! Bizim aramızla Resûlullah aleyhisselâmın arasından çekil de, ona bey'at yapalım! " dediler.

Ebu'l-Heysem:

" Bu hususta ona ilk bey'at yapacak kişi benim! " dedi. 65

-------------------------------------

59. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 304.

60. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 47.

61. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 304, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 47.

62. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 304.

63. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 47.

64. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 304.

65. Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 47.

Bey'atın Yapılışı

Hazret-i Abbas, Akabe'de geceleyin bir ağacın altında, 66 Peygamberimiz aleyhisselâmın elinden tutup, Medineli Müslümanları Peygamberimiz aleyhisselâma birer birer bey'at ettirdi. 67

Peygamberimiz aleyhisselâmın bey'atta şöyle buyurduğu da rivayet edilir:

" Allah'a hiçbir şeyi şerik koşmayasınız!

Hırsızlık etmeyesiniz!

Çocuklarınızı öldümneyesiniz!

Uyduracağınız bir yalanla kimseye iftirada bulunmayasınız!

Mâruf olan hiçbir işte bana karşı gelmeyesiniz! ... diye sizden bey'at alıyorum.

İçinizden kim ahdine Vefâ gösterir, sözünde durursa, onun ecir ve mükâfatı Allah'a aittir.

Kim sözünü bozarak bunlardan birisini işlerde, bu yüzden dünyada azaba uğrarsa, bu azab, onun için bir keffâret ve temizlik olur.

İşlemiş olduğu suçu Allah'ın örttüğü kimsenin işi ise, Allah'a kalır. Allah dilerse ona azab eder, dilerse onu affeder." 68

Ebu’l-Heysem'in Bey'atı

Ebu'l-Heysem Malik b. Teyyihan:

" Yâ Rasulallah! İsrail oğullarından oniki nakîb (temsilci) Musa b. İmran'a ne üzerine bey'at etti ise, ben de sana onun üzerine bey'at ediyorum" dedi.

Abdullah b. Revâha'nm Bey'atı

Abdullah b. Revâha:

" Yâ Rasulallah! Oniki havari İsa b. Meryem'e ne üzerine bey'at etti ise, ben de sana onun üzerine bey'at ediyorum! " dedi.

Es'ad b. Zürâre'nin Bey'atı

Es'ad b. Zürâre:

" Ben Allah'a bey'at ediyorum! Resûlullah aleyhisselâma bey'at ediyorum! Ahdimi yerine getirerek tamamlamak, sana yardım hususundaki sözümü işimle gerçekleştirmek üzere! " dedi.

Numan b. Harise'nin Bey'atı

Numan b. Harise:

" Ben Allah'a bey'at ediyorum!

Yâ Rasulallah! Sana da bey'at ediyorum.

Allah yolunda azimli, sebatlı ve devamlı olmak, bu yolda yakın uzak gözetmemek üzere! 69

İstersen, vallahi, yâ Rasulallah! Şu Mina halkını da kılıçtan geçiririz! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Ben daha bununla emrolunmadım! " buyurdu. 70

Ubâde b. Samitin Bey'atı

Ubâde b. Sâmit:

" Yâ Rasulallah! Allah yolunda hiçbir kınayıcının kınaması beni tutmamak, alıkoymamak üzere, sana bey'at ediyorum! " dedi.

Sa'd b. Rebia'nın Bey'atı

Sa'd b. Rebia:

" Ben Allah'a bey'at ediyorum!

Yâ Rasulallah! Sana da bey'at ediyorum. Sana ve Allah'a hiçbir isyanda ve hiçbir yalanlamada bulunmamak üzere! " dedi. 71

Peygamberimiz aleyhisselamın İki Kadınla Bey'atı

Peygamberimiz aleyhisselâm Akabe Bey'atında yalnız iki kadına elini vermeyip; 72 " Gidiniz! Siz bey'at etmiş oldunuz! " buyurdu. 73

-------------------------------------

66. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 4, s. 9, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 450, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 299, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 163.

67. İbn Sa'd, c. 1, s. 222, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 253, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 318.

68. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 5, s. 320, Buhârî, Sahih, c. 8, s. 18.

69. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 304, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 177-178.

70. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 304.

71. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 304, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 177.

72. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 109, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1 , s. 253, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 308.

73. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 109, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 177.

Berâ' b. Ma'rur'un Bey'at Kapanış Konuşması

Berâ' b. Ma'rur, Allah'a hamd ü senâda bulunduktan sonra:

" Hamdolsun Allah'a ki, Muhammed aleyhisselâm ile ve onun Allah'tan getirdikleriyle bize ikramda bulundu.

Bizler, İslâmiyete davet olunanların sonuncusu ve bu daveti kabullenenlerin ilki olup, Yüce Allah'ın davetine icabet ettik, dinledik ve itaat ettik.

Ey Evs ve Hazrec cemaatı! Allah, sizleri dini ile şereflendirdi.

Bunun şükrânesi olarak, dinlemek, boyun eğmek ve yardımlaşmak yolunu tutunuz! Allah'a ve Resûlüne boyun eğiniz! " dedi ve oturdu. 74

Hazret-i Abbas; Ensarın Peygamberimiz aleyhisselâma gösterdikleri bu derin sevgi, saygı, bağlılık ve fedakârlık karşısında çok duygulandı ve babası Abdulmuttalib'in annesi Selmâ Hatunun, Amr b. Zeyd b. Adiyy b. Neccar'ın kızı olduğunu andı. 75

-------------------------------------

74. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 618-619, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 181.

75. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 454, Zehebî, Târîhu'Nslâm, s. 300.

Akabe Bey'atı Üzerine Koparılan Çığlık

İkinci Akabe Bey'atının yapılıp tatmamlandığı sırada idi ki, 76 Akabe'nin üzerinden, şeytan:

" Ey konak yerlerinde konaklayan halk! 77 Ey Ehâşib (Cebacib=Mina) halkı 178 Ey Kureyş cemaatı 179 Müzemmem (yerilmiş) olan ile yanında bulunan ve dinlerini değiştirmiş olanların sizinle savaşmak üzere toplanıp sözleşmiş olduklarından haberiniz yok mudur?! " diyerek, keskin ve uzun bir çığlık kopardı. 80

İşitilen sesin, Kureyş müşriklerinden Münebbih b. Haccac'ın sesine benzediği rivayet edilir. 81

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Bu ses sizi korkutmasın! Bu ses, ancak Allah düşmanı İblis'in, şeytanın sesidir! 82 Bu, İbn Uzeyb'dir! Dinle ey Allah düşmanı! Senin de hakkından geleceğim! " buyurduktan sonra, Medineli Müslümanlara, " Hemen konak yerlerinize dağılınız! " buyurdu. 83

Abbas b. Ubâde:

" Seni hak din ve kitabla peygamber gönderen Allah'a yemin ederim ki; dilersen, Mina halkını da kılıçtan geçiririz! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm, " Biz henüz bununla emrolunmadık! Sizler şimdi ağırlıklarınızın yanına dönünüz! " buyurdu.

Medineli Müslümanlar konak yerlerine, ağırlıklarının yanına dönüp, sabaha kadar uyudular.

-------------------------------------

76. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1. S. 223, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 166.

77. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 90, İbn Sa'd, c. 1, s. 223, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 462, Taberî, Târîh. c. 2, s. 239, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 448, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 100, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 304, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 166, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 164, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 44, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 319, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 179.

78. İbn Sa'd, c. 1, s. 223, İbn Kayyım, c. 2, s. 57, Halebî, c. 2, s. 178.

79. Ebu Nuaym, Delâilü’n-nübüvve, c. 1, s. 309, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 47.

80. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 90, İbn Sa'd, c. 1, s. 223, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 462, Taberî, c. 2, s. 239-240, Beyhakî, c. 2, s. 448, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 226, İbn Esîr, c. 2, s. 100, İbn Seyyid, c. 1, s. 166, Zehebî, s. 304, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 164, Heysemî, c. 6, s. 45, Diyarbekrî, c. 1, s. 319, Halebî, c. 2, s. 177.

81. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 177.

82. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 309, Halebî, c. 2, s. 178.

83. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 90-91, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 462, Taberî, c. 2, s. 240, Beyhakî, c. 2, s. 449, İbn Esîr, c. 2, s. 100, İbn Kayyım , c. 2, s. 57, İbn Seyyid, c. 1, s. 166, Zehebî, s. 304, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 164, Heysemî, c. 6, s. 45.

Kureyş Müşriklerinin Bey'at İşini Soruşturmaları

Sabahleyin, Kureyş müşriklerinin ulularından bazıları, Meciineli Müslümanların konak yerlerine gelenek:

" Ey Hazrec cemaat! Bize erişen habere göre, siz bizim sahibimizle konuşmuşsunuz. Kendisini aramızdan çıkarıp yanınıza götürmek istiyormussunuz!

Vallahi, Arap kabilelerinden, aramızda savaşacağımız ve size olduğu kadar kin bağlayacağımız hiçbir kabile yoktur! " dediler.

Puta tapan ve olan bitenlerden haberleri olmayan Medinelilerden bazıları, Allah'a yemin ederek:

" Böyle birşey olmadı ! 84 Biz böyle birşey yapmadık! 85 Biz böyle birşey bilmiyoruz! " dediler, doğru söylediler.

Çünkü, onların olan bitenlerden haberleri yoktu. 86

Medineli Müslümanlar ise, birbirlerine bakıştılar.

Kureyş müşrikleri, kalkıp Abdullah b. Übeyy b. Selûl'ün yanına vardılar. Ona da aynı sözü söylediler.

Abdullah b. Übeyy:

" Vallahi, bu çok büyük bir iştir! 87 Her halde, bu, boş birşey olsa gerek! Böyle birşey olmamıştır! 88

Benim kavmim, bunun gibi birşeyi bana danışmadan yapmazlar. Ben böyle birşeyin olduğunu bilmiyorum. 89

Ben Yesrib'de bile bulunsaydım, kavmim bunu bana danışmadıkça yapmazlar! " dedi. 90

Medineli Müslümanlar, sevinçli ve hoşnut olarak yurtlarına dönmek üzere, Akabe'den ayrıldılar. 91

Arap hacıları da, Mina'dan yurtlarına dağılmaya başladılar.

Kureyş müşrikleri ise, Mekke'de, Akabe Bey'atı işini soruşturmaktan, araştırmaktan geri dur-madılar. 92

Bey'at işinin doğru olduğunu anlayınca. 93 Medine yollarından, kesmedik yol bırakmadılar.

Medineli Müslümanları arayıp bulmak için, her tarafa birlikler saldılar. 94

Berâ' b. Ma'rur, Kureyş soruşturucuları yanlarından ayrılır ayrılmaz yola çıkmış, Batn-ı Ye'cec'de Müslüman arkadaşlarına kavuşmuştu. 95

-------------------------------------

84. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 91, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 223, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 3, s. 462, Taberî, T ânTı, c. 2, s. 240, Beyha kî, Delâilü’n-nübüvve, c. 2, s. 449, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el -Vefâ, c. 1, s. 226-227, İbn Esir, Kâmil, c. 2, s. 100, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 304, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 164, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 45, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 319.

85. Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 449, Zehebî, Târîh, s. 304.

86. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 90-91, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 462, Taberî, c. 2, s. 240, Ebu’l-Ferec, c. 1 , s. 227, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 164, Heysemî, c. 6, s. 45, Diyarbekrî, c. 1, s. 319, Halebî, c. 2, s. 179.

87. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s: . 91, Ahmed b. Hanbel, c. 3, s. 462, Taberî, c. 2, s: . 241, Zehebî, s: . 304, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s: . 164, Heysemî, c. 6, s. 45, Halebî, c. 2, s: . 179.

88. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 223, İbn Kayyım, Zâd. c. 2, s. 58, Halebî, c. 2, s. 179.

89. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 91, İbn Sa'd. c. 1, s. 223, Taberî, c. 2, s. 241. Beyhakî, c. 2, s. 449, İbn Kayyım, c. 2, s. 58, Zehebî, s: . 305, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s: . 164, Halebî, c. 2, s. 179.

90. İbn Sa'd, c. 1, s. 223, İbn Kayyım, c. 2 , s: . 58, Halebî, c. 2, s: . 179.

91. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s: . 309-310.

92. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 91, Taberî, Târih, c. 2, s. 241 , Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1 , s. 228, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 164, İbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 13, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 319.

93. Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 229, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 308, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 13, Halebî, İnsânu'l-uyun, c. 2, s. 179.

94. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 223.

95. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 223.

Müşriklerin Sa'd b. Ubâde'yi Yakalamaları

Müşriklerin takipçileri Sa'd b. Ubâde'ye96 ve Münzir b. Amr'a Ezâhir mevkiinde yetiştiler.

Münzir b. Amfi yaka layam adıl ar, kaçırdılar. 97

Sa'd b. Ubâde'ye:

" Sen Muhammed'in dininde misin?" diye sordular.

" Evet! " deyince, 98 onun iki elini boynuna sımsıkı bağladılar.

Döve döve ve uzun saçının perçeminden çeke çeke, Mekke'ye getirip soktular. 99

Kureyş müşriklerinden Ebu'l-Bahterî, onu görünce:

" Yazık sana! Seninle Kureyş'ten herhangi birisi arasında bir himaye veya sözleşme yok mu?" diye sordu.

Sa'db. Ubâde:

" Evet, var! Vallahi, ben Cübeyr b. Mut'im'i de, Haris b. Harb'i de, memleketimizde ticaret yaparken, haksızlık etmek isteyenlere karşı korumuştum" deyince, Ebu'l-Bahterî:

" Yazık sana! Sen bu iki adamın ismini söyleve aranızda olanı anlat! " dedikten sonra, acele gidip, onları Kabe'nin yanında, Mescid'de buldu ve:

" Hazrec'den bir adam Ebtah'da dövülüyor, o da, aranızdaki himayeden bahsediyor! " dedi.

" Kimmiş o?" diye sordular.

Ebu'l-Bahterî:

" Sa'd b. Ubâde'dir! " deyince, onlar

" Vallahi doğrudur! Biz tüccar iken, onun memleketinde bize haksızlık etmek isteyenlere karşı o bizi korumuştu" dediler. 100

Cübeyr b. Mut'im ile Haris b. Harb, hemen gidip, Sa'd b. Ubâde'yi hemşehrilerinin ellerinden kur-tardılar. 101

Ensarın Sa'd b. Ubâde'nin işini konuşmak için toplandığı sırada, Sa'd b. Ubâde yanlarına çıkagel-di. 102

-------------------------------------

96. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 91 , İbn Sa'd. c. 1, s. 223, Taberî, c. 2, s. 241, Ebu'l-Ferec, c. 1 , s. 228, İbn Kayyım, c. 2, s. 58, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 166. Zehebî, Târih, s. 308, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 13.

97. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 91, Taberî, c. 2, s. 241, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 228, İbn Seyyid, c. 1, s. 166, Diyarbekri, c. 1, s. 319.

98. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 254.

99. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 92, İbn Sa'd, c. 1, s. 223, Taberî, c. 2, s. 241, İbn Kayyım, c. 2, s. 58, Halebî, c. 2, s. 179.

100. İbn İshak, İbn Hişa, Sîre, c. 2, s. 92-93, Taberî, Târih, c. 2, s. 241, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 184-185.

101. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 93, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 223, Taberî, c. 2, s. 241, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1 , s. 228, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 58, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 166, Zehebî, Târihu'l-islâm , s. 308, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 165, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 13, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 319, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 179.

102. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 223, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 58.

İkinci Akabe Bey'atında Bulunan Medineli Müslümanların İsimleri

Medineli Evs ve Hazreclerden olup, Akabe'de Peygamberimiz aleyhisselâma bey'at eden yetmişüç erkek ile iki kadının isimleri ve kabileleri:

Evs b. Harise, b. Salebe, b. Amr, b. Âmirlerin Abduleşhel oğullarından:

1. Useyd b. Hudayr,

2. Ebu'l-Heysem Malik b. Teyyihan,

3. Seleme b. Selâme.

Harise b. Haris, b. Hazrec, b. Amr, b. Malik, b. Evs oğullarından:

4. Zuheyr b. Râfi'

5. Ebu Bürde b. Niyar,

6. Nüheyr b. Heysem.

Amr b. Avf, b. Malik, b. Evs oğullarından:

7. Sa'd b. Hayseme,

8. Rifâa b. Abdulmünzir,

9. Abdullah b. Cübeyr,

10. Ma'n b. Adiyy,

11. Uveym b. Sâide,

Hazrec b. Harise, b. Salebe, b. Amr, b. Âmir, b. Neccar oğullarından:

12. Ebu Eyyub Halid b. Zeyd,

13. Muaz b. Haris,

14. Avf b. Haris,

15. Muavviz b. Haris,

16. Umâre b. Hazm,

17. Es'ad b. Zürâre.

Amr b. Mebzul, b. Âmir, b. Malik, b. Neccar oğullarından: 18. Sehlb. Atik.

Amr b. Malik, b. Neccar oğullarından:

19. Evs b. Sabit,

20. Ebu Talha.

Mazin b. Neccar oğullarından:

21. Kays b. Ebi Sa'saa,

22. Amr b. Gâziyye.

Belharis b. Hazrec oğullarından:

23. Sa'd b. Rebia

24. Hârice b. Zeyd,

25. Abdullah b. Revâha,

26. Beşir b. Sa'd,

27. Abdullah b. Zeyd,

28. Hallâd b. Süveyd,

29. Ukbe b. Âmir.

Beyaza b. Âmir, b. Zurayk, b. Abdi Harise oğullarından: 30. Ziyad b. Lebid,

31. Ferve b. Amr,

32. Halid b. Kays.

Zurayk b. Âmir, b. Zurayk, b. Abdi Harise, b. Malik, b. Gadb, b. Cüşem, b. Hazrec oğullarından:

33. Râfi'b. Malik,

34. Zekvan b. Abdi Kays,

35. Abbâd b. Kays,

36. Haris b. Kays.

Selime b. Sa'd, b. Ali, b. Esed, b. Sâride, b. Tezid, b. Cüşem, b. Hazrec oğullarından:

37. Berâ' b. Ma'rur,

38. Bişrb. Berâ' b. Ma'rur,

39. Sinan b. Sayff,

40. Tufeyl b. Numan,

41. Ma'kıl b. Münzir,

42. Yezid b. Münzir,

43. Mes'ud b. Yezid,

44. Dahhâk b. Harise,

45. Yezid b. Haram,

46. Cebbar b. Sahr,

47. Tufeyl b. Malik.

Sevad b. Ganm, b. Ka'b, b. Selime oğullarından:

48. Ka'b b. Malik.

Ganm b. Sevad, b. Ka'b, b. Selime oğullarından:

49. Süleym b. Amr,

50. Kutbe b. Âmir,

51. Yezid b. Âmir,

52. Ebu'l-YeserKa'b,

53. Sayfî b. Sevad (Esved).

Nâbi b. Amr, b. Sevad, b. Ganm, b. Ka'b, b. Selime oğullarından:

54. Salebe b. Ganeme,

55. Amr b. Ganeme,

56. Abs b. Âmir,

57. Abdullah b. Üneys,

58. Halid b. Amr,

Haram b. Ka'b, b. Ganm, b. Ka'b, b. Selime oğullarından:

59. Abdullah b. Amr b. Haram,

60. Cabir b. Abdullah, b. Amr, b. Haram,

61. Muaz b. Amr, b. Cemûh,

62. Sabit b. Ciz',

63. Umeyr b. Haris,

64. Hadîc b. Selime,

65. Muaz b. Cebel.

Avf b. Hazrec oğullarından:

66. Ubâde b. Sâmit,

67. Abbas b. Ubâde,

68. Ebu Abdurrahman Yezid b. Salebe,

69. Amr b. Haris,

Salim b. Ganm, b. Avf, b. Hazrec oğullarından:

70. Rifâa b. Amr,

71. Ukbe b. Vehb.

Sâide b. Ka'b, b. Hazrec oğullarından:

72. Sa'd b. Ubâde,

73. Münzir b. Amr.

Mazin b. Neccar oğulları kadınlarından:

74. Ümmü Umâre Nesîbe binti Ka'b,

Selime oğulları kadınlarından:

75. Ümmü Meni' Esma binti Amr. 103

-------------------------------------

103. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 97-110, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 240-251, İbn Hazm, Cevâmiu's-are, s. 78-85, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 162-170, Zehebî, Târîhu'l-isiâm, s. 305-307, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 166-168.

