KUR'AN'DAN KISSALAR | HAZRETİ SALİH'İN DEVESİ

Birinci Ad kavmi helak olduktan sonra, onların geri kalanları Vadi'l Kura ve Şam taraflarını imar ederek hala eserleri baki olan bir takım eski menziller meydana getirdiler. Büyük binaları barındıran şehirleri, kasabaları ve dağ zirvelerinde oyulmuş san'at eseri mağaraları vardı. Bunların merkezi olan Hıcr şehrinin bakiyesi olarak bir köy vardır ki, Semud medeniyetinin eserleri Hıcr'in etrafındadır.

Birinci Adın bakiyesi olan bu Semud kavmi müşrik ve putperest idiler. Allahü Teala kendilerine tevhid akidesini öğretmek üzere içlerinden biri olan kan kardeşleri Salih Aleyhisselam'ı peygamber olarak gönderdi. Salih Aleyhisselam Semud kavminin orta halli bir ailesine mensuptu. Ancak soy bakımından en itibarlı bir aile idi. Hazreti Salih kavmini hakka davete başlayarak şu nasihatlerde bulundu:

— Ey kavmim! Siz burada müşrik olduğunuz halde Ölümden, afetten emin olarak bırakılır mısınız? Bu bahçeler, bostanlar, pınarlar, ırmaklar, ekinler, meyvesi hoş hurma ağaçları içinde kalır mısınız? Bir de ince san'atla dağlardan hayrete değer evler yontuyorsunuz. Bunların içerisinde şirk üzere ebedi kalır mısınız? Şu halde Allah'dan korkunuz ve onun Resulü olan bana itaat ediniz!. Ve yeryüzünü fesada verip İslahına çalışmayan şu müşriklerin sözlerine kapılmayınız!

Fakat Semud kavmi Salih Aleyhisselam'ın bu davetine isyan ettiler ve:

— Muhakkak sen sihre tutulmuş, çıldırmış kimselerden birisin! Sen de şüphesiz bizim gibi yiyip içen bir kişisin. Eğer sen doğru Peygamberlerden isen, doğruluğuna delil olacak bir delil getir! dediler.

Hazreti Salih onlara

— Ey kavmim, Allah'a kulluk ediniz! O Allah ki, sizin için O'ndan başka ibadet edecek hiç bir ilah yoktur. Bunun Rabbiniz tarafından muhakkak bir delili gelmiştir ki, o, sizin için bir delil olarak Allah'ın gönderdiği şu dişi devesidir. Onu kendi haline bırakınız!. Varsın Allah'ın toprağında Hıcr vadisi otlarından yesin!. Sakın ona bir fenalıkta bulunmayınız!. Sonra sizi çok elemli bir azab yakalar. Şunu da hatırlayınız ki, Allah sizi, Ad kavmini helak ettikten, sonra onlara halef kıldı. Ve sizi bu toprakta yerleştirdi. Düz ovalarında yazlık köşkler ediniyorsunuz. Dağlıklarında da kışlık evler yontuyorsunuz. Artık Allah'ın nimetlerini hatırlayınız da O'na iman ediniz! Ve yeryüzünde fesadçı bir zümre halinde gezmeyiniz!.

İşte şu bir deve peygamberliğimin doğruluğuna bir delildir. Bu kuyunun suyunu nöbetle muayyen bir gün devenin içmek hakkı vardır. Muayyen bir gün de sizin içmek hakkınız vardır. Sakın bu deveye fenalık dokundurmayınız, bunu kesmeyiniz!. Sonra sizi büyük bir günün azabı yakalar! dedi.

Salih Aleyhisselam'ın kavminden iman etmeyi kibirlerine yediremiyen eşraf güruhu, etbalarından iman eden fukara zümresine, onlarla alay ederek:

— Siz Salih'in hakikaten Rabbi tarafından bize ve size gönderilmiş bir Peygamber olduğuna inanıyor musunuz? dediler. Fakirler ve zayıflar takımı da onlara:

— Biz Allahü Teala'nın Salih Aleyhisselam'a gönderdiği dine inanmış kişileriz! diye cevap verdiler.

