FIKIH | İLK CUMA NAMAZI

Aradığınız konunun baş harfini aşağıdan seçiniz:

A
B
C
Ç
D
E
F
G
H
I
İ
K
L
M
N
O
Ö
P
R
S
Ş
T
U
Ü
V
Y
Z

Kaynak: https://sorularlaislamiyet.com

İLK CUMA NAMAZI 

a- Bu Konudaki Değişik Rivayetler:

Ilk cuma namazının nerede ve kimler tarafından kılındığı konusunda değişik rivayetler mevcuttur. Bu rivayetleri şöylece özetleyebiliriz:

1. Resûlüllah hicret etmeden önce cumanın kılınmasına izin verdi. Kendisi Mekke'de cumayı kılmaya Kadir olamamış ve cumayı izhar edememişti. Mus'ab b. Umeyr'e: "Yahudilerin cumartesi günleri Zebûr'u açıkça okuduklarını göz önünde bulundurarak, kadınlarınızı ve çoçuklarınızı toplayın ve cuma günü, güneş zevalden yarıyı geçince, iki rek'atle Allah'a yaklaşın." diye yazdı. (Hamidullah, Muhammed, el-Vesâiku's-siyâsiyye s. 35; Alûsî; Rûhu'l-me'ânî XXVNI/99) Tabakât-i Ibn Sa'd'da aynı rivayete: "... ve Sa'd b. Usâme'nin evinde oniki kişi ile cuma kılındı." (Aynı kaynak Tabakât-i Ibn Sa'd'dan (NI/83) ilâvesi de mevcuttur.

Bu rivayet nazar-i dikkate alındığında, cumanın Mekke döneminde farz kılındığı, izhar edilmesi gereken bir ibadet olduğu, Yahudilere karşı bir onur meselesi ve bir şiar olduğu söylenebilir.

Cumanın izhar edilmesi gerekliligi, kısaca bir onur, bir varlık gösterişi namazı olduğu, diğer nakillerde de göze çarpıyor.

Meselâ Allâme Ibn Hacer "Tuhfetü'l-Muhtâç"ta: "Cuma namazı Mekke'de farz kılındı ama sayı yetersizliğinden ya da şiarı izhar olduğundan, orada kılınamadı." (Aynı kaynak Tabakat-r Ibn Sa'd'dan (NI/83)) diyor. Sayı yüzünden kılınmadığı ihtimalini Ibn Hacer sâliki bulunduğu Şâfiî mezhebinin, cumanın kılınabilmesi için kırk hür erkek cemaat şartını koşmuş olmasından dolayı zikretmiş olabilir. Ama her ikisi de birer ihtimalden ibarettir.

2. Abdurrahman b. Kâ'b: "Gözlerini kaybetiğinde babamı cumaya ben götürüyordum. Ezanı duyduğunda Ebû Ümâme Es'ad b. Zürâra'ya dua edip mağfiretini istiyordu. Bir ara durdu ve yine böyle yaptı. Sebebini sordum. Yavrum, Medine'de Benî Beyâdâ Yurdunda bize ilk cuma namazını kıldıran odur, dedi. O gün kaç kişi idiniz? dedim. Kırk kişi idik, dedi. "(Alûsî, XXVNI/99)

3. "Umdetü'1-Kâri"deki şu rivayet de bunu tamamlar: "Ibn Sîrîn anlattı: Medineliler Resulullah (s.a.s.) gelmeden ve cuma âyeti inmeden önce toplandılar. Cumaya ilk defa bu adı verenler onlar oldu. Dediler ki, Yahudilerin her hafta toplandıkları bir günleri var. Keza Hiristiyanlar da öyle. Gelin biz de bir gün toplanıp Allah'ı zikredelim, namaz kılıp O'na şükredelim. Derken bunun için "Yevmü'1-arûbe"yi seçti ve Es'ad'ın evinde toplandılar. O da onlara iki rek'at namaz kıldırdı. Bu toplantıda bu güne "Cuma" adını verdiler. Sa'd da bir koyun kesip onlara yedirdi. Zira sayıları azdı."(Hâkim, el-Müstedrek I/28l ; Ibn Mâce, Sünen I/344 (el-Ikâme 78) Sevkâni bu hadisi aynı zamanda Ibn Hibbân ve e1-Beyhaki'nin de rivayet ettiklerini, sonuncunun sahih bulunduğunu, el-Hâfız'ın ise, isnâdı hasendir, dediğini söyler. Bkz. Neylü'l-evtâr NI/230)