Akabe Bey'atında Bulunan Ensarın Muhacir Sayılışı

İbn Abbas'a göre; Resûlullah aleyhisselâmla Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ömer nasıl Mekkeli müşrikler yüzünden Medine'ye hicret ederek Muhacirlerden oldularsa, Ensardan olanlar da, şirk yurdu olan Medine'den Akabe gecesinde Resûlullah aleyhisselâmm yanına gelmekle, Muhacirlerden olmuşlardır. 104

-------------------------------------

104. Nesâî. Sünen. c. 7. s. 144-145.

Mekkeli Sahabilerin Medine'ye Hicreti (Bi'setin 13. Yılı)

Mekkeli Müslümanların Medine'ye Hicretleri

İkinci Akabe Bey'atında, Ensardan yetmiş üç erkek ile iki kadın bey'at ederek 1 Peygamberimiz aleyhisselâmın yanından ayrıldıkları ve Yüce Allah yiğit, savaşçı, hazırlıklı ve koruyucu bir kavim ile Resûlünün gönlünü huzur ve sükûna kavuşturduğu zaman, 2 Resûlullah aleyhisselâma böylece koruyucu bir kavim ve bir hicret yurdu hazırlandığını gören 3 ve Mekke'deki Müslümanların da bir gün Medine'ye çıkıp gideceklerini anlayan müşrikler, 4 birbirlerini kışkırttılar, kızıştırdılar. 5 Müslümanları dinlerinden döndürmek için, 6 onlara 7 ve Peygamberimiz aleyhisselâma 8 yapageldikleri işkenceleri büsbütün şiddetlendirdiler, yapmadık işkence bırakmadılar. 9

Müslümanlar, bu dayanılmaz işkencelerden dolayı Mekke'de oturamayacak hale geldikleri zaman, 10 durumlarını Peygamberimiz aleyhisselâma arzettiler ve hicret için Peygamberimiz aleyhisselâmdan izin istediler. 11

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Sizin hicret edeceğiniz yurt bana gösterildi.

Orasının, iki kara taşlık arasında, hurmalık, çorak bir yer olduğunu gördüm. 12

Orası, Yesrib (Medine)'dir.

Gitmek isteyen, oraya gitsin! 13

Orası yakın bir beldedir. Siz orayı biliyorsunuz.

Orası, Şam'a giderken, ticaret kervanınızın yoludur! " buyurdu. 14

Peygamberimiz aleyhisselâm, böylece, Habeş ülkesinden Mekke'ye dönmüş bulunan Mekkeli Muhacirler ile 15 Mekke'de yanında bulunan Müslümanlara, Medine'ye hicret edip gitmelerini16 ve Ensar kardeşleriyle birleşmelerini emretti ve:

" Yüce Allah, onları sizin için kardeşler; ve Medine'yi de, emniyet ve huzur bulacağınız bir yurt kıldı! " buyurdu. 17

Bunun üzerine, Müslümanlar, hiç sezdirmeden, 18 acele, yardımlaştılar, birbirlerini hazırladılar. 19

Birbiri ardınca, Medine'ye hicret etmeye başladılar. 20

Hayvanları olanlar hayvanlarına binerek, hayvan bulamayanlar da yaya olarak çıkıp gittiler. 21

-------------------------------------

1. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 81-91, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 226, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 257.

2. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1 , s. 226.

3. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 257.

4. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1 , s. 226.

5. Taberî, Târîh, c. 2, s. 240.

6. Taberî, c. 2, s. 240, İbn Esir, Kâmil, c. 2, s. 101, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 14.

7. İbn Sa'd, c. 1, s. 226, Belâzurî, c. 1, s. 257, Taberî, c. 2, s. 240, İbn Esîr, c. 2, s. 101, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 313, İbn Haldun, c. 2, s. 14, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 180.

8. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 459, Zehebî, s. 313.

9. İbn Sa'd, c. 1, s. 226, Belâzurî, c. 1, s. 257, Taberî, c. 2, s. 240, İbn Esîr, c. 2, s. 101, Zehebî, s. 313, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 14, Halebî, c. 2, s. 180.

10. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 320.

11. İbn Sa'd. c. 1, s. 226, Belâzurî, c. 1, s. 257, Halebî, c. 2, s. 180.

12. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 387, İbn Sa'd, c. 1, s. 226, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 198, Buhârî, Sahîh, c. 3, s. 59, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 34, Beyhakî, c. 2, s. 459, Zehebî, s. 311 , Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 168, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 320, Halebî, c. 2, s. 180.

13. Abdurrezzak, c. 5, s. 387, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 226, Belâzurî, c. 1, s. 257, Halebî, c. 2, s. 180.

14. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 257.

15. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 111, Taberî, Târîh, c. 2, s. 242, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 169.

16. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 111, Taberî, c. 2, s. 242, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 85 Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 459, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 311, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 169.

17. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 111, Taberî, c. 2, s. 242, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 169.

18. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 226, Belâzurî, Ensâbu’l-eşrâf, c. 1, s. 257.

19. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 226.

20. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 111, İbn Sa'd, c. 1 , s. 226, Taberî, c. 2, s. 242, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, c. 85-86, Zehebî, s. 313.

21. İbn Sa'd. Tabakât. c. 3. s. 271.

Âmir b. Rebia ile Zevcesi Leylâ Hatunun Medine'ye Hicreti

Bir yıl önce Medine'ye hicret eden22 Ebu Seleme'den sonra, Mekke Muhacirlerinden, zevcesi Leylâ Hatunla birlikte Medine'ye hicret edip gidenlerin ilki, Âmir b. Rebia oldu. 23 Küba köyünde Meysere b. Abdulmünzir'in evine indi. 24

-------------------------------------

22. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 112, Belâzurî, c. 1, s. 258, İbnHazm, s. 86.

23. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 114, Taberî, c. 2, s. 242, İbn Hazm, s. 86, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 101, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 173, Zehebî, s. 313, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 170.

24. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 115, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 171.

Ganm b. Dudan Oğullarının Medine'ye Hicretleri

Âmir b. Rebia'dan sonra. 25 Ganm b. Dudan oğullarının bütün erkekleri ve kadınları, Medine'ye hicret etmek üzere, derlenip toparlandılar. 26 Evlerini kapalı oiarakterkedip yola çıktılar. 27 Onlar, yirmiiki erkek ile yedi kadın idiler. Erkekler:

1. Abdullah b. Cahş,

2. Ebu Ahmed Abd b. Cahş,

3. Ükkâşe b. Mıhsan,

4. Ebu Sinan b. Mıhsan,

5. Sinan b. Ebi Sinan,

6. Şüca' b. Vehb,

7. Ukbe b. Vehb,

8. Erbed b. Humeyre,

9. Munkız b. Nübâte,

10. Saîd b. Rukayş,

11. Yezid b. Rukayş,

12. Muhriz b. Nadla,

13. Kays b. Câbir,

14. Amr b. Mıhsan,

15. Malik b. Amr,

16. Safvan b. Amr,

17. Sakf b. Amr,

13. Rebia b. Eksem, 19. Zübeyr b. Ubeyde, 28

20. Temmam b. Ubeyde,

21. Sahbere b. Ubeyde,

22. Muhammed b. Abdullah b. Cahş.

Kadınlar

1. Zeyneb binti Cahş (Mü'minler Annesi),

2. Hamne binti Cahş,

3. Cüzâme binti Cendel,

4. Ümmü Kays binti Mıhsan,

5. Ümmü Habib binti Nübâte (Sümâme),

6. Âmine binti Rukayş,

7. Ümmü Habib binti Cahş,

8. Sahbere binti Temim. 29

Bunların, erkek kadın hepsi, Küba köyünde oturan Mübeşşir b. Abdulmünzir'e konuk oldular. 30 Hicret sebebiyle Cahş oğullarının evlerinin kapanmış, içinde hiç kimseler kalmamış olduğunu gören

Utbe b. Rebia, içini çekip:

" Selâmeti uzayan her ev, bir gün, yıkıcı rüzgâra ve acıklı akıbete uğrar! " mealli beyti okumuştur. 31

Beytin Ebu Süfyan b. Harb tarafından okunduğu da rivayet edilir. 32

-------------------------------------

25. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 115, Taberî, c. 2, s. 242, İbn Hazm, s. 86, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 14.

26. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 115, İbn Sa'd, c. 3, s. 89, İbn Hazm, s. 86, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 171.

27. İbn Sa'd, Tabakât, c. 3, s. 89.

28. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 115-116, İbn Sa'd, Tabakât, c. 3, s. 89-90, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 86-87, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 173-174, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 171.

29. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 116, İbn Hazm, s. 87, İbn Seyyid, c. 1, s. 174, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 171.

30. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 90, İbn Seyyid, c. 1, s. 175, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 170.

31. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 115, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 171.

32. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 4, s. 163.

Hazret-i Ömer ve Arkadaşlarının Medine'ye Hicretleri

Cahş oğullarından sonra, Hazret-i Ömer de, 33 yirmi kişilik bir kafile ile Medine'ye hicret edip, 34 Küba köyünde Rifâa b. Abdulmünzir'e konuk oldular. 35

Hazret-i Ömer der ki:

" Ben, Ayyaş b. Ebi Rebia ve Hişam b. Âs; Medine'ye hicret etmek istediğimiz zaman, hazırlandık. Şerifin üzerinde, Gitar oğullarına ait Edâet'teki Tenâdıb'da* sabahleyin erkence hazır bulunmayı vaadleştik.

'Hangimiz orada sabahleyin bulunamazsak, o yakalanmış demektir. Artık arkadaşları, onu beklemesinler, yollarına devam etsinler' dedik.

Benimle Ayyaş b. Ebi Rebia, Tenâdıb'ın yanında, sabahleyin erkenden hazır bulunduk.

Hişam ise tutuldu, bizden geri kaldı. Dininden döndürülmek için işkenceden işkenceye uğratıldı ve saptın İdi." 36

Hazret-i Ali derki:

" Muhacirlerden hiç kimse bilmiyorum ki, gizli olarak hicret etmiş olmasın. Ömerb. Hattab, bundan müstesnadır.

O, hicret edeceği zaman, kılıcını kuşandı, yayını omuzuna astı, oklarını ve mızrağını eline aldı, Kabe'ye vardı.

Kureyş müşriklerinin ileri gelenleri, Kabe'nin yanında bulunuyorlardı.

Ömer b. Hattab; Kabe'yi yedi kere tavaf ettikten sonra, halkın birer birer başuçlarına dikilip:

'Anasını ağlatmak, yahut çocuğunu yetim ya da karısını dul bırakmak isteyen varsa, şu vadinin arkasında gelip benimle karşılaşsın! ' dedi. Hiç kimse, ardına düşüp onu takip edemedi." 37

-------------------------------------

33. İbn İshak. İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 118.

34. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 284, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 460, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 87, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 174, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 313, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 173, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 14, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 78, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 183.

35. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 121, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 271, İbn Hazm, s. 88, İbn Seyyid, c. 1, s. 175.

* Tenâdıb; Mekke'ye on mil uzaklıktadır (Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 4, s. 190).

36. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, İbn Sa'd, c. 3, s. 271, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 9, s. 13-14, İbn Esir, Usdu'l-gâbe, c. 4, s. 253, Zehebî, Târih, s. 314, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172.

37. İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 4, s. 152-153, Muhibbül-Taberî , Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 258-259, Halebî, c. 2, s. 183-184.

Muhacirlerin Kimlere Konuk Oldukları

Hazret-i Ömer'le birlikte hicret edenlerden Küba'da Rifâa b. Abdulmünzir'e konuk olanlar

1. Ömer b. Hattab,

2. Zeyd b. Hattab,

3. Saîd b. Zeyd, b. Amr, b. Nüfeyl,

4. Ömer b. Sürâka, S. Abdullah b. Sürâka,

6. Ayyaş b. Ebi Rebia,

7. Vâkıd b. Abdullah,

8. Havlî b. Ebi Havlî,

9. Malik b. Ebi Havlî,

10. Huneys b. Huzâfe,

11. İyas b. Bükeyr,

12. Âkil b. Bükeyr,

13. Âmir b. Bükeyr,

14. Halid b. Bükeyr. 38

Mekkeli Muhacirlerden Küba'da Külsûm b. Hidm'e konuk olanlar

1. Hazret-i Hamza b. Abdulmuttalib,

2. Zeyd b. Harise, 39

3. Ebu Mersed Kennaz b. Hısn (Husayn),

4. Enes (Peygamberimiz aleyhisselâmın azadlısı),

5. Ebu Kebşe (Peygamberimiz aleyhisselâmın azadlısı). 40

Mekkeli Muhacirlerden Küba'da Bel'aclanların kardeşi Abdullah b. Selemeye konuk olanlar

1. Ubeyde b. Haris,

2. Husayn b. Haris,

3. Tufeyl b. Haris,

4. Mıstah b. Üsâse,

5. Suveybıtb. Sa'd,

6. Tuleyb b. Umeyr,

7. Utbe b. Gazvan'ın azadlısı Habbab.

Mekkeli Muhacirlerden Küba'da Bel haris b. Hazreclerden Sa'd b. Rebia'ya konuk olanlar 1. Abdurrahman b. Avf ve daha bazıları.

Münzir b. Muhammed b. Ukbe'ye konuk olan Mekkeli Muhacirler:

1. Zübeyr b. Avvam,

2. Ebu Sebre b. Ebi Rühm.

Abduleşhellerin kardeşi Abbâd b. Bişr'e konuk olan Muhacirler:

1. Ebu Huzeyfeb. Utbe,

2. Salim Mevlâ Ebi Huzeyfe,

3. Utbe b. Gazvan.

Hassan b. Sâbit'in kardeşi Evs b. Sâbit'e konuk olan Muhacirler

1. Hazret-i Osman, ve başka bazıları. 41

Bekâr Muhacirler de, Küba'da Sa'd b. Haysemeye konuk oldular. Sa'd b. Hayseme'nin kendisi de bekârdı. 42

-------------------------------------

38. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 120-121, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 88, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 175, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 173.

39. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 121-122, İbn Hazm, s. 89, İbn Seyyid, c. 1, s. 176, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 174.

40. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 122, İbn Seyyid, c. 1, s. 176, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 174.

41. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 122, İbn Sa'd, Tabakâtü’l-kübrâ, c. 3, s. 55-56, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 89, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 3, s. 585, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 176.

42. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 122-123, İbn Hazm, s. 89-90, İbn Seyyid, c. 1, s. 176, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 174.

Kuba'daki Muhacir Cemaatının İmamı

Kuba köyünde, içlerinde Hazret-i Ömer ve Ebu Seleme'nin de bulunduğu Muhacir cemaatına, Salim Mevlâ Ebi Huzeyfe imamlık etmiş, namazlarını kıldırmıştır. 43

-------------------------------------

43. İbn Sa'd, Tabakât, c. 3, s. 87-88, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 258, İbn Seyyid. c. 1, s. 174, Ebu'l-Fidâ. c. 3, s. 173.

Mekke'den Medine'ye Hicrete Devam Edilişi

Mekke'de kalan Müslümanlar da, birbiri ardınca, Medine'ye hicret ettiler. 44

-------------------------------------

44. İbn İshak. İbn Hişam, c. 2, s. 121, Belâzurî, c. 1 , s. 259, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 173.

Ebu Cehil'in Ayyâş b. Ebi Rebia'yı Aldatıp Mekke'ye Götürüşü

Ayyaş b. Ebi Rebia Hazret-i Ömer'le Küba'ya vardıkları zaman, Ebu Cehil Amr b. Hişam ve kardeşi Haris b. Hişam, Ayyaş b. Ebi Rebia'nın arkasından gittiler.

Ayyaş b. Ebi Rebia, bunların hem amcalarının oğlu, hem de bir anneden doğma kardeşi idi. 45

Bunlar, Ayyaş b. Ebi Rebia'yı buldular ve ona:

" Ey Ayyaş! Anan hastalandı. 46 Anan, seni görünceye kadar, 47 başına tarak değdirmemeye, 48yağ sürmemeye;49 seni görünceye kadar, güneşten gölge altına gitmemeye, 50 birşey yememeye, içmem-eye51 yemin etti.

Ona acı! 52 Sen ananın sevgili oğlusun!

Senin dininde anaya babaya iyilik etmek var!

Mekke'ye dön!

Medine'de Rabbine ibadet ettiğin gibi, Mekke'de de ibadet et! " dediler. 53

Hazret-i Ömer:

" Ey Ayyaş! Vallahi, kavmin seni54 aldatmak, 55 dininden döndürmek istiyorlar. 56 Onlardan kork! 57

Vallahi, senin anan, bitten rahatsız olacak olursa, muhakkak başını tarar.

Mekke'nin sıcağı kendisinin üzerinde şiddetlenecek olursa, muhakkak gölgelenmek ister de! " dedi.

Ayyaş b. Ebi Rebia:

" Ben anamın yeminini yerine getireceğim! Hem, benim orada biraz malım da var. Gider, onu da alınm" dedi. 58

Hazret-i Ömer:

" Vallahi, sen de bilirsin ki, ben Kureyşîlerin malı en çok olan kişilerindenim. 59 Malımın yarısı senin olsun! Tek, sen onlarla gitme! " dedi.

Ayyaş b. Ebi Rebia Hazret-i Ömer'in teklifine yanaşmayıp ille de onlarla gitmeye kalkınca, Hazret-i Ömer:

" Artık, sen yapmak istediğin şeyi yapacaksın! Bari şu devemi al!

Bu, soylu ve uysal bir devedir.

Sen daima onun üzerinde bulun. Kavminden şüphelenirsen, onun üzerinde olarak kaç, kurtul! " dedi. 60

Ayyaş b. Ebi Rebia deveye binip onlarla birlikte gitti.

Nihayet, yolun bir kısmında bulundukları sırada, 61 Ebu Cehil ona:

" Ey kardeşim! Vallahi, bu devem artık beni taşıyamıyor!

Sen beni şu devenin üzerine, terkine alamaz mısın?" dedi.

Ayyaş b. Ebi Rebia:

" Olur! " deyip devesini çöktürdü. Yere indiği zaman, onlar, üzerine atılıp62 onu sımsıkı bağladılar.

Öylece Mekke'ye götürdüler.

Gündüzün Mekke'ye girdiklerinde:

" Ey Mekkeliler! 63 Bizim bu beyinsizimize yaptığımız gibi, 64 siz de kendi beyinsizlerinize böyle yapınız! " dediler. 65

Ayyaş b. Ebi Rebiayı hapsettiler. 66

Ebu Cehil ile Haris, ona yüzer sopa vurdular! 67

Kendisini, işkenceden işkenceye uğratıp, dininden döndürdüler. 68

-------------------------------------

45. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 118, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 88, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 174, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 172, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 184.

46. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 208.

47. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 118, Belâzurî, c. 1, s. 208, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 460, İbn Hazm , s. 88, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

48. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

49. Belâzurî, Ensâb. c. 1, s. 208, Beyhakî, c. , s. 460, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1231, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 4, s. 321.

50. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Belâzurî, c. 1, s. 208, İbn Hazm, s. 88, Beyhakî, c. 2, s. 460, İbn Abdilberr, c. 3, s. 1231 , İbn Esîr, c. 4, s. 321.

51. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 184.

52. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Belâzurî, c. 1, s. 208, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172.

53. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 184.

54. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172.

55. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 208.

56. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Belâzurî, c. 1, s. 208, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

57. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Ebu'l-Fidâ, 172, Halebî, c. 2, s. 184.

58. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 118, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

59. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 119, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 172.

60. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 184.

61. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 208, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

62. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

63. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, Belâzurî, c. 1, s. 208, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 175, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

64. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, İbn Seyyid, c. 1, s. 175, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

65. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, Belâzurî, c. 1, s. 208, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172, Halebî, c. 2, s. 184.

66. İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 88, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 3, s. 1231, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 4, s. 321, İbn Seyyid, c. 1, s. 175.

67. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 184.

68. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 119, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 172.

Hazret-i Ümmü Seleme'nin Medine'ye Hicret Edip Gidişi

Ebu Seleme Abdullah b. Abdulesed bir yıl veya ona yakın bir müddet önce zevcesi Hazret-i Ümmü Seleme ile oğlu Seleme'yi devesine bindirip Medine'ye götürmek isterken Hazret-i Ümmü Seleme'nin mensup bulunduğu Mugîre oğullarının erkekleri görmüş, Hazret-i Ümmü Seleme'yi yabancı beldelerde gezdirip dolaştırmasına müsaade edemeyeceklerini söyleyerek elinden almışlar, onlara kızan ve Ebu Seleme'nin kabile halkı olan Abdulesed oğulları da, Seleme'yi Hazret-i Ümmü Selemeye vermemişlerdi. 69

Hazret-i Ümmü Seleme der ki:

" Mugîre oğulları beni yanlarında hapsettiler.

Kocam Ebu Seleme ise Medine'ye gitti.

Böylece, benimle kocamın arasını ve oğlumun arasını ayırdılar.

Ben, biryıl veya biryıla yakın bir müddet, her sabah Ebtah'a çıkıp oturur; akşama kadar ağlar dururdum.

Mugîre oğulları ailesinden, amcamın oğullarından biradam, birgünyanıma uğradı. Halimi görünce, bana acıdı. Mugîre oğullarına:

'Siz şu zavallı kadıncağızı kocasının yanına daha ne diye göndermezsiniz?!

Onun, hem kocasıyla arasını, hem oğluyla arasını ayırdınız' dedi.

Bunun üzerine, Mugîre oğulları, bana:

'İstersen, git, kocana kavuş! ' dediler.

Abdulesed oğulları da oğlumu bana geri verince, deveme binip oğlumu kucağıma aldıktan sonra, Medine'deki kocamın yanına gitmek üzere yola çıktım.

Yanımda, Allah'ın kullarından hiç kimse yoktu. Kendi kendime:

'Beni kocamın yanına ulaşıncaya kadar götürecek bir kimseye rastlayabilir miyim ki?' deyip gittim.

Ten'im'de bulunduğum sırada idi ki, Abduddar oğullarının kardeşi Osman b. Talha b. Ebi Talha'ya rastladım. Bana:

'Ey Ebi Ümeyye'nin kızı! Nereye gidiyorsun?' diye sordu.

Ona:

'Medine'deki kocamın yanına gitmek istiyorum' dedim.

Bana:

'Senin yanında gidecek bir kimse yok mu?' diye sordu.

Ona:

'Yok! Vallahi, ancak Allah var! Bir de, şu oğulcuğum! ' dedim.

Bana:

'Vallahi, seni bu yolda yalnız bırakmak doğru olmaz! ' dedi ve hemen devenin yularını tutup benimle birlikte hızlı hızlı gitmeye devam etti.

Vallahi, Arap erkekleri içinde, hiçbir zaman, ondan daha saygılı ve nezaketli bir yoldaş görmedim:

Bir konak yerine erişince devemi çöktürür, ben ininceye kadar bana arkasını döner, benden uzaklaşır, ben deveden indikten sonra gelip deveyi götürür, semerini indirir, onu bir ağaca bağlar, kendisi de gidip bir ağacın altına uzanırdı.

Hareket zamanı gelince kalkar, tekrar semeri devenin sırtına koyar, deveyi yanıma getirip çök-türdükten sonra arkasını döner, bana:

'Bin! ' derdi.

Ben bindikten sonra, gelir, devenin yularından tutar ve yederdi.

Beni Medine'ye ulaştırıncaya kadar, bana hep böyle yapmaktan geri durmadı.

Küba'da Amr b. Avf oğullarının köyüne bakınca:

'Senin kocan işte bu köydedir! 70 Artık, Allah'ın bereketi üzere, gir oraya! ' dedikten sonra, Mekke'ye dönmek üzere, yanımdan aynldı. 71

Ben, İslâm'da, Ebu Seleme ailesinin uğradığı musibet kadar, hiçbir ev halkının musibete uğradığını bilmiyorum.

Ben, hiçbir zaman, Osman b. Talha'dan daha ikramlı ve saygılı bir yoldaş da görmedim ! " 72

-------------------------------------

69. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 112, Belâzurî" , Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 258, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 7, s. 341, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 312, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 169.

70. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 112-113, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 258-259, İbn Esîr, Usdu'l-gâbe, c. 7, s. 341-342, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 312, Ebu’l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 169-170, İbn Hacer, el-İsâbe, c. 4, s. 458 459.

71. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 113, Belâzurî, c. 1, s. 259, İbn Esîr, c. 7, s. 342, Zehebî, s. 312, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 170.

72. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 113, İbn Esîr, c. 7, s. 342, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 170.

Cübeyr b. Mut'im'in Şam Manastırlarında Peygamberimiz aleyhisselâmın Resmine Rastlayışı

Cübeyr b. Mut'im der ki:

" Yüce Allah Peygamber aleyhisselâmı gönderdiği ve onun peygamberliğini açığa vurduğu zaman, Şam'a gitmiştim.

Busra'da iken, Hıristiyanlardan bir cemaat, yanıma gelip, bana:

'Sen Harem (Mekke) halkından mısın?' diye sordular.

Ben:

'Evet! ' dedim.

Bana:

İçinizde peygamberlik dâvasında bulunan zâtı tanır mısın?' diye sordular.

Ben:

'Evet! ' dedim.

Beni bir kiliseye koydular ki, orada birtakım resimler vardı. Bana:

'Bak! Onun resmini görebilir misin?' dediler.

Baktım, onun resmini orada göremedim.

'Onun resmini göremedim! ' dedim.

Beni bundan daha büyük bir odaya koydular. Bakınca, orada Resûlullahın vasfı ve resmi ile, arkasında yer alan Ebu Bekir'in vasfını ve resmini gördüm.

Bana:

'Onun vasfını gördün, buldun mu?' diye sordular.

Ben:

'Evet! ' dedim.

Bana:

'Bu, o mudur?' diye sordular.

'Evet! ' dedim. Bana:

'Biz de, bunun sizin sahibiniz olduğuna ve arkasındaki şu zâtın da, sonradan, onun halifesi olacağına şehadet ederiz! 73

Bu peygamberden sonra bir peygamber daha olmayacak, gelmeyecek! ' dediler." 74

" Kureyşîlerin Resûlullah aleyhisselâma işkence yapmalarını hiç istemezdim.

Kureyşîlerin onu öldürmeye kalkacaklarını sandığım zaman, manastırlardan bir manastıra varıp kavuştum.

Manastırın bakıcısı başkanlarına gidip haber verdi.

Toplanılınca, durumu başkana anlattım.

Bana:

'Kureyşîlerin onu öldüreceklerinden korkuyor musun?' diye sordu.

Ben:

'Evet! ' dedim.

Bana:

'Sen ona benzeyen, çizilmiş bir resim görsen, tanıyabilir misin?' diye sordu.

Ben:

'Evet! Tanırım! ' dedim. Bana, üzeri örtülü bir resim gösterdi ki, sanki tıpkı o idi! Bana:

'Vallahi, onlar onu öldüremezler! Onu öldürmek isteyeni, biz öldürürüz! Çünkü, o, muhakkak peygamberdir! ' dedi.

Onların yanında bir müddet kaldım.

Mekke'ye döndüğüm zaman, Resûlullah aleyhisselâm Medine'ye gitmiş bulunuyordu." 75

-------------------------------------

73. Buhârî, Târîhu'l-kebîr, c. 1, ks. 1, s. 179, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 49-50, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1 , s. 384-385, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 527-528, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 8, s. 233-234, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 1, s. 263.

74. Buhârî, Târîhu'l-kebîr, c. 1, s. ks. 1, s. 179, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 385, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 6, s. 63, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 8, s. 234, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 1, s. 364.

75. Zehebî, Siyeru a'lâmi'n-nübelâ, c. 3, s. 63.

Kayser Herakliyus'un Çekmecesinde Sakladığı Peygamber Resimlerini İslam Elçilerine Gösterişi

Hazret-i Ebu Bekir de, Rum Kayseri Herakliyus'u İslâmiyete davet etmek üzere, 76

1. Hişam b. Âs el-Emevî'yi, 77

2. Nuaym b. Abdullah'ı , 78

3. Ubâde b. Sâmit'i, 79

4. Amr b. Âs'ı,

5. Adiyy b. Ka'b'ı gönderdi. 80 Gönderilen elçilerden bazıları, bu husustaki anılarını şöyle anlatmışlardır:

" Rum hükümdarını İslâmiyete davet edelim diye, hayvanlarımıza binip yola çıktık. Dımaşk'a vardık.

O zaman, Şam ülkesi, Herakliyus adına, Cebele b. Eyhemü'l-Gassânî'nin idaresinde idi.

Şam'a girmek için izin istedik, izin verildi.

Cebele, bize bakınca, hoşlanmadı. Emretti, bir tarafa çekilip oturduk. Kendisi ise, özel minderde, ileri gelen adamlarıyla birlikte oturmakta idi. 81

Bizimle konuşmak ve söyleyeceklerimizi kendisine eriştirmek üzere, bize bir adam gönderdi.

'Vallahi, biz hiçbir zaman elçi ile konuşmayız! Biz ancak hükümdara gönderildik! ' dedik. 82

Elçi, gidip bunu anlatınca, Cebele oturduğu minderden inip başka bir mindere oturdu.

Bizim yanına kadar gelmemize izin verdi. 83

Cebele'nin üzerinde kara, kaba bir elbise vardı. 84

Çevresine bakıldığı zaman, herşeyin de kapkara olduğu görülüyordu." 85 Cebeleye:

" Senin şu kara, kaba giymenin sebebi nedir?" diye sorulunca, 86 Cebele:

" Sizi bütün Şam'dan, 87 beldelerimden88 çıkarıp giderinceye kadar, bunu adak olarak giyeceğim ve üzerimden çıkarmayacağım! " dedi. 89

İslâm elçileri:

" Sen biraz yumuşak davran ve acele etme! 90

Vallahi, sen şu oturduğun yerden bizi menedinceye kadar, biz onu muhakkak senden alacağız! 91 Vallahi, biz burayı inşaallah senden de, en büyük kraldan da alacağız! Bunu, bize Peygamberimiz aleyhisselâm haber verdi! " dediler. 92

Cebele İslâm elçilerinin konuşmak istediklerini konuşmalarına " Konuşunuz! " diye izin verince, 93 Hişam b. Âs konuşmaya başlayıp onu Allah'a imana davet etti, 94 İslâm iyete davet etti. 95

Ubâde b. Sâmit der ki:

" Biz, onu böylece Allah'a imana ve İslâmiyete davet ettikse de, hayra ermeyi kabul etmedi. 96

Cebele:

'Demek, siz Sümerâsınız ha?' dedi.

Ona:

'Sümerâ, ne demek?' diye sorduk.

Cebele:

'Siz onlar değilsiniz! ' dedi.

Ona:

'Ya kimlermiş onlar?' diye sorduk.

Cebele:

'Onlar, geceleri namaz kılan, gündüzleri oruç tutan bir kavimdir! ' dedi.

Biz de:

'Vallahi, biz onlanz! 97 Geceleri namaz kılar, gündüzleri oruç tutarız' dedik. 98

Cebele:

'Sizin namazınız nasıldır?' diye sordu.

Kendisine namazımızı tarif ettik. 99

Cebele:

'Sizin orucunuz nasıldır?' diye sordu.

Ona orucumuzu da tarif ettik. 100

Cebele bize daha başka şeyler hakkında da sorular sordu.

Sorularının cevaplarını verdiğimiz zaman, 101 Allah bilir ki, 102 yüzünü kara bürüdü, yüzü kapkara oldu, 103 tencere karasına döndü. 104 Azarlandık. 105

Bize:

'Kalkın! ' dedi. 106

Krala gönderilmemizi, adamlarına emretti. 107

Bizi, elçiler ve kılavuzlarla birlikte Rum kralına yolladı. 108

Kostantiniyyeye [İstanbul'a] yaklaştık. 109 Şehrin kapısına vardık. 110 Hayvanlarımızın üzerinde olduğumuz halde, sarıklarımızı ve kılıçlarımızı düzenledik. 111

Bizimle birlikte gelen elçi:

'Şu hayvanlarınız kralın şehrine sokulmaz! 112

Size, isterseniz katırlar, isterseniz eğerli ve uysal atlar getireyim , 113 getirelim. 114 Sizi eğerli, uysal atlara ve katırlara bindirelim. 115

Eğerli uysal atlar ve katıriar getirinceye kadar, siz burada durup bekleyin' dedi. 116

Biz:

'Hayır! 117 Vallahi, biz bulunduğumuz gibi, 118 hayvanlarımızın üzerinde olmadıkça, 119 buraya girmeyiz! ' dedik. 120

Kaysere:

'Onlar şehre atlar ve katırlar üzerinde girmeyi kabul etmiyorlar! ?' diye haber göndendiler. 121

Kayser 'Onların yollarını açın! '122 diyerek şehre hayvanlarımızın üzerinde girmemize emir, 123 izin verince, 124 hemen kılıçlarımızı kuşandık, hayvanlarımıza bindik. 125

Sarıklarımızı sarınmış, kılıçlarımızı kuşanmış olarak, hayvanlarımızın üzerinde şehre girdik. 126

Kostantiniyye (İstanbul) halkı, bizi böyle, sarıklarımıza sarınmış, kılıçlarımızı kuşanmış olduğumuz halde hayvanlarımızın üzerinde görünce, şaşırdılar. 127

Kayserin sarayının kapısına kadarvardık. 128

Hayvanlarımızı sarayın duvarının dibinde ıhdırdık. 129

Kayser o sırada sarayının yüksek bir odasında oturuyor ve bize bakıyor, yanında da kumandanlar ve Rum ileri gelenleri bulunuyordu.

Başımızı kaldırıp yüksek sesle:

'Lâ ilahe illallâhu vallâhu ekber! ' diyerek tekbir getirdik.

Allah bilir ki, bütün saray, rüzgârın hurma ağacını salladığı gibi sallandın30

Kayser, bize:

'Dininizi131 bana böyle132 kapımda133 açıklamanız sizin için uygun değildir! ' diyerek acele haber gönderdiği gibi;

'İçeri girin! ' diye de haber gönderdi. 134

Kayserin yanına girdik. 135

Kayser, kendisine mahsus yüksek bir minderde oturuyordu. Meclisindeki, çevresindeki herşey kırmızı, üzerindeki elbise de kırmızı idi.

Kumandanlar ve Rum ileri gelenleri de yanında bulunuyordu. 136

Kendisine söylemek istediğimiz şeyi elçiye söylememizi isteyince:

'Hayır! Vallahi, biz elçi ile konuşmayız!

Biz, ancak krala gönderildik!

Eğersen bizim seninle konuşmamızı istiyorsan, bize izin ver, seninle konuşalım' dedik. 137

Selam vermeden, yanına girdik. 138

'Lâ ilahe illallah! ' dedik.

Allah bilir ki, saray sallandı!

Hatta, Kayser ve adamları, başlarını kaldırdılar. 139

O sırada, Kayserin yanında, açık ve güzel Arapça bilen bir adam bulunuyordu. 140

O, bize:

'Oturunuz! ' diye işaret edince, bir tarafa çekilip oturduk. 141

Kayser, gülerek: 142

'Beni aranızdaki selamla selamlamaktan sizi meneden nedir?143

Peygamberinizi selamladığınız selamla beni selamlamaktan sizi men eden nedir?' diye sordu. 144

'Sizin beni aranızdaki selamınızla selamlamanız gerekmez mi idi?' dedi. 145

Ona:

'Bizim seni aramızdaki selamımızla selamlamamız sana, senin selamlandığın selamla selamlamamız da bize helâl olmaz! 146

Ne bizim peygamberimizi selamladığımız selamla seni selamlamamız sana helâl olur, ne de senin selamlandığın selamla seni selamlamamız bize helâl olur' dedik. 147

Kral:

'Sizin aranızdaki selamınız nasıldır?' diye sordu. 148

'Esselâmü aleyke'dir! '149

'Esselâmü aleyküm'dür! 150 Cennetliklerin selamıdır' dedik. 151

Kral, bize:

'Siz peygamberinizi de mi bununla selamlarsınız?' diye sordu.

'Evet! ' dedik. 152

Kral:

'Hükümdarlarınızı nasıl selamlarsınız?' diye sordu.

'Bununla selamlarız' dedik. 153

Kral:

'Size verilen selama da mı bununla karşılık verirsiniz?' diye sordu.

'Evet, 154 bununla! 155 Böyle! dedik. 156

Kral:

İçinizden, peygamberinize herhangi bir şeyde vâris olan var mı?' diye sordu.

'Yoktur! Bir kimse, ölünce vârisini veya yakınını bırakır; vârisi veya yakını, ona vâris olur. Fakat, Peygamberimize bizden, hiçbir şeyde vâris olan olmamıştır! ' dedik. 157

Kral:

'Hükümdarınızda da, hal böyle midir?' diye sordu.

'Evet! ' dedik. 158

Kayser:

'Sizi katınızda, en büyük kelâmınız nedir?' diye sordu. 159

'Lâ ilahe illallâh! 160 Lâ ilahe illallâhu vallâhu ekber! ' dedik. 161

Deyince, saray tekrar sallandı!

Kayser gözlerini açtı, tavana doğru baktı ve:

'Siz bu kelimeyi söyleyince, oda sallandı ha?! ' dedi.

'Evet! ' dedik. 162

Kayser:

'Siz bunu düşmanlarınızın beldelerinde söylediğiniz zaman, tavanları sallanır mı?' diye sordu.

'Hayır! ' dedik.

Kayser:

'Siz bunu kendi beldelerinizde söyleyince, tavanlarınız sallanır mı?' diye sordu.

Biz:

'Hayır! Biz bunun böyle yaptığını hiç görmedik! O bu şeyi ancak senin yanında yaptı. 163 O, bize öğütten başka birşey olamaz! ' dedik.

Kayser, yanında oturanlara dönerek: 164

'Ne güzel doğru söz! ' dedi165 ve:

'Siz, şehirleri fethettiğiniz sıralarda ne dersiniz?' diye sordu.

'Lâ ilahe illallâhu vallâhu ekber, deriz' dedik.

