SİYER-İ NEBİ | HABEŞİSTAN’A HİCRET

 

 a)   HABEŞİSTAN’A HİCRET EDENLER:

Habeşistan’a gitmek isteyen 11 erkek ve 4 kadından ibaret olan birinci kafile Mekke’den gizlice çıkarak Kızıl- deniz yoluyla gitti. Bunların içinde: Hz. Osman ve eşi Rukiyye (Hz. Peygamber’in kerimesi) Ebu Huzeyfe ve eşi, Avvam oğlu Zübeyir, Avf oğlu Abdurrahman, Mes’ud oğlu Abdullah bulunuyordu. Kafilenin reisi, Maz’un Oğ­lu Osman idi. 15 kişilik bir grup halinde bi’setin V. yılı Habeşistan’a gittiler. Bunlar orada çok iyi karşılandı ve sakin bir hayata kavuştular. Bunu duyanlar, bir yıl sonra ikinci bir grup halinde oraya hicret ettiler. Bu kafilenin başında Ebu Talib’in oğlu Cafer’i Tayyar bulunuyordu (Hz. Ali’nin kardeşi.) Bunlar da 80 kişi vardılar.

b)  NECAŞÎ’NİN MÜSLÜMANLARA HOŞ MUAMELESİ:

Müşrikler, Müslümanların Habeşistan’da huzur için­de yaşamalarını çekemediler. Onları geri çevirmek için te­şebbüse geçtiler. Bir takım hediyelerle Habeş Kiralına iki elçi gönderdiler ve Müslümanları onlara teslim edip geri göndermesini istediler. Krala, keşişlere, saray adamlarına hediyeler verdiler. Necaşi, Müslümanları çağırarak yeni din hakkında bilgi almak istedi. Müslümanların namına Ebu Talib'in oğlu Cafer-i Tayyar şöyle konuştu:

“Ey Hükümdar! Biz cahiliyet üzere yaşayan bir kavim idik. Putlara tapardık, leş yerdik, fuhuş işlerdik, akrabalara küser, komşuluk hakkını gö­zetmezdik. Kuvvetliler zayıfları ezerdi. Biz bu hal içinde iken Allah içimizden birini Peygamber gönderdi. Soyu yüksek, doğruluğu belli, şerefi meydanda. O bizi Allah'a ibadete çağırıyor, ata­larımızın taptıkları putları bırakmamızı istiyor. Bize doğru söylemeyi, emaneti gözetmeyi, akraba­lık haklarını korumayı, komşularla güzel güzel geçinmeyi, haramdan, kan dökmekten kaçınmayı bildiriyor. Fuhuştan, yalandan, yetim malı yemek­ten, namuslu kadınlara iftira etmekten sakındırı­yor; Allah'a ibadet etmeyi, namaza, oruca, başka­larına yardım yapmağa çağırıyor. (O zaman Rama­zan orucu farz değildi, aşure orucu vardı.) Biz O'na inandık, O'nun hak davetine uyduk. O'nun gös­terdiği tarzda Allah'a ibadet ettik. Haram dediği­ni haram bildik. Helal dediğini helal tanıdık. Bundan dolayı kavmimiz bize düşman kesildi. Bi­ze işkence yapmağa kalkıştılar. Bize zulmettiler. Dinimizden çevirmeğe çalıştılar. Biz de onlardan kaçarak sizin ülkenize sığındık. Sizi başkalarından daha iyi bildiğimiz için burayı tercih ettik. Bura­da haksızlığa uğramayacağımızı umduk...”

Cafer'in bu sözlerini dinleyen Necaşi, Peygamber'e gelen ayetleri dinlemek istedi. Cafer de Meryem Sûre- si'nin 29-33. ayetlerini okudu:

“Hz. Meryem, İsa'ya işaret etti. Onlar: Beşik­te olan bir çocukla nasıl konuşabiliriz, dediler, İsa dedi ki: Ben Allah’ın kuluyum. O, bana ki­tap verdi, beni Peygamber yaptı her nerede olur­sam olayım beni mübarek kıldı. Sağ olduğum müddetçe bana namazı, zekatı tavsiye etti. Ana­ma karşı hayırlı davranmamı emretti. Beni taş­kın ve bedbaht kılmadı. Doğduğum gün, öleceğim gün ve tekrar ba’s olunacağım gün, benim üze­rimde selamet vardır.”

Bu ayet-i kerimeler, onların Incil’den öğrendiklerine uygundu. Onun için Necaşi:

-     Bunlar İsa’ya gelen kelam ile aynı yerden coşan, ay­nı nurdan fışkıran ışıklar... dedi.

Elçilere, kendisine sığınan Müslümanları geri çevir­meyeceğini bildirdi. Akşam olunca elçilerden biri olan Asoğlu Amr arkadaşlarına: “Bunları Necaşi’nin gö­zünden öyle bir düşüreceğim ki” diye bir hile dü­şündü. Ve “Onlar İsa hakkında acaib şeyler söylü­yorlar” diyerek Necaşi’ye gammazladı. Necaşi Müslü- manlara bu hususu sorunca yine Cafer:

-     Biz Müslümanlar; Hz. İsa Allah’ın kulu ve Peygam­beridir. Ruhullah’tır, Meryem’e sunduğu kelimesi’dir, diye inanırız, yollu cevap verdi.

Bunun üzerine Necaşi, bir çubukla yere bir çizgi çize­rek: “Bizimle sizin aranızda bu çizgi kadarcık bir fark var” dedi. Ve Müslümanları eskisinden daha çok himayeye başladı. Müslümanlar Habeşistan’da yerli halk­la çok iyi geçindiler. Bir aralık müşriklerle Müslümanla­rın anlaştıklarını duydular ve bunun üzerine Mekke’ye döndüler. Fakat Mekke’ye gelince bu haberin aslı olma­dığı anlaşıldı. Bu mesele Garanik kıssasıdır.