Tebyînü'1-hakâik hâsiyesi Selebî'nin, "cuma namazına ilk defa ‚cuma' adını veren Kâ'b b. Lueyy'dir" (Aynî, Umdetü'l-kârî VI/161) şeklindeki rivayeti buna muhalif değildir. Zira Kâ'b'ın aynı toplantıda bulunması ve bu ismin o nun buluşu olması muhtemeldir.

4. Bazı kaynaklarda bu konuda değişik rivayetler de vardır:

"El-Ma'rife'de şöyle denir: Zuhri anlattı; Resulullah (s.a.s.) Mus'ab b. Umeyr'i, Medine'ye, onlara Kur'an öğretmek üzere gönderdiğinde, Mus'ab onlara cuma namazı kıldırdı ve Resulullah gelmezden önce Medine'de ilk cuma namazını kıldıran Mus'ab oldu. (Hasiyetü's-Selebî ‚alâ-Tebyîni'l-Hakâik I/217)

Allâme Alûsî bu rivayetleri sıraladıktan sonra, "Bu konudaki haberlerin en sağlamı Medine'de ilk cumayı Es'ad'ın kıldırdığını bilderenler olmalıdır." diyor.

Bu taktirde ilk cuma namazı Yahudi ve Hristiyanlara karşı bir varlık izharı şeklinde kılınmış oluyor. Burada; Acaba hangi şekilde olursa olsun, Medine'de ilk kılınan cumâ namazı, öğle namazınının yerini almış ve onun farziyetini düşürmüş müdür?" diye bir soru akla gelebilir. Ilk kılınan cuma namazının farz cuma olup olmadığını tesbit için, bu sorunun cevabı önemlidir.

5. Bizzat Resulllah'ın kıldırdığı ilk cuma namazı ise, Kubâ'dan ayrıldıktan sonra Benî Sâlim Yurdu'nda, öğle vaktinde, cuma olması üzerine kıldırdıkları cuma namazıdır. Bu mescid de bu münasebetle "Cuma Mescidi" adıyla bilinmeye başlanmıştır. İşte Resulullah'ın kıldırdığı ilk cuma budur. (Aynî, age. VN/I88. )

6. Bir başka itibarla ilk cuma diyebileceğimiz cuma namazı da, Bahreyn köylerinden olan el-Cuvâsâ'daki Abdulkays'taki cuma namazıdır. (Zürkânî I/326; Elmalıli VNI/4980)

Rivayetler arasında ihtilâflı gibi görünenler, Medine'de ilk cuma namazını Es'ad b. Zürâra; ya da Mus'ab b' Umeyr'in kıldırdığını bildiren haberlerdir. Ancak Merhum Elmalılı'nın da temas ettiği gibi (Sevkâni, Neylü'l-evtâr NI/233 (Buhari ve ·Ebûf Dâvûd)) anlaşılan Es'ad b. Zürâra, Resulullah'tan izin gelmeden önce ilk kıldıran; Mus'ab b. Umeyr ise Medine'de izinle ilk cuma namazı kıldıranlardır.

b- Rivayetlerin Değerlendirilmesi

Bu rivayetlerin tümüne birden baktığımızda şu sonuçlara va rabiliriz: Cuma namazının Mekke'de farz kılındığı konusu kesin değildir. Mekke'de farz kılındığını kabul etsek dahi, orada kılınmayışının sebebi, devletin bulunmayışı olduğuna dair bir delil olmadığı gibi, bu aklen de mümkün görülmemektedir. Çünkü Allah Resulü, Kubâ ile Medine arâsında ilk cuma namazını kıldırdığında henüz yoldadır. Medine'de de bir devlet sözkonusu değildir. Henüz Medine'ye yerleşilmemiş ve Müslümanlar insiyatifi ele almamışlardır. Ancak cumanın bir şiar ve bir varlık gösterişi anlamı taşıdığı doğrudur.