Kıyamet Alâmetleri | 25- Bu ümmet içinde Şirk koşanların görülmesi


Bu alâmet ortaya çıkmış alametlerdendir ve artarak devam etmektedir. Bu ümmetin içinde şirk koşanlar görülmüş ve bazı kabileler müşriklerin saflarına katılmıştır. Putlara tapmışlar, içinde kabirler bulunan mescitler inşa etmişler, bu kebirlere teberrükte bulunarak el ve yüz sürmüşler, onlara kurbanlar keserek yüceltmişler, onlar için anma ve yaşatma törenleri düzenlemişlerdir. Onlara öyle bir değer vermişlerdir ki sanki onlar Lat, Uzza ve Menat seviyesine veya onlardan daha yüksek seviyeye gelmiştir.

Ebu Davut ve Tirmizi’de bulunan bir hadiste Sevban (ra) Rasulullah (sav)’in şöyle buyurduğunu bildirmiştir: “Eğer ümmetimin içine kılıç girerse kıyamete kadar bir daha aralarından kalkmaz. Ümmetimden kabileler müşriklere katılmadıkça kıyamet kopmaz. Öyle ki, ümmetimden kabileler putlara taparlar”. (2)

Buhari ve Müslim, Ebu Hureyre (ra)’dan Rasulullah (sav)’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: “Devs kabilesinin yaşlı kadınları Zu’l-Halasa (3) putunun etrafında sallanarak dönmeye başlamadıkça kıyamet kopmaz”. Zu’l-Halasa Devs kabilesinin cahiliyede ibadet ettiği puttur.(Buhari, Fiten (13/76-Fethu’l-Bârî); Müslim, Fiten (18/32-33 -Nevevi Şerhi))

Rasulullah (sav)’in bu hadiste haber verdiği gerçekleşmiştir. Nitekim cahillik ve bilgisizlik yayılınca Devs ve onun etrafındaki kabileler,tekrar eski cahiliye günlerine dönerek Zu’l-Halasa’ya tapmaya başladılar tabi ki bu durum Muhammet b. Abdulvahhab Hicaz’da tevhid davasına başlayıp insanlara gerçek dinlerini anlatıncaya kadar devam etti. Ondan sonra Abdülaziz b. Muhammed b. Suud Zu’l- Halasa’yı yıkmak için bir grup insanı görevlendirdi ve onlarda onun bir çoğunu yıktılar. Hicaz’da bir ara Suud ailesinin hükümranlığı kesilince tekrar Zu’l- Halasa’ya tapmaya başladılar. Kral Abdülaziz b. Abdurrahman tekrar idareyi ele geçirince askerlerinden bir orduyu Zu’l-Halasa’yı yıkmak içingönderdi Allah’ın izniyle bu putu tamamen yok ettiler. (“İthafu’l-Cemâa” (1/522-533))

Bununla birlikte şirkin değişik şekilleri bazı ülkelerde görülmektedir. Nitekim Rasulullah (sav)’in: “Lat ve Uzza’ya ibadet edilmeyen bir gece ve gündüz yoktur” dediğini duyunca Hz. Aişe (ra): “Yâ Rasulullah! Ben “O Allah, müşrikler hoşlanmasalar da kendi dinini bütün dinlere üstün kılmak için Rasûlünü hidayet ve hak din ile gönderdi” (Tevbe: 33) âyeti indiğinde bunun son bulduğunu zannediyordum” dedi. bunun üzerine Rasululah (sav) şöyle buyurdu: “O son bulma Allah’ın dilediği zamana kadar devam edecek. Sonra Allah hoş bir rüzgar gönderecek ve bu rüzgar kalbinde hardal tanesi kadar iman olan herkesi öldürecek. Sonra hayırsız insanlar kalacak ve bunlar tekrar atalarımızın dinlerine
dönecekler”. (“Müslim, Fiten (18/33-Nevevi Şerhi))

Şirkin şekilleri çoktur. Sadece putlara, taşlara, ağaçlara ve kabirlere tapmakla sınırlı değildir. Bununla birlikte bazı tağutları Allah’a denk tutmakta şirke dönüşebilir. Onlar kendi nefislerinden kanunlar koyup, insanları, Allah’ın kanunlarını bırakıp kendi kanunlarına uymaya zorlarlar ve kendilerinin de bir ilah olduğunu iddia ederler. Aynı şu âyette olduğu gibi: “Allah’ı bırakıp hahamlarını ve rahiplerini rabler edindiler” (Tevbe:31) Yani: Alimlerini, din adamlarını ve evliyalarını kendilerine din koyucu olarak kabul etiler. Çünkü onların helal ve haram dediklerini kabul ediyorlardı. (“İbn Kesir Tefsiri” (4/77))

Eğer helal ve haramı kabullenmede böyle ise, İslam’ı arkalarına atıp terk edenler ateistliği, laikliği, komunizmi, sosyalizmi ve ırkçılığı boyunlarına takıp nasıl olurda Müslüman olduklarını söyleyebilirler.


 
2 “Sünen-i Ebî Davud” (11/322,324-Avnu’l-Ma’bud). “Camiu’t-Tirmizi” (6/466) Tirmizi: “Bu hadis sahihtir” demiştir. Albani hadisi sahihlemektedir. Bak: “Camiu’s-Sağir’in Sahihleri” (6/174 Hadis no:7295)
3 “Halasa”: Kırmızı taneli inci büyüklüğünde meyvesi olan bir ağaçtır. “Zu’l-Halasa”: Bir puthane veya onun içinde bulunan Halasa isimli put. “Zu’l-Halasa”: Halasa isimli iki put. Bir tanesi Devs kabilesinin diğeri Has’em kabilesinindir. Bu hadiste geçen Devs kabilesininkidir. Bu putun bulunduğu yer şuan Taif’in güneyindeki Zahran şehrindedir. Bulunduğu yere Seruk denilmektedir ve Halasa putu Rames köyünün yakınında yüksek taşlık bir tepenin üstündedir. Buda zamanında orada sağlam bir binanın bulunduğunu gösterir. Bak: “Fethu’l-Bârî” (8/71)
Has’em kabilesindeki put ise Araplardan Has’em ve Buceyle kabileleri tarafından Kâbe örnek alınarak yapılmıştır. Rasulullah (sav) Cerir b. Abdullah el-Becelî’yi 150 kişi ile birlikte bu putu yıkmak için göndermiştir. Yıkılma olayını Buhari “Sahih”te Kitabu’l-Meğazi’de (8/70,71-Fethu’l-Bârî) rivayet etmektedir. Has’em’deki put Mekke ve Yemen arasında Tebâle mevkiindedir. Şu an bulunduğu yere büyük bir cami yapılmıştır. Bak: “Mu’cemu’l-Buldan” (4/80)