Kayser:

'Lâ ilahe illallah dediğinizde, 166 O'nunla birlikte ortak yok! 167 O'nunla birlikte hiçbir şey yok; 168

Vallâhu ekber dediğinizde de, Allah herşeyden büyüktür! 169 O'ndan daha büyük birşey yok! Onun eni boyu yok, 170 demek istiyorsunuzdur herhalde?' dedi.

'Evet! ' dedik. 171

Kayser bize birtakım şeyler daha sorduktan ve cevaplarını aldıktan sonra:

'Sizin namazınız ve orucunuz nasıldır?' diye sordu.

Bunları da kendisine anlattık. 172

Kayser bizim güzel, büyük bir yerde ağırlanmamız için, ilgililere emir verdi ve bize de: 'Kalkınız! ' dedi. 173

Orada üç gün kaldık. 174

Kayserin, sabah ve akşam, bize lütuf ve ikramları geldi. 175

Kayser geceleyin bize haber gönderdi. Yanına girdik. Kendisinin yanında hiç kimse yoktu. 176

Kayser oturmamızı emretti, oturduk. 177

Kendisine söylemiş olduğumuz sözleri tekrarlamamızı istedi, onları tekrarladık. 178

Kayser hizmetçisini çağırıp ona birşey söyledi.

Hazırlattığı , 179 büyük ve altın işlemeli, dörtköşe çekmece gibi birşeyi getirtti.

Çekmecenin birçok küçük ve kilitli gözleri vardı. 180

Kayser, gözlerden birisini açtı. Oradan, siyah ipekli bir bez parçası çıkarıp yaydı.

Bezin üzerinde, ak benizli, yüzü ayın ondördü gibi parlak, 181 uzun boylu, çok saçlı, 182 saçı iki bölük halinde örgülü, 183 büyük gözlü, 184 uzun boyunlu, 185 kalın baldırlı, 186 sakalsız187 bir insan resmi vardı.

Kayser, bize:

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu. Biz:

'Hayır! ' dedik. Kayser:

'Bu, Âdem'dir! ' dedi. Onu çıkardığı yere koydu.

Sonra, başka bir göz açtı. İçinden siyah ipekli bir bez parçası çıkarıp yaydı. Üzerinde, ak benizli, 188 çok saçlı, hüzünlü, kederli, güzel yüzlü, 189 güzel sakallı, 190 büyük başlı, kıvırcık saçlı, kalın baldırlı, gözlerinde kırmızılık bulunan, 191 büyük gözlü, iki omuzunun arası geniş olan192 bir insan resmi vardı.

Kayser, bize:

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu.

Biz:

'Hayır! ' dedik.

Kayser:

'Bu, Nuh'tur! ' dedi. 193

Kayser, onu da çıkardığı yere koydu.

Sonra, başka bir göz açtı. Gözün içinden, siyah ipekli bir bez parçası çıkarıp yaydı. Bezin üzerinde, ak tenli, ak sakallı, 194 ak saçlı, güzel gözlü, açık alınlı, uzunca yanaklı, 195 güzel yüzlü, 196 gülümser gibi bir zâtın resmi vardı.

Kayser, bize:

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu.

Biz:

'Hayır! ' dedik.

Kayser:

'Bu, İbrahim'dir! ' dedi. 197

Kayser onu da çıkardığı yere koydu.

Sonra, başka bir göz açtı. Gözün içinden, siyah ipekli bir bez parçası çıkarıp yaydı.

Bezin üzerine, aktenli bir insan resmi çizilmiş olup, 198 Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâma göre çizilmişti. 199

Ona bakınca, 200 kendi kendimize:

'Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm! 201 Vallahi, Resûlullah aleyhisselâm! '202 dedik203 ve ağladık. 204 Kayser 'Size ne oluyor?! 205 Siz bunu tanıyor musunuz?' diye sordu. 206

Biz:

'Evet! 207 Bu, bizim peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın resmidir! ' dedik. 208

Kayser:

'Size Allah adına, 209 dininiz adına and veriyorum ! 210 Bu, sizin peygamberinizin resmidir' dedi.

Biz:

'Evet! Bu, peygamberimizin resmidir! 211 Allah ve dinimiz adına yemin ederiz ki; bu, peygamberim-izdir! 212

Sanki onu sağ olarak görür gibiyiz! 213

Sanki ona sağ olduğu halde bakıyor gibiyiz! ' dedik. 214

Allah bilir, Kayser ayağa kalktı, sonra oturdu ve:

'Allah aşkına! Bu, gerçekten o mudur?' dedi.

Biz:

'Evet! Gerçekten odur. Sanki biz ona bakıyor gibiyiz! ' dedik.

Kayser ona bir müddet baktı durdu. 215

Sonra da:

'Bu resim, gözlerin en sonuncusunda idi. Fakat, ben onun üzerinizde ne etki yapacağını216 bileyim, 217 göreyim diye, çıkarıp göstermekte acele ettim' dedi. Sonra da, onu çıkardığı yere koydu." 218

-------------------------------------

76. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 18, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1 , s. 50, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 727, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1 , s. 100, Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 533, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 251, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 126, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 465.

77. Ebu Nuaym, Delâil. c. 1 , s. 50, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 727, Zehebî, Târih, s. 528, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 251, Suyûtî, Hasâis, s. 2, s. 126, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 465.

78. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 50, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, c. 2, s. 727, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 465.

79. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 18, Zehebî, Târîh, s. 532-533, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 465.

80. Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 465.

81. Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 727, Zehebî, Târihu'l-islâm , s. 533.

82. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1 , s. 386, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 727, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 533, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 2, s. 251-252, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 126, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 465.

83. Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 727, Zehebî, Târîh, s. 533.

84. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 50, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, c. 2, s. 727, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtü'l-ebrâr, c. 1, s. 100, Zehebî, Târîh, c. 533, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252, Suyûtî, Hasâis, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 465.

85. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 50, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 727, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu’l-ebrâr, c. 1, s. 100.

86. Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 100, Zehebî, Târîhu'l-islâm , s. 533.

87. Ebu Nuaym , Delâil, c. 1, s. 50, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 727, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1 , s. 100, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252, Suyûtî, Hasâis, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 466.

88. Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 533.

89. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1 , s. 50, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 727, Muhyiddin b. Arabî, c. 1 , s. 100, Zehebî, s. 533, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 466.

90. Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, c. 2, s. 727, Zehebî, s. 533.

91. Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 100.

92. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 50, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 727, Muhyiddinb. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 100, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 533-534, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252. Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 466.

93. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 386.

94. Ebu Nuaym. Delâil ü'n-nübüvve, c. 1 , s. 50, Muhyiddin b. Ara bf, M uhâ darâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 100, Ebu’l -Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252.

95. Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 386, Ebu’l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252, Suyûtî, H asâis, c. 2, s. 127.

96. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 533.

97. Ebu Nuaym , Delâil, c. 1, s. 50, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 727, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 100, Zehebî, Târîh, c. 534, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 466.

98. Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 534.

99. Ebu Nuaym, c. 1, s. 50, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 727, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 100, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 534.

100. Ebu Nuaym, c. 1, s. 50, Beyhakî, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 727, Zehebî, s. 534, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127.

101. Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 534.

102. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 50, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 100, Zehebî, s. 534.

103. Ebu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 50, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 727, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1 , s. 100, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 534, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 466.

104. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 50, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 727, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu’l-ebrâr, c. 1, s. 100.

105. Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 534.

106. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 50, Beyhakî, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 727, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 100, Zehebî, s. 534, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, Kenz, c. 12, s. 466.

107. Ebu Nuaym, c. 1, s. 50, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 727, Muhyiddin b. Arabî, c. 1 , s. 100.

108. Beyhakî, c. 1, s. 386, Zehebî, s. 534, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, Kenz, c. 12, s. 466.

109. Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 534.

110. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 50, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 100.

111. Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 466.

112. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 50, Beyhakî, c. 1, s. 386, Zehebî, s. 534, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Alâüddin Ali, Kenz, c. 12, s. 466.

113. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 50, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 100.

114. Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 466.

115. Beyhakî, c. 1 , s. 386, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Alâüddin AH, Kenz, c. 12, s. 466.

116. Zehebî, Târîhu'l-islâm , s. 534.

117. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 50, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 100, Alâüddin Ali, Kenz, c. 12, s. 466.

118. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 50, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 100.

119. Ebu Nuaym, c. 1, s. 50, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 100, Zehebî, s. 534, Ebu’l-Fidâ, c. 2, s. 252, Alâüddin Ali, Kenz, c. 12, s. 466.

120. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1 , s. 50, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728, Zehebî, Târih, s. 534, Ebu'l-Fidâ, Tefsir, c. 2, s. 252, Alâüddin Ali, Kenz, c. 12, s. 466.

121. Ebu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 50, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 728, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252.

122. Ebu Nuaym, c. 1, s. 50, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 100, Zehebî, Târîhu'l-islâm , s. 534, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 466.

123. Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252.

124. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 18.

125. Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 534.

126. Ebu Nuaym, c. 1, s. 50, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1 , s. 100.

127. Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 534.

128. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 50, Beyhakî, c. 1, s. 386, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 100, Zehebî, s. 534, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 466-467.

129. Beyhakî, c. 1, s. 386, Zehebî, s. 534, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, Kenz, c. 12, s. 467.

130. Ebu Nuaym, c. 1, s. 50, Beyhakî, c. 1, s. 386-387, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 100-101, Zehebî, s. 534, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, c. 12, s. 467.

131. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 50, Beyhakî, c. 1, s. 387, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101, Zehebî, s. 534, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Alâüddin Ali, c. 12, s. 467.

132. Ebu Nuaym, c. 1, s. 50, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1 , s. 101.

133. Zehebî, Târihu'l-islâm, s. 534.

134. Ebu Nuaym, c. 1, s. 50, Beyhakı, c. 1 , s. 387, Muhyiddin b. Arabi, c. 1, s. 101, Zehebî, s. 534, Ebu'l-Fida, c. 2, s. 252.

135. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 18, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 51, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 387, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-'vefâ, c. 2, s. 728, M uhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1 , s. 101, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 529, Ebu’l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252, Suyutî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 467.

136. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1 , s. 51, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 387, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101 , Zehebî, s. 529, Ebu’l-Fidâ, c. 2, s. 252, Alâüddin Ali, Kem, c. 12, s. 467.

137. Ebu Nuaym, c. 1, s. 51, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101.

138. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 18, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 534.

139. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 51, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1 , s. 101.

140. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 51, Beyhakî, c. 1, s. 387, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101, Zehebî, s. 529, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 467.

141. Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 467.

142. Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252.

143. Ebu Nuaym, c. 1, s. 51, Zehebî, s. 534, Alâüddin Ali, c. 12, s. 467.

144. Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 720, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101.

145. Beyhakî, c. 1, s. 387, Zehebî, s. 529, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 127.

146. Ebu Nuaym, c. 1, s. 52, Beyhakî, c. 1 , s. 387, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 279.

147. Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Ara bf, M uh âdarâtu'l-ebrâr, c. 1 , s. 101.

148. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 52, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1 , s. 387, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 529, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 127.

149. Beyhakî, c. 1, s. 387, Zehebî, s. 529, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127.

150. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 534.

151. Ebu Nuaym, c. 1, s. 52, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101.

152. Ebu Nuaym, c. 1, s. 52, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101, Zehebî, s. 534.

153. Beyhakî, c. 1, s. 387, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 729, Zehebî, s. 529, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127.

154. Ebu Nuaym, c. 1, s. 52, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101.

155. Beyhakî, c. 1, s. 387, Ebu'l-Fidâ c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 467.

156. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 534.

157. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 534.

158. Ebu Nuaym, c. 1, s. 52, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101, Zehebî, s. 534.

159. Ebu Nuaym, c. 1, s. 52, Beyhakî, c. 1 , s. 387, Zehebî, s. 534, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127.

160. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 52, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101, Zehebî, s. 534.

161. Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 387, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127.

162. Zehebî, Târîhu’l-islâm, s. 534-535.

163. Ebu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 52, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 387, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 728, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 101.

164. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 535.

165. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 52, Beyhakî, c. 1, s. 387, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101, Zehebî, s. 535.

166. Ebu Nuaym, c. 1, s. 52, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 728-729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101 , Zehebî, s. 535, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 468.

167. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 535.

168. Ebu Nuaym, c. 1, s. 52, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101.

169. Ebu Nuaym, c. 1, s. 52, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101, Alâüddin Ali Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 468.

170. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 535.

171. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 52, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101, Zehebî, s. 535, Alâüddin Alİ, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 468.

172. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 18, Beyhakî, c. 1 , s. 387, Zehebî, s. 535, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 127-128.

173. Beyhakî, c. 1, s. 387, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128.

174. Ebu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 52, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 387, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1 , s. 101, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 535, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 128.

175. Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 468.

176. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 52, Beyhakî, c. 1, s. 387, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 101, Zehebî, s. 535, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128, Alâüddin Alİ, c. 12, s. 468.

177. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 535.

178. Ebu Nuaym, c. 1, s. 52, Beyhakî, c. 1, s. 387, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1 , s. 101-102, Zehebî, s. 535, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 468.

179. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 18.

180. Dineverî, s. 18, Ebu Nuaym, c. 1, s. 52-53, Beyhakî, c. 1, s. 387, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 535, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128, Alâüddin Alİ, c. 12, s. 468.

181. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 18.

182. Ebu Nuaym, c. 1, s. 53, Beyhakî, c. 1 , s. 387, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102,

183. Beyhakî, c. 1, s. 387, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128.

184. Beyhakî, c. 1, s. 387, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128, Alâüddin Alİ, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 467.

185. Beyhakî, c. 1, s. 387, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128.

186. Beyhakî, c. 1, s. 387, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 467.

187. Beyhakî, c. 1, s. 387, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128.

188. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 18, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 93, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 387-388, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el -Vefâ, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 102, Zehebî, Târihu’l -İslâm, s. 529 -530, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252.

189. Dineverî, s. 18.

190. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 388, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 530, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 128.

191. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 53, Beyhakî, c. 1 , s. 388, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 102, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 530, Ebu’l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128.

192. Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 469.

193. Dineverî, s. 18, Ebu Nuaym, c. 1 , s. 53, Beyhakî, c. 1, s. 388, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128, Alâüddin Ali, Kenz, c. 12, s. 469.

194. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 53, Beyhakî, c. 1, s. 388, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128, Alâüddin Ali, c. 14, s. 468.

195. Beyhakî, c. 1, s. 388, M uhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128.

196. Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 469.

197. Ebu Nuaym , c. 1, s. 53, Beyhakî, c. 1, s. 388, Muhyiddin b. Arabî, c. 1 , s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128, Alâüddin Alİ, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 469.

198. Dineverî, s. 18, Ebu Nuaym, c. 1 , s. 53, Beyhakî, c. 1, s. 388, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128.

199. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 18.

200. Dineverî, s. 19, Zehebî, s. 530, Ebu’l-Fidâ, c. 2, s. 252, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 469.

201. Ebu Nuaym, c. 1, s. 53, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 729.

202. Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 388.

203. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 53.

204. Dineverî, Kitâbu'l -ahbâr, s. 19, Beyhakî, c. 1, s. 388, Zehebî, Târîhu'l -İslâm, s. 530, Ebu’l -Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 469.

205. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 19.

206. Beyhakî, c. 1, s. 388, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 128, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 469.

207. Beyhakî, c. 1, s. 388, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128.

208. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 19.

209. Ebu Nuaym, c. 1, s. 53, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 730, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102.

210. Dineverî, s. 19, Ebu Nuaym, c. 1, s. 53, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 730, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102.

211. Dineverî, s. 19.

212. Ebu Nuaym, c. 1, s. 53, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 730, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102.

213. Dineverî, s. 19.

214. aynı kaynaklar.

215. Beyhakî, c. 1, s. 388, M uhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128.

216. Dineverî, s. 19, Ebu Nuaym, c. 1 , s. 53, Beyhakî, c. 1, s. 388, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 730, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128, Alâüddin Ali, Kenz, c. 12, s. 469.

217. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 19.

218. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 53, Beyhakî, c. 1, s. 388, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 730, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128, Alâüddin Ali, Kenz, c. 12, s. 469.

Peygamberimiz aleyhisselâmın Şekil ve Şemaili

Hazret-i Ali'nin bildirdiğine göre, Peygamberimiz aleyhisselâm:

Ne öyle uzun boylu, ne de kısa olmayıp, uzuna yakın orta boylu idi.

Kendisinin el ve ayak parmaklan kalınca,

Başı, vücut yapısıyla dengeli biçimde, büyükçe idi.

Omuzlan, dizleri ve bilekleri kemikli idi.

Saçı ne kıvırcık, ne de düzdü.

Sakalı sık idi.

Yüzü uzunca idi.

Boynu uzundu, gümüş gibi ak ve parlaktı.

Teni kırmızıyla karışık ak ve pembe idi.

Gözleri büyükçe idi.

Gözbebeklerinin siyahı, pek siyahtı.

Gözlerinin beyazında biraz kırmızılık vardı.

Kirpikleri sık ve uzundu.

Vücudu ne zayıf, ne de şişmandı.

İki küreğinin arası enli idi.

Omuz küreklerinin arasında peygamberlik mührü vardı.

Peygamberimiz aleyhisselâmı birdenbire görenler, onun vakar ve manevî heybetinden sarsılırlar, kendisini yakından tanıyınca da, ona en derin sevgi ve saygı ile bağlanırlardı.

Kendisinin yüce haslet ve meziyetlerini anlatmak isteyen kimse:

'Ben, ne ondan önce, ne de sonra, onun bir benzerini daha görmedim! ' demekten kendini alamazdı. 219

Peygamberimiz aleyhisselâmın üvey oğlu Hind b. Ebi Hâle'ye göre:

Resûlullah aleyhisselâmın yüzü ayın ondördü gibi parlardı.

Saçı kendiliğinden ikiye ayrılıp yanlarına dökülürse, onları birieştirmezdi. Birleştiklerinde de onları ayırmaz, oldukları gibi bırakırdı.

Saçını uzattığı zaman, saçı kulaklarının memesini aşardı.

Alnı açık ve genişti.

Kaşları uzun ve kavisli idi.

Kaşlarının uçları ince, araları çok yakındı, fakat çatık değildi.

İki kaşının arasında bir damar vardı ki, kızgınlık zamanında kabanr, görünürdü.

Bumunun iki kaş arasında başladığı yer yüksekçe, bumunun ucu da ince idi. Bumundaki ölçülülük ve denklik, dikkat edenlerin gözünden kaçmazdı.

Bumunda ayrı bir parlaklık da vardı.

Diğer sahabilerin anlattıklarına göre de:

Peygamberimiz aleyhisselâmın yanaklan düzdü, yumru değildi.

Dişleri inci taneleri gibi idi.

Bütün uzuvları (organları) düzgündü.

Kamı ve göğsü bir düzeyde idi, çıkık değildi.

Vücudu kıllı değildi. Yalnız, omuz başlarında, pazularında biraz kıllar vardı.

Bilek kemikleri uzun, el ayalan genişti.

Ayaklarının altı düz değil, çukurca idi.

Ayakları hafif etli idi.

Ayaklarının üzerine su döküldüğü zaman, etrafa yayı lirdi. 220

Resûlullahın yüzü ve sesi çok güzeldi. 221

Sanki, yüzünde güneş çağlandı. 222

Ümmü Ma'bed'in bildirdiğine göre:

Peygamberimiz aleyhisselâmın gözü, Kudretten sürmeli idi.

Sustuğu zaman, kendisinde, bir vakar ve ağırbaşlılık; konuştuğu zaman da, güleryüzlülük görünürdü.

