FIKIH | ASHABÜ'L-FERAİZ (MİRAS)

Aradığınız konunun baş harfini aşağıdan seçiniz:

A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z

Kaynak: https://sorularlaislamiyet.com

ASHABÜ'L-FERAİZ (MİRAS) 

Islâm miras hukukunda belirli pay sahibi mirasçılar. Ferâiz'in tekili olan farîza, belirli pay demektir. Mirastaki payları tek tek belirlenen mirasçılara, belirli pay sahibi mirasçılar anlamında bu isim verilmiştir. Bu gruba giren mirasçılar onbir olup, değişik durumlara göre bunlar için kırk pay durumu (hâl) söz konusudur. Kitap, sünnet ve icma ile belirlenen bu onbir mirasçı ve paylarının dayandığı deliller şunlardır:

Kur'an-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:

"Allah size (miras hükümlerini şöylece) emir ve tavsiye eder: Çocuklarınız hakkında, erkeğe iki dişinin payı vardır. Kızlar ikiden fazla ise, mirasın üçte ikisi onlarındır. Kız bir tane ise mirasın yarısı onundur. Ölenin çocuğu (oğul veya kız) varsa, ana ve babadan herbirine terikenin altıda biri verilir. Ölenin çocuğu olmayıp da ona ana ve babası mirasçı olduysa, üçte biri anasınındır. Ölenin erkek veya kız kardeşleri varsa, terikenin yine altıda biri anasınındır. Bu hükümler, miras bırakanın yapacağı vasiyetin infazından veya borcun ödenmesinden sonradır. Siz babalarınızdan ve oğullarınızdan hangisinin yarar bakımından size daha yakın olduğunu bilmezsiniz. Bu hükümler Allah'tan birer farîzadır. Şüphesiz Allah her, şeyi bilicidir, tam hüküm ve hikmet sahibidir. " (en-Nisâ, 4/11).

"Karılarınızın çocuğu yoksa terikenin yarısı sizindir. Eğer onların çocuğu varsa, size terikesinden (düşecek hisse) dörtte birdir. Bu da, onların yapacağı vasıyetin veya borcun ifasından sonradır. Eğer çocuğunuz yoksa, bıraktığınızdan dörtte biri onların (karılarınızın) dır. Şayet çocuğunuz varsa, terikenizden sekizde biri yine onlarındır. Bu da, yapacağınız vasiyetin veya borcun ödenmesinden sonradır. Eğer mirası aranan erkek veya kadın, çocuğu ve babası olmayan bir kimse olur ve onun (ana bir) erkek veya kız kardeşi bulunursa, bunlardan her birinin hissesi altıda birdir. Eğer ona bir erkek veya kız kardeşlerin sayısı birden fazla ise, onlar üçte biri zarara uğratılmaksızın oralarında eşit olarak taksim ederler. Bu hükümler yapılan vasiyetin ve varsa borcun ödenmesinden sonradır. Bu emirler size Allah'tan bir vasiyettir. A!!ah her Şeyi bilen, ve yarattıklarına çok yumuşak davranandır" (Nisâ, 4/12)

"Işte bunlar Allah'ın hükümleridir. Kim Allah'a ve Peygamberi'ne itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan Cennetlere koyar ki onlar orada ebedî kalıcıdırlar. Bu, en büyük bir kurtuluştur" (en-Nisâ, 4/13).

"Kim de Allah'a ve Peygamber'ine isyan eder, Allah'ın sınırlarını açarsa, onu da -içinde daimi kalıcı olarak ateşe koyar. Onun için küçültücü bir azap vardır" (en-Nisâ, 4/14).

"Habibim, senden fetva isterler. De ki: " Âllah, babası ve çocuğu olmayanın mirası hakkındaki hükmünü şöylece açıklar: Eğer çocuğu ve babası olmayan bir erkek ölür, geride (ana-baba bir veya baba bir) bir tek kız kardeşi kalırsa mirasın yarısı onundur. Eğer mirasçı erkek kardeş ise, çocuksuz (ve babasız) ölen kız kardeşinin bıraktığının tamamını alır. Eğer aynı şartlarla kalan kız kardeş, iki veya daha fazla ise, erkek kardeşinin bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Eğer erkek ve kız kardeşler birlikte mirasçı olmuşlarsa, erkeğin hissesi iki dişinin hissesi kadardır. Allah size, yanılırsınız diye, hükümlerini açıklıyor. A!/ah, her şeyi hakkıyla bilendir" (el-Mâide, 5/176).

"Hısımlar Allah'ın kitabınca birbirine daha yakındırlar. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir" (el-Enfâl, 8/75).

"Ana-baba ile yakın hısımların bıraktıklarından erkeklere, ana-baba ile yakın hısımların bıraktıklarından kadınlara, azından da çoğundan da farz kılınmış birer hisse vardır" (en-Nisâ, 4/7).

