Kıyamet Alâmetleri | Ye’cuc ve Me’cuc





Allah-u Teâlâ, Ye’cuc ve Me’cuc’un settin arkasından çıkışını haber vererek şöyle buyuruyor:

“Ye’cuc ve Me’cuc’un setti açıldığı vakit, onlar her tepeden akın akın inerler. Hak olan vaat yaklaşmıştır.” (Enbiya 96, 97)

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:

‘Ye’cuc ve Me’cuc, setti her gün kazarlar. Nihayet güneşin ışığını görmeye yaklaştıkları vakit başlarında bulunan kişi:

−Haydi, geri dönün, onu yarın kazacağız, der. Allah-u Teâlâ da setti eskisinden daha sağlam bir hale getirir. Nihayet süreleri dolup da Allah-u Teâlâ onları insanların üzerine göndermeyi dileyince yine setti kazarlar. Güneşin ışığını görmeye yaklaştıkları vakit başlarında bulunan kişi:

−Haydi, dönünüz, inşallah yarın kazacağız, der.

Onlar da:

−İnşallah, derler.

Sonra ertesi gün yine settin yanına gelirler ve bıraktıkları vaziyette bulurlar. Yani açtıkları gedikler olduğu gibi kalır, onlar setti kazarak insanların üzerine çıkarlar. Ulaştıkları suyu içip bitirirler. İnsanlar onlardan korunmak için kalelerine sığınırlar. Bunun üzerine onlar oklarını göğe atarlar. Okları üzeri kanlı olarak geri döner.

Bunun üzerine onlar:

−Yeryüzü halkını katlettik, gök ehline galip geldik, derler. Sonra Allah onların boyunlarına musallat olacak deve kurtları gönderir ve onları bununla öldürür. Canım elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki yerdeki hayvanlar, onların etleriyle semizlenecek ve memeleri sütle dolacaktır.’ (İbni Mace 4080)

Nevvas bin Sem’an (Radiyallahu Anh) hadisinde geldiği gibi, onlar Taberiye gölüne uğrarlar ve o gölü tamamen içip bitirirler. Allah-u Teâlâ, İsa (Aleyhisselam)’a, Müslümanları Tur dağında korumasını vahyeder; çünkü Ye’cuc ve Me’cuc’la savaşmaya kimsenin kudreti yoktur. Sonra boyunlarında çıkan bir kurtla Allah (Azze ve Celle) onları helak eder. Onlar tek bir canın ölmesi gibi toptan ölürler.

Ebu Said el-Hudri (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

‘Ye’cuc ve Me’cuc setti açılacak. Onlar Allah-u Teâlâ’nın: ‘Onlar her tepeden inerler’ buyurduğu gibi yeryüzünü istila edecekler. Müslümanlar onlardan dolayı yerlerini bırakıp geri çekileceklerdir. Kalan Müslümanlar, şehirlerine ve kalelerine sığınmış olacak ve küçükbaş/büyükbaş hayvanlarını yanlarında barındıracaklardır. Ye’cuc ve Me’cuc bir nehre uğrayıp hiçbir şey kalmayacak şekilde içip bitirecek. Onların son kısmı o göle uğrayacak, içlerinden birisi:

−Burada bir defasında su vardı, diyecek. Onlar yeryüzüne hâkim olacaklardır.

Onlardan birisi:

−Şu yeryüzü ahalisinin işini bitirdik, şimdi gök ahalisi ile savaşacağız, diyecek. Birisi mızrağını göğe fırlatacak ve mızrağı kana bulanmış olarak geri dönecektir.

Bunun üzerine onlar:

−Biz gök halkını da öldürdük, diyecekler. Onlar bu durumdayken Allah Azze ve Celle, deve kurdu sürüsüne benzer hayvanlar gönderecektir. Bu hayvanlar onların boyunların yakalayacak ve onlar, çekirge sürüsünün ölümü gibi ölüp birbirlerinin üzerine düşeceklerdir. Sabah olunca Müslümanlar onların sesini sedasını işitmeyecekler.