Sözleri, sanki dizilmiş birer inci gibi, ağzından tatlı tatlı dökülürdü.

Sözü açık, ve hak ile bâtıl arasını ayırıcı olup; ne acizlik sayılacak derecede az, ne de boş ve gereksiz sayılacak derecede çoktu.

Kendisi, ekşi ve asık suratlı değil, güleçti. 223

İslâm elçileri, Kayserin sarayında gördükleri peygamber resimleri hakkındaki anılarını anlatmaya şöyle devam etmişlerdir:

" Kayser çekmeceden başka bir göz açtı ve içinden siyah ipekli bir bez parçası çıkardı. 224

Bezin üzerinde, esmer tenli, 225 kaba sakallı , 226 çukur gözlü, dudaklarını büzmüş, yüzünü ekşitmiş, 227 kıvırcık saçlı, sert ve hiddetli bakışlı, öfkeli bir insan resmi vardı. 228

Kayser, bize:

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu.

Biz:

'Hayır! ' dedik.

Kayser:

'Bu, Musa'dır! ' dedi. 229

Musa aleyhisselâmın yanında, ona benzeyen ve fakat, başının saçı yağlı, geniş alınlı, gözünün siyahında bumuna doğru akı klik bulunan bir insan resmi vardı.

Kayser, bize:

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu.

'Hayır! ' dedik.

Kayser:

'Bu, Harun b. İmran'dır! ' dedi.

Sonra, onu eski yerine kaldırıp, çekmeceden başka bir göz açtı ve içinden beyaz ipekli bir bez parçası çıkardı ki, üzerinde esmer tenli, düz saçlı, orta boylu, 230 güzel yüzlü, öfkeli gibi231 bir insan resmi vardı.

Kayser:

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu.

'Hayır! ' dedik.

Kayser:

'Bu, Lûttur! ' dedi.

Kayser başka bir göz açıp, içinden beyaz ipekli bir bez parçası çıkardı ki, üzerinde kırmızıya çalar ak tenli, seyrek sakallı, ince burunlu, güzel yüzlü bir insan resmi vardı.

Kayser, bize:

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu.

'Hayır! ' dedik.

Kayser:

'Bu, İshaktır! ' dedi.

Sonra, başka bir göz açıp, içinden beyaz ipekli bir bez parçası çıkardı ki, üzerinde İshak aleyhisselâmın resmine benzeyen, fakat alt dudağında bir ben bulunan bir insan resmi vardı.

Kayser, bize:

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu.

'Hayır! ' dedik.

Kayser:

'Bu, Yâkub'dur' dedi.

Sonra, başka bir göz açıp, içinden siyah ipekli bir bez parçası çıkardı ki, üzerinde kırmızıya çalar ak tenli, güzel yüzlü, ince burunlu, güzel boylu, yüzünde nur yükselen, huşuu yüzünden belli olan bir insan resmi vardı.

Kayser, bize:

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu.

'Hayır! ' dedik.

Kayser:

'Bu, sizin peygamberinizin atası İsmail'dir! ' dedi.

Sonra, başka bir göz açıp, içinden beyaz ipekli bir bez parçası çıkardı ki, üzerinde Âdem aleyhisselâmın resmini andıran, ak tenli, yüzü güneş gibi parlayan bir insan resmi vardı.

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu.

'Hayır! ' dedik.

Kayser:

'Bu, Yusuf'tur! ' dedi. 232

Sonra, başka bir göz açıp, içinden siyah ipekli bir bez parçası çıkardı ki, üzerinde kalın baldırlı, uzun bacaklı, at üstünde bir insan resmi vardı.

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu.

'Hayır! ' dedik. Kayser:

'Bu, Süleyman b. Davud'dur! ' dedi. 233

Kayser, en sonra, bir göz açıp, içinden siyah ipekli bir bez parçası çıkardı ki, üzerinde ak tenli, simsiyah sakallı, çok saçlı, güzel gözlü ve güzel yüzlü, 234 açık ve geniş alı nl 1. 235 elinde asa, sırtında softan kaftan bulunan236 bir genç insan resmi vardı.

Kayser, bize:

'Bunu tanıyor musunuz?' diye sordu.

'Hayır! ' dedik.

'Bu, İsa b. Meryem'dir! ' dedi. 237

Onu da çıkardığı yerine koyduktan sonra, vazifeliye emredip, çekmeceyi bulunduğu yerine kaldırt-tl. 238

Kaysere:

'Görmüş olduğumuz resmin Peygamberimiz aleyhisselâmın resmi olduğunu-kendisini sağlığında görmüş bulunduğumuz için-tanıdık. Öteki resimlerin-kendilerini görmediğimiz hal de-kimlere ait olduklarını nasıl bilelim, tanıyalım?239

Peygamberler aleyhisselamlara ait olmak üzere çizildiklerini anladığımız bu resimlerden, Peygamberimiz için çizilenin, kendisi gibi olduğunu gördük. 240

Bunlar size nereden geldi?! ' dedik. 241

Kayser:

'Âdem, çocuklarından gelecek peygamberleri göstermesini, Rabbinden dilemişti. 242

Allah da, Âdem'e, onların suretlerini indirdi.

Bunlar, Âdem'in, güneşin battığı yerdeki hazinesinde bulunuyordu. 243

Zülkameyn, onu güneşin battığı yerdeki yerinden çıkarıp Danyal'a verdi. 244

Danyal da, o suretlere göre, bu suretleri245 ipek bezler üzerine246 aynen tasvir etti, geçirdi.

İşte, bunlar, Danyal'ın çizdiği suretlerdir. 247

Bu resimler, tevarüs yoluyla krallardan krallara geçe geçe, bana kadar gelmiştir! ' dedi. 248

Bunun üzerine, Kayseri İslâmiyete davet ettik. 249

Kayser:

'Vallahi, nefsim mülk ve saltanatımdan aynlmaklığımı hoş karşılasaydı, 250 dininiz üzere251 size tâbi olmayı252 ne kadar arzu ederdim ! 253

Fakat, nefsim hoş karşılamıyor! ' dedi. 254

Bize güzel hediyeler verdi. 255 Sonra, dönmemize izin verdi, 256 döndük. 257

Ebu Bekir'in yanına vardık. 258 Ona, gördüğümüz şeyleri, Kayserin bize söylediği sözleri, 259 bize gösterdiği yakınlığı260 anlatınca, Ebu Bekir ağladı ve Kayser hakkında:

'Miskin (zavallı)! Yüce Allah onun hakkında hayır dileseydi, muhakkak yapardı' dedikten sonra:

'Resûlullah aleyhisselâm bize haber verdi ki; onlar (Hıristiyanlar) ve Yahudiler, Muhammed aleyhisselâmın na'tini, 261 yanlarında, 262 yanlarındaki Tevrat ve İncil'de263 bulmuşlardır. 264 Yüce Allah da:

'Onlar, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı bulacakları o ümmî nebî olan Resûle tâbi olanlardır.

O, kendilerine iyiliği emr ve onları kötülükten nehy ediyor, onlara temiz şeyleri helâl, murdar şeyleri de üzerlerine haram kılıyor. Onlardan, ağıryüklerini, sırtlarında olan zincirleri indiriyor.

İşte, ona iman edenler, onu tazim edenler, ona yardım edenler ve ona indirilmiş olan, yanında bulunan Nur’a tâbi olanlar! Onlar, selâmete erenlerin ta kendileridir! ' [A'râf: 157] buyurmuştur' dedi." 265

-------------------------------------

219. İbn Sa'd, c. 1, s. 410-412, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 89, Tirmizî, c. 4, s. 598-600, Belâzurî, c. 1, 5. 191-192, Taberî, c. 3, s. 185-186, İbn Esîr, c. 11, s. 12, Zehebî, s. 534.

220. İbn Sa'd, Tabakâtü’l-kübrâ, c. 1 , s. 422, Tirmizî, Sünen, c. 4, s. 5, Belâzurî, Ensâbu’l-eşrâf, c. 1, s. 386-387, Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 117-118, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 387 411, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 444-451, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 6, s. 31-32.

221. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 376, 406.

222. Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 406.

223. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 230-231, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 9-10, İbn Abdilberr, İstiâb, c. 4, s. 1959-1960, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 243-244, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 60, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 102, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1 , s. 188, Zehebî, s. 438 439, Ebu'l-Fidâ, c. 3, 5. 192-193, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 56-57.

224. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 19, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 53, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 388, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 729, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1 , s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 128.

225. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 19, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 388, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 102, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 530, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 252, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 128.

226. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 53, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102.

227. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 53, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 388, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 730, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu’l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 469-470.

228. Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 388, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 730, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128.

229. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1 , s. 53, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 388, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 730, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 102, Zehebî, s. 530, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128.

230. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 53, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 388, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 103, Zehebî, s. 530-531, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 252, Suyûtî, c. 2, s. 128-129.

231. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 53, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 103.

232. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 53-54, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 388-389, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 103, Zehebî, Târihu’l-idam, s. 531 , Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 253, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 129.

233. Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 389, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 103, Zehebî, s. 531, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 253, Suyûtî, c. 2, s. 129.

234. Beyhakî, c. 1, s. 389, M uhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 103, Zehebî, s. 531, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 253, Suyûtî, c. 2, s. 129-130.

235. Ebu Nuaym, c. 1, s. 54, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 730.

236. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 19.

237. Beyhakî, c. 1, s. 389, M uhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 103, Zehebî, s. 531, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 253, Suyûtî, c. 2, s. 130.

238. Ebu Nuaym, c. 1, s. 54, Ebu’l-Ferec, c. 2, s. 731, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 103-104.

239. Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 54, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 731.

240. Ebu Nuaym, c. 1, s. 54, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 389-390, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 731, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 104, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 531-532, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 253, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 130.

241. Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 389, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 104, Zehebî, s. 532, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 253, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 130.

242. Ebu Nuaym, c. 1, s. 54, Beyhakî, c. 1 , s. 390, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 731, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 104, Zehebî, s. 532,

243. Beyhakî, c. 1, s. 390, M uhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 104, Zehebî, s. 532, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 253, Suyûtî, c. 2, s. 130.

244. Beyhakî, c. 1, s. 390, Zehebî, s. 532, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 253, Suyûtî, c. 2, s. 130.

245. Ebu Nuaym, c. 1 , s. 54, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 731, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 104, Zehebî, s. 532, Alâüddin Alİ, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 471.

246. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 532, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 471.

247. Ebu Nuaym, c. 1, s. 54, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 731, Muhyiddin b. Arabî, c. 1 , s. 104, Zehebî, s. 532, Ali, Kenz, c. 12, s. 471.

248. Dineverî, Kitâbu'l-ahbâr, s. 19, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 536.

249. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 536.

250. Ebu Nuaym, c. 1, s. 54, Beyhakî, c. 1, s. 390, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 731, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 104, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 253, Alâüddin Ali, c. 12, s. 471.

251. Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 471.

252. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 536.

253. Zehebî, s. 536, Suyûtî, c. 2, s. 130, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 471.

254. Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 471.

255. Ebu Nuaym, c. 1, s. 54, Beyhakî, c. 1, s. 390, Ebu'l-Ferec, c. 2, s. 731, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 104, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 253, Suyûtî, c. 2, s. 130, Alâüddin Ali, c. 12, s. 471.

256. Beyhakî, c. 1, s. 390, M uhyiddin b. Arabî, c. 1 , s. 104, Zehebî, s. 536, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 253, Suyûtî, c. 2, s. 130, Alâüddin Ali, Kenzu'l-ummâl, c. 12, s. 471.

257. Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 536.

258. Ebu Nuaym , Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 55, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 1, s. 390, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 731, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 253, Suyûtî, Hasâisü'l-kübrâ, c. 2, s. 130.

259. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 55, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 390, Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 104, Ebu'l-Fidâ, Tefsîr, c. 2, s. 253, Suyûtî, H asâis, c. 2, s. 130.

260. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 55.

261. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 55, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 390, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 731, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 104, Zehebî, Târih. s. 532.

262. Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 390, Zehebî, Târih, c. 532, Ebu'l-Fidâ, c. 2, s. 253, Suyûtî, Hasâis, c. 2, s. 130.

263. Muhyiddin b. Arabî, Muhâdarâtu'l-ebrâr, c. 1, s. 104.

264. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 55, Beyhakî, Delâil, c. 1, s. 390, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 731, Muhyiddin b. Arabî, c. 1, s. 104, Zehebî, s. 532, Ebu’l-Fidâ, c. 2, s. 253, Suyûtî, c. 2, s. 130.

265. Ebu Nuaym, Delâil, c. 1, s. 55, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 731.

Mekke'nin Müslümanlardan Boşalışı ve Hazret-i Ebu Bekir'in Hicrete Hazırlanışı

Müslümanlardan kimisi Habeş ülkesine, kimisi de Medine'ye hicret etmişti. Mekke'de, müşriklerin hapsettikleri266 veya zorla dinlerinden döndürdükleri, 267 veya hasta, ya da hicret etmekten âciz268 kimseler ile birlikte, hemen hemen, Peygamberimiz aleyhisselâmdan, Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ali'den başka erkek kimse kalmam işti. 269

Hazret-i Ebu Bekir sık sık hicret için izin istedikçe, Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Hele acele etme bakalım. Belki Allah sana bir sahib hazırlar! " buyurur, Hazret-i Ebu Bekir de Peygamberimiz aleyhisselâma hicret arkadaşı ve yoldaşı olmayı umardı. 270

Hazret-i Ebu Bekir Medine'ye hicrete hazırlanınca da, Peygamberimiz aleyhisselâm ona:

" Sen biraz sabret! Bana da hicrete izin verileceğini umuyorum! " buyurdu. 271

Hazret-i Ebu Bekir:

" Ey Allah'ın Peygamberi! 272 Babam, anam sana feda olsun! Sen bunu umuyor musun?" diye sordu.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Evet! Umuyorum" buyurunca, Hazret-i Ebu Bekir, Peygamberimiz aleyhisselâma arkadaş olmak için, kendisini hicret etmekten alıkoydu. 273

Buna bir hazırlık olmak üzere de, 274 Hureyş275 veya Kuşeyr276 oğulları develerinden, sekiz yüz dirheme277 satın aldığı iki deveyi278 evde semür ağacının yaprağıyla dört ay279 besledi. 280

-------------------------------------

266. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 123, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s 226, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 259, Taberî, Târih, c. 2, s. 242, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 228, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 177, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 175, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 320.

267. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 123, İbn Sa'd, c. 1, s. 226, Taberî, c. 2, s. 242, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 228, İbn Seyyid, c. 1, s. 177, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 175.

268. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 226, Halebî, c. 2, s. 188.

269. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 123, İbn Sa'd, c. 1, s. 226, Taberî, c. 2, s. 242, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 90, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 228, İbn Seyyid, c. 1, s. 177, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 175, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 14, Diyarbekrî, c. 1, s. 320, Halebî, c. 2, s. 188.

270. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 124, Taberî, c. 2, s. 242, Halebî, c. 2, s. 188.

271. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 387, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 198, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 255, Beyhakî, Sünenü'l-kübrâ, c. 9, s. 10, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 82, Diyarbekrî, c. 1, s. 320, Halebî, c. 2, s. 188.

272. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 387.

273. Abdurrezzak, c. 5, s. 387, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 198, Buhârî, c. 4, s. 255, Beyhakî, c. 9, s. 10, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 83, İbn Seyyid, c. 1, s. 183, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 320, Diyarbekrî, c. 1, s. 320, Halebî, c. 2, s. 188.

274. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 128.

275. İbn Sa'd, c. 1, s. 228, Diyarbekrî, c. 1 , s. 323.

276. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 228, Belâzurî, c. 1, s. 259.

277. İbn Sa'd Tabakât, c. 1, s. 228, Diyarbekrî, c. 1, s. 323.

278. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 128, İbn Sa'd, c. 1, s. 228, Belâzurî, c. 1, s. 259.

279. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 387-388, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 188, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 255, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 259, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 83, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 183, Zehebî, Târîhu'l-islâm , s. 311 , Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 184.

280. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 128, Buhârî, Sahîh, c. 4, s. 255, Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 259

Kureyş Müşriklerinin Peygamberimiz aleyhisselâmı Öldürmeyi Kararlaştırmaları

Kureyş müşrikleri Peygamberimiz aleyhisselâma başka yerlerden birtakım sahabiler ve yardımcılar çıktığını, Mekkeli sahabilerin281 çoluk çocuklarıyla birlikte Medine'ye, savaşçı ve hazırlıklı Evs ve Hazrec kabilelerinin282 yanına gittiklerini gördükleri283 ve orada konuklanıp korunduklarını284 öğrendikleri zaman, Peygamberimiz aleyhisselâmın da onların yanına gideceğini285 ve kendileriyle savaşacağını286 anladılar ve korktular;287 Dârü'n-Nedve'de toplandılar.

-------------------------------------

281. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 124, Taberî, Târih, c. 2, s. 242, İbn Seyyid, c. 1, s. 177, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 175, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 14, Diyarbekrî, c. 1, s. 321, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 189.

282. İbn Sa’d, Tabakât, c. 1, s. 227, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 58, Halebî, c. 2, s. 189.

283. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 124, İbn Sa'd, c. 1, s. 227, Taberî, Târih, c. 2, s. 242, İbn Kayyım, c. 2, s. 58, İbn Seyyid, c. 1, s. 177, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 175, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 14, Halebî, c. 2, s. 189.

284. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 124, Taberî, c. 2, s. 242, İbn Seyyid, c. 1, s. 177, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 175, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 1, s. 321.

285. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 124, İbn Sa'd, c. 1, s. 227, Taberî, c. 2, s. 242, İbn Kayyım, c. 2, s. 58, İbn Seyyid, c. 1 , s. 177, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 175, İbn Haldun, c. 2, ks. 2, s. 14, Diyarbekrî, c. 1, s. 321, Halebî, c. 2, s. 189.

286. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 124, Taberî, c. 2, s. 242, İbn Seyyid, c. 1, s. 177, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 175, Halebî, c. 2, s. 189.

287. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 124, İbn Sa'd, c. 1, s. 227, Taberî, c. 2, s. 242, İbn Kayyım, c. 2, s. 58, İbn Seyyid, c. 1 , s. 177, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 175, Diyarbekrî, c. 1, s. 321, Halebî, c. 2, s. 189.

Dârü'n-Nedve'de Toplanan Müşriklerden Başlıcaları

Abduşşems oğullarından:

1. Utbe b. Rebia,

2. Şeybe b. Rebia,

3. Ebu Süfyan Sahr b. Harb

Nevfel b. Abdi Menaf oğullarından:

4. Tuaym b. Adiyy,

5. Cübeyr b. Mut'im (veya Habib b. Mufim),

6. Haris b. Âmir b. Nevfel.

Abduddar b. Kusayy oğullarından:

7. Nadr b. Haris

Esed b. Abduluzzâ oğullarından:

8. Ebu'l-Bahterî b. Hişam,

9. Zem'a b. Esved, b. Muttalib (veya Rebia b. Esved)

10. Hakîm b. Hizam.

Mahzum oğullarından:

11. Ebu Cehil Amr b. Hişam.

Sehm oğullarından:

12. Nübeyh b. Haccac,

13. Münebbih b. Haccac.

Cumah oğullarından:

14. Ümeyye b. Halef.

Toplantıya bunlarla ve bunlardan başkalarıyla birlikte gelen Kureyş müşrikleri sayısızdı. 288 Rivayete göre, sayıları yüzü bulmuş;289 Kureyş müşriklerinin görüş ve rey sahiplerinden, toplantıya gelmeyen kimse kalmamış;290 ancak, alınacak karardan haberleri olmasın diye, toplantıya Hâşim oğulları ailesinden kimse alınmamıştı. 291

-------------------------------------

288. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 125, Taberî, Târîh, c. 2, s. 243, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 102, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 178, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 175-176, İbn Haldun, Târîh, c. 2, ks. 2, s. 15.

289. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 321 , Zürkânî, Mevâ hibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1, s. 321.

290. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 227, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 58, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 189.

291. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 321.

Necidli Olduğunu Söyleyen Bir Şahsın Toplantıya Katılışı

Kureyş müşrikleri Peygamberimiz aleyhisselâmın işini konuşmak üzere belirledikleri günün sabahında Dârü'n-Nedve'de toplanmaya başladıkları sırada idi ki, üzerine kalın bir elbise giyinmiş bir şeyhin kapıda dikilip durduğunu gördüler ve:

" Kim bu şeyh?" diye sordular.

Şeyh:

" Necid halkından bir şeyh! Onun [Peygamber aleyhisselâm] için hazırlandığınızı işitip, yanınızda bulunmak ve konuşmalarınızı dinlemek üzere gelmiş bulunuyor. Kendisi, görüş ve öğütlerini sizden esirgemeyeceğini umuyor! " dedi.

" Olur! Gir, içeri! " dediler.

O da, onlarla birlikte içeri girdi.

Teşhis ve tasvir edildiği gibi, bu, Necidli şeyh suretine girmiş bir şeytandı.

Peygamberimiz Aleyhinde Yapılan Konuşmalar ve Verilen Korkunç Karar

Kureyş müşrikleri Peygamberimiz aleyhisselâm hakkında birbirlerine:

" Bu adamın işi, görmüş olduğunuz gibi, yaygın bir hale gelmiş bulunuyor.

Biz, vallahi, onun, bizden olmayan tâbileriyle üzerimize yürümeyeceğinden emin değiliz!

O halde, onun hakkındaki görüşlerinizi birleştiriniz! " dediler.

Aralarında görüşmeye, konuşmaya başladılar.

İçlerinden birisi, 292 Ebu'l-Bahterî293 veya Hişam b. Amr294

" Onu zincire vurarak hapsediniz ve üzerinden kapıyı kilitleyiniz! Sonra, ondan önce geçen Züheyr, Nâbiga ve onlardan da önce geçmiş olan şairlerin başlarına gelen akıbet gibi bir akıbetin bunun da başına gelmesini, ölmesini bekleyiniz! " dedi.

Necidli şeyh:

" Hayır! Vallahi bu sizin için yerinde bir görüş değildir:

Vallahi, dediğiniz gibi onu hapsedecek olursanız, kendisinin işi kilitlediğiniz kapının arkasına çıkar, ashabına ulaşır, hemen üzerinize yürüyüp onu elinizden çeker alırlar, sonra da size galebe çalacak, hakim olacak kadar çoğalırlar.

Bu, sizin için, yerinde bir görüş değildir. Siz bundan başkasını düşünmeye bakınız! " dedi. 295

Toplanüdakiler:

" Şeyh doğru söylüyor! " dediler. 296

Tekrar düşünmeye ve konuşmaya başladılar.

İçlerinden birisi, 297 Ebu'l-Bahterî298 veya Ebu'l-Esved Rebia b. Amr: 299

" Onu aramızdan çıkaralım, yurdumuzdan sürelim. O, bizden çıkınca, vallahi, nereye giderse gitsin! Nereye düşerse düşsün! Nemize gerek! O bizden uzak olunca, biz ondan kurtulunca, işimiz düzelir, ülfetimiz de olduğu gibi devam eder" dedi.

Necidli şeyh: " Hayır! Vallahi, bu da sizin için yerinde bir görüş değildir! Siz onun sözünün güzel, konuşmasının tatlı olduğunu, getirdiği şeylerle insanların kalblerine hakim olup durduğunu görmüyor musunuz? Vallahi, siz bu dediğinizi yapacak olursanız, onun Araplardan bir kabilenin yanında yerleşmeyeceğinden ve onları hükmü altına alıp kendisine tâbi kılmayacağından ve onlarla birlikte üzerinize yürüyüp sizi beldelerinizde tepelemeyeceğinden, işinizi elinizden almayacağından, size istediğini yapmayacağından emin olamazsınız! Siz, onun hakkında, bundan başka bir tedbir düşününüz! " dedi. 300

Müşrikler:

" Vallahi, şeyh doğru söylüyor! " dediler. 301

Ebu Cehil:

" Vallahi, benim onun hakkında, sizin daha düşünmediğiniz, dile getirmediğiniz bir görüşüm var! " dedi.

" Ey Hakem'in babası! Nedir o görüş?" diye sordular.

Ebu Cehil:

" Benim görüşüm: İçimizdeki her kabileden, güçlü, kuvvetli, özü gözü pek, şerefli, soylu birer delikanlı alalım. Sonra, onlardan her birine keskin birer kılıç verelim. Onlar gidip, ellerindeki kılıçlarla hepsi birden tek adamın vuruşu gibi vurup, onu öldürsünler! Böylece ondan kurtulalım, rahata kavuşalım! Delikanlılar bunu bu şekilde yapınca, onun kanı bütün kabilelere dağılmış, düşmüş olur! Abdi Menaf oğulları ise, bütün kabilelerle savaşmaya güç yetiremezler, bizden diyet almaya razı olurlar. Biz de, Abdi Menaf oğullarına onun diyetini öderiz! " dedi.

Necidli şeyh:

" İşte, yerinde söz bu adamın sözüdür! Bu öyle bir görüştür ki, ondan başka, yerinde bir görüş yoktur! " dedi.

Bunun üzerine, müşrikler Ebu Cehil'in görüşü üzerinde birleşmiş olarak dağıldılar. 302

Beş kabileden hemen beş cellat seçilip, ellerine birer keskin kılıç verildi. 303

-------------------------------------

292. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 125, Taberî, Târih, c. 2, s. 243, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 2, s. 229, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 177, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 316, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 176, Diyarbekrî, c. 1, s. 322, Halebî, İnsânu'l-uyün, c. 2, s. 190.

293. Süheylî. Ravdu'l-ünüf, c. 4, s. 201, İbn Seyyid, c. 1 , s. 180, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 176, Diyarbekrî, c. 1, s. 322, Halebî, c. 2, s. 190.

294. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 322.

295. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 125-126, Taberî, c. 2, s. 243, İbn Seyyid, c. 1, s. 178, Diyarbekrî, c. 1, s. 322, Halebî, c. 2, s. 190.

296. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 322.

297. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 126, Taberî, c. 2, s. 243, İbn Seyyid, c. 1, s. 178, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 176, Diyarbekrî, c. 1 , s. 322, Halebî, c. 2, s. 190.

298. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 259, Diyarbekrî, c. 1, s. 322.

299. Süheylî. Ravdu'l-ünüf, c. 4, s. 201, İbn Seyyid, c. 1, s. 180, Halebî, c. 2, s. 190.

300. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 126, Taberî, Târih, c. 2, s. 243, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 187, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 176, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 322, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 190.

301. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 322.

302. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 126, Taberî, c. 2, s. 243, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 230, İbn Seyyid, c. 1, s. 178, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 176, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 78, Diyarbekrî, c. 1, s. 322, Halebî, c. 2, s. 190, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1 s. 322.

303. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 322.

Suikast Hadisesinin Kur'an-ı Kerîm'de Anılışı

Yüce Allah, Peygamberimiz aleyhisselâma, Kureyş müşrikleri tarafından hazırlanan suikastı da, Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle açıklar:

" Hani, bir zamanlar o küfredenler seni tutup bağlam alan, yahut öldürmeleri, ya da (yurdundan) zorla sürüp çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı.

Onlar bu tuzağı kurarlarken, Allah da onun karşılığını yapıyordu. Allah tuzak kuranlara mukabele edenlerin hayırlı sı di r." 304

" Yoksa 'O bir şairdir. Biz, ona da zamanın, ölüm musibetinin gelmesini gözlüyoruz! ' mu diyorlar?" 305

-------------------------------------

304. Enfâl: 30.

305. Tûr: 30.

Hicret (Bi'setin 13. Yılı)

Peygamberimiz aleyhisselâmın Medine'ye Hicreti (Bi'setin 13. Yılı)

Peygamberimiz aleyhisselâmın Medine'ye Hicret Etmesine Allah Tarafından İzin Verilişi

Suikastin kararlaştırıldığı gün; Peygamberimiz aleyhisselâmın Mekke'den, kavminin arasından çıkıp Medine'ye hicret etmesine, Yüce Allah tarafından izin verildi. 1

Cebrail aleyhisselâm gelip: " Sen, geceleri üzerinde yatageldiğin döşeğinde bu gece yatma! " denildi. 2

Hazret-i Âişe der ki:

" Resûlullah aleyhisselâmın Ebu Bekir'in evine - ya akşam, ya sabah - gelmediği gün olmazdı.

Mekke'den, kavminin arasından çıkıp hicret etmesine izin verildiği gün, öğle vaktinin sıcağında, hiç gelmediği bir saatte, 3 zeval vaktinin ilk saatinde Ebu Bekir'in evinde, evimizde oturuyorduk.

Ev halkından biri* Ebu Bekir'e:

'İşte, Resûlullah aleyhisselâm, bize, hiç gelmediği bir saatte, 4 başını bir örtü ile örtmüş olarak geliyor! ' dedi.

Ebu Bekir

'Babam, anam ona feda olsun! 5

Vallahi, 6 o, yeni bir hadise olmadıkça, bu saatte gelmezdi! ' dedi. 7

Resûlullah aleyhisselâm, gelince, içeri girmek için izin istedi; izin verildi, içeri girdi. 8

Resûlullah aleyhisselâm girince, Ebu Bekir sedirinden kalktı, Resûlullah aleyhisselâm oturdu. 9

Ebu Bekir'in yanında, benimle Esma binti Ebi Bekir'den başka kimse yoktu. 10

Resûlullah aleyhisselâm Ebu Bekir'e:

'Yanındaki kimseleri dışarı çıkar! ' buyurdu. 11

Ebu Bekir

'Yâ Rasûlallah! Babam, anam sana feda olsun! 12 Onlar, iki kızımdır! 13 Senin ehlin ve mahre-mindir. 14 Bizi gözetleyen, yabancı bir kimse yoktur' dedi. 15

Bunun üzerine, Resûlullah aleyhisselâm:

'Benim buradan çıkıp Medine'ye gitmeme Yüce Allah tarafından izin verildi! ' buyurdu.

Ebu Bekir

'Yâ Rasûlallah! Benim için, seninle yoldaşlık, arkadaşlık etmek de var mı?' diye sordu.

Resûlullah aleyhisselâm:

'Evet! ' buyurunca, 16 Ebu Bekir sevincinden ağladı!

Vallahi, ben, Ebu Bekir'in o gün ağladığını görünceye kadar, bir erkeğin sevincinden ağlayacağını bilmiyordum. 17

Ebu Bekir

'Ey Allah'ın Peygamberi! Ben şu iki deveyi bunun için hazırlamıştım. 18

Babam, anam sana feda olsun yâ Rasûlallah! Şu iki deveden birisini al! ' dedi.

Resûlullah aleyhisselâm:

'Onu ancak bedelini ödemek üzere alırım' buyurdu.

Resûlullah aleyhisselâmla Ebu Bekir'in sefer levazımını çarçabuk hazırladık:

Her ikisi için bir miktar azık yapıp dağarcık içine koyduk.

Ebu Bekir'in kızı Esma, belinin kuşağından bir parça yırtıp, onunla dağarcığın ağzını bağladı.

Bunun için, ona 'Zâtu'n-nıtakayn=İki kuşaklı' denildi." 19

Dil oğullarından, müşrik, fakat güvenilir bir adam olan Abdullah b. Uraykıt'ı da yol kılavuzu olarak ücretle tuttular.

İki deveyi, yanında bulundurmak ve belirlenen güne ve saate kadar yaymak, 20 üç gün sonra sabahleyin Sevr dağında buluşmak21 üzere kendisine teslim ettiler. 22

-------------------------------------

1. Zührî, Megâzî, s. 99, İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 128-129, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 227, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 198, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 470, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 103, Zehebî, Târihu'l-islâm , s. 317, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 178, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 195.

2. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 126, Taberî, Târih, c. 2, s. 245, 470, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 230, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 178-179, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 176, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 78, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 322, Halebî, c. 2, s. 191, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1 , s. 322.

3. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 128, İbn Sa'd, c. 1, s. 227, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 198, Taberî, c. 2, s. 245, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 470, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 178.

* Esma binti Ebi Bekir (Heysemî, Mecma, c. 6, s. 53).

4. Zührî, Megâzî, s. 98-99, İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 128-129, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 388, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 198, Taberî, Târih, c. 2, s. 245, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 326, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 473, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 235.

5. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 387, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 198, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 255, Ebu Nuaym, c. 2, s. 326, Beyhakî, c. 2, s. 473, Ebu’l-Ferec, c. 1, s. 235, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 103, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu’n-nadrâ, c. 1, s. 82, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 183-184, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 320, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 184.

6. Buhârî, Sahih, c. 4, s. 255, Beyhakî, c. 2, s. 473, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 184.

7. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 129, Abdurrezzak, c. 5, s. 388, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 198, Buhârî, c. 4, s. 255, Ebu Nuaym , c. 2, s. 326, Beyhakî, c. 2, s. 473, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 235, İbn Esîr, c. 2, s. 103-104, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 83, İbn Seyyid, c. 1 , s. 184, Zehebî s. 320, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 184.

8. Abdurrezzak, c. 5, s. 388, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 198, Buhârî, c. 4, s. 255, Ebu Nuaym, c. 2, s. 326, Beyhakî, c. 2, s. 473, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 235, Muhibbü't-Taberî, c. 1 , s. 83, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 184.

9. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 129, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 323.

10. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 129, Taberî, Târih, c. 2, s. 245, Diyarbekrî, c. 1 , s. 323.

11. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 129, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 198, Buhârî, c. 4, s. 255, Taberî, c. 2 , s. 245, Ebu Nuaym, c. 2, s. 326, Beyhakî, c. 2, s. 473, Ebu'l-Ferec, c. 1 , s. 235, İbn Esîr, c. 2, s. 104, Muhibbü't-Taberî, c. 1, s. 83, İbn Seyyid, c. 1 , s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 184.

12. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 129, Abdurrezzak, c. 5, s. 388, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 198, Buhârî, c. 4, s. 255, Ebu Nuaym , c. 2, s. 326, Beyhakî, c. 2, s. 473, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 235, İbn Esîr, c. 2, s. 104, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 83, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 184.

13. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 129, Taberî, c. 2, s. 245, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 184, Diyarbekrî, c. 1, s. 323.

14. Abdurrezzak, c. 5, s. 388, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 198, Buhârî, c. 4, s. 255, Ebu Nuaym, c. 2, s. 326, Beyhakî, c. 2, s. 473, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 235, İbn Esîr, c. 2, s. 104, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 83, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 184.

15. Taberî, Târîh, c. 2, s. 245.

16. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 129, Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 388, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 198, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 255, Taberî, Târih, c. 2, s. 245, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 326, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 474, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 235, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c 3, s. 184.

17. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 129, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu’n-nadrâ, c. 1 , s. 86, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 178, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 323.

18. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 129, Taberî, c. 2, s. 245, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 178, Diyarbekrî, c. 1, s. 323.

19. Zührî, Megâzî, s. 99, Abdurrezzak, c. 5, s. 391 , İbn Sa'd, Tabakâtü’l-kübrâ, c. 1, s. 228, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 198, Buhârî, c. 4, s. 255-256, Taberî, c. 2, s. 245, Ebu Nuaym, c. 2, s. 326-327, Beyhakî, c. 2, s. 474, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 235, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 104, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 83, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 184, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 320, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 184.

20. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 129, Abdurrezzak, c. 5, s. 391, Buhârî, c. 4, s. 256, Beyhakî, c. 2, s. 474, Ebu'l-Ferec, c. 1 , s. 236, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 84, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 178.

21. Abdurrezzak, c. 5, s. 391, Buhârî, c. 4, s. 256, Ebu Nuaym, c. 2, s. 327, Beyhakî, c. 2, s. 474, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 236, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 84, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 184, Diyarbekrî, c. 1, s. 323.

22. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 129, Abdurrezzak, c. 5, s. 391 , Ebu Nuaym, c. 2, s. 327, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 90-91, Beyhakî, c. 2, s. 474, Ebu’l-Ferec, c. 1, s. 236, Muhibbü't-Taberî, c. 1, s. 84, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 184, Diyarbekrî, c. 1, s. 323.

Kâbe'nin Üzerindeki Putun Sökülüp Aşağı Atılışı

Hazret-i Ali der ki:

" Resûlullah aleyhisselâm Mekke'den hicret edip çıkacağı ve bana o gece kendisinin döşeğinde yatmamı emrettiği sırada, 23 ben ve Peygamber aleyhisselâm, Kabe'ye vardık.

Resûlullah aleyhisselâm, bana:

'Otur! Çok! ' buyurdu. Omuzuma basıp yükselmek istedi.

Birden, gücüm kuvvetim gitti!

Peygamber aleyhisselâm, benim kuvvetten düştüğümü görünce, hemen omuzumdan indi.

Benim için kendisi oturdu (çömeldi) ve:

'Bas omuzlanma! ' buyurdu.

Omuzlarına bastım. Bana birden güç kuvvet geldi. İstesem semanın ufkuna ulaşacağım gibi bir hal geldi!

Nihayet, Beytullah'ın üzerine çıktım.

Beytullah'ın üzerinde, tunçtan veya bakırdan bir put vardı.

Onu sağından, solundan, önünden ve arkasından itip, yerinden oynatüm.

Resûlullah aleyhisselâm, bana:

'At onu aşağı! ' buyurdu.

Aşağı atar atmaz, o, sırça çanakların kırıldığı gibi, kınlıverdi!

Hemen Kabe'nin üzerinden indim.

Ben ve Resûlullah aleyhisselâm, insanlardan herhangi bir kimse ile karşılaşmaktan sakınarak, yarışırcasına oradan uzaklaştık." 24

-------------------------------------

23. Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 5.

24. Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 84, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 5, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 2, s. 265-266, Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 23.

Hicretin Gizli Tutuluşu ve Peygamberimiz aleyhisselâmın Hazret-i Ali'ye Emir ve Tavsiyeleri

Peygamberimiz aleyhisselâmın ne zaman Mekke'den çıkıp Medine'ye gideceğini, Hazret-i Ali, Hazret-i Ebu Bekir ve Hazret-i Ebu Bekir'in ev halkından başka, hiç kimse bilmiyordu. 25

Peygamberimiz aleyhisselâm Mekke'den ayrılıp Medine'ye gideceğini Hazret-i Ali'ye haber verip, kendisinden, geriye kalarak, yanında bulunan ve Mekkelilere ait olan emânetleri sahiplerine teslim etmesini, 26 sonra da, gelip kendisine kavuşmasını27 emretti. 28

Mekke'de; Peygamberimiz aleyhisselâmın doğruluğunu ve emînliğini bilmeyen ve saklayamamaktan korktuğu şeyi onun yanında bulundurmayan bir kimse yoktu. 29

Peygamberimiz aleyhisselâm; o gece kendisine ait döşekte yatıp uyumasını, Hazret-i Ali'ye emretti: 30

" Benim döşeğimde yat, uyu!

Şu Hadramevt işi yeşil abama da, iyice bürün!