Hz. Peygamber'in mirasla ilgili bazı hadisleri de şöyledir:

"Ferâiz (miras) ilmini öğreniniz ve öğretiniz. Çünkü ferâiz, ilmin yarısıdır" (Buhârî, Ferâiz, 2; Ebû Dâvud, Ferâiz, 1; Tirmizî, Ferâiz, 2)

"Miras hisselerini sahiplerine verin. Kalan miktar, en yakın erkek hısımındır" (Buhârî, Ferâiz, 5, 7, 9-10; Müslim, Ferâiz, 2-3; Tirmizî, Ferâiz, 8)

Ibn Mes'ud (r.a.)'dan rivayet göre:

"Hz. Peygamber bir kız, oğlu kızı ve kız kardeş ile birlikte mirasçı olunca; kıza yarım hisseyi, oğul kızına üçte ikiyi tamamlamak için altıda biri, kız kardeşe de geri kalanı hükmetmiştir" (Buhârî, Ferâiz, 8, 12; Tirmizî, Ferâiz, 4; Ibn Mâce, Ferâiz, 2).

"Kız kardeşleri, kızlarla birlikte olunca asabe yapınız" (Buhârî, Ferâiz, 12; Dârimî, Ferâiz, 4).

"Ibn Büreyde şöyle demiştir: Peygamber (s.a.s.) nineye yanında anne olmadığı zaman altıda bir vermiştir" (Ibn Mâce, Ferâiz, 4).

Bazı miras hükümleri de icma deliline dayanır. Ana-baba bir kız kardeş bulunmayınca, baba bir kız kardeşin onun yerine geçeceği prensibi gibi.

Delillerde yer alan mirasçıların payları şöyledir:



A. Koca (Zevc) 1- Koca, ölenin (karının) çocukları veya oğlunun... oğlu veya kızı ile birlikte mirasçı olduğunda, terikenin dörtte birini alır. Ölenin kızından fürûu burada dikkate alınmaz.

2-Bunlar bulunmadığında yarısını alır.

B. Karı (Zevce) 1- Karı, ölen kocasının çocukları veya oğlunun... oğlu veya kızı ile birlikte bulunduğunda sekizde bir alır.

2- Bunlar bulunmadığında dörtte bir alır.

Eş (zevce) birden fazla ise her iki durumda belirlenen payı aralarında eşit olarak paylaşırlar.


C. Baba 1- Baba, ölenin oğlu veya oğlunun erkek fürûu ile birlikte bulunduğunda altıda bir alır.

2-Ölenin kızı veya oğlunun kızı yahut oğlunun... oğlunun kızı ile birlikte bulunduğunda altıda bir ve ilâve olarak asabe* sıfatıyla ashabü'l-ferâizden artanı alır.

3-Bu iki grup mirasçı bulunmadığından asabe olur. Başka mirasçı yoksa terikenin tamamını, varsa bunlardan artanı alır.

D. Anne


1- Ölenin çocukları veya oğlunun... oğlu veya kızı, yahut ölenin birden fazla erkek veya kız kardeşiyle birlikte bulunduğunda altıda bir alır.

2-Ölenin babası ve eşi ile birlikte bulunduğunda eşten artanın üçte birini alır. Bu durumda baba asabe olarak geriye kalanı alır.

3-Bu iki grup mirasçı bulunmadığında bütün terikenin üçte birini alır.

E. Dede Burada ashabü'l-ferâiz olarak pay sahibi olan dede, ölenin babasının babası veya onun babasıdır. Buna sahih dede (cedd-i sahih) denir. Annenin babası gibi ölen ile arasına kadın giren dedeye ise fasit dede denir ve miras hukuku bakımından zevi'l-erhâm* grubu içinde yer alır.

Baba sağl olmayınca dede onun yerine geçer. Buna göre dedenin dört hâli vardır. Ilk üç hâli babanınki ile aynıdır. Dördüncü hâl, babanın sağl olması hâli olup, bu durumda dede mirasçı olamaz.

F-Kız

1- Ölenin oğlu olmayıp da bir kızı varsa terikenin yarısını alır.

2-Aynı durumda iki veya daha fazla kız varsa, üçte ikiyi aralarında paylaşırlar.

3-Ölenin oğlu varsa asabe (bigayrıhi asabe) olur. Ashabü'l-ferâiz'den artanı oğul iki, kız bir hisse almak üzere paylaşırlar.

G. Oğulun Kızı Ölenin kızı bulunmayınca oğlunun kızı onun yerine geçer.

1-Ölenin oğlu veya kızı bulunmaz da, oğlunun... bir tane kızı olursa terikenin yarısını alır.

2-Aynı durumdaki oğulun kızı birden fazla ise, üçte ikiyi aralarında eşit olarak paylaşırlar.