Bunun üzerine Müslümanlar:

−Kim canını feda edip onların ne yaptıklarına bakacak derler. Bunun üzerine Müslümanlardan nefsini Ye’cuc ve Me’cuc’a öldürtmeye hazırlamış olan bir adam inecek ve Ye’cuc ve Me’cuc kavmini ölmüş olarak bulacaktır. Bunun üzerine Müslümanlara şöyle seslenecek:

−Dikkat! Düşmanlarınızın ölmüş olduğunu size müjdelerim. Bunun üzerine Müslümanlar dışarı çıkarlar, hayvanlarını salıverirler. Fakat Ye’cuc ve Me’cuc’un etleri dışında hayvanların yiyeceği ot bulunmayacaktır. Hayvanlar yedikleri otla en güzel semizlendikleri gibi onların etleriyle semizleneceklerdir’ buyurdu.” (İbni Mace 4079)

Geçen Nevvas bin Sem’an (Radiyallahu Anh) hadisinde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle anlatmıştı:

‘Sonra Allah’ın Nebisi İsa ve ashabı, yeryüzüne inerler. Yeryüzünde Ye’cuc ve Me’cuc’un leşleri ve pis kokularıyla kaplanmamış bir karış dahi yer bulamazlar. Sonra İsa ve ashabı Allah’a yakarırlar. Allah Azze ve Celle develerin boyunlarına benzer kuşlar gönderir de o kuşlar, leşleri Allah’ın dilediği bir yere taşırlar.

Sonra Allah-u Teâlâ bir yağmur gönderir ki o yağmur dümdüz etmediği ne kıldan yapılmış ne de kilden yapılmış bir ev bırakır. O yağmur, yeryüzünü yıkar, hatta ayna gibi yapar. Sonra yere; ‘meyvelerini bitir, bereketlerini geri getir denir.’

İşte o zaman Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in:

‘Mesih’ten sonra ki yaşam ne mutlu’ buyurduğu zaman gelmiştir.

Yine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Ye’cuc ve Me’cuc’den kalan eşyalar için şöyle buyuruyor:

‘Müslümanlar Ye’cuc ve Me’cuc’un yayları ve oklarından yedi yıl ateş yakar, ısınırlar.’

Onlar hadiste geçtiği gibi Taberiye gölünü içip bitirirler. (İbni Mace 4076)

Kıyametin Diğer Büyük Alametleri

İsa (Aleyhisselam)’ın inişi ve Deccal’in çıkmasıyla birlikte kıyametin diğer büyük alametleri şunlardır:

1) Güneşin battığı yerden doğması,

2) İnsanlar üzerine bir Dâbbe’nin çıkması,

3) Duhan (duman) ve biri doğuda, biri batıda, diğeri de Arap yarımadasında olmak üzere üç yere batırılma olayı,

4) Aden arazisinin en ücra köşesinden çıkıp insanları mahşer yerine sevk eden bir ateşin çıkmasıdır.

Sonra Nevvas bin Sem’an (Radiyallahu Anh) hadisinde geldiği gibi tatlı bir rüzgâr çıkıp her Müslüman ve mü’minin ruhunu kabzeder. Geride insanların en şerlileri kalır. Onlar da eşeklerin ilişkiye girmesi gibi insanların gözü önünde ilişkiye girerler. İşte bunların üzerine kıyamet kopar.

Bu tatlı rüzgâr gelmeden önce güneş battığı yerden doğar, yerden bir Dâbbe çıkar ve insanlarla konuşur. Kur’an’ı Kerim, mushaflardan ve kalplerden silinir. Dinin izleri kaybolur. Duhan (duman) zuhur eder. Bu alametlerin sonuncusu; Yemen’de Aden arazisinin ücra köşesinden bir ateş çıkar, insanları mahşer yeri olan Şam topraklarına sevk eder.

O ateş, insanlar her ne halde iseler onlarla beraber olur. Hadis-i şeriflerde, bu üç yere batırılma olayı hakkında ayrıntılı bir bilgi verilmemiştir. Allah en iyisini bilendir.

Huzeyfe bin Esid el-Gıfari (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Bizler kıyameti müzakere ederken birden Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çıkageldi ve:

−‘Neyi müzakere ediyorsunuz?’ buyurdu.

Biz:

−Kıyameti müzakere ediyoruz, dedik.

Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):

−‘Sizler öncesinde on alamet görmediğiniz sürece kıyamet kopmayacaktır’ buyurdu ve şunları zikretti:

−‘Duhan, Deccal, Dâbbe, Güneşin batıdan doğması, Meryem oğlu İsa’nın inmesi, Ye’cuc ve Me’cuc’un çıkması, biri doğuda biri batıda diğeri de Arap yarımadasında olmak üzere üç yere batırılma olayı, bu alametlerden sonuncusu ise Yemen’den çıkıp insanları mahşer yerine sevk eden bir ateştir’ buyurdu.”

Diğer bir rivayette Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

‘İnsanları denize atan bir rüzgâr.’ (Müslim 2901/39, 40)