Sana, onlardan, hoşuna gitmeyecek birşey erişmeyecektir! " buyurdu31

Hazret-i Ali döşeğe girdi. Hadramevt işi abaya da büründü. 32

Peygamberimiz aleyhisselâm da, uyuyacağı zaman, bu abanın içinde uyurdu. 33

Hazret-i Ali Peygamberimiz aleyhisselâmın döşeğine yatıp uykuya daldı. 34

-------------------------------------

25. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 129, İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 228, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 104, Muhibbül-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 86, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 192.

26. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 129, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 104, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 86, İbn Seyyid, Uyûnu’l-e ser, c. 1, s. 187, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1 , s. 324.

27. İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 104.

28. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 129, Mes’udî, Murûcu'i-ieheb, c. 2, s. 285, İbn Esir, c. 2, s. 104, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 86, İbn Seyyid, c. 1, s. 187, Diyarbekrî, c. 1, s. 324.

29. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 129, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 86, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 178, Diyarbekrî, c. 1, s. 324.

30. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 228, Belâzurî, Ensâbu’l-eşrâf, c. 1, s. 260, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 58, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1, s. 322.

31. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 126-127, Taberî, Târîh, c. 2, s. 244, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1 , s. 230, İbn Seyyid, c. 1, s. 179, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye c. 3, s. 176, Diyarbekrî, c. 1, s. 324, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 191, Zürkânî, c. 1 , s. 322.

32. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 228.

33. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 127, İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 228

34. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 390.

Evin Cellatlar Tarafından Kuşatılışı ve Duvardan İçeri Girilmek İstenilişi

Kabilelerden seçilmiş olan cellat delikanlılar, gecenin üçte biri geçince, 35 Peygamberimiz aleyhisselâmın kapısının önünde toplandılar. 36

Peygamberimiz aleyhisselâmın abası içinde yatan, uyuyan37 Hazret-i Ali'yi Peygamberimiz aleyhisselâm sandılar. 38

Evin kısa duvarlarından, damına çıkıp, oradan içeriye inmeye kalkıştıkları zaman, içeriden bir kadın çığlık kopardı.

Bunun üzerine, cellat delikanlılar, birbirlerine:

" Vallahi, amcalarımızın kızlarının üzerlerine duvardan indiğimiz Araplara söylenir, rezil oluruz, sövülürüz, hürmet örtümüzü yırtmış oluruz! " dediler. Sabaha kadar, kapının önünde durdular ve Peygamberimiz aleyhisselâmın dışarı çıkmasını beklediler. 39

İşlenilecek cinayetin tan yeri ağarıncaya kadar bırakılışında, bunun kabileler arasında ortaklaşılmış olduğunu Hâşim oğullarına göstermeyi, onların müteaddit kabilelere karşı öç almayı göze alamayarak diyete razı olmalarını sağlamayı amaçlamış olmaları muhtemeldir. 40

Fakat, bu, ancak, Peygamberimiz aleyhisselâmla Hazret-i Ebu Bekir'in gece karanlığında kimse görmeden Sevr mağarasına yetişip saklanmalarına yaramıştır.

-------------------------------------

35. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 126, Taberî, c. 2, s. 243, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 230, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 176.

36. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 127, İbn Sa'd, c. 1, s. 228, Taberî, c. 2, s. 243, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 58, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 176, Diyarbekrî, c. 1 , s. 324.

37. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 127, Taberî, c. 2, s. 244, Süheylî, Ravıdu'l-ünüf, c. 4, s. 201, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 177, Diyarbekrî, c. 1, 3. 325, Halebî, c. 2, s. 194, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 323.

38. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 127, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 348, Taberî, c. 2, s. 244, Süheylî, Ravd, c. 4, s. 201 , Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 177, Diyarbekrî, c. 1, s. 325, Halebî, c. 2, s. 194, Zürkânî, c. 1, s. 323.

39. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 4, s. 201, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 194, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1, s. 323.

40. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 191.

Peygamberimiz aleyhisselâmın Kapısı Önünde Toplanan Müşriklerden Bazıları

Peygamberimiz aleyhisselâmın evinin önünde toplanan gözetleyici müşrikler arasında:

1. Ebu Cehil Amr b. Hişam,

2. Hakim b. Ebi'l-Âs,

3. Ukbe b. Ebi Muayt,

4. Nadr b. Haris,

5. Ümeyye b. Halef,

6. İbnü'l-Gaytala,

7. Zem'a b. Esved,

8. Tuayme b. Adiyy,

9. Ebu Leheb,

10. Übeyyb. Halef,

11. Nübeyh b. Haccac,

12. Münebbih b. Haccac da vardı. 41

Ebu Cehil, yanındakilere:

" Muhammed'in iddiasına göre; siz Müslüman olur, kendisine uyarsanız, Araplara ve Arap olmayanlara hakim olacakmışsınız! ?

Ölümünüzden sonra, diriltilecekmişsiniz! ?

Sizin için, Ürdün bahçeleri gibi bahçeler olacakmış! ?

Eğer dediğini yapmazsanız, kendisi için sizin öldürüleceğiniz muhakkakmışl?

Öldükten sonra da, diriltiIecekmişsiniz ve sizin için, içinde sizi yakacak bir ateş (Cehennem) olacakmış! ?" diyerek alay etti. 42

-------------------------------------

41. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 228, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 231 , İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 58-59.

42. İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 127, Taberî, Târih, c. 2, s. 244, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 58, İbn Seyyid, Uyünu'l-eser, c. 1, s. 179, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 177, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1 , s. 324, Halebî, İnsânu'l-uyün, c. 2, s. 193.

Peygamberimiz aleyhisselâmın Müşriklerin Başlarına Toprak Saçarak Aralarından Geçip Gidişi

Peygamberimiz aleyhisselâm dışarıda kendisini gözetleyen müşriklerin yanına çıktı.

Eline yerden bir avuç toprak aldı 43 ve Ebu Cehil'e:

" Onu ben söylüyorum! Bana inanmayarak öldürüldükten sonra Cehennemde yanacak olanlardan birisi de sensin! " buyurdu. 44 Ve elindeki toprağı onların başlarına saçtı. 45

Saçılan topraktan, başına isabet etmeyen kimse kalmadı!

Yüce Allah onların gözlerini aldı. Onlar Peygamberimiz aleyhisselâmı göremediler!

Peygamberimiz, onların aralarından geçip giderken, Yâsîn sûresinin başından on âyet okudu. 46

Sonra da, gitmek istediği yere yöneldi.

Müşriklerle birlikte bulunmayan bir kimse, müşriklerin yanlarına gelip, onlara:

" Siz burada neyi bekliyorsunuz?" diye sordu.

Onlar:

" Muhammed'i bekliyoruz! " dediler.

Adam:

" Allah sizi umduğunuza erdirmesin!

Vallahi, Muhammed yanınıza çıkmış, sonra da, sizden, başına toprak saçmadık kimse bırakmayıp işine gitmiş! Siz kendinize yapılan şeyi görmüyor musunuz?" dedi.

Müşriklerden her biri elini başının üzerine sürdü, bir de ne görsün: Üzerlerine toprak saçılmış! 47

Sonra, içeriye bakıp, Peygamberimiz aleyhisselâmın döşeğinin üzerinde Hazret-i Ali'nin Peygamberimiz aleyhisselâmın abasına bürünmüş olduğunu gördükleri zaman:

" Vallahi, işte Muhammedi Abasının içinde uyuyor! " dediler.

Öylece, sabaha kadar beklemekten geri durmadılar. 48

Hazret-i Ali, sabah namazı için döşekten kalkınca, 49 hemen üzerine yürüdüler!

Bir de ne görsünler? Karşılarındaki Hazret-i Ali ! 50

Kendi kendilerine:

" Vallahi, adamın bize söylediği doğru imiş! " dediler. 51

Kureyş müşrikleri, Hazret-i Ali'ye:

" Nerede şu sahibin?52 Nerede amcanın oğlu?" dediler. 53

Hazret-i Ali:

" Bilmiyorum ! 54 Benim bu hususta bir bilgim yok! 55 Ben onun üzerinde gözcü değilim!

Siz ona çıkıp gitmesini emrettin iz! 56 'Bizden ayrıl, git! ' dediniz. 57 O da çıkıp gitti" dedi. 58

Bunun üzerine, müşrikler Hazret-i Ali'yi azarladılar ve tartakladılar; Kabe Mescidine götürüp bir süre hapsettikten sonra, bıraktılar. 59

-------------------------------------

43. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 127, İbn Sa'd, Tabakâtü’l-kübrâ, c. 1, s. 228, Taberî, c. 2, s. 244, Halebî, c. 2, s. 193.

44. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 127, Taberî, c. 2, s. 244, Halebî, c. 2, s. 193.

45. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 127, İbn Sa'd, c. 1 , s. 228, Taberî, c. 2, s. 244, Halebî, c. 2, s. 193.

46. Yâsfn: 1-10.

47. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 127, Taberî, Târîh, c. 2, s. 244, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 79, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 1 , s. 193, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Şerhi, c. 1, s. 323.

48. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 127, Taberî, c. 2, s. 244, Halebî, c. 2, s. 193.

49. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 390.

50. Zührî, Megâzî, s. 99, Abdurrezzak, c. 5, s. 390, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 348, Taberî, Tefsîr, c. 9, s. 228.

51. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 127, Taberî, c. 2, s. 244, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 177, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 325, Halebî, c. 2, s. 194, Zürkânî, Mevâhib Şerhi, c. 1, s. 323.

52. Zührî, Megâzî, s. 99, Abdurrezzak, c. 5, s. 390, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 348, Taberî, Târîh, c. 2, s. 245, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 181, Halebî, c. 2, s. 194.

53. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 260, Yâkubî, Târîh, c. 2, s. 39.

54. Zührî, Megâzî, s. 99, Abdurrezzak, c. 5, s. 390, Ahmed b. Hanbel, c. 1, s. 348, Taberî, Târîh, c. 2, s. 245, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 181, Halebî, c. 2, s. 194.

55. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 228, Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 260.

56. Taberî, Târîh, c. 2, s. 245, Diyarbekrî, c. 1, s. 325.

57. Yâkubî, Târîh, c. 2, s. 39.

58. Yâkubî, c. 2, s. 39, Taberî, Târîh, c. 2, s. 245, Diyarbekrî, c. 1, s. 325.

59. Taberî, Târîh, c. 2, s. 245, Diyarbekrî, c. 1, s. 325, Halebî, c. 2, s. 194.

Sevr Dağı ve Sevr Mağarasında Gizleniş

Sevr dağı Mekke'nin aşağı kesiminde60 ve sağındadır. Sevr dağının Mekke'ye uzaklığı iki-üç mildir. Yüksekliği bir mildir*

Sevr dağının tepesinde bir mağara vardır. Dağdan, deniz gürünür. 61 Mağaranın girişi tepesindedir. 62

Sevr dağında sorgun ve hamel gibi Hicaz ağaç ve bitkileri bulunur. 63

Peygamberimiz aleyhisselâm; evinden ayrıldıktan sonra, hemen Hazret-i Ebu Bekir'in evine geldi.

Evin arkasındaki küçük kapıdan, Hazret-i Ebu Bekir'le birlikte dışarı çıktılar. 64

Mekke'nin aşağı tarafında bulunan Sevr dağındaki mağaraya doğru, geceleyin, yürüyerek gittiler. 65

Hazret-i Ebu Bekir Peygamberimiz aleyhisselâmın kâh önünde, kâh arkasında yürüyordu.

Peygamberimiz aleyhisselâm onun bu hareketinin farkına varınca:

" Ey Ebu Bekir! Sen niçin kâh önümde, kâh arkamda yürüyorsun?" diye sordu.

Hazret-i Ebu Bekir:

" Yâ Rasûlallah! Senin müşriklerce arandığını hatırladıkça arkanda, gözetlendiğini hatırladıkça da önünde yürüyorum! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Başıma gelecek bir musibetin benim yerime senin başına gelmiş olmasını ister misin?" diye sordu.

Hazret-i Ebu Bekir:

" Evet! Seni hak dinle peygamber gönderen Allah'a yemin ederim ki; gelecek bir musibetin senin yerine benim başıma gelmesini isterim" dedi.

Nihayet, mağaraya ulaştılar.

Hazret-i Ebu Bekir:

" Yâ Rasûlallah! Ben senin için girip mağarayı temizleyinceye kadar, sen yerinde dur! " dedi.

Kendisi mağaraya girdi.

Mağaranın içini temizleyip yukarı çıkınca, içindeki delik deşikleri gidermediğini hatırladı.

" Yâ Rasûlallah! Ben delik ve deşikleri de giderinceye kadar, sen yerinde dur! " dedi. Mağaranın içine girip onları da giderdikten sonra:

" İn artık yâ Rasûlallah" dedi. 66

Hazret-i Ebu Bekir; mağaranın içinde bulunması ve Peygamberimiz aleyhisselâma zarar vermesi muhtemel yılan ve yırtıcı hayvanlara kendisi hedef olmak için önce kendisi girip her tarafı eliyle yokladıktan sonra, Peygamberimiz aleyhisselâmı indirdi. 67

Mağaranın içinde erkek ve dişi yılanlara ait delikler bulunuyordu.

Hazret-i Ebu Bekir bir deliği tıkamadığını görmüş, oradan yılan çıkıp da Peygamber aleyhisselâma zarar vermesin diye o deliğe ökçesini dayamış, deliğin içindeki yılan tarafından ısın İmi ştı. 68

Hazret-i Ömer halifeliği sırasında bazılarının kendisini Hazret-i Ebu Bekir'e üstün tutar biçimde konuştuklarını işitince:

" Vallahi, Ebu Bekir'in o gecesi, Ömer'in bütün hanedanından daha hayırlıdır!

Ebu Bekir'in o günü, Ömer'in bütün hanedanından daha hayırlıdır!

Resûlullah aleyhisselâm mağaraya gitmek için evden çıktığı zaman, Ebu Bekir onun yanında idi" demiştir. 69

-------------------------------------

60. İbn İshak. İbn Hişam, Sîre. c. 2, s. 2, s. 130, Ezrakî, Ahbâru Mekke, c. 2, s. 294. * Mil, üç veya dört bin zira (arşın]’dır (Firuzâbâdi, Kâmûsu’l-muhît, c. 4, s. 54).

61. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 325.

62. Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 92, Diyarbekrî, c. 1, s. 92.

63. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 328

64. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 130, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 260, Taberî, Târîh, c. 2, s. 247, İbn Hazm , Cevâmiu's-Sîre, s. 91, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1 , s. 236, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 104, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 86, İbn Kayyım , Zâdü'l-mead, c. 2, s. 58, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 178, Diyarbekrî, c. 1, s. 1, s. 324, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 203.

65. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 130, Taberî, c. 2, s. 247, İbn Hazm, s. 91, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 179.

66. Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 6, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 476, Muhibbü't-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 92, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 180.

67. İbn İshak. İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 130, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 180.

68. Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 477, Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 4, s. 210, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 230, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 322, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 180.

69. Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 6, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 476-477, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 92, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 180.

Sevr Mağarasının Kapısında Gerçekleşen Mucizeler

Ashabdan Zeyd b. Erkam, Enes b. Malik ve Mugîre b. Şûbe'nin Peygatm berim iz aleyhisselâmdan rivayetlerine göre;

Yüce Allah'ın emriyle, mağaranın önünde, Peygamberimiz aleyhisselâmın yüzünü örtüp göstermeyecek biçimde bir ağaç* yetişti!

Mağaranın kapısına hemen bir örümcek gelip, ağaçla Peygamberimiz aleyhisselâmın arasına üstüste ağ gerdi, Peygamberimiz aleyhisselâmın yüzünü örttü!

İki dağ güvercini de, gelip mağaranın ağzında, 70 örümcekle ağaç arasında71 yuvalandı. 72

-------------------------------------

* Ümmü Gaylan ağacı (Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 81).

70. İbn Sa'd, Tabakâtü’l-kübrâ, c. 1, s. 228, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 325, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 482, Süheylî, Ravıd, c. 4, s. 210, M uhibbül-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 94, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1 , s. 182, Zeriebf, Târîhu'1-islâm, s. 323, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 181-182, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 52-53, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1 , s. 81, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 327, Halebî, İnsânu’l-uyûn, c. 2, s. 206.

71. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 182.

72. İbn Sa’d, Tabakâtıc. 1, s. 229, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 482, Süheylî, c. 4, s. 210, Muhibbüt-TaberT, c. 1, s. 94, İbn Seyyid, c. 1, s. 182, Zehebî, s. 323, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 182, Heysemî, c. 6, s. 52-53, Kastalânî, c. 1, s. 81, Diyarbekrî, c. 1, s. 327, Halebî, c. 2. s. 206. 208.

Müşriklerin Peygamberimiz aleyhisselâmla Hazret-i Ebu Bekir'i Aramaya Koyulmaları

Peygamberimiz aleyhisselâmla Hazret-i Ebu Bekir'in Sevr mağarasında gizlenmeye gittikleri sırada, aralarında Ebu Cehil'in de bulunduğu bir topluluk, Peygamberimiz aleyhisselâmı evinde bulamayınca, hemen Hazret-i Ebu Bekir'in evine gidip kapısına dikildiler.

Esma binti Ebi Bekir dışarı çıktı. Ona:

" Ey Ebu Bekir'in kızı! Nerede baban?" diye sordular.

Esma Hatun:

" Vallahi, babamın nerede olduğunu bilmiyorum! " deyince, Ebu Cehil elini kaldırıp onun yanaklarına şiddetli bir şamar attı.

Esma Hatunun küpesi kulağından yere fırladı! 73

Kureyş müşrikleri Peygamberimiz aleyhisselâmı çok sıkı bir arayışla74 her tarafta;75 Mekke'nin yukarısında, aşağısında aramaya koyuldular. 76

Mekke'nin bütün dağlarını dolaşarak aradılar. 77

Birtakım adamları da, hayvanlara bindirip, her tarafa saldılar. 78

Çevrelerdeki su kuyuları sahiplerine haberler, adamlar gönderip, Peygamberimiz aleyhisselâmı yakalamalarını emir ve kendilerine büyük ücretler verileceğini vaad ettiler. 79

Sahillerde oturanlara da aynı şekilde haberler saldılar. 80

Peygamberimiz aleyhisselâmın izini izleyip kendisini buldurmak için, iki izciyi;81 Kürz b. Alkame ile82 Sürâka b. Malik b. Cu'şum'u da görevlendirdiler.

Sürâka b. Malik, Peygamberimiz aleyhisselâmın iki yüz zira' (arşın) kadar yakınında bulunduğu sırada, müşriklere:

" İşte, şu taşta bir iz!

Onun, bundan sonra, ayağını nereye koyduğunu (bastığını) bilmiyorum! 83

Vallahi, aradığınız, şu mağaradan ileriye gitmemiştir! " dedi. 84

Genç müşrikler, Sürâkaya:

" Sen, bu geceye kadar, hiç yanılmamıştın! ?" dediler. 85

Herkabilederviçlerinde ileri gelenlerde bulunan-silahlı, elleri kılıçlı gençler, mağaraya yaklaştı lar. 86

Sabah olunca, Sürâka b. Malik, onlara:

" Şu mağaraya gidip bir bakın! " dedi.

Orada toplanmış bulunanlar, mağaraya elli zira' kalıncaya kadaryarıştılar. 87

İçlerinden birisi, 88 Sürâka b. Malik, 89 mağaranın içine bakmak için ilerledi.

Mağaranın ağzında iki dağ güvercininin yuvalandığını görür görmez, geri döndü.

Kendisine:

" Sana ne oldu? Niçin mağaranın içine bakmadın?" diye sordular.