3-Ölenin oğlu bulunmaz ve oğlunun kızı ölenin bir kızı ile birlikte bulunursa altıda bir alır.

4-Aynı durumda ölenin birden fazla kızı varsa oğulun kızı mirasçı olamaz.

5-Ölenin oğlu olmayıp da, onun oğul ve kızları beraber bulundukları takdirde, müşterek asabe olurlar ve ashabü'-ferâiz'den artanı ikili-birli paylaşırlar.

6-Oğlun kızları oğul ile birleştiklerinde mirasçı olamazlar.

H.Ana-Baba Bir Kız Kardeş

1-Bir tane ise terikenin yarısını alır.

2-Iki veya daha çok ise üçte ikiyi paylaşırlar.

3-Ölenin ana-baba bir kız kardeşi aynı durumdaki erkek kardeşiyle birlikte bulunurlarsa, müşterek asabe olurlar ve ashabü'l-ferâiz'den artanı ikili-birli paylaşırlar.

4-Ölenin kızı, oğlunun kızı ve oğlunun.... oğlunun kızı ile birlikte bulunurlarsa asabe olup kalanı alırlar.

5-Ölenin oğlu, oğlun oğlu, babası veya sahih dedesi ile birlikte bulunurlarsa mirasçı olamazlar.

Baba Bir Kız Kardeş

Ana-baba bir kız kardeş bulunmazsa baba bir kız kardeş onun yerini alır.

1-Bu durumdaki kız kardeş bir tane ise, terikenin yarısını alır.

2-Birden fazla iseler, üçte ikiyi eşit olarak paylaşırlar.

3-Bu durumdaki kız kardeş bir tane ana-baba bir kız kardeşle birlikte bulunurlarsa altıda bir alır.

4-Ana-baba bir kız kardeş birden fazla ise baba bir kız kardeş mirasçı olamaz.

5-Baba bir kız kardeş baba bir erkek kardeşle birlikte bulunursa, müşterek asabe olurlar, kalanı ikili-birli paylaşırlar.

6-Ölenin kızı veya oğlunun kızı ile birlikte bulunursa asabe olur ve kalanı alır.

7-Ölenin oğlu, oğlunun oğlu..., babası, dedesi, ana-baba bir erkek kardeşleri, asabe olan ana-baba bir kız kardeşleriyle beraber bulunurlarsa mirasçı olamazlar.

Ana Bir Kardeşler

1-Bir tane ise altıda bir alır.

2-Birden fazla iseler, terikenin üçte birini erkek-kadın ayırımı yapmaksızın eşit olarak paylaşırlar.

3-Ölenin oğlu kızı, oğlunun oğlu veya kızı, babası, dedesi ile birlikte bulunurlarsa mirasçı olamazlar.

K.Nine

Buradaki nineden maksat, araya fasit dede girmeyen, anne veya baba tarafından büyük annedir. Babanın annesi veya onun annesi, annenin annesi veya onun annesi gibi ki, bunlara sahih nine denir. Araya fasit dede girmesi hâlinde, ondan sonraki nineye fasit nine denir. Ölenin annesinin babasının annesi gibi. Bunlar miras hukuku bakımından zevi'l-erhâm içinde yer alırlar.

1-Sahih nineler mirasçı oldukları durumlarda altıda bir alırlar. Nine birden fazla ise bunu eşit olarak paylaşırlar.

2-Nine ana ile beraber bulunursa veya baba ve dededen nineler baba veya dede ile birlikte bulunurlarsa mirasçı olamazlar. Keza yakın derecedeki nine uzak olanı mirastan düşürür. (el-Cassâs, Ahkâmü'l-Kur'an; Ibnü'l-Arabî, Ahkâmü'l-Kur'an; Ibn Kesîr, Te,fsîru'l-Kur'anı'l-Azîm, miras ayetlerinin tefsiri; Ibn Rüşd, Bidâyetü'l-Müctehid, II, 322-329; Ibnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, IV, 39 vd.; el-Mevsılî, el-Ihtiyâr, V, 85-86 vd.; Seyyid Şerif el-Cürcâni, Şerhu's-Sirâciyye, s. 3-4, vd.; el-Kâsânî, Bedayıu's Sanâyi', III, 99; Fetâvâ'l-Hindiyye, I, 353; Bilmen, Hukuk, Islâmiyye ve Istılâhâtı Fıkhıyye Kâmusu, Istanbul 1951, IV, 507-535; Ebû Zehra, Ahkâmü't-Tarikât ve'l-Mevârîs, Kahire, (t.y.) s. 121-180; Hamdi Döndüren, Delilleriyle Islâm Hukuku, Şahıs, Âile ve Çözümlü Miras, Istanbul 1983, s. 417-491)