Kıyamet Alâmetleri | 23- Zamanın kısalması


Ebu Hureyre (ra) Rasulullah (sav)’in şöyle söylediğini rivayet etmektedir: “”Zaman kısalmadıkça kıyamet kopmaz”. (3) Yine Ebu Hureyre (ra)’dan Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Zaman kısalmadıkça kıyamet kopmaz. Bir sene bir ay gibi olur. Bir ay bir hafta gibi olur. Bir hafta bir gün gibi olur. Bir gün bir saat gibi olur. Bir saat bir hurma yaprağının yanıp kül olması kadar olur”. (4)

Zamanın kısalmasıyla ilgili alimlarin değişik görüşleri vardır. Bunlar:

1- Bundan kasıt zamandaki bereketin az oluşudur. (5)

İbn Hacer şöyle diyor: “Bu alamet zamanımızda görülmektedir. Çünkü bizler zamanımızda günlerin çok hızlı geçtiğini bir önceki asırda bu şekilde görmezdik”. (6)

2- Bundan kasıt, Mehdi ve İsa (as) zamanında olacak olan hayatın insanlara hoş gelmesi, güvenliğin ve adaletin artmasıdır. Bundan dolayı uzun dahi olsa o mutlu günler insanlara kısa gelecek, kısa dahi olsa zor günler onlara uzun gelecektir. (7)

3- Bundan kasıt, O dönemde yaşayan insanların dini bilgilerinin azlığından dolayı, günah işleyen insanlara iyiliği emredip kötülükten sakındırmadıkları sebebiyle zamanın daralmasıdır. Bu da özellikle ilim terk edilip, cehalet çoğaldığı zaman olur. Çünkü insanlar her zaman ilimde eşit seviyede olamazlar, ilim dereceleri farlıdır. Nitekim Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Her ilim sahibinin üstünde daha iyi bilen birisi vardır”. (Yusuf:76) bir tek şekilde hepsi eşit olurlar: O da hepsi cahil oldukları zaman. (8)

4- Bundan kasıt, o dönemde yaşayan uzakta bulunan insanların, hızlı ulaşım vasıtalarının bolluğundan dolayı çok çabuk istedikleri yere gitmeleridir. (9)

5- Bundan kasıt zamanın hızlı geçerek gerçek anlamda kısalmasıdır. Bu da şu ana kadar olmamıştır, ahir zamanda olacaktır. Bunun delili Deccal’in çıktığı günlerin çok uzun olmasıdır. Öyle ki, bir günün süresi bir sene gibi veya bir ay gibi veya bir hafta gibi olur. Nasıl ki günler uzun oluyor aynı şekilde kısa da olur. (10)

Buda Dünyanın dengesinin bozulup yok olacağı günlere yakın bir zamanda olur.

İbn Ebî Cemra (11) diyor ki: Zamanın kısalmasından kasıt şu olabilir: Hadiste geçtiğine göre: “Bir sene bir ay gibi kısa olmadıkça kıyamet kopmaz” Buna göre zamanın kısalması hissi ve manevi olarak iki şekilde olabilir:

1- Hissi olarak: Bu henüz gerçekleşmemiştir. Kıyamete yakın olabilir.

2- Manevi olarak: Bu çoktandır görülmektedir. Hem din alimleri hem de fen alimleri şimdiki zamanda yaptıkları işleri, daha önceki zamanda yaptıkları işlere göre yetiştiremedikleri için, bunu çok iyi bilmektedirler ve bu durumdan şikayet etmektedirler. Bunun sebebini de anlayamamaktadırlar. Belki de sebebi iman zayıflığıdır. Çünkü bir çok yönden dine aykırı işler ortaya çıkmıştır. Bunların başında da haram kazanç gelmektedir. İnsanlardan bir çoğu açıkça haram olan şeylere dikkat etmeden ne olursa olsun bulduğu her şeyi midesine götürmektedir.

Zaman, rızık ve üründeki bereket hiç kuşkusuz iman kuvvetiyle olur. Emirlere uymak, yasaklardan kaçmakla olıur. Allahu Teâla’nın şu ayeti buna delildir: “Eğer o ülkenin halkları iman etseler ve günahtan sakınsalardı, elbette onların üstüne gökten ve yerden nice bereket kapılarını açardık.” (A’raf:96)” (12)


 
3 Buhari, Fiten (13/81,82- Fethu’l-Bârî)
4 Müsned (2/537-538). Benzerini Tirmizi Enes (ra)’den rivayet etmektedir. Bak: (6/624,625- Tuhfe Şerhi). İbn Kesir: “Senedi Müslim’in şartına uygundur” demiştir. Bak: “el-Fiten ve’l- Melâhim” (1/181). Heysemi “Mecmau’z-Zevaid’de (7/231e): “Ravileri sahih hadis ravileridir” demiştir. Albânî bu hadis için: “Sahih” demiştir. Bak: “Camiu’s-Sağir’in Sahihleri” (6/175 Hadis no:7299)
5 “Mealimu’s-Sünne” (6/141-142). “Camiu’l-Usûl” (10/409). “Fethu’l-Bârî” (13/16)
6 “Fethu’l-Bârî” (13/16)
7 “Fethu’l-Bârî” (13/16)
8 “Muhtasar Sünen-i Ebi Davud” Münzîrî (6/142)
9 “İthafu’l-Cemâa” (1/497). “İslam İtikadı” Seyyid Sabık (s:247)
10 “Muhtasar Sünen-i Ebî Davud”, Münzirî (6-142), “Cemiu’l-Usûl” (10/409)
11 Ebu Muhammed Abdullah b. S’ad b. Said b. Ebî Cemra. Endülüslü, Maliki mezhebindendir. Hadis alimidir. Başlıca eserleri Sahih-i Buhari’nin muhtasar olan “Cem’u’n-Nihâye”, rüya ve hadis kitabı olan “el-Meraî’l-Hisan’dır. İbn Kesir onun hakkında: “İmam, alim, zühd sahibidir… hakkı açıkça söyler, iyiliği emreder, kötülükten sakındırırdı” demiştir. Mısır’da 695 h. yılında vefat etmiştir. Bak: “Bidaye” (13/346), “A’lam” (4/89)
12 “Fethu’l-Bârî” (13/17)