Sürâka da:

" Mağaranın ağzında iki dağ güvercininin yuvalandığını gördüm. İçeride kimse bulunmadığını anladım! " dedi. 90

Sürâka'nın bu konuşmasını, Peygamberimiz aleyhisselâm da işitti. 91

Kürz b. Alkame de, Peygamberimiz aleyhisselâmın izini mağaraya kadar sürüp götürmüş: 92

" İşte, iz şurada kesildi! " demiştir. 93

Sevr dağının üzerine çıkıp da, mağaranın kapısının üzerinde gerili örümcekağını gördükleri zaman, müşriklerin işleri karıştı:

" Eğer o oraya girmiş olsaydı, kapının üzerinde örümcek ağı bulunmazdı! 94 Eğer mağaranın içinde bir kimse bulunsaydı, şuradaki örümcek ağı olmazdı! " dediler. 95

Bazıları:

" Mağaranın içine bir girin bakalım! " dedikleri zaman, Ümeyye b. Halef:

" Sizin hiç aklınız yok mu? Mağarada ne işiniz var?!

Üzerinde üstüste, kat kat örümcek ağı bulunan şu mağaraya mı gireceksiniz?!

Vallahi, benim kanaatime göre, 96 şu örümcek ağı Muhammed doğmadan öncesine aittir! " dedi97 ve oraya da işedi.

Hatta, kendisinin sidiği, mağaranın içine doğru aktı gitti. 98

Müşrikler mağaranın sağını solunu dolaşıyor ve:

" Eğer mağaraya girmiş olsalardı, güvercinlerin yumurtası kırılır, örümcek ağı da bozulurdu! " diyorlardı. 99

Ebu Cehil ise:

" Vallahi, ben sanıyorum ki, o yakınımızdadır!

Fakat, bazı sihri ile gözlerimizi bağladı, göremez etti! " dedi. 100

-------------------------------------

73. İbnİsrıak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 131, Taberî, Târîh, c. 2, s. 247, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 105-106, Muhibbüt-Taberî, c. 1 , s. 83, 88, İbn Seyyid, c. 1, s. 189, Zehebî, s. 327, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 179, Halebî, c. 2, s. 230.

74. İbn Sa'd, Tabakât, c. 1, s. 228, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 238.

75. Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 182-183.

76. İbn Sa'd, c. 1, s. 228, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 238, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 183, Kastalânî, c. 1, s. 81, Diyarbekrî, c. 1, s. 328, Halebî, c. 2, s. 208.

77. Heysemî, Mecmau’z-zevâid, c. 6, s. 53, Diyarbekrî, c. 1, s. 330.

78. Beyhakî, Delâil. c. 2, s. 478, Zehebî, s. 316. Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 182, Heysemî, c. 6, s. 51.

79. Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 478, Zehebî, s. 322, Heysemî, c. 6, s. 51 -52.

80. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 211.

81. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 260.

82. Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 260, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 182, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 7, s. 185.

83. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 182.

84. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 328, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 210.

85. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 182.

86. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 229, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 325, 482, Halebî, c. 2, s. 208.

87. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 182.

88. İbn Sa'd, c. 1, s. 229, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 482, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1 , s. 94, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 182, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 182, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 53, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 81.

89. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 182.

90. İbn Sa'd, c. 1, s. 229, Beyhakî, c. 2, s. 482, Muhibbüt-Taberî, c. 1 , s. 94, İbn Seyyid, c. 1, s. 182, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 182, Heysemî, c. 6, s. 53, Kastalânî, Mevâhib, c. 1, s. 81.

91. İbn Sa'd, c. 1, s. 229, Beyhakî, c. 2, s. 42, Muhibbül-Taberî, c. 1, s. 94, İbn Seyyid, c. 1, s. 182, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 182, Heysemî, c. 6, s. 53, Halebî, c. 2, s. 208.

92. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 261.

93. Belâzurî, Ensâbu'l-esrâf, c. 1, s. 260, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 91, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks. 2, s. 15, İbn Hacer, Fethu’l-bârî, c. 7, s. 185.

94. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 389, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 1, s. 348, Ebu’l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 230, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 181.

95. Kadı Iyaz, eş-Şifâ, c. 1, s. 292.

96. Belâzurî, c. 1, s. 260-261, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 81, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 328, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 209.

97. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 228, Belâzurî, c. 1, s. 261, Kadı Iyaz, c. 1, s. 292, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 238, Kastalânî, c. 1, s. 81, Diyarbekrî, c. 1 , s. 328.

98. Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 261.

99. Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 328, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 209.

100. Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 209.

Hazret-i Ebu Bekir'in Telaşlanışı ve Korkuya Düşüşü

Hazret-i Ebu Bekir, Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Ben öldürülürsem, nihayet, bir tek kişiyim. Ölür giderim!

Ama sen öldürülecek olursan, o zaman bir ümmet helak olur gider! " diyordu. 101

O sırada, Peygamberimiz aleyhisselâm, ayakta dikilerek namaz kılıyor, Hazret-i Ebu Bekir de gözcülük ediyordu.

Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Şu kavmin seni arayıp duruyorlar!

Vallahi, ben kendim hakkında tasalanmıyorum.

Fakat, sana yapılmasını istemediğim birşeyin yapıldığını göreceğim diye korkuyorum" dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Ey Ebu Bekir! Korkma! Hiç şüphesiz, Allah bizimledir! " buyurdu. 102

Hazret-i Ebu Bekir mağaranın içinde iken başlarının üzerinde müşriklerin ayaklarını görünce; 103 Peygamberimiz aleyhisselâma:

" Ey Allah'ın Peygamberi! Onlardan bazısı gözünü aşağı eğip baksa muhakkak bizi görür! " dedi.

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Sus ey Ebu Bekir! İki kişi ki, üçüncüsü Allah'tır! " buyurdu. 104

Hazret-i Ebu Bekir:

" Yâ Rasûlallah! Onlardan birisi 105 ayağını kaldıracak, 106 ayaklarına bakacak olursa, ayaklarının altında107 bizi görecek! " dedi. 108

Peygamberimiz aleyhisselâm:

" Mahzun olma (üzülme)! Allah bizimledir! 109

Ey Ebu Bekir! Üçüncüsü Allah olan iki kişiyi sen ne sanıyorsun?! " buyurdu. 110

Yüce Allah, bu vakıayı Kur'ân-ı Kerîminde şöyle anar:

" Eğer siz ona (Peygamber aleyhisselâma) yardım etmezseniz, (hatırlayınız o zamanı ki) kâfirler onu (Mekke'den) çıkardıkları (hicret etmek zorunda bıraktıkları) zaman, bizzat Allah ona yardım etmişti.

(O zaman), Resûlullah (ancak) ikinin ikincisinden ibaretti.

O zaman, onlar (Sevr dağının tepesindeki) mağarada idiler.

Peygamber, arkadaşına (Ebu Bekir'e):

'Mahzun olma (Üzülme)! Allah hiç şüphesiz bizimledir! ' derken, Allah onun üzerine sekînetini indirmiş, onu (Peygamberini) görmediğiniz ordularla (meleklerle) desteklemiş, kâfirlerin kelimesini alçalt-mışt. Allah'ın kelimesi ise, o çok yücedir. Allah mutlak galibdir, yegâne hüküm ve hikmet sahibidir." 111

Müşrikler Peygamberimiz aleyhisselâmla Hazret-i Ebu Bekir'i Sevr dağında ve mağarasında bulamayınca, umutları kesilmiş olarak geri döndüler. 112

Peygamberimiz aleyhisselâmı ve Hazret-i Ebu Bekir'i bulup kendilerine geri getirene113 veya öldürene114 yüz deve verileceğini, 115 Mekke'nin aşağı ve yukarı kısımlarında ilan ettiler. 116

Peygamberimiz aleyhisselâm, Perşembe günü geceleyin, Hazret-i Ebu Bekir'i yanına alarak Sevr mağarasına girmişti.

Cuma, Cumartesi ve Pazar günlerini orada geçirdiler. 117

Hazret-i Ebu Bekir'in oğlu Abdullah, çok anlayışlı ve çok becerikli bir gençti. 118

Babasının emri üzerine, 119 her gece Sevr mağarasında Peygamberimiz aleyhisselâmla Hazret-i Ebu Bekir'in yanında geceler, seher vakti yanlarından ayrılır, Mekke'de gecelemiş gibi, Kureyş müşriki eriyle sabahlardı. 120

Gündüzün de, Kureyş müşriklerinin arasında onlarla birlikte bulunur, onların konuşmalarını, danışmalarını , Peygamberimiz aleyhisselâmla Hazret-i Ebu Bekir hakkında söylenen şeyleri dini er, 121 müşriklerin hile ve tuzaklarından, 122 duyduklarını da123 ezberler, 124 akşamleyin gelip Peygamberimiz aleyhisselâmla Hazret-i Ebu Bekir'e haberverirdi. 125 Hazret-i Ebu Bekir'in azadlısı Âmirb. Füheyre de; Hazret-i Ebu Bekir'e ait126 davarları Mekkelilerin çobanlarıyla birlikte yayardı. 127 Sabahleyin onlarla birlikte çıkar, akşam dönüşünde ise, davarlarının yürüyüşünü ağırlaştınp çobanlardan geride kalır, gece karanlığı basınca, davarlarıyla birlikte Sevr mağarasına dönerdi. 128

Peygamberimiz aleyhisselâmla Hazret-i Ebu Bekir, ihtiyaçları olan sütü sağıp alırlardı. 129

Sağmal, bol sütlü davarlardan sağılan süt, içine güneşte kızmış temiz taş konularak ısıtılır, böylece taze süt içerek gecelerlerdi.

Âmir b. Füheyre gecenin sonuna doğru sağmal koyuna seslenir, onu alıp ötekilerle birlikte mağaranın önüne götürürdü. 130

Sabahleyin erkenden Mekke'ye dönen Abdullah'ın ayak izlerini de, arkasından götürdüğü davarların izleriyle siler, belirsiz eder, 131 otlakta Mekke çobanlarıyla sabahlardı.

Çobanlar işin farkına varmazlardı. 132

-------------------------------------

101. Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 4, s. 212-213, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 82, Diyarbekrî, c. 1 , s. 328-329.

102. Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 181.

103. Buhârî, Sahih, c. 4, s. 263, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1854, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 328, Halebî, İnsânu'l-uyün, c. 2, s. 210.

104. Buhârî , Sahih, c. 4, s. 263.

105. Buhârî, Sahih, c. 5, s. 204, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1854, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 278, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 481, Ebu’l -Ferec İbn Cevzî, el -Vefâ, c. 1, s. 236, İbn Kayyım, Zâdü'l-mead, c. 2, s. 59, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu’n-nadrâ, c. 1 , s. 93, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 322, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 182, Halebî, c. 2, s. 210.

106. Buhârî, Sahih, c. 5, s. 204.

107. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 174, Müslim, Sahih, c. 4, s. 1854, Tirmizî, Sünen, c. 5, s. 278, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 481, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 236, Muhibbü't-Taberî, c. 1, s. 93 İbn Kayyım, c. 2, s. 59, Zehebî, s. 322, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 182, Halebî, c. 2, s. 210.

108. İbn Sa'd, Tabakât, c. 3, s. 174, Buhârî, c. 5, s. 204, Müslim , c. 4, s. 1854, Tirmizî, c. 5, s. 278, Beyhakî, c. 2, s. 481, Ebu’l-Ferec, c. 1, s. 238, Muhibbül-Taberî, c. 1, s. 93, İbn Kayyım, c. 2, s. 59, Zehebî, s. 322, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 182, Halebî, c. 2, s. 210.

109. Ebu Nuaym, Delâil, c. 2, s. 328, Süheylî, Ravdu'l-ünüf, c. 4, s. 213, Muhibbü't-Taberî, c. 1, s. 93, İbn Kayyım, c. 2, s. 59, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 52, Kastalânî, Mevâhibu'l-ledünniye, c. 1, s. 82, Diyarbektf, Hamîs, c. 1, s. 328.

110. İbn Sa'd, Tabakât, c. 3, s. 174, Buhârî, c. 5, s. 204, Müslim, c. 4, s. 1854, Tirmizî, c. 5, s. 278, Ebu Nuaym, c. 2, s. 328, Beyhakî, c. 2, s. 481, Begavî. Mesâbihu’s-sünne, c. 2, s. 179-180, Ebu’l-Ferec, c. 1 , s. 237, Muhibbüt-Taberî, c. 1 , s. 93, İbn Kayyım , c. 2, s. 59, Zehebî, s. 322, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 182, Diyarbekrî, c. 1, s. 328, Halebî, c. 2, s. 210.

111. Tevbe: 40.

112. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1, s. 228, Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 260, Yâkubî, Târih, c. 2, s. 39, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefâ, c. 1, s. 238, Diyarbekrî, Hamîs, c. 1, s. 327-328, Halebî, Insânu'l-uyûn, c. 2, s. 209.

113. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 130, Belâzurî, c. 1, s. 261, Taberî, Târîh, c. 2, s. 247, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 91 , Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 86-87, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 182, 195, Diyarbekrî, c. 1, s. 328, 330, Halebî, c. 2, s. 211.

114. Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 261, Muhibbü't-Taberî, c. 1, s. 87, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 185, Halebî, c. 2, s. 211.

115. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 130, Belâzurî, c. 1, s. 261, Taberî, c. 2, s. 247, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 104, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 86, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 182, 185, Diyarbekrî, c. 1, s. 330, Halebî, c. 2, s. 211.

116. Belâzurî, Ensâb, c. 1, s. 260, Diyarbekrî, c. 1, s. 330, Halebî, c. 2, s. 211.

117. İbn Hacer, F ethu'l -bân" , c. 7, s. 184, Kastalânî, c. 1, s. 79, Di ya rbek rf, c. 1, s. 325, Zürkânî, Mevâhibu'l-ledünniye Ş erhi, c. 1, s. 325.

118. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 390, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 256, Belâzurî, c. 1, s. 261, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 328, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 474, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 236, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 184, Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 320, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 184.

119. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 130, Taberî, c. 2, s. 247, İbn Hazm, s. 91, İbn Esîr, c. 2, s. 104, Diyarbekrî, c. 1, s. 323, Halebî, c. 2, s. 212.

120. Zührî, Megâzî, s. 101, Abdurrezzak, c. 5, s. 390, Buhârî, c. 4, s. 256, Belâzurî, c. 1, s. 261, Ebu Nuaym, c. 2, s. 326, Beyhakî, c. 2, s. 474, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 239, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 184.

121. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 130, Taberî, c. 2, s. 247, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 179.

122. Abdurrezzak, c. 5, s. 391, Buhârî, c. 4, s. 256, Belâzurî, c. 1 , s. 261, Ebu Nuaym, c. 2, s. Beyhakî, c. 2, s. 474, Ebu'l-Ferec, c. 1 , s. 236, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 184.

123. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 130, Abdurrezzak, c. 5, s. 391, Buhârî, c. 4, s. 256, Belâzurî, c. 1, s. 261, Taberî, c. 2, s. 247, Ebu Nuaym, c. 2, s. 328, Beyhakî, c. 2, s. 474, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 236, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 184.

124. Abdurrezzak, c. 5, s. 391, Buhârî, c. 4, s. 256, Belâzurî, c. 1, s. 261, Ebu Nuaym, c. 2, s. 328, Beyhakî, c. 2, s. 474, Ebu'l-Ferec, c. 1 , s. 236, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu’l-Fidâ, c. 3, s. 184.

125. İbn İshak, İbn Hişam , c. 2, s. 130, Abdurrezzak, c. 5, s. 391, Buhârî, c. 4, s. 256, Ebu Nuaym, c. 2, s. 328, Beyhakî, c. 2, s. 474, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 236, İbn Seyyid, c. 1, s. 184, Zehebî, s. 320, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 184.

126. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 260.

127. İbn İshak, İbn Hişam, Sîre, c. 2, s. 130, Taberî, Târîh, c. 2, s. 247, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 179, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 212.

128. Taberî, c. 2, s. 246, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 53.

129. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 130, Taberî, c. 2, s. 247, Ebu'l-Fidâ, c. 3, s. 179, Halebî, c. 2, s. 212.

130. Abdurrezzak, Musannef, c. 5, s. 391, Buhârî, Sahih, c. 4, s. 256, Ebu Nuaym, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 328, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 475.

131. Ebu'l-Ferec, el-Vefâ, c. 1, s. 236.

132. Taberî, Târih, c. 2, s. 247, Beyhakî, Delâil, c. 2, s. 475, Heysemî, Mecmau'z-zevâid, c. 6, s. 53.

Hazret-i Ebu Bekir'in Evdeki Parasını Getirtip Medine'ye Götürüşü

Hazret-i Ebu Bekir'in Müslüman olduğu zaman, kırk bin dirhemi vardı. 133

Müşriklerin işkence altında kıvrandırdıları Müslüman köleleri onlardan satın alıp azad etmek ve Müslümanları güçlendirmek için servetini harcamaktan geri durmadı.

Medine'ye hicret edeceği zaman, ancak beş bin134 veya altı bin135 dirhemi kalmıştı. 136 Oğlu Abdullah'ı gönderip, onları da Sevr mağarasına getirtti 137 ve yanında Medine'ye götürdü. 138 Orada da, Mekke'de yaptığı gibi yaptı. 139

-------------------------------------

133. İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 3, s. 172, Belâzurî, c. 1 , s. 261, Muhibbüt-Taberî, Rıyâdu'n-nadrâ, c. 1, s. 116.

134. İbn Sa'd, c. 3, s. 172, Ahmed b. Hanbel, Müsned, c. 6, s. 350, Belâzurî, c. 1, s. 261, Hâkim, Müstedrek, c. 3, s. 5, Muhibbüt-Taberî, c. 1, s. 116, İbn Seyyid, c. 1, s. 187.

135. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 133, Ahmed b. Hanbel, c. 6, s. 350, Hâkim, c. 3, s. 5, İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, s. 92, İbn Seyyid, c. 1, s. 187, Zehebî, s. 327.

136. İbn Sa'd, c. 3, s. 172, Belâzurî, c. 1, s. 261.

137. Belâzurî, Ensâbu'l-eşrâf, c. 1, s. 261.

138. İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 133, İbn Seyyid, c. 1, s. 187.

139. İbn Sa'd. Tabakât. c. 3. s. 172.

Peygamberimiz aleyhisselâmın Mekke'de Peygamber Olarak Ne Kadar Kaldığı ve Medine'y Ne Zaman ve Nasıl Hicret Ettiği

Peygamberimiz aleyhisselâm kırk yaşında peygamber olup, kendisine vahiy geldiği halde Mekke'de onüç yıl kaldıktan sonra, Medine'ye hicret etmesi Allah tarafından emrolundu. 140

Nübüvvetin onüçüncü yılında, 141 Zilhicce ayında Akabe'de Peygamberimiz aleyhisselâma Ensar (Medineli Müslümanlar) tarafından yapılan İkinci Bey'attan sonra, Peygamberimiz aleyhisselâm, o yıl, 142 Zilhicce'den kalan günlerle Muharrem ve Safer ayında Mekke'de oturdu. 143

Perşembe günü Hazret-i Ebu Bekir'le birlikte Sevr mağarasına girdi. 144 Mağarada üç gece kaldılar. 145

Halk iyice sakinleşti. 146

Sevr mağarasına girişlerinden, üç gece sonra, Sevr'de bulunmak üzere ücretle tutulmuş olan Abdullah b. Uraykıt da, kendisine teslim edilmiş bulunan iki deve ile birlikte, üçüncü gecenin sabahında, seher vaktinde Sevr'e gelmiş bulunuyordu. 147