Kibirlenip de iman etmeyen güruh ise:

— Sizin iman ettiğiniz o dini biz inkar ediyoruz! dediler ve Allah'ın mu'cizesi olan dişi deveyi boğazladılar ve Allah'ın emrini kabul etmekten kaçındılar. .

Salih Aleyhisselam'a da:

— Ey Salih, eğer sen hakikaten Peygamberlerden isen bizi korkutup durduğun azabı getir de görelim! dediler. Bunun üzerine onları bir zelzele, yeryüzünü sarsan şiddetli bir sayha yakaladı da onlar evlerinde çöke kalarak sabaha erdiler.

Salih Aleyhisselam ise onlardan döndü ve dönmeden önce de kendilerine:

— Ey kavmim, ben size Rabbimin emirlerini, nehiylerini tebliğ ettim, size güzel öğüt de verdim, Ancak siz hayrınız için çalışanları sevmezsiniz! dedi.

Semud kavminin merkezi olan Hıcr şehrinde dokuz kişilik bir şerli çete vardı. Bunlar Semud'un mütegallibe takımı idiler. Semud diyarını İslah değil, ifsad ediyorlardı. Devenin nöbet günü kuyunun suyunu içip kurutmasına, hayvanların susuz kalmasına canları sıkılarak bu çete ferdleri, Allah adına and içerek aralarında sözleştiler ki, muhakkak Salih Aleyhisselam'a ve ona iman edenlere bir gece baskını yapalım, öldürelim. Sonra onun varislerine:

— Biz Salih'in ve ehlinin öldürüldüğünü görmedik! diye yemin edelim. Artık sözümüz sözdür, sözümüzde sadık kimseleriz! dediler.

Onlar böyle bir hile tuzağı kurdular.

Halbuki Hazreti Allah da onlara bir ceza ve helak hazırlamıştı ki, onlar hala anlamıyorlardı.

Sonunda müşrikler deveyi boğazladılar, sonra da öldürdüklerine pişman oldular. Bu hadiseden üç gün sonra bir sabah vakti azab sayhası kendilerini yakaladı da, onlara oydukları sağlam binalar, o kadar servetleri hiç bir fayda vermedi.. imansızların hepsi toptan helak oldu. Yontulmuş evleri yaptıkları zulümler yüzünden bom - boş kaldı. Şüphesiz bu hadisede anlamak ve bilmek kaabiliyeti olan bir kavim için büyük ibret vardır.

İman edenler topluluğu ise bu badireden selamete çıkarıldı. Çünkü onlar şirkten uzaklaşmışlardı. Salih Aleyhisselam ile birlikte kurtulan mü'minler dört bin kişi idi. Hazreti Salih bu azabın vaki olmasından önce ümmetiyle beraber Semud kavminin arasından çıkarak Şam tarafına gelmiş, Remle kasabasında kalmıştır. Hazreti Salih kavmi ile yirmi sene yaşadıktan sonra yüz elli sekiz yaşında iken Hadramut'da vefat etmiştir.

Hazreti Salih'in yukarda geçtiği gibi, mucize olarak bu dişi deveyi ortaya koyması, Semud kavminin kıymetli malının deve olmasındandır. Devenin icazkar hali de dolu bir kuyunun suyunu bir defada içmesidir. Bu mübarek hayvan dağlarda otlar, su nöbeti kendisinin olduğu gün gelir, başını kuyuya sokarak bir defada kuyunun suyunu tamamen içermiş. Ertesi gün de Semud kavmi kuyudan su alır, hayvanlarını su-larlarmış.

Resulüllah aleyhisselam Tebük harbinde Semud'un helak olduğu yerde konakladığı zaman sahabilerine, buranın kuyusundan su içmemelerini ve buradan su almamalarını ilan etti. Ashab «Ey Allah'ın Resulü, biz bu kuyunun suyundan alıp hamur yoğurduk, su kaplarımızı da doldurduk» deyince, Peygamber aleyhisselam «öyle ise hamuru atın, o aldığınız suyuna dökün!» buyurdular.


(A'raf, Hıcr, Nemi ve Şuara Sureleri)