RESULULLAH(SAV)'TAN KISSALAR | MÜŞRİKLERLE MÜŞTEREK BAHİS



Yennar bin Mükrem Eslemi radıyallahu anh anlatıyor:

«Elif, Lam, Mim, Rum Arap topraklarına çok yakın bir yerde mağlub oldu. Halbuki Rum mağlub olduktan sonra, bir Kaç sene içerisinde elbette galib geleceklerdir.» (Rum Suresi) mealindeki Ayet-i Kerimeler nazil olduğu zaman Fars, yani iranlılar onlara üstün durumda idiler. Müslümanlar Rumların iranlılara galib gelmesini istiyorlardı. Çünkü onlar da müslümanlar gibi, kitap ehli idiler.

İşte Allahü Teala'nın «Rum'un Fars'a galib geldiği günde Allah'ın Rumlara yardımcı olmasına müminler sevinirler, Allah dilediği kimseye yardım eder. Allah düşmanlarına galib, dostlarına rahmet edicidir.» (Rum Suresi) Ayet-i kerimesi de bunu ifade etmektedir.

Kureyşliler ise İranlıların galebe etmesini istiyorlardı. Zira Kureyş gibi onlar da kitap ehli değildiler ve öldükten sonra dirilmeye de inanmıyorlardı. Bu ayet nazil olunca Hazreti Ebu Bekir «Elif, Lam, Mim, Rum mağlub oldu...» diye bağırarak çıktı.

Kureyşlilerden bir adam, Ebu Bekir radıyallahu anh'e:

— işte bu, sizinle bizim aramızda olan bir meseledir. —Peygamber aleyhisselamı kasdederek:

— Sahibiniz, Rum'un bir kaç sene içerisinde Fars'a galib geleceğini zannetti. Seninle bu hususta bir bahse girelim mi? dedi.

Ebu Bekir radıyallahu anh:

— Peki, girelim, diye karşılıkta bulundu. Bu, bahse girmenin haram kılınmasından evvel idi. Bunun üzerine Hazreti Ebu Bekir ile müşrikler bahse girdiler. Her iki taraf yüzer deve koydu.

Hazreti Ebu Bekir'e:

— Ayette geçen bu «bir kaç sene»yi ne kadar tayin edelim. Üçten dokuza kadar olan bu miktarın ortasını sen tesbit et! dediler. Böylece altı sene üzerinde anlaştılar. Rumlar iranlılara galib gelmeden bu altı sene doluverdi. Neticede müşrikler Ebu Bekir radıyallahu anh'ın ortaya koyduğu bu yüz deveyi aldılar, Ancak yedinci sene geldiği zaman, Rumlar iranlılara galebe ettiler. Bu defa da Hazreti Ebu Bekir onlardan, verdiği yüz deve ile birlikte yüz deve daha aldı.

Müslümanlar Hazreti Ebu Bekir'in «altı sene» olarak tesbitini tasvip etmemişlerdi. Çünkü Allahü Teala «birkaç sene» buyurmuştu. Bu da üç ila dokuz arasında bir mana ifade ediyordu.

Bu hadise sebebiyle birçok kişiler müslümanlığı kabul ettiler.


(Tirmizi)