Kıyamet Alâmetleri | 12- Emânetin kaybolması


"Emânet: Hıyanetin zıddıdır.Kur’an’da şöyle geçmektedir: “Biz, emâneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettikte onlar bunu yüklenmekten çekindiler, sorumluluğundan korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir”. (Ahzâb:72). Alimler emâneti birçok manada açıklamışlardır. Bunlar iki kısımda toplanır: 1- Tevhid: Çünkü o kulun yanında koruması gereken bir emanettir. 2- Amel: Dinin bütün bölümlerini içerir ve hepsi kulun yanında koruması gereken bir emanettir. Emânet dinin sunulan emirlerini yapmak, yasaklarından kaçınmaktır. Bak: “Ahkamu’l-Kur’an” (3/1588-1589), “Müslim Nevevi Şerhi” (2/168), “İbn Kesir Tefsiri (6/477), “Fethu’l-Bârî” (11/33)

Ebu Hureyre (ra)’dan rivayet edilen hadiste Rasulullah (sav) şöyle buyurmaktadır: “Eğer emânet kaybolursa kıyametin kopmasını bekle”. Sahabe: “Yâ Rasulullah emânet nasıl kaybolur?” dedi. Rasulullah: “Eğer iş ehli olmayana verilirse kıyameti bekle” dedi”. (Buhari, Rikâk (11/333-Fethu’l-Bârî))

Rasulullah (sav) bu hadiste emâneti nasıl kaldıracağını, onun kalplerde izinden başka hiçbir eserin kalmayacağını açıklamaktadır.

Huzeyfe (ra) Rasulullah (sav)’den şöyle rivayet etmektedir: “Rasulullah bize iki hadis rivayet etti. Onlardan ilkini gördüm, ikincisini bekliyorum. İlki, emânet insanların gönüllerinin derinliklerine iner. Sanki o insanlar Kuran ve sünneti bilirler.

Rasulullah (sav) emânetin kaybolmasından da bahsetti şöyle dedi: “Kişi uykusunu uyur. Emânet onun kalbinden silinip alınır da emânetin eseri, rengi uçuk bir nokta halinde yanık yeri gibi kalır. Sonra o kişi bir uyku uyurken emânetin geri kalan kısmı alınır. Bunu da izi çalışan bir işçinin avucundaki kabarcık gibi kalır. Şu halde emânet, ayağına düşürdüğün bir ateş parçasının düştüğü yeri şişirip senin onu bir kabarcık şeklinde görmen gibidir. Halbuki ondan tesirli bir şey yoktur. Bu şekilde insanlar birbirleriyle alış-verişte bulunmak üzere sabahlarlar. Sonra: “Falan oğulları içinde emin bir kişi vardır” denilir.

Yine o kişi için: “O ne akıllı, ne zarif ve ne de cesur adamdır” denilir. Fakat o kişinin kalbinde hardal tanesi kadar iman yoktur”. Huzeyfe dedi ki: “Ben öyle bir zamanda bulundum ki, o devirde biriyle alış-veriş edeceğim diye kaygılanmazdım. Müslümansa İslam dini onu hainlikten men eder, Hıristiyan ve Yahudi ise bulunduğu yerin valisi onu hainlikten men ederdi. Bugün ise, ben falan ve falandan başka kimse ile alış-veriş edemez oldum.” (Buhari, Rikâk. (11/333-“Fethu’l-Bârî). Ayrıca Buhari, Fiten (13/38-Fethu’l-Bârî))

Görüldüğü gibi bu hadiste emanetin kalplerden kaldırılacağı öyle ki, güvenilir ve emin olan kişinin sonradan hain olacağına dair açıklama vardır. Bu da ancak Allah korkusunun kişiden gitmesi, imanın zayıflaması ve hain olan kişilerle çok oturmaktan dolayı olacaktır. Çünkü kişi arkadaşını daima kendine örnek alır.

Emanetin kaybolmasını gösteren bir diğer şeyde halife, vali, kadı ve memurluk gibi vazifeler tam olarak anlamıyla ve layıkıyla yapacakların yerine ehliyetsiz kişilere verilmesidir. Böylelikle insanların hakları kaybolmakta, onlara hizmet niteliğinde olan işler hafife alınmakta ve aralarında kargaşa çıkmaktadır.

Öyleyse, eğer insanların başında görevli olan kişi emâneti kaybediyorsa onun hizmetinde olan insanlar da onun gibi emâneti kaybedecektir. İnsanların başında olan kişinin işi düzgün olursa emrinde olanların işi de düzgün olur, eğer o kötü olursa emrindekilerde kötü olur.

Sonra işin ehli olmayana verilmesi, insanların dinlerine karşı umursamaz olduklarını göstermektedir. Öyle ki onlar başlarında dine önem vermeyen kişileri geçirmektedirler. Bu durumda ancak, ilmin azalıp cahilliğin çoğaldığı zamanda olur. Buhari de bu konuda Ebu Hureyre (ra)’dan gelen bir hadis zikredilmektedir.

İbn Hacer şöyle diyor: “Bu hadisin Kitabu’l-İlim’le olan münasebeti, işin ehli olmayana verildiğinde sonuçta cahilliğin çoğaldığı kıyamet alametlerinden olmasıdır.” (“Fethul’-Bârî” (1/143))

Zaten Rasulullah (sav) ilerde her şeyin tersine döneceği bir dönemin geleceğini haber vermiştir. O dönemde doğru söyleyenler yalancı, yalancılar doğru sözlü ilan edilir. Emin kişi hain, hain kişi emin olur. Düşük kişilerin yüceltilmesi bölümünde bununla ilgili hadis gelecek